11 Temmuz 2015 Cumartesi

POLİS DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ

            Kısaca “Polis Disiplin Yönetmeliği” diye adlandırabileceğimiz “Polisin Disiplinine, Merasim ve Topluluklardaki Rolüne ve Polis Karakolları Teşkilatı ile Vazifelerine Dair Talimatname’nin önceki haliyle ve günümüz Türkçesiyle yazılmış hali. (Mukayeseli bir çalışma…)






Önceki metin




POLİSİN DİSİPLİNİNE MERASİM VE TOPLULUKLARDAKİ ROLÜNE VE POLİS KARAKOLLARI TEŞKİLATI İLE VAZİFELERİNE DAİR TALİMATNAME


KISIM-1
Fasıl:1
                                                          
DİSİPLİN

Madde 1-Polis mesleğinde disiplin temeldir. Disiplin kanunlara, nizamlara emirlere mutlak itaat ve madunun ve mafevkin hukuklarına riayet demektir.
Madde 2-Poliste disiplinin yerleşmesi ve gelişmesi için bütün mensuplarına mutlak bir itaate ve vicdan istirahâti verdiren doğrulukla vazife görmeğe her hizmeti en küçük teferruatına kadar büyük bir dikkat ve istekle yapmağa alıştırmak, kalplerine meslek ve vazife mesuliyeti sokmak lazımdır.
Madde 3-Tam ve sağlam bir disiplin için amirlere memurun karşılıklı sevgi ve saygı ile birbirine bağlanmaları ve itimat beslemeleri şarttır.(Aksi takdirde disiplin tehlikeye düşer, gevşer, muvaffakiyetsizliğe yol açar.
Madde 4-Disiplinin en çok bozulduğunu veya gevşediğini sezen her amir maddi ve manevi sebeplerini derhal araştırarak gidermeye ve bu yolda kanuni selâhiyetini tamami ile kullanarak bunu temin etmeğe mecburdur.


Fasıl:2
MADUNUN VAZİFELERİ

Madde 5-Madûn amir ve mafevkine mutlak suretle hürmet ve itaate borçludur. Muayyen olan vazifelerini ve aldığı emri vaktinde yapar, değiştiremez, hududunu aşamaz, icradan doğacak mesuliyet emri verene aittir. İtaat hissini ihlal eden her türlü tecavüzler, yazılar, fiil ve hareketler yasaktır.
Madde 6-Her madunun mesleğin istediği mutlak itaati gönül isteği ile yapması şarttır. İtaat, amir ve mafevkin kanuni selâhiyetinden korkmaktan ziyade onun rütbe ve makamına ve şahsa karşı duyulan ve beslenen saygı ve sevgiden ileri gelmeli ve madunun bütün hal ve hareketlerinde her yerde göze çarpmalıdır. Bu saygı ve sevgi hislerini takviye eylemek ve beslemekte amir veya mafevkin esas vazifelerindendir.
Madde 7-Her madun amirlerinin daha bilgili ve tecrübeli olduğuna, mesleğine daha fazla hizmeti bulunduğuna ve kendisi hakkında daima iyi düşündüğüne itimat etmeli ve korunduğuna emin olmalıdır.
Madde 8-Resmi veya hususi bir sebeple bir amir veya mafevki ile münasebette bulunacak madun mesleki terbiyeye tamamen uymağa ve onlara karşı yüksek bir saygı göstermeğe mecburdur.
Madde 9-Amir ve mafevklerin mesleki ve şahsi şeref haysiyetlerine dokunacak sözler söylemek, nerede olursa olsun çekiştirmek, şahıslarını hor ve hakir görmek gibi teşebbüs ve hareketlerin meslek disiplinine asla uymayan çok fena haller olduğunu ve bunların katiyen cezasız kalmayacağını her madun bilmelidir.
 Madde 10-Madun amirin (kanuni) her emrini bütün kudret v kuvvetini sarf ederek istekle ve tam zamanında yapmaya mecburdur. Gerek vazife sırasında ve gerek vazife dışında amirlerine yardım etmek de madunun borcudur.
Madde 11-Madunun aldığı emirden dolayı amirine mütalaada bulunması katiyen yasaktır. Alınan emir hiç kayıt ve şarta bağlanmaksızın ve hiçbir düşünceye kapılmaksızın yapılacaktır. Bir emri alırken veya aldıktan sonra mırıldanmak doğru bulunmadığını sezdirecek hal ve harekette bulunmak yasaktır. Ancak memura verilen iş kendisinden bazı malumat almayı veya icrası tarzı hakkında fikir müdavelesinde bulunmayı istilzam ediyorsa amir madunu ile önceden bu cihetleri tetkik etmeli ve ondan sonra emrini vermelidir.39’uncu madde hükmü mahfuzdur.
Madde 12-Madun icabında amirin yerini tutabilmek için onun vazifelerini iyice öğrenmeye çalışmalıdır. Esasen üst dereceye terfi ve rütbeye alt vasıf ve şartları haiz olmakla mümkün olabileceğinden madun buna ne kadar erken muvaffak olursa Amirinin emniyeti ve itimadını o kadar çabuk kazanır ve yukarı derece ve makamlara aksamaksızın yükselir.
Madde 13-Madunun mafevklerine isimleri ile hitap etmeleri caiz değildir. İcap ettikçe emniyet müdürlerine müdürüm, amirlere amirim, komiserlerine komiserim tabirlerini kullanmalıdır.

Fasıl:3
AMİRİN VAZİFELERİ


Madde 14-Amir emirlerini maiyetindeki her rütbe sahibine verebilir. Vazifelerin yapılıp yapılmadığını da daima takip ve yapılmasını temin eder.
 Madde 15-Amir madununa hizmetle münasebeti olmıyan emir veremez. Madununda  hususi bir menfaat temin edecek talepte bulunamaz. Hediyesini kabul edemez. Borç alamaz.
Madde 16-Amir Madununa hürmet ve itimat hislerini verir. Madunun ahlaki, ruhi ve bedeni hallerini daima nezaret ve himayesi altında bulundurur. Amirin, maduna karşı daima bitaraf ve adil bulunması esastır.
Madde 17-Amir madunundan mutlak bir itaat beklemeğe ve istemeğe haklıdır. Lakin bunun karşılığı olarak onların şeref ve haysiyetlerini ve sağlıklarını gözetmeye mecburdur.
Madde 18-Amir beraber çalışacağı madunlarına kanun ve nizamlara uygun tarzda ve müsavi muamele etmeli ve onlara karşı daima iyi niyet beslemelidir. Fakat iyilik ve koruma düşüncesi amirin hiçbir zaman kanun, nizam ve emirlerden ayrılmasına sebep değildir.
Madde 19-Amir ancak bilgisi, düzgün ahlakı ve kanuni selahiyeti haricinde çıkmayan ve adalete uyan hareketleriyle madununun itimadını kazanabilir. Gerek madunda bu itimadın uyanması ve gerek amirin bu maduna aşılaması hizmet vazifelerinin hakkıyla yapması için en mühim şarttır.
Madde 20-Amirin vazifeye sadakat ve gayret; kanuna itaat ve bağlılık ve kıyafete dikkat ve çalışkanlık vasıflarına bizzat malik olması, vakar ve haysiyetini koruması; amirlik tavır ve nüfuzunu göstermesi ve her işte madunlara iyi bir örnek olması  lazımdır.
Madde 21-Vazife esnasında amirlerin madûnûlariyla münasebetleri daima ciddi olmalı, vazife dışındaki münasebet ve görüşmeleri de samimi ve candan olmakla beraber hürmet hislerini bozacak derecede serli benli olmamalıdır.
Madde 22-Amir madununa vazife verirken onun hususi halini beceriklilik ve işe tahammül derecelerini de düşünmelidir.
Madde 23-Amirler icabında hüküm edeceği cezanın cins ve miktarını yapılan yolsuzluk veya kabahatin derecesiyle beraber, madunun itaat, nizam itiyadını göz önüne alarak veya istidat ve ruhi haletini de hesaba katarak tayin etmelidir. Ceza tayininde bizzat selahiyetli olmayan amirler madunlarının tecziyelerini mucip hallerinde bu hususi vaziyetlerinden ceza mercilerini haberdar etmelidirler.
Madde 24-Verilen emrin tam zamanında yapılmasına çok dikkat etmek ve gecikmesini katiyen affetmemek madunu vazifelerini sevmeye ve tam vaktinde yapmaya alıştırmak her amirin vazifesidir.
Madde 25-Amirler madunlarını rütbe ve ünvânlarıyla çağırabilecekleri gibi sevgi uyandırması itibariyle soyadları ile çağrılabilirler.
Madde 26-Amirler madunlarının yapmaya selahiyetli oldukları işlere mücbir sebepler olmadıkça karışmamalıdır. Lüzumsuz karışmak madunun amirine karşı duyduğu sevgi ve emniyeti sarsar. Teşebbüs kudretlerini azaltır, yetişme istidatlarını söndürür. Ancak madunun selahiyetini kullanmaması yüzünden iş çığırından çıkarsa veya çıkacağına hükmolunursa o zaman amirin işe karışıp düzeltmesi ve yoluna koyması bir hak ve vazife olur.
Madde 27-Amirler madunlarının ruhlarına hakim olmalıdır. Onların resmi veya hususi işlerinde muvaffak olmalarını temin için mümkün olan yardımı yapmalı, haklarını korumalı, onlara candan bir baba veya büyük kardeş duygusu ile her türlü yardımda bulunmalıdır.
Madde 28-Resmi işlerden dolayı sırası düştükten verilen öğüt ve yapılan tenbihler ve ihtarların hükümsüz ve tesirsiz kaldığını gören ve hususiyle vazifede ihmal ve kabiliyetsizlik sezen her amir derhal kanuni selahiyetlerini kullanarak madunu yola getirmeye mecburdur.
Madde 29-Amirin kararlarında müstakil kalması, vazifelerini iyi yapması ve selahiyetini kullanmakta madunlara karşı serbest bulunması için kendisini mafevk ve madununa karşı hususi ve şahsi minnet ve mecburiyetlere sokmayacak yolda hareket etmesi lazımdır.
Madde 30-Amirler madunlarının katlandığı her türlü zahmet ve mahrumiyetlere beraber katlanmalı, bir kolaylık çıkınca bundan istifade için nefsini sona bırakmalı  ve zorluk çıkınca da öne atılmayı şerefli bir  vazife bilmelidir.

Fasıl:4
EMİR

Madde 31-Emir her türlü vazife ve hizmetlerin nazımıdır. Emir ifası istenen hizmetin söz veya yazı ile ifadesidir.
Madde 32-Hizmet: kanunlar, nizamlar ve kararlarla yapılması veya yapılmaması derpiş edilmiş hususlardan amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya nehiy olunan işlerdir.
Madde 33-Vazife; hizmetin icap ettiği yapmak ve men ettiği şeyi yapmamaktır.
Madde 34-Emir vermekte makamlar silsilesinden ayrılarak hal ve vaziyet icabı ikinci veya daha alt dereceye emir vermek mecburiyetinde kalan amir atlanmış olan kademelere mümkünse derhal malumat vermelidir. Böyle bir emri alan memur aldığı emri yapmakla beraber mümkünse, derhal değilse imkan hasıl olunca keyfiyetten atlatılan amirlerini haberdar edeceklerdir.
Madde 35-Emirler, açık kısa ve kat’ i olmalı ve madunun verilen emri tamamen anlayacağına veya anladığına kanaat getirmelidir. 
Madde 36-Bir vazife veya hizmetin yapılması için yalnız emir vermek yetmez. Verilen emri takip etmek, istenilen hizmetin başarılmasını emniyete almak her amirin vazifesidir. İcabında verilen emrin ne zamana kadar yapılması lazım geldiği ve emrin yapılma tarzı da açıkça belirtilmelidir. Bu vakti tayin tahditte amir çok hesaplı davranmalı lüzum olmayacak veya vazifeyi eksik bırakacak vakit tahditlerine meydan vermemelidir.

Madde 37-Verilen emirler kat’i bir mecburiyet olmadıkça veren tarafından değiştirilmemelidir. Buna mecbur olmamak için emir verirken onun tatbik ve icra kabiliyetini iyi düşünüp hesap etmek lazımdır. Emirlerin değiştirilmesi kararsızlığı gösterir. Bu da itimadı bozar ve madunu gevşekliğe sürükler. Fakat emri değiştirecek mühim sebepler çıkınca da değiştirilmekte de ısrar edilemez.
Madde 38-Emirler hizmetin mahiyetine ve verildiği esnadaki şartlara ve hizmetin taallük ettiği kanun, nizam veya kararların icabına göre ağızdan veya yazılı olarak yazılır. Anlamada yanlışlıkları bertaraf etmek için uzun ve teferruatlı emirler mümkün hallerde yazılı olarak verilmeli veya madun tarafından not edilmelidir. Emrin ağızdan veya yazılı olarak verilmesi takdir amirine aittir. Madununun muhtemel mesuliyetini bertaraf etmek için bu bakımdan mühim emirler mümkün olduğu halde yazılı olarak verilmelidir. Kısa emirlerde emri alan madununun kendiliğinden emri tekrar etmesi kaidedir. Lüzum ve imkan oldukça emrin madun tarafından not edilmesi daha muvafıktır.
Madde 39-Emrin hizmete müteallik olması kanun ve nizamları ihlal etmemesi şarttır. Hizmete taallük eden emirlerde verilen emir bir suç teşkil ederse bu hususun işlenmesinden emri veren mesuldür. İnfazı vazifeden zaruri olmadığı açıkça anlaşılan emirler madun tarafından icra edilmez. Ve fakat vakit geçirmeksizin en kısa yoldan bir derece yukarı amire malumat verir; emir yapıldığı takdirde madunun mesuliyeti ancak;
A Kendisine verilen emrin hududunu aşmış olduğu;
B Amirin emrin suç kastını ihtiva eden bir fiile mütaallik olduğunun memurca malum bulunduğu takdirde mevzuu bahis olur.
Madde 40-Emirler madun tarafından değiştirilemez. Ancak hal ve şartlar emri yapılmayacak bir hale koymuş ise yapılması muhakkak büyük bir tehlikeyi veya ağır bir zararı da mucip olacaksa ve bütün bunlara rağmen amirden yeni bir emir almaya hal ve zaman müsait değilse, madun mesuliyeti üzerine alarak emri yeni vazifeye uygun bir tarzda değiştirerek yapabilir. İlk fırsatta amire yapılmayan veya kısmen yapılan emre dair malumat verilir.
Madde 41-Bir amirin verdiği emir yapılırken daha büyük bir amirden evvelki emre muhalif ikinci bir emir alınacak olursa, ikinci emri verene evvelki emir bildirilir. Eğer daha büyük amir kendi emrinin icrasında ısrar ederse icra ve birinci amire malumat verilir.Eğer hal ve zaman daha büyük amire birinci amirini emrini bildirmeye müsait değilse vaziyete uygun emir kendi mesuliyeti altında yapılır ve amirlere bildirilir.
Madde 42-Amirlerin hazır bulunmadıkları hallerde her mafevk madunun bizzat rastladığı disiplin kusurlarını tashihe mezun ve keyfiyetten amirlerini haberdar etmeğe mecburdur.

Fasıl: 5
MÜRACAATLAR
Madde 43-Her meslek mensubu resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaatlarını söz veya yazı ile en yakın amirinden başlayarak silsile yolu ile yapar. Müracaatlar takip ve bir karara bağlanarak neticesi müracaat sahibine bildirilir. Birden fazla memurların toplu olarak söz veya yazı ile müracaatları yasaktır. 
Madde 44-Müracaat yazı ile yapılacaksa, yazılacak istidalar makamları beyhude işgal etmemek için düşünülerek yazılmalı, istenilen şey akla yakın ve kanun ve nizamlara uygun olmalıdır. İstidalar açık kısa ve saygılı bir ifade ile yazılmalıdır. Ağızdan müracaatlarda da aynı kaide geçerlidir.
Madde 45-Amirler madunlarının ağızdan veya yazı ile olan her türlü müracaatlarını sükunet ve iyi kalplilikle dinler ve inceler. Bunlardan uygun olanlarını kendi selahiyetleri içinde ise kendileri neticelendirirler. Selahiyeti dışındakileri de icap ediyorsa kendi fikirlerini de yazarak daha büyük makama gönderirler.      

Fasıl: 6
ŞİKAYETLER

Madde 46-Her meslek mensubu gerek hizmete ve gerek zati işlerine ait kanun ve nizamların kendisine vermiş olduğu hak ve selahiyetlerin herhangi bir surette haksız olarak ihlalinde veya ihlal edildiği zannedildiğinde şikayet etmek hakkına haizdir.
Madde 47-Şikayet söz veya yazı ile en yakın amire yapılır. Ve bunu gibi her şikayet edilen amir geçilir. Söz ile yapılan şikayetler zabıtla tespit olunur.
Madde 48-Toplu olarak şikayet yasaktır. Bir veya müteaddit hadiseler birden fazla şahısların şikayetlerine sebep veya mevzu teşkil ediyorsa bunların her biri ayrı ayrı veya yalnız başına şikayet hakkını kullanabilirler.
Madde 49-Şikayet reddedildiği takdirde şikayetçiye bu yüzden ceza verilmez. Ancak şikayet ederken şikayetçi bir suç işlemiş yani bir şikayeti uydurmuş, bir isnatta bulunmuş, haksız bir şikayet yapmış veya disiplin tecavüzü icra ettirmişse ayrıca mesul olur.
Madde 50-Şikayetler, itirazlar mutlaka tahkik olunarak bir karara bağlanır. Bu karar şikayetçi ile şikayet edilene bildirilir.
Madde 51-Amirin yüzüne karşı kendisinden şikayet yasaktır. Ötede beride amirden şikayet edeceğini söylemek işi dedikoduya  çevirmek de cezayı muciptir.
   
   
                                                    
Fasıl:7
MESLEĞE KARŞI VAZİFELER VE VASIFLAR
                       
Madde 52-Meslekte; her polis kendisine düşeni öğrenmeye ve öğrendiğini yerinde ve zamanında son gayretini sarf ederek yapmaya mecburdur.
Madde 53-Polis kendinden beklenilen vazifelerini yapabilmek için mesleki bilgi, yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır.
Madde 54-Polisin ahlaki ve manevi vasıfları şunlardır;
 A) Cumhuriyete, yurda ve millete karşı sevgi ve bağlılık; Cumhuriyet, yurt ve millet polisin mukaddesatındandır. Bunlara vaki olacak her türlü tecavüzü karşılamak, kırmak ve lüzumunda bu uğurda hayatını fedadan çekinmemek her polisin borcudur.
B) İtaat; polisin temelini teşkil eder. İtaat her madunun amirinden aldığı emri, hiçbir kayıt ve şarta ve düşünceye bağlı olmaksızın ve en ufak bir tereddüt göstermeksizin canla başla yapması, kanun ve nizamların emrinden dışarı çıkmaması ve yasak edilen şeyleri yapmaması demektir.
C) Sebat ve mukavemet; bir vazife yapılırken karşılaşılacak her türlü zorluk ve yolsuzluklara katlanarak ve asla usanç ve yılgınlık göstermeyerek sessiz ve düzgün olarak vazifeye devam ve hizmeti istenildiği gibi tamamlamaktır.
D) Cesaret ve şecaat; tehlikeden asla korkmayarak ve icabında ölmekten çekinmeyerek işi görmek ve pek yürekli olmaktır. Korkaklık; polis için en büyük ve affedilmez bir kusurdur. Nefsini zarardan ve tehlikeden korumak için vazifeyi bırakarak savuşmak veya ihmal etmek şiddetli cezayı muciptir.
E) Canını esirgememek; kendisinin, ailesinin rahatlık ve selametinin vazifesinin selametle görülüşüne bağlı olduğunu ve bunun için icabında ölmekten çekinmemek lazım geldiğini ve vazifenin büyük ve küçüğünün bir olup her ikisinin nefsinden üstün olduğunu düşünerek icap ve zamanında fedakarlık etmektir.
F) Vazife severlik; vazifesinin neler olduğunu ve görülmesi için hangi vasıtaların  ne suretle kullanılacağını vazifenin zor ve sıkı zamanlarında yalnız kalmadığı hallerde bile kati ve doğru bir karar vermeğe  ve işi görmeye yetecek kadar nazari ve ameli ve tecrübe sahibi olmak yorgunluk uykusuzluk ve diğer mahrumiyetler gibi vazifenin tabi olan zorluklarına dayanmak, hastalanmamak ve zorluklara katlanmak için vücudu alıştırmak; alışık tutmak ve bunların hepsinde kendine güvenmeyi temin edecek yüksek kabiliyet kazanmak  ve her an arttırmağa savaşmaktır.
G) İyi geçinmek; bütün meslek arkadaşlarının kardeş olduğunu ve icabında aynı gaye uğrunda kanlarını akıtacaklarını düşünerek birbirlerini yürekten sevmek ve onurlarına saygı göstermek edep ve terbiyeye uymayan işlerden ve şakalardan kaçınmak ve daima mertçe hareket etmektir. Her memur arkadaşının kader ve sevincine ortak olmalı ve icabında onu öğütleyerek ahlâksızlıktan ve her türlü tehlikeden korumalıdır. Arkadaşını fena yola sürüklemenin kabahatini örtbas etmeye çalışmanın mesleğe ve sonra insanlığa fenalık etmek olduğunu her polis bilmelidir. İyi geçinmek için lazım olan şartlardan biride daha ziyade çalışanları ve bu yüzden sevilenleri kıskanmamaktır.
H) İyi ahlak sahibi olmak; polisin ahlakı ve yaşayışı kusursuz olmalıdır. İçki içmekten, uyuşturucu madde iptilalarından, kumardan veya bunlara müptela olan kimselerin arkadaşlığından kaçınmalıdır. Bu itiyatlar vazifenin yapılışına mani olur. Yaşayışı, sıhhati, azmi ve cesareti bozarlar, namusu lekelerler. Manevi şahsiyeti öldürürler ve daima cezayı icap ettirirler. Bunlar gibi ikiyüzlülükten, göz boyamaktan, şahsi arzular ve istekler peşinden koşmaktan, dalkavukluk, aklını herkesin yükseğinde görerek kendini beğenmekten şöhret için iyi sayılmayacak derecede hırs göstermekten nefsini koruyup çekinmelidir.
            Her ne kadar yükselmek takdir ve maddi mükafat görmek onur ve şan kazanmak arzusu her polisin kalbinde yer tutmalı ise de bunları, doğruluktan şaşmayacağı bir çalışma ile elde etmek mertlik ve namus icabıdır.
I) Sır saklama; polis her yerde mücadele ettiği düşmanlarının kendisini gözleyip beklemekte olduklarını hesap edip vazife ve hizmete ait hususlarda hiçbir kimseye sır vermemeli ve mesleğe ait sözler sarf etmemelidir. Hiçbir husus için hiçbir yerde atıp tutmamalı herhangi bir şeyi büyüterek veya ekleyerek dağıtmaktan sakınmalı doğruluktan asla ayrılmamalıdır.
J) Emel ve fikir birliği; vazifesinin korunması ve görülmesi uğrunda bir vücut gibi çalışmak polisin en değerli hassasıdır. Bu hassa başlı başına bir kuvvettir. Bu birlik ve vücut gibi çalışmak lüzumunun umumun fikrinde ve yüreğinde yer bırakmamasının ve umumun menfaatinin kendi menfaatinden daha üstün ve azib olduğunu takdir etmekten doğar. Her münasip zamanda polisin onurlu hatıraları ve şerefli vak’aları sebebiyle nam almış fedakar polis mensuplarının adlarını yad etmeli ve bu suretle meslek içindeki birlik ve kardeşliği kökleştirmelidir.
K) Birbirlerine yardım; polisin bir mefkure ve aynı vazifede birleşmiş olan fertlerinin birbirlerine yardımları müşterek vazifenin en iyi surette yapılmasını temin edeceği gibi arkadaşlık bağlılığını da kuvvetlendirir. Polisin kendi arasında yardım; vazifenin içinde ve dışında olacağı gibi halkada vazifesi icabından olan yardımda bulunmalı ve daima iyiliği sevmeli ve yapmalıdır.
L) Tavır ve hareket; bir polisin değerini arttıracak, kendisini tanıttıracak ve sevdirecek en yüksek vasıfları terbiyeli vakarlı, ciddi olmasıdır. Polisin durumu mertçe hareketleri, akıllı dürüst, dili ve sözü özüne uygun ve serbest olmalıdır. Kıyafet tavır ve hareketi takviye eden unsurlardandır. Her polis mensubu tavır ve hareketini kıyafetine, üniformasının şerefine uygun bulundurmaya mecburdur.
M) İntizamseverlik; intizam vazifenin noksansız yapılmasını temin eden ilk vasıtadır. Polis vazifesini muntazam işler bir saat gibi dakikası dakikasına yapmayı adet etmiş bulunmalı ve hususi işlerinde  de daime tertipli ve muntazam bulunmalıdır.
N) Sıhhatli olmak; meslek mensuplarından tam bir sıhhat ve dinçlik ister. Sıhhat: temizliğe, spora, her hususta itidale riayetle korunur. Sıhhatini korumayan ve bu yüzden renksiz, kansız, cılız gevşek kalan memur vazifesini yapamaz. Cezasını hem kendisine hem mesleğine hem de ailesine çektirir, hiçbir memur bu hayata düşmemeli, kendisine iyi bakmalıdır.
O) Temizlik; sıhhatin korunmasında en mühim amildir. Sıhhat temizlikle beraber yürür. Her memur kalkar kalkmaz yatağını havalandırmalı ve gayet temiz tutmalıdır. Açık havada birkaç derin nefes almak, metodlu beden hareketi yapmak suretiyle vücudunun gevşekliğini gidermek, bol su ve sabunla kirlenen uzuvlarını yıkayıp temizlemek, bu hareketi vazife dönüşlerinde, yemeklerde tekrarlamak, günlük duş, haftalık banyo, kış günleri ıslak bez ovunmaları yapmak, mide bağırsakları doldurmamak, velhasıl sıhhatini bozacak hastalık getirecek hal ve hareketlerden sakınmalıdır.
Madde 55- Polis mensuplarının mesleki vazifeleri kendilerinin her zaman faal bulunmalarını ve en yüksek tahammül kuvvetine malik olmalarını istilzam eder. Şişmanlık bu faaliyet kudretini tahdit ve hatta imha eden zaruri bir durumdur. Bu hususta her polis mensubunun spor ve rejim hareketleriyle şişmanlığa mani tedbirler alması amirlerinin de bu ciheti devamlı bir surette kontrol etmesi lazımdır.
Madde 56-Her polis memurunun temizliği daimi murakabeleri altında bulunacaktır. Her memur her gün tıraş olmaya, saçlarını vaktinde kesmeye, her medeni insan için lüzum olan bütün temizlik usullerine riayete mecburdur. Her memurun havlusu, traş takımı, üst baş, diş fırçası sabun ve sabunluğu bulunmalıdır.
Madde 57-Üniformalı polis mensupları ellerinde tespih, değnek, kamçı, zincir ve emsali şeyler bulundurup oynayamazlar, göğüslerinde saat, düdük, kordon, , kalem ve emsali şeyler bulunduramazlar. Düşük kirli kıyafet ve tavrı hareket gösteremezler. Şapkalarını yan giyemez, saçlarını şapkalarının dışına çıkaramazlar. Ceplerini hissolunur şekilde dolduramazlar. Palaskalarını kaput altına bağlayamazlar. Palaskasız başı açık sokağa çıkamazlar. Eleri cebinde veya arkada olduğu halde sokakta gezemezler. Kahvelerde, gazinolarda ve içkili çalgılı yerde oturamazlar.
Madde 58-Üniformalı amir ve memurlar mendil, bohça, zembil torba ve emsali paket yapılmamış her nevi sebze, meyve vs. gibi şeyleri açık olarak ellerinde taşıyamazlar. Paketle getirebilecekleri taşınmayacak kadar ağır olamaz. Kucakta çocuk taşıyamazlar. Sokakta ve nakil taşıtları içerisinde sigara içemez, bir şey yiyemez, sakız çiğneyemez, gazete ve kitap okuyamazlar.
Madde 59-Sokakta kolkola girmek laübali tavırlar alarak, yüksek sesle konuşmak, şakalaşmak, halkla laübali şekilde konuşmak, ciddiyeti bozucu tavır ve hareket takınmak yasaktır.Üniformalı polis memurları tramway ve vapurlarda birinci mevkide oturamazlar, ikinci mevkide halkın kalabalık olduğu zamanda oturdukları yeri terk ederler.

Madde 60-Memurların yatak kıyafeti pijama ve terliktir.Hiçbir bahane ile ne yatakhanede nede karakol dahilinde iç çamaşırları ile dolaşamaz ve yatak kıyafeti ile muamelat kısımlarına giremezler.          
Madde 61-(1964 değişikliği) Polis amir ve memurları vazife dışındaki zamanlarını evlerinde geçirirler.Ancak, bu zaman içinde her an vazifeye celdilebelecekleri cihetle, ikametgahlarından ayrıldıkları takdirde en kısa zamanda vazifeye icabet edilmelerini teminen bulundukları yerleri vazife mahallerine bildirmeye veya ikametgahlarına haber bırakmaya mecburdurlar.
Yatacak yeri bulunmayan amir ve memurlar Emniyet Müdürlüğünce uygun görülecek merkezlerde yatabilirler.                   
  
                                          
Fasıl:8
SELAM VE SAYGI

Madde 62-Selam ve saygı meslek bağlılığını ve sevgisini ifade eder.
Madde 63-Madun mafevkten önce vaziyet alır. Aynı rütbede olan veya birbirinin rütbelerini tefrik edemeyenler yekdiğerini beklemeden vaziyet alırlar.
Madde 64-Selam ve saygı; rütbe ve makam farkı olmaksızın her polis mensubu tarafından bütün bir ciddiyetle ve tam olarak yapılır.Selam ve saygı; ancak yapılması iktiza eden hal ve yerde ve her vaziyette ve hatta gecikmiş olsa bile icra edilir. Asla sarfınazar edilemez. Görmemek mazeret sayılamaz. 
Madde 65-Selam ve saygı hareketlerini usule aykırı yapmak, laubalilik göstermek, elleri cepte bulundurmak, selamlarken baş ve gözle başka tarafa bakmak, selam ve saygı mecburiyetlerinin  de bulunulduğu hallerde ihmal etmek  hürmetsizlik addolunur.Ve müsebbipleri disiplin cezasıyla cezalandırılır.

Selam ve Saygının Yapılış Tarzları
Madde 66-Selamlama el ve başla veya yalnız başla olur.
A) El ve başla selamlama; baş açık değilken, sağ el boş iken kıt ’a haricinde bulunur veya kıtaya komutanlık ederken yapılır. Mafevki selamlayacak madun, dururken hazır ol vaziyeti alarak ve yürürken uygun adıma geçerek ve sol kolunu sallamayarak başını selamlayacak zata çevirmekle beraber sağ elini (dört parmak bitişik baş parmak ucu şahadet parmağının ikinci boğumu üzerine ve el hafifçe bükük olduğu halde ) sağ kaşının hizasında şapka siperliği kenarına gelecek suretçe sertçe kaldırılır. Göz selamlanan zatın gözüne bakar, bakış canlı tatlı olur. Omuz ve dirsek tabi bir vaziyette bulunur. El selamlanacak zat geçince aynı sertlikte indirilir.
B) Yalnız başla; baş açık iken veya kıta halinde bulunurken yapılır. Baş açık iken yapılışta baş hafifçe ileri doğru eğilir. Vücut bükülmez. Baş kapalı olduğu takdirde baş selamlanacak zata çevrilmek ve geçinceye kadar döndürülerek takip edilmek suretiyle yapılır.
Madde 67-Saygı vaziyeti durur veya otururken esas vaziyeti almak, yürürken kollar sallanmadan düzgün bir yürüyüş hali takınmakla olur.


Selam ve Saygı Vaziyetlerinin Yapılacağı Haller
Madde 68-Açık yerlerde selam yalnız;
A)    İstiklal Marşına,
B)     Bayrak çekiliş ve indirilişine,
C)    Sancağa,
D)    Cenazeye,
E)     Kıta halinde bulunduğu takdirde selamlanacak zata,
F)     Temasa gelindiği takdirde mafevke,
G)    Vazife devri teslimi sırasında yekdiğerine yapılır.
A  İstiklal Marşına;
1-Marş her yerde daima durup cephe alarak selam vaziyetinde dinlenir.
2-Kıtaca veya baş açık bulunduğu hallerde İstiklal Marşı hazır ol vaziyetinde dinlenir.
3-Yabancı devletler milli marşları hakkında da aynı hüküm caridir.
B  Bayrak Çekiliş ve İndirilişte;
        Gemilere, resmi binalara, karakollara bayrak çekilir veya indirilirken bunu gören her polis olduğu yerde durarak ve cephe alarak elle selam verir.
C-Sancak Geçerken;
     Sancağın geldiği istikamete sert bir dönüş yapılır. Ve hazır ol vaziyeti alarak elle selamlanır.
D- Cenazeye;
Sancağa olduğu gibi selam verilir.
E- Kıtaca Selam;
1-     Evvela dikkat komutu verilerek kıta yürüyorsa talim yürüyüşüne, duruyorsa hazır ol vaziyetine geçilir. Selamlanacak zat altı adıma yaklaşınca sağa (sola) bak komutu verilir. Kıtaca mafevke bakılarak başla selam verilir. Kollar sallanmaz.
2-     Kıta komutanı kılıç çekmişse kılıçla, kılıçlı değil veya çekmemiş bulunuyorsa elle selam verilir.
3-     Kıtanın diğer madun komutanları elle selam verilir.
4-     Atlı polis kıtaları atlar yedekte selam verecek ise atın çenesi altında bulunan sağ elinin tırnakları omuz dikişine çevrik ve hizasına kaldırılmış bulunduğu halde hazır ol vaziyetine gelir ve o suretle başla selam verir.
5-     Geçit resminde selamın iadesi yalnız kendisine karşı merasim yapılan zata aittir. Ancak sancak geçerken geçit mevkiinde bulunan herkes selamlar.
F-     Temasa gelindiği takdirde, madun usulü dairesinde mafevki selamlar.Mafevkte madunun selamını ciddiyetle iade eder.
G-   Umumiyetle vazife devir ve teslimlerinde selam resmi ifa olunur.
 Madde 69-Açık yerlerde; selam verilmeyecek hallerde mafevkine rastlayan her madun oturup durduğuna veya yürüdüğüne göre saygı vaziyeti almaya mecburdur.

Madde 70-Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti almayacak olanlar:
A-Sırf seyrüseferin temini için nokta halinde veya gezgin bir vaziyette bulunanlar,
B-Daireleri haricinde bulunan sivil mafevk ve madunlar, (bu sınıfa memur olanlar ne yek değerleriyle nede üniformalı amir ve memurlarla selamlaşamazlar.Ne kendilerine nede kendileri tarafından saygı vaziyeti gösterilmez.)Açık vazife gören muamele ve teknik memurlarıyla üniformalı değillerse sivil giyinmiş ve fakat muafiyete dahil bulunmamış memurlar gibi tanıdıkları amirleri şapkalarını tamamen kaldırmak sureti ile selamlarlar.

C-Korumaya, merasimde intizama, içtimaa ve tecemmüat gibi topluluklara, tarassuda, eşhas sevk muhafazasına memur olanlar,(Bu memurların cepheleri halka veya vazifelerine dönük olacak ve bütün dikkatleri tehlikenin önlenmesine, intizamın ihlal edilmemesine, vazifenin görülmesine matuf bulunacaktır.)
D-Cenaze merasiminde bulunanlar,
E-Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti göstermeyecek derecede hasta olanlar veya mecalsiz düşenler,
F-Bir komuta altında toplu bir vaziyette bulunup istirahat halinde olanlar, (yalnız kıtanın komutanı gelen mafevki selamlar, istirahatta bulunan herhangi birine mafevk sözde bulunursa maruz kalan derhal ayağa kalkarak selamlar ve cevap verir
Madde 71-Kapalı yerlerde;
A-Madun duruyor veya oturuyor, mafevk geçiyorsa ayakta olduğu takdirde doğrudan doğruya oturduğu surette de süratle ayağa kalkılarak hazırol vaziyeti alınır.
B-Madun veya mafevkten her biri aynı veya gayri istikametlere gidiyorlarsa baş eğmek sureti ile selamlaşılır.
C-Ceketsiz veya soyunmuş ve buna benzer vaziyetlerde mafevk gelir veya geçerse giyinmek veya noksanlarını ikmale çalışmakta vakit geçirilmeyerek hemen ayağa kalkılır ve o halle iyi bir hazır ol vaziyeti  alınarak mafevk başla selamlanır.
D-Umumi salonlar vesair istirahat yerlerinde kısa fasıllarla bir çok kereler tesadüflerde yalnız bir kere  selamlaşılır. (Müteakip tesadüflerde madunlar saygılı bir vaziyet takınmaya itina ederler.)
E-Konferans salonu, kütüphane, dershane, yemekhane gibi mahallere başı açık girilir.Mukabele edilmesi beklenmeksizin umumi heyet başla selamlanır. Dışarıya çıkılırken de aynı veçhile hareket edilir. Şapka dışarıda bırakılmadan girilecek olursa şapka sol elde içi vücuda dönük ve viziyeri aşağıya gelmek ve viziyerden tutulmak sureti ile bulundurulur. Ve selam bu vaziyette verilir.
F-Büyük üniforma ile iştirak edilecek kutlama ve resmi kabullerde komiserlerle emniyet amir ve müdürleri merasim yerinde şapka , kılıç ve sağ eldiven , eldivenli bulunan sol ellerinde bulundurulmak ve şapka E fıkrasındaki tarife uygun tutulmak suretiyle girerler. Büyük üniforma giyinmeyi icap ettiren ziyafet ve resmi balolarda bu memurlar şapka ve kılıçlarını mahalli mahsuslarına bırakırlar.Bu takdirde kılıcın sırmalı kolları da kemerden çıkarılarak kılıçla bırakılır.
G-Mafevk huzuruna giren her madun münasip bir mesafede (vasatı üç adım) muntazam bir duruş yaparak hazırol vaziyeti aldıktan sonra başını hafifçe ileri doğru eğmek suretiyle mafevkini selamlar , vücudunu eğmez. Şapka ile girildiği surette şapka E fıkrasındaki tarifat dairesinde tutulur.
H-Mavefk huzurundabir emir veya talimat talakki eden madun derhal hazırol vaziyetine gelir.Baş ve vücut olarak neticeye kadar bu vaziyeti muhafaza eder.
I-Mafevk huzurunda muşamba, lastik, eldiven ve müstacel haller müstesna kaputla girilmez. Bir evrak verilecek olursa sağ elle takdim olunur.Huzurunda etrafı tetkik tecessüs etmekten kaçınılarak daima mafevkin emirlerine muntazır bulunur.
J-Madun mafevkine her yerde yol ve umumi nakil vasıtaları içinde yer vermeye ve kolaylık göstermeye çalışır. Bunun için mümkün oldukça yer ve yolun müsait kısmı mafevke terkedilmelidir.
Madde 72-Askeri ve mülki makamlara giren memur makamı işgal eden zata mafevklerine yaptığı gibi selam verir.
Madde 73-Her polis mensubu kendilerine müracaat edenleri hürmetle karşılayarak selamlarına mukabele ederler.
                                              
KISIM-2
Fasıl :1
MERASİM VE TOPLULUK
Madde 74-Selam ve ihtiram vazifeleri:
A)    Polisin selam ve saygı için merasime iştiraki Dahiliye vekilinin veya mahallin en büyük mülkiye memurunun mahsus emriyle olur. Bu emirde merasime iştirak edeceklerin veya emniyet ve intizamı temin için vazifelendirileceklerin büyük üniformalımı , günlük kıyafetli mi olacağı da tasrih edilir.
B)    Güneş battıktan sonra hilafına emir olmadıkça kıtaca merasim yapılmaz.
C)    İstikbal, teşyi, geçit, küşat, ihtifal gibi merasime iştirak edeceklerin adedi bir komutan ile 14 memurdan (bir mangadan) aşağı olmaz.
Ç)Resmi kabullerden başka hallerde selam ve saygı için münferit olarak polis memuru istihdam edilemez
D)    Gerek merasime iştirak etsin ve gerek emniyet ve intizama memur bulunsun ve ister büyük ve ister günlük üniformalı olsun sevk edilecek kuvvetin tulgalı olarak vazife görmeleri lazımdır.
E)     Tulga yalnız merasime ve içtimaata memur olanlar tarafından giyilir. Bunlar haricinde kalan ve şapkalı olarak görülmesi lazım gelen diğer polis işlerinde kasketli olarak vazife görülür.
F)     Kıta halinde polisin merasimde yeri asker ve jandarmadan sonra ve diğer teşekküllerden öndedir. Bu kuvvetin bulunmadığı halde ise geçit veya selam resminin başındadır.
G)    Merasime yaya olarak iştirak esastır. Ancak atlı, topçu, motorlu vesaire gibi diğer vasıtalı askeri sınıflarında iştirak edeceği merasim varsa polisin atlı veya motorlu  veyahut da her iki sınıfları iştirak ettirilebilir.
H)    Selam ve saygı için ayrılmış olan polis kıtası İstiklal Marşı , sancak ve selamlanacak zattan başka kimseye selam verilmez. Selamın kıtaca icrası selam bahsindeki esaslara göre yapılır.
I)       Polis memur ve rütbelilerin cenazelerine kadronun müsaadesi nispetinde amir ve memur tefrik olunur.
J)      Kadroları merasim kıtası çıkarmaya müsait bulunan yerlerde bu miktar bir manga olarak tertip edilir.
K)    Polis rütbelilerinin ölülerine muadil rütbede bulunanlardan o anda vazifedar olmayanların iştiraki dahi mecburidir.
L)     Vazifesi uğrunda can veren polis mensuplarının cenaze törenleri daha yüksek derece ve hususi bir surette mahalli en büyük mülkiye memurunun talimatı dairesinde tertip olunur.Varsa merasime süvari kıtası da iştirak ettirilir. Ordu ve jandarma kuvvetleriyle bandonun ve diğer hususi zabıta teşekküllerinin iştirakleri temin edilmeli, tabut bayrakla örtülmelidir.
M)  Polis aileleri ile mütekait polis mensuplarının cenazelerinde de polis kuvveti bulundurulabilir.
N)    Cenaze alayına gönderilen polis kıtası cenazenin bulunduğu bina civarında merasim başlar başlamaz mevkiine alarak yürüyüşe devam edebilecek surette tertip edilmelidir.
O)    Mezarlık uzak olan yerlerde cenaze alayı münasip bir mahalle kadar tertip  ve orada merasime nihayet verilir. Mezarlıkta bir kısım kuvvet bulundurularak son saygı resmi yapılır.
P)     Tabut binadan dışarı çıkarılırken merasime tayin olunan amir kıtaya hazırol vaziyeti aldırmak suretiyle son ihtiram resmi yapılır.         
Q)    Herhangi bir cenazeye rastlıyan polis mensupları durarak ve cephe alarak resmi tazimi yaparlar.

Fasıl : 2

Madde 75- Emniyet ve intizam vazifeleri:
A)    Resmi merasim ve alaylara toplantılarda intizam ve emniyet temini polisin en nazik vazifelerini teşkil ve bu vaziyetler planlı çalışmayı istilzam eder. Karışıklığa mahal vermeyecek,  seyrüseferi bozmayacak, halkın rahatça toplanış, seyrediş ve dağılışlarını sağlayacak, insan vesait kazalarına balkon, trübün, parmaklık, ağaç, duvar,direk ve benzeri şeylerin göçüp yıkılmasına veya harap olmasına meydan bırakmayacak, devlet büyüklerinin korunmalarını, şahıs, mal ve herkesin emniyetini merasim veya topluluk dolayısıyla boşalacak yerlerin muhafazasını istikbal eyleyecek ve memnu toplantıları önleyecek ve her şeye rağmen vuku bulanları  içtimaa ve tecemmüat kanunları dairesinde dağıtacak bütün tedbirleri almak ve tatbik etmek şarttır.
B)    Üniformalı ve sivil bütün polisin çalışmasına, hususi zabıtanın ve ordu ve jandarma kuvvetlerinin,itfaiye , sıhhi imdat ekiplerinin yardımlarını ,istilzam edecek çok şümüllü ve geniş bir mevzu teşkil edenbu tedbirlerin aldırılıp tatbik edilebilmesi mahdut bir sahada mevzii bir halde olsa bile mahallin en büyük mülkiye memurunun malumat ve mürakabesi  ve emniyet müdür veya amirinin idare ve mesuliyeti altında cereyan etmesi lazımdır.
C)    Merasimin yapılacağı veya tezahürün cereyan edeceği mahallenin daha önceden krokileri tanzim edilir.Merasim veya tezahürün ne şekilde,nerelerde , kimler tarafından yapılacağı programlarla tespit olunur. Seyirci halkın duracağı , geçeceği, dağılacağı yerler tayin edilir. Ani tehacümlerin sebepli, sebepsiz paniklerin tevlid edeceği  vahim ihtimaller göz önünde tutulur ve önceden alınması lazım gelen tedbirler  aldırılır.
Ç)   Karışıklığa sebep olan amillerden hemen en mühimleri ,halkın gösteriş ve merasimde nelerin,   nerede, ne surette, ne zaman yapılacağı hakkında daha evvelden tenvir edilmemiş ve daima daha yakından, daha iyi görmek ve anlamak tecessüsü ve intizamı bozan tehacümlerde bulunmasından ve bilhassa topluluk psikolojisinin tesiri altında bocalayıp kalmasından ve bu ruhi haletin temkin ve tahriklere olan hususi istidadından kötü maksatlara göre istifade etmek isteyenlerin mevcudiyetinden ileri geldiğini daima göz önünde bulundurmak lazımdır.  
D)    Merasim veya tezahürlerin yapılmasından önce radyolar, gazeteler gibi bütün neşir vasıtalarıyla ilanlar yaptırmak, tafsilatlı programlar tab ve hemen her ev ve müesseseye dağıtılmak, mektep talebeleri ve toplu işyerlerinde bulunanlar vasıtasıyla ailelerine halkın geleceği, duracağı, döneceği yerler hakkında tafsilat verdirmek;
E)     Merasim ve topluluklarda polise düşen vazifelerin neler olduğu ve ne suretle yapılmak lazım geldiği hakkında memurlara her fırsatta bilgi vererek kabiliyetlerini artırmak;
F)     İntizam ve emniyet teminine, gerekirse dağıtmağa tefrik olunan polis kuvvetlerinin amirleriyle merasim veya topluluğun cereyan edeceği yerlerde sureti mahsusa da tetkikat ve icap ediyorsa bu kuvvetlerle tatbikat yaparak memurları vazifeye alıştırmak;
G)    Memurların vazifelerine bağlanmalarını ve iyi surette görebilmelerini temin için kendilerine vazife mıntıkaları ayırarak intizam ve korunmasından mesul tutmak;
H)     Memurları halka karşı çok ciddi ve nazik ve aynı zamanda müessir davranmaları, halkı rencide edecek veya bilhassa tahrik eyliyerek münferit veya toplu mukabeleye sevk edecek hareketlerden sakınmaları bakımından tevir etmek;
I)       İçtima yerine mevcut ise hoparlörler koydurarak merasim veya toplulukta cereyan eden hususlar ve bilhassa halkın telaş ve heyecanını mucip olacak herhangi bir hadise hakkında kendilerini ikaz ederek sükunete davet etmek ve gerekiyorsa hareket tarzlarını tayin edecek beyanat ve sayada bulunmak;
J)      Polis vazife ve selahiyet kanununun 18. maddesi hükmü göz önünde tutularak topluluğu kanun harici hareketler sevk edeceklerinden veya topluluğun arzeylediği hususi vaziyetten istifade ederek suç işlemeye kalkışacaklarından ciddi şüphe ve endişe edilen kimseleri topluluğun devamı müddetince nezaret altında bulundurmak;
K)    Nezaret altına alınmayı istilzam etmeyen hallere suç ika edeceklerinden zan ve şüphe edilenlerle nezaret altına alınmaları lazım gelirken elde edilemeyenlerden topluluğa sokularak veya topluluğun yapılmasından istifade ederek mazarrat yapmalarına mani tedbirler almak;
L)     Varsa atlı ve motörlü kuvvetleri oynayacağı role göre vazifelendirmek;
M)  Herhalde ihtiyatta bir kısım kuvvet bulundurmağa çalışarak icabında bunlarla vazifedarların değiştirilmesini, takviye edilmesini veya yeni hadiselerin önlenmesini temin etmek;
N)    Toplanma mahallinde halkı mümkün mertebe yaygın bir halde bulundurmak, kalabalığın tazyiki ziyadeleşen yerlerden bölünecek kısımları tazyiki daha az olduğu yerler geçirmek;
O)     Kalabalık fazlalaşarak intizamın bozulacağı umulan veya başka maksatlarla tahsis edilen yerleri önceden tel örgülerle örtmek;
P)     Eğer topluluk müsaade edilmemiş veya esasen yapılması memnu bulunmuş neviden ise bunu yapılmadan önlemek için istihbarata, tarassuda önem vermek; gerekiyorsa böyle bir tezahürün arzu edilmediğine ve yapıldığı takdirde avakibine alakalıların dikkatini çekmek, topluluğun hedefine göre korunması icap eden müessesat veya eşhasın emniyetini temen edecek tedbirler almak;
R)    Kalabalığı tazyik eden ayak satıcılarının ve daima tehlikeye maruz kalmaları varid görülen küçüklerin topluluğun bulunduğu veya geçeceği yerlere sokulmalarını men edecek tedbirler almak;
S)     Topluluk gezgin bir halde olacak ise veya ayrı ayrı yerlerde ziyaret veya gösterilerde bulunacaksa bu yerlerle istikametlerini de geçide hazır bulundurmak;
Ş) Topluluğun tarassut ve kontrolü bakımından da geçerli tedbirler almak;
T)     Dağılma sırasında dağılma istikametlerini serbest bulundurmak, dağılacak halk kitlelerinin dağıldıkları istikametlerde veya mukabil taraftan gelecek halk veya nakil vasıtalarıyla karşılaşmamalarına, vazifedar memurların sonuna kadar mevkilerinde kalarak halkın birden bire çözülüp bir karışıklığa meydan bırakılmamasına ve merasim veya topluluğu hangi sıra ile girişilmişse, tahliyenin de o suretle, yapılmasına önem vermek;
U)    Vazifedar memurların cephelerini vazifelerine dönük olarak bulundurmak;
V)    Bir topluluğu başlanmış ise henüz münferit kümeler halinde iken dağıtmak, malum olduğu takdirde vuku bulacağı sahayı kapatmak; bütün bunlara rağmen topluluk yapılmış bulunuyorsa, mahsus kanuna göre hareket etmek;
Y)    Dağıtılmanın mevzu bahis olduğu hallerde kütüklere mümkün mertebe ayrı ayrı kısımlara, ayrı ayrı yollardan tekrar edilmeyecek bir suretle sahadan uzaklaştırmak, eğer topluluk alay halinde ise bunları yanlarında parçalara ayırarak ve her parça arasında fasılalar vücuda getirerek ayrı istikametlerde sürmek suretiyle icra etmek; tevkifat icap ediyorsa, bunu mümkün mertebe dikkati çekmeyecek suretle icra etmek;
Z)     Velhasıl vaziyet, mevki ve işin mahiyetiyle hususiyeti daha ne gibi tedbirleri iktiza ettiriyorsa onları da alıp tatbik etmek lazımdır.  

KISIM-3
Fasıl : 1
POLİS KARAKOLLARI TEŞKİLATI

Madde 76- Polisin emniyeti temine memur olduğu yerde; mıntıkasının büyüklüğüne, idari iktisadi, içtimai durumuna, nüfusunun az veya çokluğuna, halkının ruhi hal ve temayüllerine göre bir veya müteaddit karakollar bulunur. Karakolların taaddüt ettiği yerlerde polis merkezleri kurulur ve bu karakollar merkezlere rapt olunur. 
Madde 77- Karakollar ve merkezler, bulunduğu mahallin kadrolarına göre emniyet müdürlük ve amirlik veya komiserliklerine bağlıdırlar.
Madde 78- Polisin hizmet mıntıkası şehir veya kasabanın iş hudutları yani meskun kısımlarıdır. Şehir veya kasabanın doğrudan doğruya ve devamlı suretle meskun ve meşgul bulunmadığı yerler belediye hudutları dahilinde olsalar bile bu hududun haricinde sayılırlar.
Madde 79- Karakolların taaddüt eylediği yerlerde karakol mıntıkaları bu umumi hudut dahilinde olmak üzere kadrosuna, nakil vasıtalarının ve yollarının azlığına ve çokluğuna ve bunların faaliyet tarzlarına ve mıntıkanın kuruluş durumuna göre tayin ve tespit olunur.
Karakol hudutlarının tayininde nahiye ve mahalle esası da göz önünde tutulmakla beraber herhalde, cadde, sokak, meydan, park, bahçe çıkmazı gibi geçilecek ve gezilecek yerlerin tamamı bir karakol mıntıkasına bırakılır. Sokak, cadde uzunlukları, meydan, park, bahçe genişlikleri taksime tabi tutulabilir.
Ancak taksim yerleri açıkça ve kolayca belli olacak surette ayrılmalıdır.
Madde 80-Şehir ve kasabaların karakol mıntıkalarına taksimi dolayısıyla mahallelerin birkaç karakol arasında taksime uğradığı surette keyfiyet mahalle teşkilatıyla, ilgili vergi, tapu, askerlik vesair makamlara tebliğ olunmalıdır.
Madde  81-Karakol ve merkezleri mıntıkalarının önemine göre komiser sınıfından bir amir idare eder. Ancak ehemmiyeti ne olursa olsun üst rütbede bir amirin idaresindeki karakol dün rütbeli komiserin merkezine bağlanamaz.
Madde 82-Bir karakol mevcudu günlük hesabıyla ikisi münavebe ile nöbette , dördü devriyede  biri mezun olmak üzere yedi memurla bir komiserden ibarettir. Bu miktar mevkiin önemine ve kadronun müsaadesine ve mıntıkasında mevcut nokta ve devriye adedine göre azaltılıp çoğaltılabilir. Bu takdirde her altı memura bir mezun memur ilavesi icap eder.
Madde 83-Polise mevdu iş ve hizmetlerin bütününü görmeye memur bir karakol mevcudu beşten aşağı olamaz ,ancak  hava, demiryolu istasyonları , deniz, göl ve nehir iskeleleri gibi muayyen yerlerde veya polise ait vazifelerden yalnız bir kısmını görmeye mahsus hallerde ihdas olunan karakollar bu kuyuttan hariçtir. Bu takdirde dahi bir karakol kadrosu üç memur ve bir amirden aşağı olamaz.
Madde 84-Karakol kadrolarında hastalık, izin veya diğer sebeplerle vaki olacak münhallerin doldurulması veya verilecek yeni vazifelerin görülmesi için karakol ve merkez mevcutları emniyet müdürlük veya amirliklerince takviye edilir.
  
   
                                         
Fasıl:2
Madde 85-Karakol binaları ve yerleri:
Mıntıkasına hakim olacak ,görecek ve görünecek bir yerde tercihen en işlek mahallede kargir olarak inşa edilmesi esastır.
Karakollar diğer binalara vesair tesislere bitişik olmamalı, mümkün mertebe münferit bir mahallede bulunmalı ve sağlığı koruyucu bir şekilde yapılmalıdır.
Madde 86-İç teşkilatı :
A)    Bir  amirlik odası ;
B)     Bir yatak odası;
C)    Mürettebatın bütününün yatmalarına müsait yatakhane;
D)    Hol (içtima mahalli)
E)     Kalem odası;
F)     Yemek, mütalaa,istirahat salonları(ayrı ayrı tesisleri mümkün olamaz ise bir salon bu maksatla ra göre kullanılmalıdır.)
G)    Nezarethane;
H)    Hela ,musluk, banyo tertibatını haiz tuvalet mahalli;
I)       Mahzen.
Madde 87-Merkez binaları bu esaslara muvazi ve daha vasi teşkilatı ihtiva eder  ve bu binalara bir merkez amirliği iş ve yatak odası ilave olunur.
Madde 88-Telefon santralı bulunacak karakol veya merkez binalarında bir santral odası bulundurulacaktır.
Madde 89-Karakol atlı veya motorlu bir sınıfa ait ise at veya motorların muhafazasına mahsus teşkilatı da ihtiva edecektir.
Madde 90-Nokta kulübeleri muhite hakim yerlere konulur. Ve içinden her tarafı görebilecek suretle etrafına pencereler açtırılır.
Madde 91-28.06.1939 gün, (33409) sayılı tebligattaki tiplere göre inşaası kabil olmadığı takdirde karakol ve merkez binaları mümkün mertebe bir tipte , tek katlı ve  çok kullanışlı olmalıdır.İklim icabeti asayiş durumu gibi mülahaza ve sebeplerden gayri hususlarda karakollar daima bu esaslara göre inşa edilmeli, kira ile tutulanları dahi bu tarife uydurulmalı veya böyleleriyle değiştirilmelidir.
    
                                          
Fasıl:3
Madde 92-Polis karakollarında :
1-Varide, sadire (gelen giden evrakın kaydına )
2-Zimmet (evrakın teslim edildiği tevsike)
3-Ceraim( vukubulan suçların kaydına )
4-Vazife( amir ve memurların günlük vazifelerine)
5-Teftiş(teftiş ve murakabeye memur olanların müşahedelerine)
6-Demirbaş eşya(Demirbaş eşyanın kaydına, seleften halefe devrine ve eşya kontrollerinin teminine)
7-Hizmet(şifahen telakki olunan emir ve vukubulan müracaat ve şikayetlerin neden ibaret bulunduğu ile kimlerin emir veya müracaatları olduğunu ve bu emir veya müracaat üzerine neler yapıldığını göstermeye)
8-Rapor(devriye ,nokta, nöbet vesair vazifelerle tavzif edilmiş memurların vazifelerinin devamı müddetince gördükleri iş karşılaştıkları halleri imzaları altında yazmaya) mahsus defterler.



B) 1- Çarşı ve mahalle bekçilerinin;
2-Emniyet nezareti altında bulunanların;
3-İkamete memur olanların,
4-Mültecilerin;
5-Umumi kadınların,
6-Şüpheli ve sabıkalıların,
7-Kumar, içki ve uyuşturucu maddelerle me’luf olanlar veya bunları imal, tedarik ve yer verenlerin;
8-Han,otel, bekar odası,hamam, plaj,bar meyhane gazino ve emsali gibi mahsus izinle açılması şart koşulan yerlere sahip veya müstecirlerinin ;
9-Motorlu motorsuz ,kara, deniz , hava yolcu nakil vasıtaları sahip ve sürücülerinin ;
10-Kaçakçılık şüphelilerinin ;
11-Herhangi bir suçla maznun veya mahkum olup da müruru zaman haddine kadar takipleri icap edenlerin;
12-Mıntıkası dahilinde vukubulan faili meçhul kalmış suçların ; hüviyet ve adresleri ile suçların nevi, mahiyeti ve haklarında zabıtaca mevcut malümat ve tatbik edilen muameleleri gösterir fişler.
C)    1- Hizmet gördükleri şehir veya kasabanın semtlerini mahallelerin sokaklarını, meydan, park ,bahçe mesire vesair yerleri;
2-Hava taarruzlarından korunma sığınaklarını ve teşkilat ve tedavi merkezlerini;
3- Su yollarını , çeşmelerini, depolarını, yangın musluklarını;
4-Han, otel, pansiyon, bekar odası, hamam, plaj bar, gazino, meyhane, kahvehane, pastane,tatlıcı dükkanları ile umumi ev birleşme ve tek başına fuhuş evleri ve açılması mahsus izine bağlı sair içkili eğlence ve istirahat yerlerini;
5-Gizli kumar ve fuhuş yerlerini;
6-Mahkumların toplanma, sığınma veya suç ile elde edilen eşyanın saklanma mahallerini;
7-Çilingir, lekeci, demirci ,çamaşırcı, bohçacı, kuyumcu ve benzeri gibi suç delillerinin izalesine , suçtan elde edilen eşyanın değiştirilmesine veya diğer bir şekilde konmasına yarayan sanat ve meslek yerlerini;
8-Kaçak eşyanın imal, istimal, saklanma ve sürülmesine mahsus mahallerini;
9-Asker kaçaklarının toplanma ve sığınma yerlerini;
10-Mıntıkanın kuruluşuna , halkın ruhi ve içtimai durumuna ve seyrüsefer vasıtalarının faaliyet derecelerine göre suç veya kazaların tekerrür ve tevali eylediği yerleri;
11-Mıntıkası dahilinde oturan veya çalışan ecnebileri;
12-Devlet büyüklerinin mülki, askeri erkan ve rüesanın vesair  maruf zevatın oturdukları, çalıştıkları veya toplandıkları mahalleri;
13-Doktor, ebe, eczacı ,hastabakıcı, veteriner, yapı ve yollar, elektrik, havagazı, su mühendisi ve mimarlarını ve hüviyet ve meşgaleleriyle ikametgahlarını;
14-İnsan, hayvan, sağlık ve selametine yarayan veya bunlara tehlike iras etmesi ihtimali bulunan hastane ve hayvan bakım yuvaları ile elektrik, havagazı, muhabere ve diğer tenvir, teshin ve itfa vasıtalarının fabrika, santral vesair teşkilat ve tesisatın bulundukları mahalleri;
15-Mezarlıkları, ölü yıkayıcıları veya gömücüleri;
16-13’üncü fıkrada zikredilen sanatları sahte olarak kullanan veya gizli olarak yapan şahıslarla bunlara ait yerleri;
17-Bütün kültür müesseselerini, ibadet mahallerini , ayin icrası mutad yerlerle cemiyet, kulüp gibi toplantı yerlerini;
18-17’ inci fıkrada zikredilen hallerin gizli olarak yapıldığından şüphe edilen yerlere bunları yaptıkları zannolunan şahısları;
19-Bilcümle devlet müesseselerini, mali iktisadi, sınai, zirai teşekkülleri ;
20-Şehrin veya mıntıkanın nüfusu ve miktarını ve bunların semt ve mahallerle dağılış tarzlarını , mizaç ve karakterlerini , toplanma , toplu bulunma ve dağılma zaman ve mahallerini;
21-Kalem odası için birkaç kişinin aynı zamanda çalışabilmeleri ile istikamet ve ücret tarifelerini;
22-Bir şehir telefon rehberini içine almış grafikli krokili polis albümü.

D) 1-Muntazam ve dayanıklı bir amir masası;
2-Kalem odası için birkaç kişinin aynı zamanda çalışabilmesine müsait masa;
3-Yazı takım ve levazımı,
4-Günlük iş takip çizelgesi;
5-Kanunlar ve her nevi neşriyat;
6-Karakol kadrosunun fotoğraflı albümü,
7-Cumhurreisinin fotoğrafı;
8-Asma saat;
9-Aidiyet esnasında uygun dosya dolapları ve tertibatı;
10-Camlı yangın ihbar levhası;
11-Zil ve alarm tertibatı;
12-Soba;
13-Kafi miktar kelepçe;
14-Yazı makinesi;
15-Paspas;
16-Sigara için kum ve su kutuları;
17-Ziyanın harica çıkmasında mani olacak surette storlu perde;
18-Su içme levazımı;
19-Elbise askıları;
20-Gaz maskeleri ve muhafazalarına mahsus dolap;
21-Yangın söndürme vesait ve levazımı ve acil müdavat dolap ve levazımı;
22-Bayrak;
23-Karyola;
24-Komodin;
25-Şehir ve kasabada bulunduğu surette elektrik ve su tesisatı;
26-Kafi miktarda sandalye sıraları;
27-Her oda ve salonda oraya vazedilmiş olan demirbaş eşyayı gösterir listeler;
28-Her odanın kapısına amirlik , kalem,istirahat, mütalaa, tuvalet gibi kullanıldığı makamları gösteren kısa cümleli levhalar;
29-Memurların karyolalarında ve diğer ve zati eşyanın muhafazalarına mahsus yerlerde isimlerini gösterir etiketler bulunur.
Madde 93-92’ inci maddenin B ve C bentlerindeki malumat emniyet müdürlük veya amirliklerince alakalı şube veya kısımların dosyalarından alınarak veya doğrudan doğruya tespit edilmek sureti ile şehirlerde tab ve kasabalarda da sadece teksir edilerek karakollara verilir.
Madde 94-92’inci maddenin A bendinde sayılan defterler matbu ve her sahifesi numaralı ve mühürlü ,sonları tasdikli olarak bağlı bulundukları emniyet müdürlük veya amirliklerince numune olarak ve usulüne göre ihzar ve karakollara verilir.
Madde 95-92’ inci maddenin D fıkrasının 9’uncu  bendinde yazılı dosya şeması idari , adli ve siyasi  kısımlara ve her kısmın meşgul olduğu fasıl ve maddelere ayrılmak sureti ile tanzim edilerek karakollara verilir.
Madde 96-92’inci maddenin D bendinde sayılan eşyalar dayanıklı mevaddan olmak lazımdır. Suçlu ve akıl hastalarının girebilecekleri veya bulundurulacakları mahallerde muhtemel bir tecavüzde kullanacakları şekilde sürahi, bardak, yazı takımı, gibi yaralayıcı maddeler ve kolaylıklakırılan şeyleri bırakmamalı , nezarethaneler dışarıdan gözle irtibatı olmayacak ve içeriden nezaret altında bulunanlar hakkında yapılan tahkikat safahatini takip ve bunu işgal veya ihlale matuf tedbir alamayacak bir mahalde tesis olunmalı, suçlunun kaçmasına, kendisine veya başkasına veya başkalarının kendisine tehlike iras edebilmesine ve karakolun huzurunu ihlal etmesine mani olacak ve aynı zamanda bu hudut dahilinde istirahatlerini de sağlayacak bir halde yapılmış bulunmalı ve buraya konacak eşyanın sabit olmasına, elektrik hattının gizlenmiş lambası da muhkem bir muhafaza içinde olmalıdır. 
Madde 97-92’çinci maddenin B ve C bentleri mucibince karakollara verilecek fiş ve albümlerde mevcut malümatın hariçte vazife görecekler tarafından bilinmesi lazım olanları bir rehber halinde tabedilmek sureti ile bütün kadro memurlarına tevzi edilmelidir.
Madde 98-Fişe dahil şahısların fişlerinin sadece mıntıkası karakoluna verilmesi kafidir.Ancak yer değiştirmek veya iptali lazım gelmek gibi hallerde karakollar fişlerine lazım gelen meşruhatı vererek bu fişleri kısmi mahsuslarına iade ederler.
Madde 99-Gerek albümlerde ve gerek polise tevzi edilecek rehberlerde vukubulacak tebeddülat ve ilaveler derhal hizalarına işaret veya sonlarında ayrılan boş kısma dercolunmalı ve devamlı bir hassasiyetin temini içinde bunlar daima kontrol edilmelidir.
Madde 100-Memurların 97’inci madde zikri geçen rehberlerden başka yanlarında birer not defteri bulunacaktır.Bu defterlere aldıkları emirlerle aramaya memur oldukları şahıs veya şeyleri kaydedeceklerdir.      
Madde 101-Bu fasılla gözetilen gayenin emniyeti korumak ve korunmasına yardım edecek veya tehlikeye düşürecek şahıs ve şeyler hakkında polisin esaslı ve etraflı malumata sahip olmasını temine ve alacağı tedbirlerle göstereceği faaliyette bu malumattan istifade eylemesine matuf bulunduğuna göre her müşküle rağmen ve en kısa bir zamanda bu hususların tatbik ve temini esastır.
Madde 102-Karakollar gayet temiz bir halde bulundurulmak lazımdır. Her sabah muntazam süpürülerek tozları alınmak, ihtiyaç görüldükçe su ile yıkanmak, camları silmek, örümcekleri almak, ciddiyeti bozan resim ve benzeri tezyin vasıtaları ile süslenmesinden sakınmak lazımdır.
Madde 103-Karakol dahilinde kokusu etrafa dağılacak şekilde yemek ve mesai odalarında soba ve mangal üzerinde çay, kahve pişirmek, çamaşır yıkamak veya yıkanmış çamaşırları öteye beriye asmak sakıncalıdır.
Madde 104-Tuvalet mahalli gayet temiz tutulmalı, koku yapmaması için lüzumlu tedbirler alınmalıdır.
Madde 105-Yatakhanelerin yeknesak bir manzara almasına itina edilmelidir. Yatak, yorgan, yastık,  gibi yatılacak eşyanın bir cinsten ve renkten olması temin edilmediği  hallerde yastıkla yorganlar beyaz çarşaf ve kılıfla örtülmelidir. 

Fasıl    :4
ATLI POLİS KARAKOLLARI VE HİZMETLERİ

Madde 106-Atlı polis karakolları diğer karakollar gibi sağlık şartlarını haiz olmakla beraber tavlalarda bugünkü icaplara uygun yapılmalıdır.
Madde 107-Tavlalarda :
A)    Hayvan mevcuduna göre çabuk ve toplu çıkışları temin edecek müteaddit kapılar
bulunmalıdır.
B)     Yan pencereler yerden iki metre yüksekliğinde resistanslı olmalı
C)    Toz veya kokuyu gidermek için duvar ve tavanlarda pencereleri bulunmalı
D)    Tavlaların yemlik ve taban kısımlarının temizlenmesi ve hayvanların yıkanması ve
   sulanması için musluk ve hortum cihazları bulundurulmalıdır.
E)     Kullanılacak ilaçlara mahsus bir dolabı olmalıdır.
Madde 108-Eğerler  numara tahtında ve mesul memurların murakabesi altında bulundurulmalıdır.
Madde 109-Hayvanların altlarına konulan otlar daima temiz bulundurulmalıdır.
Madde 110-Ara bölümler beton değilse, konacak direkler icabında kolaylıkla çıkarılacak vaziyette olmalıdır.
Madde 111-Tavlaların ortası dört hayvanın yan yana geçebilmesine müsait genişlikte olmalı ve her atın baş tarafına da tırnak numarasını gösterir levha bulundurulmalı ve tımar takımlarına da tırnak numaraları yazılarak o atın demirbaş yapılmalı ve o takımla diğer hayvanın tımarına meydan vermemelidir.
Madde 112-Hayvanlara harınlaşmamaları için binilmediği zamanda voltaj yaptırmalıdır.
Madde 113-Tavlalar yatakhanelere en az elli metre açıklıkta ve fakat sokağa çıkmaksızın gidebilecek bir yerde olmalıdır.
Madde 114-Tavlada demirbaş mevcut eşyanın ve hayvanlara verilen yemlerin cins ve miktarları ile mevsime göre yem ve tımar ve su saatlerini ve hayvan mevcudunu gösterir levhalar asılmalı ve bu levhalarda hasta olan veya tedavide bulunan hayvanlarda vazifeye gönderilen ve tavlada kalanların miktarları ile tırnak numarası yazılmalıdır.
Madde 115-Hayvanların tırnak numaraları ve mayaları bilhassa yaz günleri tırnak yağı ile her hafta yağlanmalı, yele ve kuyrukları sabunla yıkanmalıdır.
Madde 116-Hayvanlar her hafta ve lüzumunda derhal veterinere muayene ettirilmeli ve muayene tecieleri mahsus defterine geçirilmelidir.
Madde 117-Her atlı polis karakolunda eşkâl, nallama ve muayene defterleri bulundurulmalıdır.
Madde 118-Karakol amirin müsaadesi olmadıkça hiç kimse tavlaya giremez.
Madde 119-Nokta ve devriye çıkacak atlılar atlarıyla ve tam vazife kıyafetleriyle muayyen vaktinden on dakika evvel tavla önünde bir sıralı saf halinde toplanmış olacaklardır. ( Kışın veya yağışlı mevsimlerde tavla içinde de toplanılabilir. )
Madde 120-Karakol nöbetçisi tarafından vazifedarların hazır bulundukları karakol amirine bildirecek ve memurların kılık ve kıyafetleriyle atların durum ve teçhizatı amir tarafından tetkik edildikten sonra vazifeye çıkacaklardır.
Madde 121-Devriyenin amiri rütbeli değilse ehliyetli memurdur. Sağda bulunur ve atlar zağme zağmeye gelmek sureti ile adeta yürüyüşle vazifelerini görürler. Kat’ i zaruret olmadıkça süratli,  dörtnal yapmak veya hayvanları yedekte çekmek sureti ile vazife görmek yasaktır.


Madde 122-Devriye çıkacak atların boyları ve donları birbirinin aynı olmasına dikkat olunmalıdır.
Madde 123-Vazifeden dönüşlerde atlar ve bilhassa ayakları muayene edilerek istirahate bırakıldıktan sonra  vazifedarlar hizmet müddetleri zarfındaki faaliyetlerini rapor defterine kaydederek istirahate çekilecektir.
Madde 124-Atlı olarak nokta ikamesi halinde nokta memurları vazifelerini at üzerinde yaparlar ve kılıç çekmezler.
Madde 125-Atlı devriyeleri bir suça rastladıkları takdirde devriye amiri derhal inerek atını arkadaşına vermeli ve hadiseye el koymalıdır.Gerekiyorsa en yakın telefonla vak’ anın cereyan ettiği mıntıkanın karakol amirine haber vermelidir.Bu suretle haber ulaştırmak kabil olmayan hallerde devriye amiri atını alarak vak’a mahallinde kalmalı ve arkadaşını en kısa yoldan ve en seri surette karakola göndermelidir.Suçluların karakola sevkleri icap ediyorsa getirip teslim etmeli ve sonra vazifelerine dönmelidirler.
Madde 126-Atlı polis devriyesinin rastladığı hadisede her ikisi de yere inmek mecburiyetinde bulunuyorsa, atların dizgin kollarının birer tarafı kısaca kolondan geçirilmek suretiyle başı yana kısılarak yürümesine mani olmalı ve atlar bu vaziyette durmaya alıştırılmış bulunmalıdır.
Madde 127-Atlar, toplulukta göğüs ve sağrılarını kalabalığa dayayarak onların gerilmek suretiyle dağıtmaya , ışığa, aleve ve gürültüye, her nevi insan ve vesait hareketlerine alışık bulunmalı, ürkek ve korkak olmamalıdır.
Madde 128-Atlar; buzda, dik yokuş ve inişlerde, ağaçlık ve bataklıklarda, asfatlarda hareket edecek kabiliyette yetiştirilmelidir.
Madde 129-Elektrik cereyanının kesilmesi halinde kullanılmak üzere tavlalarda yedek gaz lambaları bulundurulmalı, memurlar gece karanlığında tavlaya girerek atını kapatmaya ve arızsız dışarıya çıkarmaya talimli olmalıdır.
Madde 130-Atlı polis daha ziyade intizam zabıtası işlerinde, ufak, büyük lüzumsuz ve kanunsuz halk birikmelerinin dağıtılmasında , merasimde, kır yerleri suçları takipte, mesire ve sayfiye mahallerinin emniyetini teminde ve irtibat ve muhabere işlerinde kullanılır ve aynı zamanda kadrosunun ihtiyatını teşkil ederek muntazır bir kıta halinde bulundurulur.
Madde 131-Fevkalade haller müstesna olmak üzere, atlı polis, yaya polis vazifelerinde kullanılmamalıdır.
Madde 132-Ata hakim olmadıkça bir memur atlı vazifelerde kullanılmamalıdır.
Madde 133-Talimatnamenin bu fasıl ve takyit edilen haller haricinde kalan hususatı atlı polis hakkında da tatbik olunacaktır.



Fasıl:5
KARAKOL AMİRLERİNİN UMUMİ VAZİFELERİ

Madde 134-Karakol amirlerinin umumi vazifeleri:
A)    Disiplin:
B)    İdari;
C)    Adli;
D)    Büro olmak üzere dört kısma ayrılır.

A)    Disiplin vazifeleri:
1)      Karakol amiri; karakolun amiri, terbiyecisi ve öğretmenidir.Amirlik haklarını kullanmak için otoriter olması ve memurları yetiştirebilmesi için de mükemmel bilgisi bulunması şarttır.
2)      Karakol amirleri memurlarının disiplininden, sıhhatlerinin korunmasından ve vazifelerinin görülmesinden mesuldür.
3)      Karakol amirleri memurlarının bütün kudret ve ruhi temayül ve kabiliyetlerini bilmeli onlar arasında beraberlik ve fikir birliğini temine çalışmalıdır.Her karakol amiri memurlarının tavri hareketlerini ve meslek hususiyetlerine göre kabiliyetlerini gösterir notlar tutmalıdır.
4)      Karakol amiri memurlarının nizam dairesinde giyinmelerine ve resmi teçhizatları ile donanmış olmalarına daima dikkat edecektir.
5)      Karakol amiri memurlarının nazari ve ameli bilgilerini daima geliştirmeye çalışacaktır.Bunun temini için de her fırsatta ve hadiseden istifade ederek benzeri vakalarda hareket tarzları hakkında kendilerini devamlı surette tenvir etmelidir.
6)      Karakol  amirleri memurları hakkında vereceği ve edineceği kanaat ve kararlarda ve onlara yapacağı muamelelerinde hissine, ihtirasına ve suiniyete kapılmayarak hak ve adalet ve kanunseverlikle hareket etmelidir.Karakol amiri verdiği emrin tevil edilmesine tereddütle , ağır yapılmasına müsaade etmemeli, harekat ve muamelatında daima vakar, doğruluk ve kat’iyet göstermelidir.
7)      Karakolda mesleki fikrin yüksek bir halde bulunması, disiplininin mütemadiyen kuvvetlenmesi, vazife görüş kabiliyetinin artması ve korunması karakol amirin en esaslı vazifelerindendir.Karakol amiri disiplinin temadis ve vazifenin görülmesi bahsinde geçen ve gereken hak ve vazifeleri kullanmak ve yapmakla mükelleftir.
8)      Karakol amirleri karakola teftiş için gelecek mafevklerine kendini takdim edecek ve karakol mevcudu ile bunların o anda bulundukları hal ve vaziyeti ile varsa suç veya suçlu haklarında yapılmış veya yapılmakta olan muameleyi arzedecektir.  
B)İdari vazifeler:
1)  Karakol amiri mıntıkasının emniyetini teminden ve umumi hizmetlerinin ifasından mesuldür.
2)  Karakol amiri emrine verilen polis ve bekçi kuvvetlerini birinci madde de yazılı maksada uygun olarak sevk ve idare eder.Şahsi teşebbüs ve faaliyetini bu neticeye hasreyler, lüzumunda mahsus kanunların müsaadesi dairesinde ordunun, askeri inzibatın, jandarmanın v diğer hususi zabıta teşkilatının yardımından müstefit olur.
3)  İdari vazifelerin başında; mahiyetleri icabı emniyeti tehlikeye düşürücü hal ve hareketleri vukuundan evvel meydana çıkartmak tedbirleri geldiğine göre karakol amirleri  bu tedbirlerin tatbiki dolayısı ile rastlanacak hadiselerden bazı kanunların bazı hal ve hareketleri ihbara mecbur tutan hükümlerinden vatandaşların kendiliklerinden yaptıkları ihbar ve şikayetlerden ve nihayet bizzat vakaların kendinden neticeler çıkarır.
4)  Kanun ve nizamların kendilerine bahşeylediği hak ve selahiyetlerin yerinde ve zamanında kullanılması karakol amirinin vazifelerinde muvaffakiyetini teshil eder.
5)  Karakol amirleri, muhabere, nakil ve tenvir, itfa, sıhhi yardım vasıtalarından  azami derecede istifade etmelidir. Yalnız polise mahsus olanlarından değil aynı zamanda ammenin emniyet ve selametini tehlikeye düşürücü hal ve hadiselerden mahsus kanunların  müsaadesi nispetinde diğer bütün vasıtalardan istifade eder.
6)  Karakol amirinin  mıntıkasını emniyet durumuna nafiz olabilmesine , hassaten karakollarda bulundurulması mecburi defter fişler ve albümlerin  ihtiva ettikleri malümatın faydaları çoktur.Amir daima bunları tetkik edecek, değişiklikleri üzerinde duracak , sebep ve saiklerini tahlil ederek mukabil tedbirleri alacaktır.
7)  Sivil veya teknik polis gizli takibi icap eden veya ihtisasa muhtaç olan iş ve hizmetlerde karakol amirinin en tabii yardımcılarıdır.Bu itibarla amir, kuruluş dolayısıyla haber alıpta yine açık hüviyetleri sebebiyle kendi teşkilatıyla takip ve intaç edemeyeceği gizli cereyan ve faaliyetleri ve ihtisası haricinde kalan hususları akabinde bu mercilere bildirmekle mükelleftir.
8)  Karakol amiri nöbet, nokta ve devriye memurlarının vazifelerini bunlarla diğer memurlara verdikleri sair vazifelerin emredilmiş olanlar tarafından yapılıp yapılmadığını teftiş veya tetkik etmekle yapılabileceği gibi memurların hizmet mıntıkalarında hizmetleri zamanında vaki olup da haberdar olmadıkları hadiseler üzerinde de yapılır.





 9)Karakol amiri mıntıkasında emniyeti ihlal ve suç çıkarma istidadını gösteren amirlerle müessir surette mücadele edecektir. Bu mücadele de maksadın istihsali içinde aşağıda sıralanmış şahıs ve şeyler üzerinde gereken tedbirleri almak ve vazifeleri yapmak esastır.

A) Şahıslarda:
1)Şüpheli ve sabıkalılar;
2)Serseri ve mazannaisu eşhasla dilenciler;
3)Her vasıtaya alet olmak istidadında bulunan mezcuplar,yarı veya tehlikesiz deliler;
4)Emniyet nezareti altında bulunanlarla ikamete memur olanlar ve mülteceler;
5) (Mülga:20.06.2006-Bakan Onaylı)
6)İşsizler ve iş bulamasından değil, çalışmak istememesinden dolayı boşta gezenler;
7)Hayvan alım ve satımına delalet eden (cambazlar)
8)İçki ve uyuşturucu maddeler kullanmayı iptila derecesine vardıran  ve kumar ve fuhuşu itiyat eden ve bunlara vasıtalık eyliyen veya icrasını kolaylaştıran veya yer verenler;
9)Durumları şüpheli ayak satıcıları, eski alıcılar ve bu gibi eşyayı tebdil, tağyir, tadil, ıslaha meşgul olanlar veya satılığa çıkaranlar;
10)İş bulmak, evlendirmek, hizmet içi tedarik gibi adlar altında etmek dolandırıcılık eden veya ahlaksızlığa vasıta olanlar;
11)Kaçakçılık sayılan fiillerle meşgul olmalarından dolayı mahkum olanlar veya zan altında bulunanlar;
12)Bazı sıfatlar takınarak veya meslek yapar görünerek dolandırıcılık veya emniyeti suistimal etmeyi itiyat edenler;
13)Şoförler, sürücüler, deniz vasıtalarını sevk ve idare edenler;
14)Mahrumiyet, sefalet ve safahata düşmüş kimseler;
15)Yaş veya hastalık sebebiyle temyiz hassaları inkişaf etmemiş olanlardan şüpheli kimselerle arkadaşlık edenler;
16)Kendi hal ve meşgalesiyle mütenasip olmayacak surette sarfiyat ve israfatta bulunanlar;
17)Diğer maddelerde yazılı eşhasla düşüp kalkanlar.







  

B)    Şeylerde
1)Açılması mahsus izne bağlı bulunan han, otel, pansiyon, bekar odası, hamam, plaj,banyo ,kahvehane, meyhane ,gazino , bar v e umumi birleşme, tek başına fuhuş evleri ve emsali gibi  istirahat, eğlence, içki yerleri;
2)Birinci fıkrada yazılı olup da gizli veya izinsiz olarak açılan veya faaliyette bulunan yerler;
3)Suçluların veya suçla elde edilen eşyanın sığınma ve saklanma yerleri;
4)Kumar oynanan ve uyuşturucu maddeler kullanılan yerler;
5)Tiyatro, sinema, sirkler ve mümasili temaşa yerleriyle spor veya yarış mahalleri veya bunların gizli yapıldığından şüphe edilen yerler;
6)İş yeri fabrika, cemiyet, kulüp ve emsali gibi toplanma ve toplu çalışma yerleri ve bunların, toplanma, çalışma ve dağılma zamanları;(Bu yerlerde çalışan ve bulunanlar birbirleriyle kavga edebilirler.Kanunlara aykırı hareket yapabilirler.Gidiş ve dağılışlarında sarkıntılığa vesair ahlaksız iğfallere maruz kalabilirler ve böyle bir halde bulunabilirler.Kendilerini zarara sokabilecek ve başkalarına zarar verecek her nevi hile ve desiselere maruz kalır ve yapabilirler.)
7)Elektrik, hava gazı, su, odun, kömür, kereste, gaz, benzin, barut silah ve mümasili, tenvir, teshin vasıtaları ile patlayıcı ve yanıcı mevad vesaire gibi ammenin emniyet ve selameti bakımından mahsus tedbirler aldırmasını veya murakabe altında bulundurulmasını icap eden yer ve tesisler;
8)Yol, yapı inşaatı, sokak tenviratı;  ( kazaların önlenmesi, seyrüseferin temini bakımından  yapı ve yolların tehlike teşkil etmeyecek bir halde bulundurulması icap ettiği gibi sokak tenviratında da maksada yetecek adette kuvvette olması, inkitasız devam etmesi ,suçların önlenmesi noktasından lazımdır.)
9)Kapatılan veya faaliyette bulunan her nevi ibadet, ziyaret ve ayin yerleri;
10)Resmi mali, iktisadi, zirai, hayri ve sıhhi mebani;
11)Umumun istifadesine tahsis edilip umumi mahallerde vücuda getirilen tesisler, tezyinler, eski eserler;
12)Şüpheli toplanma yerleri ve buraya devam edenler;
13)Pasif korunma işleri;
C Adli vazifeleri:
1)  Siyasi zabıta da dahil olduğu halde ecnebi, pasaport, ahlak, sağlık, av, topluluk, matbuat, sanat ve ticaret ve sair zabıta mefhumu içinde yer alıyorsa da adli zabıta ve mefhum haricinde müstakil ve adliyenin yardımcısı mahiyetinde kalmaktadır. Bununla beraber adli zabıta vazifeleri ekseriya idari mahiyette muamelelerle birlikte yürür. Bir sarhoşluk hadisesinde sarhoş hakkında sadece adli takibatta bulunmakla iktifa olunmaz. Daha önce ve  daha önemle onun yeni bir suç ika etmesine mani olunmak, sıhhatini korumak için idari tedbirler almak , icap eder. Binaenaleyh karakol amirleri adli muamelelerini yaparken aynı zamanda suç dolayısıyla baş gösteren önleyici ve yardım edici vazifelerini de yapmaya mecburdurlar.
2) Adli vazifelerin diğer zabıta vazifelerinden tefrikinde ölçü, bu vazifenin ceza muhakemeleri usulü ve icra kanunu ile zabıtaya verilmiş bulunmasıdır. Yani suç işlenmesi halinde suçlunun yakalanması, suç delillerinin toplanması, adli müzekkerelerin infazı, mahkemeler v e müddeiumumilere sorgu hakimleri v e icra dairelerinin vazifedar oldukları hususlardan dolayı vazifelerinin icap ettirdiği neticelere varmak için polisten kanun dairesince yaptıkları taleplerin icrasına matuf faaliyette bulunmaktır.
3) Karakol amirinin adli vazifeleri suçla başlar ve bulunduğu emniyet müdür ve amirliklerince  adli zabıta teşkilatı olup olmadığına göre cereyan eder.
4)Adli zabıta teşkilatı olan yerlerde amirin gerek bizzat ve gerek teşkilatı vasıtasıyla el koyduğu suçların muamelelerini akabinde adli zabıtaya devretmek ve tahkikatın selametle cereyanını teshil eylemektir.
5)Adli zabıta teşkilatı bulunmayan yerlerde karakol amiri mıntıkasının aynı zamanda adli amiridir. Bu itibarla ceza muhakemeleri usulü kanununun zabıtaya tahmil ettiği vazife ve selahiyetleri yapar ve kullanır.Tahkikatın neticelenmesine suç işlerinin yok edilmesine ve değiştirilmesine veya suç ile suçlunun başka bir vasıf almasına veya başka bir şahsa atfolunmasına mani bütün tedbirleri alır veya aldırır ve tutacakları tahkikt evrakını varsa delil ve mevcutlarıyla birlikte adli zabıta merciine sevkeder.

6)Karakol amiri, suçların vuku akabinde adli zabıta mercilerine bildirmeye ve onlardan alacağı direktifler dairesinde hareket etmeye ve keyfiyetten bağlı bulunduğu merciler vasıtasıyla emniyet müdür veya amirini de haberdar etmeye mecburdur.

D)Büro vazifeleri:
1)  Tam ve mevcutlu karakollarla büro işlerinin yapılması, düzeni ve yürütülmesi karakol amirine aittir. Mevcudu fazla olan karakollarla merkezlerde lüzumu kadar muamelat memuru ve kadroları yoksa mukayyit istihdam olunur. Kadroları müsait ve rütbeli memurları da kafi olan karakol ve merkezlerde bürolar komiserlerinin idaresi altında kısımlara ayrılır.
2)  Karakol amiri karakol ayniyatına dahil eşyayı muayyen usul ve miatları dahilinde kullanmaya ve bunlardan her ne zaman hesap vermeye mecburdur.
3)  Poliste bütün büro işleri gizli yapılır.Tebliğ ve tebellüğe mütedair onlarla mahsus kanunlar ve nizamlarla itasına cevaz verilen evrak ve malumattan başka hiçbir yazı veya hiçbir vesikanın mündericatından vazife ile ilgisi olanlardan gayri kimseye bilgi verilmez, asıl veya suretleri ita edilemez, elden takibi mutad evrakın kayıt numarası olmadığı surette elden verilmesi mümkündür.Bu takdirde de muamele evrakı takip eden kimsenin aleyhine bir kaydı ihtiva etmemesi lazımdır.
4)  Herkes karakollarda kendi muamelelerini bizzat veya vekaletnameyi haiz bir vekil tarafından takip edebilirler. Bu takip 3’cü fıkranın esasları dairesinde cereyan eder. Kendilerine takip ettikleri evrakın tarih ve numarası ile gönderdiği makam hakkında malümat verilir. İştirak edecekleri bir muamele varsa o muameleye  ancak iştirak edecekleri kadar ithal olunurlar. Gerekiyorsa muamele hakkında kendilerinden izahat alınır.
5)  Karakollara üzerinde bizzat muamelede bulunmaları veya herhangi bir icraatın yapılması için verilmesi lazım gelen veya sadece kendi mıntıkalarını ilgilendiren muamelattan başka evrak havale edilmez.
6)  Bütün polis mıntıkasında tahkikler ve tetkikler yapılmasını veya tedbirler aldırılmasını istilzam eden veya mündeceratı birkaç karakolu birden alakadar eden şahıs ve şeyler hakkında evrak merkezler ve karakollar adedince ve hatta icap ediyorsa mürettebatı miktarınca teksir olunarak tevzi edilir.
7)  Herhangi bir evrakın mündeceratının ayrı ayrı kısımları ayrı ayrı karakolları ilgilendiriyorsa bu takdirde de ilgili karakola ilgilendiği kadarının suretleri çıkarılmak sureti ile tevdi veya tevzi olunur.
8)  Karakol veya merkezlere tevzi edilen evrakın muamelesi derkenar sureti ile cereyan ediyorsa cevabı yine derkenar ile verilir. Derkenarın  müsveddesi müstenit olduğu yazı dosyasında saklanır.
9)  Aynen kayıt defterinin tutulmayacağına göre fezleke ve zabıt varakaları suret veya müsveddeleri ceraim ve diğer kayıt numaraları altında dosyalarında muhafaza edilmesi lazımdır.
10)  Bütün suçlar vuku akabinde ceraim defterine geçilir.Faili meçhul kalmış suçlar hakkında tutulan tahkikat evrakına ceraim numaralar  okunulmakla beraber ceraim defterindeki izahata uygun olarak tertip edilecek fişi ayrıca fiş dosyasında ayrılacak mahsus hanede bulundurulacaktır.
11)  Müstakil karakollarla merkezler alakalı kısımlar veya şubelerle res’en muhabere ve muamelede bulunabilirler. Emniyet Müdür ve amirlikleriyle temasları da bu yoldan cereyan eder .
Ancak disipline müteallik emir ve kararlar mutlaka emniyet müdürlük veya amirliğinin imzası altında tebliğ olunması lazımdır.

Fasıl:6
VAZİFE DEĞİŞTİRME USULLERİ

Madde 135-(1964 Değişikliği ) Polis Merkez ve Karakollarında 24 saatlik vazife cetveli her gün saat 12’de amirler tarafından hazırlanır. Vazifeler her memurun sekiz saat devamlı hizmet göreceği şekilde tertip olunur. Hizmet icabı ve kadro kifayetsizliği dolayısıyla bu sekiz saatlik hizmet İçişleri Bakanlığınca on iki saate kadar uzatılabilir.
Madde 136-Karakol nöbetçileri vazifeye çıkacak memurları vazife anında her halde beş dakika evvel karakolun içtima mahallinde, hazır bulundurmaya mecburdur. Karakol nöbetçisinin memurları vazifeye hazırlanmaları bakımından yapacağı davet ve ikazları her de vazife görecek bir vaziyette karakol amirinin muayenesine hazır vazifeli memur yerine getirmekle mükelleftir.
Madde 137-Karakol amirleri memurların mevsime göre kıyafetleri ile silah ve teçhizatın yekdiğerlerine uygun olmalarına dikkat eder ve kendilerine işlerine dair günlük emirleri verir.Dönüşlerde çıkışlarda olduğu gibi memurlar muayeneden geçirilir.
Madde 138-Karakol amirinin bulunmadığı hallerde karakol nöbetçileri diğer vazifedarlar için almış oldukları bir emir varsa bunları kendilerine tebliğ eder.Ve durumlarında görünür bir kusur varsa bunlar da avdetinde amirine bildirir.
Madde 139-Vazifeler devriyeler arasında hemen karakol önünde alınıp verilmelidir.Devriyenin taaddüt eylediği surette bu alıp vermeler devriyenin hizmet gördüğü mıntıkanın evvelce karakol amirliğince tayin edilen telaki yerinde yapılmalıdır.
Madde 140-( 1964 değişikliği ) Vazifeden dönen devriye muayeneden geçtikten sonra hizmet defterine vazife saatleri zarfında ayrıca evrak tutulmayan hallerde müşahedatı ile icraatına ait hususları imzaları altına kaydederler.
Madde 141-Vazifeler noktalar arasında şu şekilde devredilecektir.
A)    Nokta tek ise vazifeyi alacak memur doğrudan doğruya nokta mahalline gider.
B)    Nokta taaddüt eylediği surette toplu nizamda ve karakolda amirden başka komiser varsa bir komiser, bulunmadığı takdirde en ehliyetli memurun emri altında en yakın nokta mahallinden başlanarak icra edilir.Ve vazifesine devreden nokta memuru devri müteakip hiçbir lüzumsuz gecikmede bulunmayarak doğruca karakola döner ve hizmet defterine müşahade ve icraatına ilişkin hususları imzası altına yazarak istirahate çekilir.
Madde 142-Nokta ve devriye vazifelerine girecekler vazifeden çıkacaklara hizmet müddetleri zarfında müşahadelerini beyan ve devirden sonra yapılması icap eden bir husus varsa onu da ilave ederler.
Madde 143-( 1964 Değişikliği )Vazife alıp verme işleri tam bir ciddiyet altında icra olunurlar.İşe ait konuşmaların başkaları tarafından işitilmemesine ve devrin her kesin nazarını çekecek bir mahiyette yapılmamasına itina olunur.Vazife harici müsahabelerde bulunmak ve devir teslim işlerini uzutmak ve devre müteakip karakola dönüp bilgi vermeden ayrılmak yasaktır.
Madde 144-Nokta, devriye ve nöbet hizmetlerine yardımcı olarak asker, jandarma ve diğer hususi zabıta teşkilatından kuvvet verildiği surette işbirliğini vaziyete göre tayin mahallin zabıta amirine aittir.
  
Fasıl:7
KARAKOL NÖBETÇİSİNİN VAZİFELERİ

Madde 145-Karakol nöbetçisi karakol amirinin bulunmadığı zamanlarda onun tabii vekilidir.Amirin uzun gaybubetinde ayrıca bir vekil tayin edilmemiş bulunduğu surette karakol nöbetçisi karakol mevcudundan ehliyetlilerin en kıdemlileri arasından seçilir.

Madde 146-Karakol nöbetçisi karakolun inzibat ve intizamından nezaret ve muhafazaları altında bulunan kimselerle karakol eşyanın korunmasından ve karakolun temizliğinden mesuldür.
Madde 147-Karakol nöbetçisi, teftiş için karakola gelecek mafevklere yalnız kendisini takdim edecektir, tekmil haberi vermek vazifesi karakol amirine aittir.Amirin bulunmadığı hallerde nöbetçi kendisini takdim eder etmez karakol mevcudunun ve o anda bu mevcudun ve o anda bu mevcudun ne hal ve vaziyette olduklarını ve bir vaka varsa mahiyetini bildirmeye mecburdur.
Madde 148-Karakol nöbetçileri devri teslim muamelelerini bizzat eşya ve eşhası görerek ve sayarak icra ederler.
Madde 149Karakol nöbetçileri kalem muamelatının cereyanına yardım ederler.Karakola gelen evrakı amirlerine tevdi  ve müracaatçıları makamlarına sevk ederler.
Madde 150-Her karakolun yatak, istirahat,mesai ve diğer kısımlarında gerek mürettebat ve gerek iş sahipleri tarafından riayeti icap eden hususları gösterir levha bulundurulur. Bu levhalar yeknesaklığı temin etmesi için emniyet müdürlük veya amirliklerince ihzar ve karakollara tevzi olunur.
Madde 151-Karakol nöbetçisi karakolda sükun ve intizamın temini bakımından yukarıdaki madde de yazılı hususlarda alakalıların riayetlerini temin etmekle mükelleftir.
Madde 152-Karakol nöbetçisi; nezarethaneye konularak şahısların üzerlerini ayrıca aramaya ve nezarethanede kaldıkları müddetçe karakol amirlerinin izni olmadan ve bizzat muayene etmeden hariçten her hangi bir şeyi alıp vermelerine ve herhangi bir kimse ile görüşmelerine ve görüşmeye izinli olanlarında izinli oldukları hususları tecavüz etmelerine meydan verilmeyecektir.
Madde 153-Karakol nöbetçisi tahkikat sırasında mağdur,şahit veya maznunların yekdiğerleriyle görüşüp anlaşmalarına ve birbirlerin tesir veya tehdit altına alarak tahkikatı karatmaya çalışmalarına ve diğer üçüncü şahısların bu surette faaliyette bulunmalarına mahal bırakmayacaklardır.
Madde 154-Karakolda nöbetçiden maada bir kapı nokta memuru bulunduğu surette bu memurun vazifesi, mahsus bir işle tavzif edilmediği hallerde nokta memurları vazifelerinin aynıdır.Ve bu memurlar nokta talimatı esasları dahilinde faaliyette bulunacaktır.

Fasıl:8
DEVRİYE VE VAZİFELERİ

Madde 155-Devriye; umumi emniyeti korumak, suçları olmadan evvel önlemek veya yapıldıktan sonra takip etmek ve lüzumunda halka yardımda bulunmak üzere karakol mıntıkasına çıkarılan ve dolaşarak vazife gören memurlardır.
Madde 156-Devriye memurları iş yerleri,fabrikalar, sinemalar vesaire gibi bir anda halkla dolup boşalan yerlere geliş gidişin korunması maksadı ile çıkarılabileceği gibi çarşı, Pazar, panayır, park, mesire ve benzeri yerlerdeki faaliyetin emniyet altında cereyanını temin etmek üzerede çıkarılırlar. Ve mekteplerde talebenin çıkış zamanlarında bulundurulurlar.
Madde 157-Karakol mıntıkasına çıkarılan devriyeler taaddüt eylediği veya muayyen bir maksatla çıkarıldıkları takdirde vazife görecekleri semtin adıyla anılırlar.
Madde 158-Polis devriyeleri tam teçhizatlı iki memurdan terekküp eder. Ehliyetli memur devriyenin amiridir, sağda yürür.
Madde 159-Tabancalar kılıflarında bulunur. Tehlikeli anlarda ele alınır.
Madde 160-Devriyenin geçeceği yollar muayyen olmalı, yürüyüş ağır adımla yapılmalı, dönemeçlerde köşe başlarında durularak etraf gözetip tetkik edilmelidir.
Madde 161-Yürüyüşlerde ani dönüşler yaparak tarassut veya takip edilip edilmediklerini kontrol etmelidirler.
Madde 162-Hadiseleri vukuundan evvel önlemeye ve yapılmak ta olanların büyümesine mani olmaya, suçların ve önlenmesinde veya takip edilmesinde telaş ve heyecan  ve tereddüt eseri göstermekten çekinmeye ve hareket tarzlarını süratle kararlaştırarak hemen tatbik etmeye alışık olmalıdırlar.
Madde 163-Daima vakur ve nazik ve aynı zamanda atik ve tetik bulunurlar.
Madde 164-Yardım istemek mecburiyetinde kaldıkları veya süratle diğer zabıta kuvvetlerinin veya itfaiye, tahlisiye, sıhhi imdat gibi yardımcı ekiplerin müdahalesini icap eden hal ve hadiselerde en seri vasıtalarla bağlı bulundukları karakolları ve mümkün olduğu takdirde karakollarla birlikte yardımda bulunacak teşekkülleri haberdar ederler. İhbar, telefon,  düdük ve diğer emin vasıtalarla yapabileceği gibi muztar kalındığı takdirde havaya silah atmak sureti ile de yapabilir. Devriyenin ihbar ve istimdadına mıntıka kaydı olmaksızın diğer karakol memurlarıyla civar devriye memurlarının yetişmeleri şarttır. Düdük işaretleri şunlardır.
A)  Tek düdük yoklama içindir. İşiten yerini belli etmek için bu işarete aynı suretle mukabele eder.
B)  Birbirini müteakip iki düdük davete işarettir. İşiten aynı suretle mukabele etmekle beraber derhal davete icabet edecektir.
C)  Birbiri ardınca ve sürekli bir surette çalınan düdük sesleri imdat istenildiğine delalet eder, imdada koşanlar da bu işaretle geliyorum manasında olarak kesik ve kısa fasılalı üç düdük sesiyle mukabele eder. 
Madde 165-Devriye memurları 164’üncü madde hükmü mahfuz kalmak şartıyla mıntıkalarını terk edemezler. Vazifeleri hitamında karakola dönerler. Ancak hizmet müddetleri zarfında başlamış oldukları iş veya tahkikatı sonuçlandırmadan veya diğer vazifedarlara devretmeden evvel avdet edemezler.
Madde 166-Mıntıkalarını veya kendilerini teftişe çıkan amire rastladıklarında veya bunlar tarafından düdük vesaire herhangi bir vasıta ile çağrıldıklarında süratle yanlarına giderler. Ve ona kadar gördükleri, duydukları veya el koydukları işler hakkında kendilerine bilgi verirler
Madde 167-Mıntıkası dahilinde bulunan çarşı ve mahalle bekçilerini daima murakabeleri altında bulundururlar. Ve bunların hizmet defterlerine rastladıkları hal ile saat ve yerlerini kaydederler.
Madde 168-Devriyeler müteaddit iseler, yekdiğerleriyle muayyen buluşma yer ve zamanları ve varsa noktalarla buluşma zamanları tayin edilir. Bu suretle buluşacak devriyeler ayrı ayrı karakollara bağlı bulunuyorlarsa buluşma zaman ve mahalleri alakalı karakollar amirlerince tayin ve tespit olunur.
Madde 169-Yekdiğerleriyle veya noktalarla buluşan devriyeler birbirlerini ilgilendiren işe ait malumatı teati ederler ve lüzumsuz bir konuşma ve gecikmede bulunmaksızın vazife mıntıkalarına ayrılırlar.
Madde 170-Kar, tipi, fırtına gibi devriyenin dolaşmasını müşkülleştiren sebepler zuhurunda vazifenin ne şekilde yapılacağını karakol amiri tayin eder.
Madde 171-Devriye memurları vazifelerinin devamı müddetince herhangi bir sebep ve bahane ile hiçbir yerde oturamazlar.
Madde 172-Devriye memurlarının vazifelerinin devamı müddetince karakol ile temas ve irtibatları ile aranıldıkları anlarda çabuk bulunmalarını karakol amiri tespit eder.
Madde 173-Devriye memurları hareket ve faaliyetlerini disiplin talimatındaki esaslara uydurmaya mecburdurlar.
Madde 174-Devriye memurları mıntıkası dahilinde dolaşan şüpheli ve tanınmayan şahısları takip ve hüviyetlerini tahkik ederler.
Madde 175-Serseri ve mazanneisu  eşhasın hareket ve tarzlarını gözetler Suç addedilen bir vaziyet arz ediyorlarsa yakalayarak karakola teslim ederler.
Madde 176-Doğrudan doğruya dilencilik yapanları ve dilenciliğe sevk edilen küçüklerle bunları o yola sevk edenleri veya herhangi bir şey satar görünerek dilencilik yapanları ve dilencilik süsü takınarak hırsızlık masadıyla kapıları kurcalayan veya evlere sokulanları yakalayarak karakola teslim ederler.
Madde 177-:
A)  Her vasıtaya alet olmak istidadında bulunan meczuplarla yarı veya tehlikesiz delilerin;
B)  İşsizlerin mahrumiyet ve sefalete düşmüş olanların veya iş bulamasından değil, çalışmak istememesinden dolayı boşta gezenlerin;
C)  İçki ve uyuşturucu maddeleri kullanmayı iptila derecesine vardıran veya bu sebeple serseri bir hal olmuş bulunanların;
D) Fuhuşu itiyat edenlerle bunlara vasıtalık eyliyenlerin  veya yer gösterenlerin;
E)  İş bulmak, evlendirme gibi adlar altında dolandırıcılık eden veya küçükleri ahlaksızlığa sevk eyleyenlerin;
F)  Kaçakçılık sayılan fiillerden mahkum olmuş veya zan altında bulunmuşların;
G)  Durumları şüpheli ayak satıcı ve eski alıcıları ve bohçacıların;
H)  Yaş veya hastalık sebebi ile temyiz hassaları inkişaf etmemiş, şüpheli kimselerle düşüp kalkanların;
I)  Kendi hal ve meşgalesiyle mütenasip olmayacak surette sarfiyat israfatta bulunanların;
J)  Kumarbazların görünür vaziyet ve faaliyetlerinde müdahaleyi mucip bir halleri varsa müdahale ederek gereğini yaparlar. Bulunmadığı suretle de vaziyet ve faaliyetleri mahiyetinden karakol amirine bilgi verirler.


Madde178-Sokak tenviratından yanmayan lambalara, göçmüş lağımlara, geçidi tehlikeye düşürecek yapı ve yol inşaat tenviratına, inhidama meyletmiş binalara, açılarak veya vücuda getirilerek geceleri tenvir edilmeden bırakılmış çukur veya yığınlara, köşe başlarına maniler koymadan vesaitin geçmesine mani olacak derecede yollarda yapılan hafriyat veya tefrişata tesadüflerinde gereğine tevessül edilmek üzere keyfiyeti karakol amirine bildirilecektir.
Madde 179-Patlamış  su veya hava gazı boruları veya kopmuş elektrik , telefon, telgraf telleri veya devrilmeye yüz tutmuş direklerini gördüklerinde gereken tamiratın yapılmasını temin için keyfiyeti alakalılarına tebliğ ve yapılmasına kadar da amme selametinin korunmasını temin edecek acele tedbirleri ittihaz ederler.
Madde 180-Seyyar satıcıların veya reklamcıların mürür ve uburu işgal edecek surette halkı başlarına toplamalarına ve halkın sebepsiz olarak bu surette toplanmalarına meydan verilmeyeceklerdir.
Madde 181-Hava, kara ve deniz vasıtalarının durak yerleriyle bilet tevzi mahallerinde ve sinema, tiyatro vesair temaşa yerleriyle bilet tevzi mahallerinde ve sinema, tiyatro vesair temaşa yerlerinin kapıları önlerinde toplanan halk arasında intizamın muhafazasına, bilhassa bu gibi kalabalık yerlerde kolayca yapılabilen yankesicilik suretiyle hırsızlık, laf akmak, sarkıntılıkta bulunmak gibi umumi adab ve emniyete muhalif hareketle hakaret, sövme ve müessir fiilde bulunma suçlarının yapılmamasına dikkat ederler.
Madde 182- Gazete, ilan ve reklam müvezzilerinin hareket tarzlarını takip ve asılmak, dağıtılmak veya serpilmek suretiyle yapılan ilan ve reklamları tetkik etmeli ve bunların muayyen yerlerden gayri mahallere talik edilmelerine müsaade eylememelidirler.
Madde 183-Issızlık ve tenhalığın icrasını kolaylaştırdığı suçların yapılmasına meydan bırakmamak için günlük hayat faaliyetlerinin icabı olarak zaman zaman tenhalaşan iş ve çalışma yerleriyle meskenler civarına şüpheli ve sabıkalı kimselerin sokulmalarına mani olurlar.
Madde 184-Geceleri; merdiven, kazma, kürek vesair gibi suç ikama elverişli alet ve edavatın öteye beriye terkedilmesine ve açıkta bulundurulması zaruri olan eşyanın ziyana meydan verilmemesine dikkat ederler.
Madde 185- Çilingir, demirci, lekeci, çamaşırcı ve bohçacı, eski elbise tamir ve satıcılarının faaliyet tarzlarını kontrol ederek menşei tahkik edilmeden alınmış eşya veya yapılmış anahtar, kilit ve maymuncuk gibi aletler bulup bulunmadığını tetkik ederler.
Madde 186-Mıntıkası dahilinde izinsiz açılmış han, otel, pansiyon, bekar odası, hamam, plaj, kahve, gazino, meyhane, bar ve emsali mahallerle gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve umumi evlerin bulunduğuna rastlandığı veya ıttıla kesbettiği takdirde kapatılmalarını temin için keyfiyeti karakola haber verirler.  
Madde 187-Gizli kumar oynanan, uyuşturucu madde imal ve istimal edilen kaçak içki ve diğer eşya yapılan veya sürülen yerleri ve suçluların barınma veya suçla elde edilen eşyanın saklama mahalli olarak kullandıklarından şüphe edilen mahalleri tarassut ve toplayacakları malumatı karakol amirine bildirirler.  
Madde 188-Han, otel, pansiyon ve emsali yatacak yerlerin kontrolu esas itibarıyla karakol amirince veya mahsus sivil memurlar tarafından yapılır. Devriye memurlarının yetişebilecekleri taayyun eylediği takdirde bekar odalarıyla hanları kontrol etmeleri kendilerinden istenilinir.
Madde 189-Sinema, tiyatro ve diğer temaşa yerleri ile gazino, kahvehane, meydana vesair çalgılı ve içkili mahallerin kontrolleri sivil memurlar tarafından yapılır. Devriye memurlarının  bu yerlere girmeleri mahsusu emirle veya herhangi bir suça el koymak maksadıyla olur. Bu takdirde de devriye memurları buralarda oturmadan ve lüzumsuz bir gecikmede bulunmadan vazifeleri ne ise yaparak ayrılırlar. Ve bu yerlerin muayyen saatlerinde kapatılmalarını temin ederler.   
Madde 190-Nakil vasıtaları sürücü ve şoförlerinin ehliyet vesikalarını haiz bulunmalarına, içki almış oldukları halde bu vesaiti istimal etmemelerine, tayin ve tespit edilmemiş durak yerlerinden garaj ve arabalıklar haricinde sokak, çıkmaz arsa gibi yerlere bu vasıtaları bırakmamalarına göz kamaştıracak derecede kuvvetli ışık kullanmamalarına ,gece, ışıksız seferde bulunmamalarına , istiap haddinden fazla yük ve yolcu almamalarına , tayin edilen süratten fazla hızlı gitmemelerine dikkat edeceklerdir. 
Madde 191-Tramvay ve tren hatlarına kazaya sebebiyet verecek surette, eşya, boş hayvan terk edilmemesine, diğer türlü engeller vaz olunmamasına , hatlar üzerinde yürünmemesine ve nakil vasıtalarının taşlanmamasına bakacaklardır.
Madde 192-Devriye memurları 156’ıncı maddede yazılı maksatların temini için çıkarılmış oldukları surette bu maksatlara uygun olarak faaliyette bulunurlar. Ahlaka ve umumi terbiyeye aykırı hareketleri men ederler. Halkın esnaf tarafından aldatılmasına , zarara sokulmasına , yankesicilik, muslukçuluk sureti ile hırsızlığa, tavcılık, pepelcilik, mantarcılık ve emsali surette dolandırıcılığa maruz kalmamalarına ve bu gibi yerlerde sabıkalıların dolaşıp faaliyette bulunmamalarına dikkat ederler.
Madde 193-Ruhsatsız açılmış dershane veya mektepleri , gizlice yasak tedrisat yapılmakta olan veya ayin icra edilmekte bulunan yerlerin mevcudiyetini sezdikleri ve öğrendikleri takdirde gereğine tevessül edilmek üzere karakol amirine bildirirler.
 Madde 194-Suç sayılmayacak ve fakat kendini idare edemeyecek derecede sarhoş olanların bir kazaya maruz kalmalarına veya herhangi bir suç işlemelerine mani olmak ve müdâvatı da yapılmak üzere karakola teslim ederler.
Madde 195-Devriye memurları yakaladıkları suçluları sevk ederken kendi emniyetlerini tehlikeye düşürecek bir tecavüze maruz kalmaları ihtimallerini göz önünde tutarak bunları kendilerine tecavüze yarayacak her alet ve vasıtadan tecrit edeceklerdir. Bu tecrit alet ve vasıta elde veya görünebilecek bir yerde ise doğrudan doğruya zaptedmek ve belde ve cepte saklı bulunuyorsa elbisesi üzerinden umumi bir yoklama yaparak bulunduğu yerden almak sureti ile yapılır. Suçlunun üzerinin tam ve etraflı olarak aranılması karakolda icra edilir.
Madde 196-Devriye memurları suçluların sevkleri sırasında yalnız bunların firar ,mukavemet veya tecavüz gibi muhtemel hareketlerini önlemeyi değim ,aynı zamanda işlediği suç dolayısıyla herhangi bir tecavüze maruz kalmaları hususlarını da nazara alarak korunmalarını sağlayacaklardır.
Madde 197-Devriye memurları fevkalade hallerde veya amme selametini tehlikeye düşüren hadiselerde halkın korku ve heyecanını teskine çalışacaklar ve gerekiyorsa kendilerine yardım edecekler ve hareket tarzları hakkında tarifat ve talimat ta bulunacaklardır.
Madde 198-Devriye memurları ihzarı emrolunanlarla haklarında tevkif ve yakalama müzekkeresi çıkarılmış veya çıkarılması beklenilmekte olup aranılmakta bulunmuş kimseleri gördüğü takdirde yakalayarak karakola teslim edeceklerdir.
Madde 199-Devriye memurları öteye beriye bırakılmış yeni doğmuş çocuklara tesadüflerinde hayatlarını mahafaza için bunları en yakın  eczane veya sağlık müesseselerine götürürler ve bırakanları hakkında tahkikat yapılmak üzere kelfileti amirlerine bildirirler.
                                              
Fasıl:9
NOKTA VE VAZİFELERİ

Madde 200- Nokta :
A)   Halkın toplu bulunduğu veya bu suretle gelip geçtiği çarşı, pazar, meydan, park, bahçe ve iskelelerde,
B)   Mezarlıklar, yangın yerleri vesair gibi ıssız ve tenha yerlerde,
C)    Mali, iktisadi, sınai tesislerin bulundukları mahallerde,
D)   Suçların kesretle vukuu umulan mevkilerde intizamın korunması, suçların önlenmesi ve suçluların takibi ve içtimai yardım yapılması kastiyle veyahut sadece seyrüfer işlerinin tanzimi maksadiyle bu yerlere konulan ve durarak vazife gören memurdur.
Madde 201- Nokta mahalleri telefona bağlı bulundukça bir memurla idare olunur. Telefon yoksa noktanın iki memurdan terekküp etmesi lazımdır
Madde 202-   Telefonla bağlı bulunsa bile 200 üncü maddenin B fıkrasındaki yerlere çift memurla noktalar ikame olunur. Ve bu mevkideki geçitlerin geceleri tenviri temin olunur
Madde 203-   Sırf seyrüseferin tanzimi için çıkarılan noktaların telefonsuz vazife görmeleri mümkündür. Ancak bu yerlerde diğer emniyet işlerinin de görülmesi icap ediyorsa memur adedi ikiye çıkarılacağı gibi telefon vaz’ı lazım gelir.
Madde 204-   Nokta mahalleri oldukça geniş bir sahayı görecek veya böyle bir sahada olup bitenlerin çabuk kavrayacak bir mevkide tesis edilmesine dikkat olunur.  
 Madde 205-  Çıkarıldıkları maksatlara göre noktalar daimi veyahut muvakkat olurlar. Mevzubahis olan şey; günün her saatinde polisin hazır bulunması istilzam eden geçit veya mevkilerin muhafazası ise daimi; pazar, çarşı, park, müessesat gibi muayyen  saatler dahilinde faaliyet gösteren veya iskele, istasyon, iş yerleri misilli fasılalı zamanlarda hareketlerde vuku bulan yerlerin korunması ise bu faaliyet ve hareketlerin vukuu anlarına veya devamları saatlerine münhasır kalmak üzere muvakkat noktalar konulur.
Madde 206-   Nokta memurlarının vazifeleri devriye memurlarının vazifelerinin hemen aynı mahdut  bir mevkide daima hazır bulunmak mecburiyetinde olduklarından icra tarzları bazı hususi kayıtlara tabidir. Bu kayıtlar aşağıdadır;
A)  Nokta memurlarına nokta mahallinden uzaklaşmalarına istilzam eden vazifeler tevdi edilmez.
B)  Nokta mahallinde rastladığı ve fakat suç mahiyetini haiz olmaması dolayısiyle müdahalesini celbetmediği faaliyetlerin neticesi takip maksadıyla da olsa mevkiinden ayrılamaz
C)  Nokta memuru ancak bulunduğu  nokta mahallinin muhtelif istikametlerinde yirmişer adımlık bir mesafe dahilinde dolaşabilir. Sinyal tertibatı vücuda getirilmiş ve tavzif edildikleri mevkiin ehemmiyeti daha geniş bir mesafe dahilinde dolaşmalarına müsait bulunmuş olduğu takdirde bu mesafeler sinyal ses veya işaretinin işitilip görülebileceği yerlere kadar uzatılabilir.
D)  Nokta memurları bir suç işlenmesi veya mahsus bir emrin icrası halleri müstesna olmak üzere umuma açık yerlere giremezler.
E)  Mevkii haricinde yapılmakta olduğunu haber aldığı suçlara el koyabilmesi için derhal karakol amirine malumat vermesi şarttır.
F)  Yakaladıkları suçluları karakol amirine bildirirler. Alacakları emre göre ya bunları bizzat karakola veyahut da karakoldan gönderilecek memura teslim ederler.
G)  Nokta memurlarının karakola malumat vermeden tahdit edilen hudut haricinde cevaz verilen hususlardan gayri sebeplerle çıkmaları veya bu hudut dahilinde de olsa vazifesinden başka bir vesile ile kapalı bir yere girmeleri nokta mahallini terk sayılır.
H)  ( 1964 Değişikliği) Nokta memurları daima ciddi bulunurlar. Kendilerine müracaat edecekleri kulübenin önünde nezaketle kabul etmeye müracaat telefonla konuşmayı istilzam ediyorsa bunu alacağı izahata göre bizzat kendileri yapmaya mecburdurlar. Kulübe içine kimseyi alamaz. Telefonla kimseyi görüştüremezler. Bir yere dayanıp duramazlar. Nokta önüne sandalye atıp oturamazlar ve başkalarının bu suretle oturmalarına müsaade edemezler. Nokta  kulübesinde yangına sebebiyet verecek ateş bulunduramazlar. Ne kulübede ve ne de herhangi bir yerde çay ve yemek yiyemezler. Lâubali ve kayıtsız tavır ve hareketlerde bulunamazlar.
Madde 207-Nokta memurları yukarıdaki fıkralarda yazılı kayıtlar ve şartlar altında aşağıdaki yazılı vazifeleri göreceklerdir:
A)     Şüpheli ,sabıkalı ,serseri, mazannaisu eşhasın hareket tarzlarını gözetlerler. Bunlardan  kendi veya mücavir karakol mıntıkaları istikametlerine geçmiş olup ta mevcudiyetlerinden haberdar olunmasında fayda mülahaza  edilenlerin hareketlerindin ait oldukları karakola malumat verirler.
B)     Dilencilik eden veya dilenciliğe sevkeden veya edilenleri veya bu suretle hırsızlık teşebbüsünde bulunanları yakalar.
C)     Mezcupların yarı veya tehlikesiz delilerin , işsizlerin , mahrumiyet ve sefalet içinde bulunanların , içki veya uyuşturucu madde müptelalarının ,fuhuşu veya fuhuşa  vasıtalığı itiyat edenlerin ,yaş veya hastalık sebebiyle temyiz hassaları henüz inkişaf etmemiş olanların ,şüpheli kimselerle düşüp kalkanların ,kaçakçılar ve kumarbazların ,kendi hal ve meşgalesiyle mütenasip olmayacak bir surette sarfiyat ve israfatta bulunanların göze çarpan hareket ve faaliyetlerinde müdahaleyi mucip bir halleri varsa müdahale ederler. Böyle bir hareketleri bulunmadığı surette de müşahede ettiği vaziyetlerinden avdetlerine karakol amirine bilgi verirler ve icap ederse telefonla mücavir nokta ve karakolları faaliyetlerinden haberdar ederler.

D)     Mevkii dahilinde izinsiz açılmış han, otel ,pansiyon, bekar odaları ,hamam,plaj, kahve ,gazino ,bar ve emsali mahallerle gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve umumi fuhuş evlerinin bulunduğu gördüğü veya işittiği surette keyfiyeti karakol amirine bildirirler.
E)      Mevki dahilinde harice akseden hareket ve faaliyetleri göre içinde kumar oynandığından ,uyuşturucu maddeler yapıldığından veya sair kaçakçılık fillerinin icrasından suçluların barınma veya suçla elde edilen eşyanın saklanmasından ,gizli tedrisat , ibadet veya ayin icra olunduğundan şüphe edeceği yerler hakkında amirine malumat vereceklerdir.
F)      Mevki dahilinde seyyar satıcılarının veya reklamcıların mürür ve uburu işgal edecek surette halkı biriktirmelerine veya halkın sebepsiz olarak bu surette toplanmalarına mani olacaklardır.
G)     Mevki dahilinde bulunup muayyen saatlerde kapatılmaları icap eden kahve ,gazino, bar, tiyatro , sinema ve emsali mahallerin tayin edilen saatlerde kapatılmalarını temin ederler.
H)     Nakil vasıtalarının tayin edilmiş durak yerlerinden gayri mahallerde sebepsiz durmamalarına ,durmaya mecbur kalanların tevakkuflarını uzatmalarına , göz kamaştıracak derecede  kuvvetli ışık kullanmalarına veya ışıksız seyirde bulunmamalarına , tayin edilen süratten fazla sürütle gitmemelerine , istiap haddinden fazla yük veya yolcu almamalarına , tranvay tren hatlarınakazaya sebebiyet verecek eşya vesair engeller konmamasına, hatlar üzerinde yürünmemesine ve nakil vasıtalarının taşlanmamasına dikkat edeceklerdir.
I)        İhzarı emrolunanlarla haklarında tevkif ve yakalama müzekkeresi çıkarılmış veya çıkarılacağı umulmuş kimseleri gördüğü surette yakalıyarak karakol amirine malumat vereceklerdir.
J)       Devlet ve hükümet büyükleriyle yabancı devlet ricalinde kimlerin hangi istikametlere ve vasıta ile gitmiş olduklarından akabinde karakol amirlerine bilgi verirler.
K)    Yangın huzurundaki keyfiyet derhal itfaiyeye ve karakola haber vermekle beraber hemen yardıma koşacaklardır.
L)      Nokta memurları fevkalade hallerde ve ammenin selametini tehlikeye düşüren hadiselerde halkın heyecanını teskine çalışırlar. Lazımsa, hareket tarzları hakkında kendilerine tenvir ederler.
M)   Nokta memurları ister hizmet mevkii haricinde olsun veya ister polisi alakadar etmemiş bir keyfiyeti haiz bulunsun vaki olacak müracaat ve şikayetleri dikktale dinlemeğe takibat icrasını istilzam eden hususları karakol amirine bildirmeğe veya müşkülünü hangi makama müracaatla halledebileceği hakkında müracaatçı veya şikayetçiyi tenvir etmeye mecburdur.
N)    Nokta memuru 200 üncü maddenin A fıkrasındaki maksatların temini için çıkarılmış bulunuyorsa devriye talimatını 192 nci maddesine uygun şekilde hareket eder.
O)    Nokta memuru devriye talimatının 178, 179, 181, 185 inci maddelerinde yazılı haller karşısında bu maddelerle yapılası talep edilen vazifeleri icra ile mükelleftir.
P)      Nokta memurları hareket ve faaliyetlerini disiplin talimatındaki hükümlere uydurmağa mecburdurlar.
   
       

                                                       
KISIM- 4
DİĞER HÜKÜMLER

Fasıl:  1
MESLEĞE GİRECEKLER HAKKINDA TATBİK EDİLECEK MUAMELELER

Madde 208- Polis stajyerliklerine alınan polis mektep veya enstitü ilk tahsil kısımlarına veya kadrolarına gönderileceklere; mektep veya enstitü müdürleri ve kadrolarda emniyet müdür veya amirleri tarafından polisin taşıdığı asil ve şerefli mana mensuplarının haiz olmaları lazım gelen manevi ve ahlaki vasıfları hakkında veciz bir hitabede bulunarak bu mesleğe intisaba muvaffak olduklarından dolayı kendilerine tebrik ve muvaffakiyetleri temenni olunur.
Madde 209- Hitabe, mektepler gibi toplu bir stajyerler kütlesine irad edilecekse stajyerler içtima mahallinde merasim duruşu halinde bulundurularak, bir veya birkaç stajyer için yapılacaksa kadronun idari işlerine bakan müdür veya amir tarafından makama getirilerek nutku söyleyecek zata takdim olunur.  
Madde 210-   Stajyerler; mektep veya kadrolarında bu hitap yapıldıktan sonra tayin edildikleri yeni vazifelerine sevkedilirler.
Madde 211- Karakol amiri stajyerleri karakol mürettebatına takdim eder, kendisine Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile tatbik suretini gösterirler. Nizamname hükümlerini ve bu meyanda silah istimalini icap ettiren hallerde silahın istimal suretini ve polise cari disiplin usulleri hakkında bilgiler verir. 
Madde 212- Karakol amiri stajyere derhal bir polis rehberi vermekle beraber karakolun en kıdemli, tecrübeli ve değerli memuru refakatinde mıntıkasına çıkararak polisce bilinmesi ve tanınması icap eden şahıs ve şeyler gösterilmek suretiyle malumat edinmesini temin eder.
Madde 213-   Stajyer memurlar karakola tayinin ertesi gününde daima ehliyetli memur refakatinde nokta ve devriye hizmetlerine çıkarılır. Karakolda istirahatte kaldığı müddetçe polisi ilgilendiren mevzular etrafında tetebbüe sevkedilir. Bu suretle mümkün olan süratle polis işlerini ve mesleğe karşı umumi vazifelerini öğrenerek yapmağa alışması için her imkan ve fırsattan istifadeleri temin olunur.  
Madde 214- Polisin mesleki bilgilerini inkişaf ettirmek maksadıyla emniyet müdürlük veya amirliklerince kadrolu memurları için konferanslar tertip edilir. Bu konferanslar ; hizmetin müteessir olmamasını temin edecek surette haftada, on beş günde veya nihayet ayda bir defa olmak ve bütün polisin birden iştiraki kabil olmayan hallerde münavebe usulü tatbik edilmek üzere emniyet erkanı tarafından verilir.
Meslek haricindeki zevatın mesleği ilgilendiren hukuki veya fenni mevzular etrafında konferans vermeleri kolaylaştırılmalı ve diğer yerlerde bu mevzular üzerinde verilecek  konferanslarla memurlarımızın da iştirakleri temin edilmelidir.

Fasıl:2
SİLAHLA GİRİLEMEYECEK YERLER
Madde 215- Polisin izinli dahi olsa üniformayı labis olduğu , sivil olup da vazifeli bulunduğu müddetçe silahlı bulunması kaidedir. Aşağıda sayılan ve polisin kendisini veya bulunduğu mevkii tehlikeye düşürecek veya hükmetmek kudretini haiz bir otoritenin nüfuzuna müessir olacak hallerde bu kaidenin istisnası teşkil eder.
A)  Polis tehlike bakımından :
1)  Cezaevlerine ,tevkifhane, nezarethane, akıl hastanelerine,
2)  Diğer hastane ve tedavihanelerin hastalarla meşgul kısımlarına;
3)  Barut, bomba , dinamit, gaz, benzin ve emsali gibi yanıcı ve patlayıcı mevadın imal, istihsal veya muhafaza edildiği yerlere;
B)  Nüfuza müessir olmamak bakımından:
1)  İster müşteki, şahit, ehlihibre sıfatıyla olsun, ister bir davanın maznunu bulunsun mahkemelere ( sorgu hakimleri mahkemeler dışındadır.)
2)  Yine bu sıfatlarla polis divanlarına, inzibat komisyonlarına, idare heyetlerine silahla girmeyeceklerdir.
3)  Maznun polis mahkemelere üniformalı olarak da giremez.
C)  A bendinin birinci fıkrasındaki hallerde doğrudan doğruya tabancası ve ikinci fıkrası ile B bendinin birinci ve ikinci fıkralarındaki vaziyetlerde şarjörünü yanında muhafaza ederek sadece tabancasını ve A bendinin 3’ üncü fıkrasında yazılı hususlarda da tabancasını yanında alıkoyarak yalnız şarjörünü alakadar müessesenin mesul memuruna teslim eder.
(Değişik :RG. 28/08/1979-16738)
Madde 216- Emniyet örgütünde Emniyet Hizmetleri sınıfına dahil personelden; görevden uzaklaştırılan, gözaltına alınan ,geçici olarak görevden çıkarılan veya maaşsız izine ayrılanlar tabanca taşıyamazlar.
      Bu duruma giren personelin tabancalarını ve mermilerini kadrolarında ilgili birim amirine , çalıştığı kadro dışında ise ,tabanca almaya yetkili birim amirine teslim etmeleri ve bu amirlerinde teslim almaları zorunludur. Teslim etme ve alma işlemi üç nüsha olarak düzenlenecek tutanakla saptanır. Bu tutanağın bir nüshası ilgili memura verilir. Diğer nüshaları da tabanca ile ilgili işlemlerle birlikte gerekli birimlere gönderilir.
     İzin veya istirahat gibi görevden ayrılmayı gerektiren diğer hallerde, taşımakta oldukları resmi tabancalar personel üzerinde bırakılır.
Ancak;
a)   Merkez kuruluşunda, kendi birimlerinde Teftiş Kurulu Başkanı, Daire Başkanları ve okullarda Okul Müdürleri ile illerde İl Emniyet Müdürlerinin önerisi almak kaydıyla veya gerekli görülen hallerde resen Emniyet Genel Müdürlüğünce tabancalarının alınması emredilebilir.
b)   Tutum ve davranışları, izinli veya istirahatli oldukları sırada, üzerlerinde tabanca taşımalarını sakıncalı hale sokacağı kanısına varılan personelin tabancaları, Merkez kuruluşlarında Teftiş Kurulu Başkanı, Daire Başkanları ve Okul Müdürleri ile  illerde İl Emniyet Müdürlerince alınır. Bu memurlar tabancaları alınmadan , izin ve istirahate çıkamaz ve çıkarılamazlar.

Fasıl:3
POLİSİN MUHABERE VASITALARI VE KULLANMA TARZLARI

Madde 217-Polis telli, telsiz, telgraf ve telefon vasıtalarından ve her nevi sinyal aletlerinden kara,hava,deniz posta nakliyatından istifade eder. Bu vasıtalardan  kendi elinde bulunanlardan doğrudan doğruya, diğer teşkilata bağlı olanlardan dahi usüllerine göre faydalanılır.
Madde 218-Polisin 217’inci maddede yazıla telsiz ve sinyal tesisleriyle binek, motorlu, motorsuz vasıtalara bizzat sahip olması esastır. Ancak bu teşkilat ve tesisat yapılıncaya kadar polisin telli telefon ve çıngıraklı ve ışıklı işaret makine ve aletlerinden azami surette istifade etmesi şarttır.
Madde 219-Noktadan başlayarak en büyük teşekküle kadar her sabit polis müesseselerinde telefon ayrılmaz bir cüzüdür. Telefonsuz bir nokta kulübesinin ihdası dahi caiz değildir.
Madde 220-Telefonlar ayrıca şehir tesisatı olmayan yerlerde polis veya jandarma santralına ve tesisat bulunan yerlerde de bu tesisata veya her ikisine ayrı ayrı makinelerle bağlı bulunur.
Madde 221-Telefon işletmesinin posta idarelerince deruhte olunduğu mahallerde polis makine ve şebekesinin teknik bakımı ve ıslahı mahsus kanun mucibince bu idarelere temin ettirilmelidir.
Madde 222-Polis karakollarında telefondan başka ihbar, devlet ve alarm gibi hususlarda kullanılmak üzere çıngırak ve ışık tertibatı vücuda getirilir Bu tertibat ve vesaitin bol olduğu yerlerde nokta kulübelerine kadar teşmil edilmelidir. Sinyal tertibatıyla teçhiz edilen noktalar memurlarına daha geniş bir vazife sahasının verilmesi temin edilir.
Madde 223- Polis santral odaları mahremdir. Doğrudan doğruya muhabereye ve idareye memur olanlardan gayrı kimselerin zaruri bir sebep ve mazeret olmadan telefon santrallarına girmeleri ve muhaberede bulunmaları yasaktır.
Madde 224-Gerek santrale girmek yasaklığına ve gerek telefon muhaverelerinin gizliliğine hususi bir itina sarfolunur. Makine ve santral odalarında geçecek muhaverenin hariçten duyulmaması temin edilmelidir.
Madde 225-Telefonda yüksek sesle konuşmak tekniğe de uygun değildir.Ses ne kadar tabii olursa muhavere o kadar selamete cereyan eder.
Madde 226-Muhavereyi arızaya uğratan sebeplerden biriside mikrofonu yere ufki tutmaktadır. Bu mahzurdan sakınmak için mikrofonunun yere amut olarak tutulmasına itina edilmelidir.
Madde 227-Telefon muhavereleri sadece vazifeye hasrolunur. Gerek memurların ve gerek halkın hususi işlerine polis telefonlarında yer verilmemelidir.
Madde 228-İhbar zili çalınca davet edilen memur mikrofonu eline alır almaz kendisini takdim edecektir. Muhabere kısaca mesela; (Hasan Sınmaz,Komiser Anafarta), (Şerif KUTLUER, Polis Memuru (29) Beyoğlu) gibi ad, sıfat ve bildirmekle ve bilmukabele davet eden de kim olduğunu ve ne istediğini söylemekle olur. V e maksattan fazla konuşma yapılmaz, alınan emirlerin yalnız anlaşılmayan kısımları teknik olunur.
Madde 229-Telefon muhavereleri pek ciddi ve nazik bir tarzda yapılmalıdır. Muhatabını anlamadan kullanılan lisan sadece konuşanı mahçup bir duruma düşürmekle kalmaz, aynı zamanda hakkında inzibatı ve kanuni takibatı da istilzam edilebilir.
Madde 230-Polis malı telefon hatlarının çift olması esastır. Ancak bu temin edilinceye kadar bu hatlar diğer telefon ve bilhassa elektrik hatlarından tecrit edilmeli, toprak hattı derince ve daimi rutubetli mahallerde tesis olunmalı, tekniğe çok dikkat edilmelidir.
Madde 231-Telefon hat ve makinelerinde arızalar büyük bir süratle bertaraf edilmelidir. Her günün mesaisine başlamadan santral tarafından şebekede mevcut makineler kontrol edilmeli ve bu cihet gayri muayyen zamanlarda tekrar olunmalı ve bilhassa mutad  harici muhaverede bulunmadığı görülen makineler aranılmalı ve arıza varsa derhal giderilmelidir.
Madde 232-Polis santrallarına kendi hizmetine mahsus olanlardan gayri makineler bağlanamaz. Mahsus nizamlarına veya alınan tedbirlere binaen müessesine telefon vaz’ına mecbur olanların makineleri şehir telefon santrallarına bağlanmalı ve polise irtibat bu vasıtalarla temin edilmelidir.
Madde 233-Açılması zabıtanın tahkik ve mahallin en büyük mülkiye memurunun iznine bağlı yerlerde telefon vaz’ı mecburi tutulmalıdır. Halen faaliyette bulunan bu gibi yerlere kısa bir zamanda ve bundan böyle açılacak olanlarına da açılmaları akabinde telefon konulması keyfiyeti temin edilmelidir. Bu mecburiyetten bekar odaları , esnaf kahveleri  gibi mahdut kimselerin barındırıldığı veya devam ettikleri yerler istisna edilebilir.
Madde 234-Telefon vaz’ın mecbur tutulacak hallerde, mahallin emniyet müdür veya amiri lüzum görürse sırf istimdat işlerinde kullanmak üzere düdük dahi bulundurmamaları temin edilir. Bu takdirde hangi hallerde ettikleri surette haklarında takibat icra olunur.



 
FASIL:4
POLİSÇE YAKALANACAK VE SEVKEDİLECEK ŞAHISLAR HAKKINDA TATBİK OLUNACAK USÜLER:

Madde 235-Polis yakalamada ve yakalanan şahsın sevkinde çok tedbirli ve ihtiyatlı bulunmaya mecburdur.
Madde 236-Bu tedbirler bilhassa:
A)   Şahsın kanunen kaçak sayılan hallerden dolayı yakalandığı surette firar;
B)   Polisin yakaladığı şahıs veya başkaları tarafından tecavüze maruz kalması;
C)   Şahsın başkalarına veya başkalarının şahsa yardım veya tecavüzde bulunması;
D)   Suç iz ve delilerini yoketmesi ihtimallerinden herhangi bir veya bir kaçının veyahut da cümlesinin varid bulunduğu hallerde daha esaslı ve şumüllü olarak tedbir alınmalıdır.
Madde 237-Yakalanan şahıs236‘ıncı maddede zikredilen ihtimallerin de varid bulunduğu halde tutulmuş ise sevkinde atideki tedbirler alınmalıdır.
A)   Şahıs tecavüz vasıtalarından tecrid edilir.
B)   Kelepçe ile sevkedilir.
C)   Polise veya yakalanan şahsa tecavüzde bulunmaları umulan diğer şahıslar bu muamelelerin geçtiği yerden uzaklaştırılır.Bu suret kabil olmazsa veya kafi gelmezse ve aynı zamanda polisin kendisi veya muhafaza ettiği şahıs için ciddi bir tehlike mevcut bulunuyorsa onlarda muvakkaten yakalanabilir.
Madde 238-237‘inci maddede zikredilen hususlardan gayri hallerde;
A)   Şahıs fiili mukavemette bulunuorsa;
B)    Sevk edileceklerin adedi;sevke memur olanlar tarafından firarlarına mani olunmayacak kadar çok olur ve işledikleri fiillerde tevkiflerini istilzam eder derecede bulunursa;
C)   Tevkifi mucip bir suç işlenmiş aynı zamanda hüviyetini ispat edememiş olursa ;kelepçe ile sevk olunabilir.
D)   Delillerin sevki umumiyet itibariyle belediye zabıtasına ait olunduğundan polis için sevk keyfiyeti değil, sadece yakalanarak alakalı mercie teslimi hususu mevzubahistir.Bu takdirde yakalanan delinin başka bir suretle zararsız bir hale korması mümkün değil ise deli gömleği ile sevki icap eder.Ancak yakalandığı anda deli gömleği bulunmadığı takdirde üzerinde yara ,bere yapmayacak ve aynı zamanda kollarını da hareketten alıkoyacak surette herhangi bir vasıta ile bağlanmalıdır.
Madde 239-Tahsili Emval Kanunu hükümlerine göre yapılacak tevkiflerde polis kendi emniyetinin korunması veya gösterilecek mukavemetin kırılması halleri müstesne kelepçe istimal edemez.
Madde 240-Sevk edileceklerin serdedecekleri sebep ve bahaneler ne olursa olsun sevkolunacakları yerden gayri mahallere uğramamalarına , yollarda ötekiyle berikiyle temasta bulunmamalarına veya işaretleşmelerine veyahut da her hangi bir şey alıp vermelerine müsaade edilemez.
Madde 241-Sevkedilenlerin yekdiğerinden ayrılmamalarına, ileri geri kalmamalarına ,gürültü patırdı  etmemelerine ,itişip kakışmamalarına ,hızlı yürümelerıne veya ağır hareket etmelerine meydan verilmez.
Madde 242-Kelepçeler biri güçlü kuvvetli, diğeri zayıf olmak ve güçlü kuvvetlinin sağ bileği , kelepçeye geçirilmek sureti ile takılmalıdır. Kelepçelerin gevşetilerek bir firar teşebbüsünde bulunacağı ihtimali sevk eden memur tarafından daima gözönünde tutularak bu cihet kontrol edilmelidir.
Madde 243-Sevk işleri sevk edenin sevkedilenleri bir adım arkadan takip etmek suretiyle cereyan eder. Sevke memur olanların sevkedilenlerin önünden veya yanlarından yürümeleri yasaktır. Ancak kafile halinde sevkiyatta yanlarda ve icap ettiği takdirde önlerde de memur bulundurulabilir.
Madde 244-Sevkedilenlerden birinnin firari halinde memur tek ise düdük çalmak, tutun yakalayın diye bağırmak sureti ile halktan yardım ister ve aynı zamanda vakit kaybetmeksizin diğerlerini en yakın nokta  veya karakola teslim ettikten ve firarinin kaçtığı istikametteki polis teşekküllerini hadiseden haberdar etmelerini temin ettikten sonra takibine koyulur. Birden fazla memurla sevklerde biri veya bir kaçı takibe koyulur.Diğerlerini sevke devam ederler.
Madde 245-Siyasi suç maznunlarının toplu olarak sevkleri kapalı nakil vasıtaları ile yapılır. Bu vasıtalarda ve güzergahta kuvvetli emniyet tedbirleri alınır.
Madde 246-Tecevüz ve firarlarından ciddi surette endişe edilenler müstesna kelepçeli ,kelepçesiz bir memura dört kişiden fazla şahsın sevki tevdi edilmez.
Madde 247-Kaçak sayılan hallerde sevk evrakına (dikkat, kaçar veya suçu mühimdir.) gibi ikaz işaretleri konur.
Madde 248-Namuslu ve maruf  kimselerle kadınların zararsız suçlarından dolayı sivil polis tarafından sevkleri tercih olunur.
Madde 249-Sevke memur olanlara sevkedileceklerin hangi sebeplerden dolayı elde tutulduklarından etraflı bilgi verilir.
Madde 250-Sevk postasının karakoldan hareketiyle teslim edecekleri mahalle muvasalatları arasında geçecek zaman karakol amiri tarafından hesaplanmalı ve hareket saati tespit edilerek bir gecikme vaki oluyorsa hemen sebebi araştırılarak sevkin bu bakımdan da selametle cereyanı temin edilmelidir.



Fasıl:5
SON HÜKÜMLER

Madde 251-Bu talimatta ayrıca zikredilmediği halde mafevki tabirinin şumülüne amirler ve karakol tabirinede merkezler dahildir.
Madde 252-Ayrıca bir hüküm bulunmadığı hallerde disiplin kısmındaki hükümler bütün polis mensupları hakkında tatbik olunacaktır.
Madde 253-Bu talimatta yazılı olan emirlere muhalif hareket edenler veya mecburiyetlere riayet etmeyenler hakkında mahsus kanunlarla ayrıca ceza vazedilmemiş hallerde emniyet teşkilatı mensuplarına verilecek inzibati cezalara dair nizamnamenin 2inci fıkrası hükmü tatbik olunur.
Madde 254-Hilafı usulen ispat edilmedikçe veya fiilin maddeten itra veya ihmali mümkün görülmedikçe tahkikatla tevsikine imkan bulunmayan disiplin kusur ve kabahatleri hakkında mafevkin bizzat müşahadesine müstenit olarak verdiği rapora itibar olunur.
Madde 255-Karakol teşkilatı kısmında yapılması istenen yenilikler ve değişikliklerin talimatının mer‘iyeti  tarihinden itibaren nihayet altı ay zarfında  ikmal edilmesi lazımdır.
Madde 256-İş bu talimat hükümlerinin tatbikine tebellüğü tarihinden itibaren başlanacaktır. Ve tatbik tarihi iki nusha zabıt varakası ile tespit edilerek bunlardan birisi talimata bağlanarak  diğeri de Vekalete gönderilecektir.

















Günümüz Türkçesiyle yazılan metin
POLİS DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ


POLİSİN DİSİPLİNİNE MERASİM VE TOPLULUKLARDAKİ ROLÜNE VE POLİS KARAKOLLARI TEŞKİLATI İLE VAZİFELERİNE DAİR TALİMATNAME


KISIM 1
BÖLÜM 1

DİSİPLİN

Madde 1- Polis mesleğinde disiplin temeldir. Disiplin; kanunlara, kurallara, emirlere mutlak itaat etmek ve astın ve üstün hukukuna uymak demektir.
Madde 2 - Poliste disiplinin yerleşmesi ve gelişmesi için bütün mensuplarını; mutlak bir itaate ve vicdan rahatlığı verdiren doğrulukla yerine getirmeye, her hizmeti en küçük ayrıntısına kadar büyük bir dikkat ve istekle yapmaya alıştırmak, kalplerine meslek ve görev sorumluluğu vermek gerekir.
Madde 3 -   Tam ve sağlam bir disiplin için amirle memurun karşılıklı sevgi ve saygı ile birbirine bağlanmaları ve güven beslemeleri şarttır. Aksi takdirde disiplin tehlikeye düşer, gevşer, başarısızlığa yol açar.

Madde 4 - Disiplinin az çok bozulduğunu veya gevşediğini sezen her amir maddi ve manevi sebeplerini derhal araştırarak gidermeye ve bu yolda yasal yetkisini tamamıyla kullanarak disiplini sağlamaya mecburdur.
BÖLÜM 2
ASTIN GÖREVLERİ

Madde 5 -  Ast; amir ve üst’üne mutlak surette saygı ve itaate borçludur. Belirlenmiş görevlerini ve aldığı emri vaktinde yapar. Emri değiştiremez ve hududunu aşamaz. Emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. İtaat hissini ihlal eden her türlü tecavüzler, yazılar, fiiller ve hareketler yasaktır.
Madde 6- Her ast’ın, mesleğin gerektirdiği mutlak itaati gönül isteğiyle yapması şarttır. İtaat; amir ve üstün yasal yetkisinden korkmaktan ziyade onun rütbe ve makamına ve kişiliğine karşı duyulan ve beslenen saygı ve sevgiden ileri gelmeli ve ast’ın bütün hal ve hareketlerinde her yerde göze çarpmalıdır. Bu saygı ve sevgi hislerini takviye etmek ve beslemek de amir veya üst’ün esas görevlerindendir.
Madde 7 -  Her ast, amirlerinin daha bilgili ve deneyimli olduğuna, mesleğine daha fazla hizmeti bulunduğuna ve kendisi hakkında daima iyi düşündüğüne itimat etmeli ve korunduğuna emin olmalıdır.
Madde 8 - Resmi veya özel bir nedenle amiri ya da üstüyle ilişkide bulunacak ast, mesleki terbiyeye tamamen uymaya ve onlara karşı yüksek bir saygı göstermeye mecburdur.
Madde 9 - Her ast; amirlerinin ve üstlerinin mesleki ve kişisel şeref ve onurlarına dokunacak sözler söylemek, nerede olursa olsun çekiştirmek, kişiliklerini değersiz ve aşağı görmek gibi girişim ve hareketlerin meslek disiplinine asla uymayan çok fena haller olduğunu ve bunların kesinlikle cezasız kalmayacağını bilmelidir.
 Madde 10 - Ast, amirin yasal her emrini, bütün yeteneğini ve gücünü kullanarak istekle ve tam zamanında yapmaya mecburdur. Gerek görev sırasında ve gerek görev dışında amirlerine yardım etmek de astın borcudur.
Madde 11 - Astın, aldığı emirden dolayı amirine yorumda bulunması kesinlikle yasaktır. Alınan emir, herhangi bir kayda ve şarta bağlanmaksızın ve hiç bir düşünceye kapılmaksızın yapılacaktır. Bir emri alırken veya aldıktan sonra mırıldanmak, doğru bulunmadığını sezdirecek hal ve harekette bulunmak yasaktır. Ancak memura verilen iş, kendisinden bazı bilgiler almayı veya icrası tarzı hakkında fikir beyanında bulunmayı gerektiriyorsa amir astı ile önceden bu hususları incelemeli ve ondan sonra emrini vermelidir. (39’uncu madde hükmü saklıdır.)
Madde 12 -  Ast, gerektiğinde amirin yerini tutabilmek için onun görevlerini iyice öğrenmeye çalışmalıdır. Esasen üst dereceye terfi, bu rütbeye ait nitelik ve koşullara sahip olmakla mümkün olabileceğinden ast bunu ne kadar erken başarırsa amirinin güvenini o kadar çabuk kazanır ve yukarı derece ve makamlara aksamaksızın yükselir.

Madde 13 - Astın üstlerine isimleri ile hitap etmeleri doğru değildir. Gerektikçe emniyet müdürlerine “müdürüm”, emniyet amirlerine “amirim”, komiser sınıfındakilere “komiserim” tabirlerini kullanmalıdır.

BÖLÜM 3
AMİRİN GÖREVLERİ

Madde 14 - Amir, emirlerini alt kademedeki her rütbe sahibine verebilir. Görevlerin yapılıp yapılmadığını da daima takip eder ve yapılmasını sağlar.
Madde 15 - Amir astına hizmetle ilgisi olmayan emir veremez. Astından özel bir menfaat temin edecek istekte bulunamaz. Hediyesini kabul edemez. Borç alamaz.
Madde 16 - Amir astına saygı ve güven hislerini verir. Astın ahlaki, ruhi ve bedeni hallerini daima kontrol eder ve koruması altında bulundurur. Amirin, asta karşı daima tarafsız ve adil bulunması esastır.
Madde 17 - Amir astından mutlak bir itaat beklemeye ve istemeye haklıdır. Fakat bunun karşılığı olarak onların şeref ve onurlarını ve sağlıklarını gözetmeye mecburdur.
Madde 18 – Amir, beraber çalışacağı astlarına kanunlara ve kurallara uygun tarzda ve eşit davranmalı ve onlara karşı daima iyi niyet beslemelidir. Fakat iyilik ve koruma düşünmesi, amirin hiçbir zaman kanun, kural ve emirlerden ayrılmasına sebep değildir.
Madde 19 -  Amir ancak bilgisi, düzgün ahlakı ve yasal yetkisi dışına çıkmayan ve adalete uyan hareketleriyle astının güvenini kazanabilir. Gerek astta bu güvenin uyanması ve gerek amirin bunu asta aşılaması hizmet görevlerinin hakkıyla yapılması için en önemli şarttır.
Madde 20 -  Amirin; göreve bağlılık ve gayret, kanuna itaat ve bağlılık ve kıyafete dikkat ve çalışkanlık niteliklerine bizzat sahip olması, ağırbaşlılığını ve onurunu koruması, amirlik tavır ve nüfuzunu göstermesi ve her işte astlarına iyi bir örnek olması lazımdır.
Madde 21 -  Görev sırasında amirlerin astlarıyla ilişkileri daima ciddi olmalı, görev dışındaki ilişki ve görüşmeleri de samimi ve candan olmakla beraber saygı hislerini bozacak derecede senli benli olmamalıdır.
Madde 22 -  Amir astına görev verirken onun özel halini, beceriklilik ve işe katlanma derecelerini de düşünmelidir.
Madde 23 -  Amirler gerektiğinde hükmedeceği cezanın cins ve miktarını yapılan yolsuzluk veya kabahatin derecesiyle beraber astın itaatini, kurallara uyma alışkanlığını göz önüne alarak veya becerisini ve ruhi durumunu da hesaba katarak değerlendirmelidir. Ceza tayininde bizzat yetkili olmayan amirler, astlarının cezalandırılmasını gerektiren hallerinde bu özel durumlarından ceza mercilerini haberdar etmelidirler.
Madde 24 -  Verilen emrin tam zamanında yapılmasına çok dikkat etmek ve gecikmesini kesinlikle affetmemek, astı görevlerini sevmeye ve tam zamanında yapmaya alıştırmak her amirin görevidir.
Madde 25 -  Amirler astlarını rütbe ve unvanlarıyla çağırabilecekleri gibi sevgi uyandırması için soyadlarıyla da çağırabilirler.
Madde 26 -  Amirler astlarının yapmaya yetkili oldukları işlere, zorlayıcı sebepler olmadıkça karışmamalıdır. Gereksiz karışmak astın amirine karşı duyduğu sevgi ve güveni sarsar. Girişim güçlerini azaltır, yetişme becerilerini söndürür. Ancak astın yetkisini kullanmaması yüzünden işler çığırından çıkarsa veya çıkacağına hükmolunursa o zaman amirin işe karışıp düzeltmesi ve yoluna koyması bir hak ve görev olur.
Madde 27 -  Amirler astlarının ruhlarına hâkim olmalıdır. Onların resmi veya özel işlerinde başarılı olmaları için mümkün olan yardımı yapmalı, haklarını korumalı, onlara candan bir baba veya büyük kardeş duygusu ile her türlü yardımda bulunmalıdır.
Madde 28 -  Resmi işlerden dolayı sırası geldikçe verilen öğüt ve yapılan uyarıların hükümsüz ve etkisiz kaldığını gören ve özellikle görevde ihmal ve yeteneksizlik sezen her amir derhal yasal yetkilerini kullanarak astı yola getirmeye mecburdur.
Madde 29 -  Amirin kararlarında bağımsız kalması, görevlerini iyi yapması ve yetkisini kullanmakta astlarına karşı serbest bulunması için kendisini üstüne ve astına karşı özel ve kişisel minnet ve zorunluluklara sokmayacak şekilde hareket etmesi lazımdır.

Madde 30 -  Amirler astlarının katlandığı her türlü zorluklara ve yoksunluklara beraber katlanmalı, bir kolaylık çıkınca bundan yararlanmak için nefsini sona bırakmalı ve zorluk çıkınca da öne atılmayı şerefli bir görev bilmelidir.

BÖLÜM 4
EMİR

Madde 31 -  Emir, her türlü görev ve hizmetlerin düzenleyicisidir. Emir, yapılması istenen hizmetin söz ya da yazı ile ifadesidir.
Madde 32 -  Hizmet; kanunlar, kurallar ve kararlarla yapılması veya yapılmaması öngörülmüş hususlardan amir tarafından yazıyla veya sözle emredilen ya da yasaklanan işlerdir.
Madde 33 -  Görev; hizmetin gerektirdiği şeyi yapmak ve yasakladığı şeyi yapmamaktır.
Madde 34 -  Emir vermekte makamlar sıralamasından ayrılarak durum gereği ikinci veya daha alt dereceye emir vermek zorunluluğunda kalan amir, atlanmış olan kademelere mümkünse derhal bilgi vermelidir. Böyle bir emri alan memur aldığı emri yapmakla beraber mümkünse derhal, değilse imkân doğunca durumdan atlanılan amirlerini haberdar edecektir.
Madde 35 -  Emirler; açık, kısa ve kesin olmalı ve astın verilen emri tamamen anlayacağına veya anladığına inanılmalıdır.
Madde 36 -  Bir görevin veya hizmetin yapılması için yalnız emir vermek yetmez. Verilen emri takip etmek, istenilen işin başarılmasını güvenceye almak her amirin görevidir. Gerektiğinde verilen emrin ne zamana kadar yapılması lazım geldiği ve emrin yapılma tarzı da açıkça bildirilmelidir. Bu vakti belirlemede ve sınırlamada amir çok hesaplı davranmalı, lüzum olmayacak veya görevi eksik bırakacak vakit sınırlamalarına meydan vermemelidir.
Madde 37 -  Verilen emirler kesin bir zorunluluk olmadıkça veren tarafından değiştirilmemelidir. Buna mecbur olmamak için emir verirken onun uygulama ve yerine getirme yeteneğini iyi düşünüp hesap etmek lazımdır. Emirlerin değiştirilmesi kararsızlığı gösterir. Bu da güveni bozar ve astı tembelliğe sürükler. Fakat emri değiştirecek önemli sebepler çıkınca değiştirmemekte de ısrar edilemez.
Madde 38 -  Emirler hizmetin niteliğine ve verildiği sıradaki şartlara ve hizmetin dayandığı kanun, kural veya kararların icabına göre sözlü veya yazılı olarak verilir. Anlamada yanlışlıkları gidermek için uzun ve ayrıntılı emirler mümkün hallerde yazılı olarak verilmeli veya ast tarafından not edilmelidir. Emrin sözlü ya da yazılı olarak verilmesini takdir amire aittir. Astın olası sorumluluğunu gidermek bakımından önemli emirler mümkün olan halde yazılı olarak verilmelidir. Kısa emirlerde emri alan astın kendiliğinden emri tekrar etmesi kuraldır. Gerektikçe ve imkân oldukça emrin ast tarafından not edilmesi daha uygundur.
Madde 39 -  Emrin hizmete ilişkin olması, kanun ve kuralları ihlal etmemesi şarttır. Görevle ilgili emirlerde verilen emir bir suç teşkil ederse bu hususun işlenmesinden emri veren sorumludur. Yerine getirilmesinin görev gereği zorunlu olmadığı açıkça anlaşılan emirler ast tarafından yerine getirilmez. Ve fakat vakit geçirmeksizin en kısa yoldan bir derece yukarı amire bilgi verilir. Emir yapıldığı takdirde astın sorumluluğu ancak;
A) Kendisine verilen emrin sınırını aşmış olduğu,
B) Amirin emrinin suç kastını içeren bir fiile dayandığının memurca bilindiği takdirde söz konusu olur.
Madde 40 -  Emirler ast tarafından değiştirilemez. Ancak durum ve şartlar emri yapılmayacak bir hale koymuşsa, yapılması kesinlikle büyük bir tehlikeyi veya ağır bir zararı da doğuracaksa ve bütün bunlara rağmen amirden yeni bir emir almaya durum ve zaman uygun değilse, ast sorumluluğu üzerine alarak emri yeni duruma uygun bir tarzda değiştirerek yerine getirebilir. İlk fırsatta amire, yapılmayan veya kısmen yapılan emre dair bilgi verir.
Madde 41 -  Bir amirin verdiği emir yapılırken daha büyük bir amirden önceki emre aykırı ikinci bir emir alınacak olursa, ikinci emri verene önceki emir bildirilir. Eğer daha büyük amir kendi emrinin yapılmasında ısrar ederse emir yerine getirilir ve birinci amire bilgi verilir. Eğer hal ve zaman daha büyük amire birinci amirin emrini bildirmeye uygun değilse duruma uygun emir kendi sorumluluğu altında yapılır ve amirlere bildirilir.
Madde 42 -  Amirlerin hazır bulunmadıkları hallerde her üst, astının bizzat rastladığı disiplin kusurlarını düzeltmeye yetkilidir ve durumdan amirlerini haberdar etmeye mecburdur.

BÖLÜM 5
MÜRACAATLAR
Madde 43 -  Her meslek mensubu resmi ve kişisel işlerinden dolayı müracaatlarını söz veya yazı ile en yakın amirden başlayarak sıra ile yapar. Müracaatlar takip edilerek ve bir karara bağlanarak sonucu müracaat sahibine bildirilir. Birden fazla memurun toplu olarak söz ya da yazı ile müracaatları yasaktır.
Madde 44 -  Müracaat yazı ile yapılacaksa, yazılacak dilekçeler makamları boş yere meşgul etmemek için düşünülerek yazılmalı, istenilen şey akla yakın ve kanun ve kurallara uygun olmalıdır. Dilekçeler açık, kısa ve saygılı bir ifade ile yazılmalıdır. Sözlü müracaatlarda da aynı kural geçerlidir.
Madde 45 -  Amirler astlarının sözlü veya yazılı olan her türlü müracaatlarını sakince ve iyi kalplilikle dinlerler ve incelerler. Bunlardan uygun olanlarını kendi yetkileri içinde ise kendileri sonuçlandırırlar. Yetkisi dışındakileri de gerekiyorsa kendi fikirlerini de yazarak daha büyük makama gönderirler.


BÖLÜM 6
ŞİKÂYETLER

Madde 46 -  Her meslek mensubu gerek hizmete ve gerek kişisel işlerine ait kanun ve kuralların kendisine vermiş olduğu hak ve yetkilerin herhangi bir şekilde haksız olarak ihlalinde veya ihlal edildiğini sandığında şikâyet etme hakkına sahiptir.
Madde 47 -  Şikâyet söz veya yazı ile en yakın amire yapılır. Eğer bu amirden şikâyet olunacaksa bir derece üstündeki amire yapılır ve bunun gibi her şikâyet edilen amir geçilir. Söz ile yapılan şikâyetler tutanakla tespit olunur.
Madde 48 -  Toplu olarak şikâyet yasaktır. Bir veya birden çok olaylar, birden fazla kişinin şikâyetlerine sebep veya konu teşkil ediyorsa bunların her biri ayrı ayrı ya da yalnız başına şikâyet hakkını kullanabilirler.
Madde 49 -  Şikâyet reddedildiği takdirde şikâyetçiye bu yüzden ceza verilmez. Ancak şikâyet ederken şikâyetçi bir suç işlemiş yani bir şikâyeti uydurmuş, bir iftirada bulunmuş, haksız bir şikâyet yapmış veya disiplin tecavüzü yapmışsa ayrıca sorumlu olur.
Madde 50 -  Şikâyetler, itirazlar mutlaka incelenerek bir karara bağlanır. Bu karar şikâyet edene ve şikâyet edilene bildirilir.
Madde 51 -  Amirin yüzüne karşı kendisinden şikâyet yasaktır. Ötede beride amirinden şikâyet edeceğini söylemek, işi dedikoduya çevirmek de cezayı gerektirir.

BÖLÜM 7
MESLEĞE KARŞI GÖREVLER VE NİTELİKLER

Madde 52 -  Meslekte; her polis kendisine düşeni öğrenmeye ve öğrendiğini yerinde ve zamanında son gayretini kullanarak yapmaya mecburdur.
Madde 53 -  Polis kendinden beklenilen görevlerini yapabilmek için mesleki bilgi, yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır.
Madde 54 -  Polisin ahlaki ve manevi nitelikleri şunlardır:
A) Cumhuriyete, yurda ve millete karşı sevgi ve bağlılık: Cumhuriyet, yurt ve millet polisin kutsal değerleridir. Bu değerlere yapılacak her türlü saldırıyı karşılamak, kırmak ve gerektiğinde bu uğurda canını vermekten çekinmemek her polisin borcudur.
B) İtaat: Polisin temelini teşkil eder. İtaat her astın amirinden aldığı emri, hiçbir kayıt ve şarta ve düşünceye bağlı olmaksızın ve en ufak bir tereddüt göstermeksizin canla başla yapması, kanun ve kuralların emrinden dışarı çıkmaması ve yasak edilen şeyleri yapmaması demektir.
C) Sebat ve dayanırlık: Bir görev yapılırken karşılaşılacak her türlü zorluklara ve yolsuzluklara katlanarak ve asla usanç ve yılgınlık göstermeyerek sessiz ve düzgün olarak göreve devam etmek ve hizmeti istenildiği gibi tamamlamaktır.
D) Cesaret ve yiğitlik: Tehlikeden asla korkmayarak ve gerektiğinde ölmekten çekinmeyerek işi görmek ve pek yürekli olmaktır. Korkaklık; polis için en büyük ve affedilmez bir kusurdur. Nefsini zarardan ve tehlikeden korumak için görevi bırakarak savuşmak veya ihmal etmek şiddetli cezayı gerektirir.
E) Canını esirgememek: Kendisinin, ailesinin rahatlık ve esenliğinin görevinin selametle görülüşüne bağlı olduğunu ve bunun için gerektiğinde ölmekten çekinmemek lazım geldiğini ve görevin büyüğünün ve küçüğünün bir olup her ikisinin nefsinden üstün olduğunu düşünerek gerektiğinde ve zamanında fedakârlık etmektir.
F) Görevseverlik: Görevinin neler olduğunu ve görülmesi için hangi araçların ne şekilde kullanılacağını bilmek, görevin zor ve sıkı zamanlarında yalnız kalmadığı hallerde bile kesin ve doğru karar verebilmek ve işi görmeye yetecek kadar kuramsal ve uygulamalı bilgi ve deneyim sahibi olmak, yorgunluk, uykusuzluk ve diğer mahrumiyetler gibi görevin olağan zorluklarına dayanmak, hastalanmamak ve zorluklara katlanmak için vücudu alıştırmak, alışık tutmak ve bunların hepsinde kendine güvenmeyi temin edecek yüksek yetenek kazanmak ve her an arttırmaya savaşmaktır.
G) İyi geçinmek: Bütün meslek arkadaşlarının kardeş olduğunu ve gerektiğinde aynı amaç uğrunda kanlarını akıtacaklarını düşünerek birbirlerini yürekten sevmek ve onurlarına saygı göstermek, edep ve terbiyeye uymayan işlerden ve şakalardan kaçınmak ve daima mertçe hareket etmektir. Her memur, arkadaşının keder ve sevincine ortak olmalı ve gerektiğinde onu öğütleyerek ahlâksızlıktan ve her türlü tehlikeden korumalıdır. Arkadaşını kötü yola sürüklemenin, kabahatini örtbas etmeye çalışmanın mesleğe ve sonra insanlığa kötülük etmek olduğunu her polis bilmelidir. İyi geçinmek için gerekli olan şartlardan biri de daha çok çalışanları ve bu yüzden sevilenleri kıskanmamaktır.
H) İyi ahlak sahibi olmak: Polisin ahlakı ve yaşayışı kusursuz olmalıdır. İçki içmekten, uyuşturucu madde alışkanlığından, kumardan veya bunlara alışmış kimselerin arkadaşlığından kaçınmalıdır. Bu alışkanlıklar görevin yapılışına engel olur. Yaşayışı, sağlığı, azmi ve cesareti bozarlar, namusu lekelerler. Manevi şahsiyeti öldürürler ve daima cezayı gerektirirler. Bunlar gibi ikiyüzlülükten, göz boyamaktan, kişisel arzular ve istekler peşinde koşmaktan, yalakalıktan, aklını herkesin yükseğinde görerek kendini beğenmekten, şöhret için iyi sayılmayacak derecede hırs göstermekten nefsini koruyup çekinmelidir.
Her ne kadar yükselmek, takdir ve maddi mükâfat görmek, onur ve şan kazanmak arzusu her polisin kalbinde yer tutmalı ise de bunları, doğruluktan şaşmayacağı bir çalışma ile elde etmek mertlik ve namus gereğidir.
I)      Sır saklama: Polis her yerde mücadele ettiği düşmanlarının kendisini gözleyip beklemekte olduklarını hesap edip görev ve hizmete ait hususlarda hiçbir kimseye sır vermemeli ve mesleğe ait sözler sarf etmemelidir. Hiçbir husus için hiçbir yerde atıp tutmamalı, herhangi bir şeyi büyüterek veya ekleyerek dağıtmaktan sakınmalı, doğruluktan asla ayrılmamalıdır.
J) Emel ve fikir birliği: Görevinin korunması ve yapılması uğrunda tek vücut gibi çalışmak polisin en değerli özelliğidir. Bu özellik başlı başına bir kuvvettir. Bu birlik, bir vücut gibi çalışma gereğinin toplumun fikrinde ve yüreğinde yer bırakmasından ve toplumun menfaatinin kendi menfaatinden daha üstün ve aziz olduğunu takdir etmekten doğar. Her uygun zamanda, polisin onurlu hatıraları ve şerefli vakaları sebebiyle ün kazanmış fedakâr polis mensuplarının adları saygıyla anılmalı ve bu şekilde meslek içindeki birlik ve kardeşlik kökleşmelidir.
K) Birbirlerine yardım: Polisin bir ülkü ve aynı vazifede birleşmiş olan fertlerinin birbirlerine yardımları ortak görevlerinin en iyi şekilde yapılmasını temin edeceği gibi arkadaşlık bağlarını da kuvvetlendirir. Polis; görev sırasında ve görev dışında kendi arasında yardımlaşacağı gibi görevi gereği halka da yardımda bulunmalı ve daima iyiliği sevmeli ve yapmalıdır.
L) Tavır ve hareket: Bir polisin değerini arttıracak, kendisini tanıttıracak ve sevdirecek en yüksek özelliği terbiyeli, ağırbaşlı, ciddi olmasıdır. Polisin duruşu mertçe, hareketleri akıllı, dürüst, dili ve sözü özüne uygun ve serbest olmalıdır. Kıyafet; tavır ve hareketi takviye eden unsurlardandır. Her polis mensubu; tavır ve hareketini kıyafetine, üniformasının şerefine uygun bulundurmaya mecburdur.
M) İntizamseverlik: İntizam, görevin noksansız yapılmasını sağlayan ilk araçtır. Polis görevini düzgün işleyen bir saat gibi dakikası dakikasına yapmayı alışkanlık haline getirmeli ve özel işlerinde de daima tertipli ve düzgün bulunmalıdır.
N) Sağlıklı olmak: Polislik mesleği, mensuplarından tam bir sağlık ve dinçlik ister. Sağlık; temizliğe, spora, her hususta ölçülülüğe uymakla korunur. Sağlığını korumayan ve bu yüzden renksiz, kansız, cılız, gevşek kalan memur görevini yapamaz. Cezasını hem kendisine, hem mesleğine, hem de ailesine çektirir. Hiçbir memur bu hataya düşmemeli, kendisine iyi bakmalıdır.
O) Temizlik: Sağlığın korunmasında en önemli etkendir. Sağlık, temizlikle beraber yürür. Her memur kalkar kalkmaz yatağını havalandırmalı ve gayet temiz tutmalıdır. Açık havada birkaç derin nefes almak, sistemli beden hareketi yapmak suretiyle vücudunun gevşekliğini gidermek, bol su ve sabunla kirlenen organlarını yıkayıp temizlemek; bu hareketi görev dönüşlerinde, yemeklerde tekrarlamak, günlük duş, haftalık banyo, kış günleri ıslak bez ovunmaları yapmak, mide ve bağırsakları doldurmamak, kısacası sağlığını bozacak, hastalık getirecek hal ve hareketlerden kaçınmak lazımdır.
Madde 55 -  Polis mensuplarının mesleki görevleri, kendilerinin her zaman faal bulunmalarını ve en yüksek dayanma gücüne sahip olmalarını gerektirir. Şişmanlık, bu faaliyet kudretini sınırlayan ve hatta yok eden zorunlu bir durumdur. Bu hususta her polis mensubunun spor ve rejim hareketleriyle şişmanlığa engel olucu tedbirler alması, amirlerinin de bu hususu devamlı şekilde kontrol etmesi lazımdır.
Madde 56 -  Her polis memurunun temizliği, amirlerinin sürekli kontrolleri altında bulunacaktır. Her memur her gün tıraş olmaya, saçlarını vaktinde kestirmeye, bir uygar insan için gerekli olan bütün temizlik usullerine uymaya mecburdur. Her memurun havlusu, traş takımı, üst baş fırçası, diş fırçası, sabun ve sabunluğu bulunmalıdır.
Madde 57 -  Üniformalı polis mensupları ellerinde tespih, değnek, kamçı, zincir ve benzer şeyler bulundurup oynayamazlar. Göğüslerinde saat, düdük, kordon, kalem ve benzer şeyler bulunduramazlar. İyice eskimiş ve kirli kıyafet giyemezler, düşük tavır ve hareket gösteremezler. Şapkalarını yan giyemezler, saçlarını şapkalarının dışına çıkaramazlar. Ceplerini hissolunur şekilde dolduramazlar. Palaskalarını kaput altına bağlayamazlar. Palaskasız, başı açık sokağa çıkamazlar. Elleri cebinde veya arkada olduğu halde sokakta gezemezler. Kahvelerde, gazinolarda, içkili ve çalgılı yerlerde oturamazlar.
Madde 58 -  Üniformalı amir ve memurlar mendil, bohça, zembil, torba ve benzer paket yapılmamış her tür sebze, meyve gibi şeyleri açık olarak ellerinde taşıyamazlar. Paketle getirebilecekleri eşya, taşınmayacak kadar ağır olamaz. Kucakta çocuk taşıyamazlar. Sokakta ve nakil taşıtları içerisinde sigara içemez, bir şey yiyemez, sakız çiğneyemez, gazete ve kitap okuyamazlar.
Madde 59 -  Sokakta kolkola girmek, saygısız tavırlar alarak yüksek sesle konuşmak, şakalaşmak, halkla saygısız şekilde konuşmak, ciddiyeti bozucu tavır ve hareket takınmak yasaktır. Üniformalı polis memurları tramvaylarda ve vapurlarda birinci mevkide oturamazlar. İkinci mevkide, halkın kalabalık olduğu zaman da, oturdukları yerleri terk ederler.
Madde 60 -  Memurların yatak kıyafeti pijama ve terliktir. Hiçbir bahane ile yatakhanede ve karakol içerisinde iç çamaşırları ile dolaşamazlar ve yatak kıyafeti ile işlemlerin yapıldığı kısımlara giremezler.
Madde 61 -  (1964 değişikliği) Polis amir ve memurları görev dışındaki zamanlarını evlerinde geçirirler. Ancak, bu zaman içinde her an göreve çağrılabilecekleri düşüncesiyle, evlerinden ayrıldıkları takdirde en kısa zamanda görev yerine gidebilmelerini teminen bulundukları yerleri görev merkezlerine bildirmeye veya evlerine haber bırakmaya mecburdurlar. Yatacak yeri bulunmayan amir ve memurlar emniyet müdürlüğünce uygun görülecek merkezlerde yatabilirler.

BÖLÜM 8
SELAM VE SAYGI

Madde 62 -  Selam ve saygı meslek bağlılığını ve sevgisini ifade eder.
Madde 63 -  Ast, üstten önce selam vaziyeti alır. Aynı rütbede olan veya birbirinin rütbelerini ayırt edemeyenler diğerini beklemeden selam vaziyeti alırlar.
Madde 64 -  Selam ve saygı; rütbe ve makam farkı olmaksızın her polis mensubu tarafından bütün bir ciddiyetle ve tam olarak yapılır. Selam ve saygı; ancak yapılması gereken hal ve yerde ve her durumda ve hatta gecikmiş olsa bile yerine getirilir. Asla sarfınazar edilemez. Görmemek mazeret sayılmaz.
Madde 65 -  Selam ve saygı hareketlerini usule aykırı yapmak, saygısızlık göstermek, elleri cepte bulundurmak, selamlarken baş ve gözle başka tarafa bakmak, selam ve saygı mecburiyetinin bulunduğu hallerde ihmal etmek saygısızlık sayılır ve sebep olanlar disiplin cezasıyla cezalandırılır.

Selam ve saygının yapılış tarzları
Madde 66 -  Selamlama el ve başla ya da yalnız başla olur.
A) El ve başla selamlama: Baş açık değilken, sağ el boş iken, birlik haricinde bulunurken veya birliğe amirlik ederken yapılır. Üstü selamlayacak ast, dururken hazırol vaziyeti alarak ve yürürken uygun adıma geçerek ve sol kolunu sallamayarak başını selamlayacağı kişiye çevirmekle beraber sağ elini dört parmak bitişik, başparmak ucu işaret parmağının ikinci boğumu üzerine ve el hafifçe bükük olduğu halde sağ kaşının hizasında şapka siperliği kenarına gelecek şekilde sertçe kaldırır. Göz selamlanan kişinin gözüne bakar. Bakış canlı ve tatlı olur. Omuz ve dirsek doğal bir vaziyette bulunur. El, selamlanacak kişi geçince aynı sertlikte indirilir.
B) Yalnız başla selamlama: Baş açık iken veya birlik halinde bulunurken yapılır. Baş açık iken yapılışta baş hafifçe ileri doğru eğilir. Vücut bükülmez. Baş kapalı olduğu takdirde baş selamlanacak kişiye çevrilmek ve geçinceye kadar döndürülerek takip edilmek suretiyle yapılır.
Madde 67 -  Saygı vaziyeti; ayaktayken veya otururken esas duruşa geçmekle, yürürken kollar sallanmadan düzgün bir yürüyüş hali takınmakla olur.

Selam ve saygı vaziyetlerinin yapılacağı haller
Madde 68 -  Açık yerlerde selam yalnız;
A) İstiklal Marşına,
B) Bayrak çekiliş ve indirilişine,
C) Sancağa,
D) Cenazeye,
E) Birlik halinde bulunduğu takdirde selamlanacak kişiye,
F) Karşılaşıldığında üste,
G) Görev devir teslimi sırasında üniformalı olarak birbirlerine verilir.
A) İstiklal Marşına;
1) Marş her yerde, daima durup cephe alarak ve selam vaziyetinde dinlenir.
2) Birlik olarak veya baş açık bulunduğu hallerde İstiklal Marşı hazırol vaziyetinde dinlenir.
3) Yabancı devletler milli marşları hakkında da aynı hüküm geçerlidir.
B) Bayrak çekiliş ve indirilişinde;
Gemilere, resmi binalara, karakollara bayrak çekilirken veya indirilirken bunu gören her polis olduğu yerde durarak ve cephe alarak elle selam verir.
C) Sancak geçerken;
Sancağın geldiği tarafa sert bir dönüş yapılır ve hazırol vaziyeti alarak elle selamlanır.
D) Cenazeye;
Sancağa olduğu gibi selam verilir.
E) Birlikçe selam;
1) Önce dikkat komutu verilerek birlik yürüyorsa talim yürüyüşüne, duruyorsa hazırol vaziyetine geçilir. Selamlanacak kişi altı adıma yaklaşınca sağa ya da sola bak komutu verilir. Birlikçe üste bakılarak başla selam verilir. Kollar sallanmaz.
2) Birlik amiri kılıç çekmişse kılıçla, kılıçlı değil ya da çekmemiş bulunuyorsa elle selam verilir.
3) Birliğin diğer ast amirleri elle selam verir.
4) Atlı polis birlikleri atlar yedekte selam verecek ise atın çenesi altında bulunan sağ elinin tırnakları omuz dikişine çevrik ve hizasına kaldırılmış bulunduğu halde hazırol vaziyetine gelir ve o şekilde başla selam verir.
5) Geçit resminde selamın iadesi yalnız kendisine karşı tören yapılan kişiye aittir. Ancak sancak geçerken geçit mevkiinde bulunan herkes selamlar.
F) Karşılaşıldığında ast gerektiği şekilde üstü selamlar. Üst de astın selamını ciddiyetle iade eder.
G) Genellikle görev devir ve teslimlerinde selam resmi ifa olunur.

Madde 69 -  Açık yerlerde; selam verilmeyecek hallerde üstüne rastlayan her ast oturup durduğuna veya yürüdüğüne göre vaziyeti almaya mecburdur.
Madde 70 -  Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti almayacak olanlar:
A) Sadece trafiğin temini için nokta halinde veya gezgin bir vaziyette bulunanlar,
B) Daireleri haricinde bulunan sivil üst ve astlar, (Bu sınıfa memur olanlar birbirleriyle ve üniformalı amir ve memurlarla selamlaşamazlar. Kendilerine de, kendileri tarafından da saygı vaziyeti gösterilmez.) Açık yerlerde görevli büro memurları, teknik memurlar ve görev harici bir sebeple sivil giyinmiş üniformalı memurlar bu hükmün dışındadırlar. Bunlardan büro memurları ve teknik memurlar; görev harici sivil giyinmiş memurlar gibi tanıdıkları amirlerini, şapkalarını tamamen kaldırmak suretiyle selamlarlar.
C) Korumada, törenlerin düzeninde, toplanmış ve kalabalık oluşturmuş topluluklarda, takipte, kişilerin sevkinde görev alanlar, (Bu memurların cepheleri halka veya vazifelerine dönük olacak ve
bütün dikkatleri tehlikenin önlenmesine, intizamın ihlal edilmemesine, görevin yerine getirilmesine yönelik olacaktır.)
D) Cenaze merasiminde bulunanlar,
E) Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti göstermeyecek derecede hasta olanlar veya güçsüz düşenler,
F) Bir komuta altında toplu bir vaziyette bulunup istirahat halinde olanlar, (Yalnız birliğin amiri gelen üst’ü selamlar. Üst, istirahat edenlerden herhangi birine bir şeyler sorarsa o personel ayağa kalkarak üst’ü selamlar ve cevap verir.)
Madde 71 -  Kapalı yerlerde;
A) Ast duruyorken veya oturuyorken, üst geçiyorsa ayakta olduğu takdirde doğrudan doğruya, oturduğu takdirde de hızla ayağa kalkılarak hazırol vaziyeti alınır.
B) Ast veya üstten her biri aynı ya da başka yönlere gidiyorlarsa baş eğmek sureti ile selamlaşılır.
C) Ceketsiz veya soyunmuş ve buna benzer durumlarda üst gelir veya geçerse giyinmek veya noksanlarını tamamlamakla vakit geçirilmeyerek hemen ayağa kalkılır ve o halle iyi bir hazırol vaziyeti alınarak üst, başla selamlanır.
D) Dinlenme salonlarında kısa aralarla birçok kereler karşılaşıldığında yalnız bir kere selamlaşılır. Sonraki karşılaşmalarda astlar saygılı bir vaziyet takınmaya özen gösterirler.
E) Konferans salonu, kütüphane, dershane, yemekhane gibi yerlere baş açık girilir. Karşılık beklenmeksizin topluluk başla selamlanır. Dışarıya çıkılırken de aynı şekilde hareket edilir. Şapka dışarıda bırakılmadan girilecek olursa sol elde, içi vücuda dönük ve siperi aşağıya gelmek ve siperden tutulmak sureti ile bulundurulur. Ve selam bu vaziyette verilir.
F) Tören elbisesi ile katılacak kutlama ve resmi kabullerde komiserlerle emniyet amirleri ve emniyet müdürleri tören yerine şapka, kılıç ve sağ eldiven, eldivenli bulunan sol ellerinde bulundurulmak ve şapka E fıkrasındaki tarife uygun tutulmak suretiyle girerler. Tören elbisesi giyinmeyi gerektiren ziyafet ve resmi balolarda bu memurlar şapka ve kılıçlarını ilgili yerlerine bırakırlar. Bu takdirde kılıcın sırmalı kolları da kemerden çıkarılarak kılıçla bırakılır.

G) Üst huzuruna giren her ast yaklaşık üç adım mesafede düzgün bir duruş yaparak hazırol vaziyeti aldıktan sonra başını hafifçe ileri doğru eğmek suretiyle üstünü selamlar. Vücudunu eğmez. Şapka ile girildiğinde şapka E fıkrasındaki açıklamaya göre tutulur.
H) Üst huzurunda bir emir veya talimat alan ast derhal hazırol vaziyetine gelir. Baş ve vücut olarak sonuna kadar bu vaziyeti sürdürür.
I) Üst huzuruna muşamba veya lastik eldivenle ve acele haller dışında paltoyla girilmez. Bir evrak verilecek olursa sağ elle takdim olunur. Huzurda etrafı inceleme ve gözetlemeden kaçınılarak daima üst’ün emirleri beklenir.

J) Ast üstüne her yerde, yol ve genel nakil vasıtaları içinde yer vermeye ve kolaylık göstermeye çalışır. Bunun için mümkün oldukça yer ve yolun uygun kısmı üste terkedilmelidir.
Madde 72 -  Askeri ve mülki makamlara giren memur, makam sahiplerine üstlerine yaptığı gibi selam verir.
Madde 73 -  Her polis mensubu kendilerine müracaat edenleri saygıyla karşılayarak selamlarına karşılık verirler.

KISIM 2
BÖLÜM 1
MERASİM VE TOPLULUK

Madde 74 -  Selam ve saygı görevleri:
A) Polisin selam ve saygı için törene katılımı içişleri bakanının veya mahallin en büyük mülkiye memurunun özel emriyle olur. Bu emirde törene katılacakların veya güvenliği ve intizamı temin için görevlendirileceklerin tören elbiseli mi, görev elbiseli mi olacağı da belirtilir.
B) Güneş battıktan sonra, aksine emir olmadıkça birlik olarak tören yapılmaz.
C) Karşılama, uğurlama, anma, açılış, geçit gibi törenlere katılacakların sayısı bir amir ile 14 memurdan aşağı olamaz.
D) Resmi kabullerden başka hallerde selam ve saygı için tek başına polis memuru görevlendirilemez.
E) Gerek törene katılsın ve gerek güvenlik ve düzenin sağlanmasında görevli bulunsun ve ister tören ve ister görev üniformalı olsun sevk edilecek kuvvetin miğferli olarak görev yapmaları gerekir.
F) Miğfer yalnız törende ve toplantıda görev alanlar tarafından giyilir. Bunlar dışında kalan ve şapkalı olarak görülmesi gereken diğer polisiye işlerde kasketli olarak görev yapılır.
G) Birlik halinde polisin törende yeri asker ve jandarmadan sonra ve diğer kurumlardan öndedir. Bu kuvvetlerin bulunmadığı halde ise geçit veya selam resminin başındadır.
H) Törene yaya olarak katılım esastır. Ancak atlı, motorlu, topçu gibi diğer araçlı askeri sınıfların da katılacağı törene, varsa polisin atlı veya motorlu ya da her iki sınıfları katılabilir.
I) Selam ve saygı için ayrılmış olan polis birliği; İstiklal Marşı, sancak ve selamlanacak kişiden başka kimseye selam veremez. Selamın birlikçe verilmesi selam bölümündeki esaslara göre yapılır.
J) Polis memurlarının ve rütbelilerinin cenazelerine kadronun izin verdiği oranda amir ve memur ayrılır.
K) Kadroları tören birliği çıkarmaya uygun bulunan yerlerde bu miktar bir manga olarak düzenlenir.

L) Polis rütbelilerinin ölüm törenlerine, o anda görevli olmasalar bile aynı rütbede bulunanların katılımı zorunludur.
M) Görevi uğrunda can veren polis mensuplarının cenaze törenleri daha yüksek derece ve özel bir surette mahalli en büyük mülkiye memurunun emri doğrultusunda düzenlenir.  Varsa törene atlı polisler de katılır. Ordu ve jandarma kuvvetleriyle bandonun ve diğer özel güvenlik kuruluşlarının katılımları sağlanmalı, tabut bayrakla örtülmelidir.
N) Polis aileleri ile emekli polis mensuplarının cenazelerinde de polis kuvveti bulundurulabilir.
O) Cenaze alayına gönderilen polis birliği cenazenin bulunduğu bina civarında tören başlar başlamaz yerini alarak yürüyüşe devam edebilecek şekilde sıralanmalıdır.
Ö) Mezarlık uzak olan yerlerde cenaze alayı uygun bir yere kadar sıralanır ve orada törene son verilir. Mezarlıkta bir kısım kuvvet bulundurularak son saygı resmi yapılır.
P) Tabut binadan dışarı çıkarılırken törene tayin olunan amir, birliğe hazırol vaziyeti aldırmak suretiyle son saygı geçişini yapar. Cenazenin mezara indirilmesinde aynı vaziyeti aldırmak suretiyle son saygı töreni yapılır.
R) Herhangi bir cenazeye rastlayan polis mensupları durarak ve cephe alarak saygı gösterisinde bulunurlar.




BÖLÜM 2

Madde 75 -  Güvenlik ve intizam görevleri:
A) Resmi tören ve alaylarla toplantılarda düzenin ve güvenliğin sağlanması polisin en nazik görevlerini oluşturur ve bu vaziyetler planlı çalışmayı gerektirir. Karışıklığa yer vermeyecek, trafiği bozmayacak, halkın rahatça toplanış, seyrediş ve dağılışlarını sağlayacak, insan, araç kazalarına balkon, tribün, parmaklık, ağaç, duvar, direk ve benzeri şeylerin göçüp yıkılmasına veya harap olmasına meydan bırakmayacak, devlet büyüklerinin korunmalarını, kişi, mal ve mesken güvenliğini, tören veya topluluk dolayısıyla boşalacak yerlerin korunmasını sağlayacak ve yasak toplantıları önleyecek ve her şeye rağmen vuku bulanları toplantı ve gösteri yürüyüşü kanunları doğrultusunda dağıtacak bütün tedbirleri almak ve uygulamak,
B) Üniformalı ve sivil bütün polisin çalışmasını, özel güvenliğin ve ordu ve jandarma kuvvetlerinin, itfaiye, sıhhi imdat ekiplerinin yardımlarını gerektirecek çok yönlü ve geniş bir konu teşkil eden bu tedbirlerin aldırılıp uygulanabilmesi sınırlı bir sahada lokal bir halde olsa bile mahallin en büyük mülkiye memurunun bilgisi ve kontrolü ve emniyet müdürünün veya amirinin idaresi ve sorumluluğu altında cereyan etmesini sağlamak,
C) Törenin yapılacağı veya gösterinin cereyan edeceği yerlerin daha önceden krokilerini hazırlamak, tören veya gösterinin ne şekilde, nerelerde, kimler tarafından yapılacağını programlarla tespit etmek, seyirci halkın duracağı, geçeceği, dağılacağı yerleri belirlemek, ani üşüşmelerin, sebepli sebepsiz paniklerin doğuracağı önemli olasılıkları göz önünde tutmak ve önceden alınması gereken tedbirlerin aldırılmasını sağlamak,
Ç) Karışıklığa yol açan nedenlerden hemen en önemlileri, halkın gösteri ve törende nelerin, nerede, ne biçimde, ne zaman yapılacağı hakkında daha önceden aydınlatılmamış ve daima daha yakından, daha iyi görmek ve anlamak merakı ile düzeni bozan üşüşmelerde bulunmasından ve özellikle topluluk psikolojisinin etkisi altında bocalayıp kalmasından ve bu ruhsal durumun telkin ve kışkırtmalara olan özel becerisinden, kötü amaçlara göre yararlanmak isteyenlerin varlığından ileri geldiğini daima göz önünde bulundurmak,
D) Törenlerin veya gösterilerin yapılmasından önce radyolar, gazeteler gibi bütün yayın araçlarıyla ilanlar yaptırmak, ayrıntılı programlar basmak ve hemen her ev ve kuruma dağıtılmak, öğrenciler ve toplu işyerlerinde bulunanlar aracılığıyla ailelerine halkın geleceği, duracağı, döneceği yerler hakkında ayrıntılı açıklamada bulunmak,
E) Tören ve topluluklarda polise düşen görevlerin neler olduğu ve ne şekilde yapılması gerektiği hakkında memurlara her fırsatta bilgi vererek yeteneklerini artırmak,
F) Düzen ve emniyet teminine, gerekirse dağıtmaya ayrılan polis kuvvetlerinin amirleriyle tören veya topluluğun cereyan edeceği yerlerde özel olarak da inceleme ve gerekiyorsa bu kuvvetlerle uygulama yaparak memurları göreve alıştırmak,
G) Memurların görevlerine bağlanmalarını ve görevlerini en iyi biçimde yerine getirmelerini sağlamak için kendilerine sorumluluk alanları ayırarak düzeninden ve korunmasından sorumlu tutmak,
H) Memurları halka karşı çok ciddi ve nazik ve aynı zamanda etkili davranmaları, halkı rencide edecek veya özellikle kışkırtarak bireysel veya toplu başkaldırıya yöneltecek hareketlerden sakınmaları bakımından aydınlatmak,
I) Toplantı yerine mevcut ise hoparlörler koydurarak tören veya toplulukta cereyan eden hususlar ve özellikle halkın telaş ve heyecanına neden olacak herhangi bir olay hakkında kendilerini uyararak yatıştırmak ve gerekiyorsa hareket tarzlarını tayin edecek açıklama ve gayrette bulunmak,
J) Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 18’inci maddesi hükmü göz önünde tutularak topluluğu yasa dışı hareketlere sevk edeceklerinden veya topluluğun arzeylediği özel durumdan yararlanarak suç işlemeye kalkışacaklarından ciddi şüphe ve endişe edilen kimseleri topluluğun devamı müddetince kontrol altında bulundurmak,
K) Nezaret altına alınmayı gerektirmeyen hallerde suç işleyeceklerinden zan ve şüphe edilenlerle nezaret altına alınmaları gerekirken elde edilemeyenlerden topluluğa sokularak veya toplantının yapılmasından yararlanarak zarar vermesini engelleyici önlemler almak,
L) Varsa atlı ve motorlu kuvvetleri oynayacağı role göre görevlendirmek,
M) Herhalde yedekte bir kısım kuvvet bulundurmaya çalışarak gerektiğinde bunlarla görevlilerin değiştirilmesini, takviye edilmesini veya yeni olayların önlenmesini sağlamak,
N) Toplanma mahallinde halkı olabildiğince yaygın bir halde bulundurmak, kalabalığın baskısı artan yerlerden bölünecek kısımlarını baskının daha az olduğu yerlere geçirmek,

O) Kalabalık fazlalaşarak düzenin bozulacağı umulan veya başka amaçlarla tahsis edilen yerleri önceden tel örgülerle örtmek,
P) Eğer topluluk izin verilmemiş veya yasaklanmış ise bunu yapılmadan önlemek için istihbarata, takibe önem vermek; gerekiyorsa böyle bir gösterinin arzu edilmediğine ve yapıldığı takdirde sonucuna katlanacakların dikkatini çekmek, topluluğun hedefine göre korunması gereken kurumların veya kişilerin güvenliğini sağlayacak önlemler almak,



R) Kalabalığı darlaştıran seyyar satıcıların ve daima tehlikeyle karşı karşıya gelebilecekleri akla gelen küçüklerin topluluğun bulunduğu veya geçeceği yerlere sokulmalarını yasaklayıcı önlemler almak,
S) Topluluk gezgin bir halde olacak ise veya ayrı ayrı yerlerde ziyaret ya da gösterilerde bulunacaksa bu yerlerle istikametlerini de geçide hazır bulundurmak,
Ş) Topluluğun gözetlenmesi ve kontrolü bakımından da geçerli tedbirler almak,
T) Dağılma sırasında dağılma istikametlerini serbest bulundurmak, dağılacak halk kitlelerinin dağıldıkları yönlerde veya karşı taraftan gelecek halk veya nakil vasıtalarıyla karşılaşmamalarına, görevli memurların sonuna kadar yerlerinde kalarak halkın birdenbire çözülüp bir karışıklığa meydan bırakılmamasına ve tören veya topluluğu, hangi sıra ile girilmişse, boşaltmanın da o şekilde yapılmasına önem vermek,
U) Görevli memurların cephelerini görevlerine dönmüş olarak bulundurmak,
V) Bir topluluğa başlanmış ise henüz tek tek kümeler halinde iken dağıtmak, biliniyorsa vuku bulacağı sahayı kapatmak, bütün bunlara rağmen topluluk yapılmış bulunuyorsa ilgili kanununa göre hareket etmek,
Y) Dağıtılmanın söz konusu olduğu durumlarda kalabalığı olabildiğince ayrı ayrı kısımlara ayırmak, ayrı ayrı yollardan tekrar edilmeyecek bir surette alandan uzaklaştırmak, eğer büyük bir topluluk oluşmuşsa bunları yanlarından parçalara ayırmak ve her parça arasında aralıklar oluşturarak ayrı yönlere sürmek suretiyle yerine getirmek; yakalama gerekiyorsa, bunu olabildiğince dikkati çekmeyecek şekilde yapmak,
Z) Kısacası durum, yer, işin niteliğiyle özelliği daha ne gibi önlemleri gerektiriyorsa onları da alıp uygulamak,
gerekir.
KISIM 3
BÖLÜM 1
POLİS KARAKOLLARI TEŞKİLATI

Madde 76 -  Polisin güvenliği sağlamaya görevli olduğu yerde; bölgenin büyüklüğüne, idari, ekonomik, sosyal durumuna, nüfusunun az veya çokluğuna, halkının ruhsal durumlarına ve eğilimlerine göre bir veya birden çok karakol bulunur. Karakolların birden çok olduğu yerlerde polis merkezleri kurulur ve bu karakollar merkezlere bağlanır.
Madde 77 -  Karakollar ve merkezler, bulunduğu mahallin kadrolarına göre emniyet müdürlüklerine ve amirliklerine ya da komiserliklerine bağlıdırlar.
Madde 78 -  Polisin hizmet bölgesi il veya ilçenin iş sahaları yani insanların yaşadıkları kısımlarıdır. İl veya ilçenin doğrudan doğruya ve devamlı şekilde insanların oturmadığı ve meşgul bulunmadığı yerler, belediye sınırları içinde olsalar bile bu sınırın dışında sayılırlar.
Madde 79 -  Karakolların birden çok olduğu yerlerde karakol mıntıkaları bu genel sınır içinde olmak üzere kadrosuna, nakil vasıtalarının ve yollarının azlığına ve çokluğuna ve bunların faaliyet tarzlarına ve mıntıkanın kuruluş durumuna göre tayin ve tespit olunur.
Karakol sınırlarının belirlenmesinde bucak ve mahalle esası da göz önünde tutulmakla beraber her durumda cadde, sokak, meydan, park, bahçe çıkmazı gibi geçilecek ve gezilecek yerlerin tamamı bir karakol mıntıkasına bırakılır. Sokak, cadde uzunlukları, meydan, park, bahçe genişlikleri bölünebilir.
Ancak bölünen yerler açıkça ve kolayca belli olacak şekilde ayrılmalıdır.
Madde 80 -  İl ve ilçelerin karakol mıntıkalarına bölünmesi dolayısıyla mahallelerin birkaç karakol arasında taksim edilmesi durumu; mahalle teşkilatıyla, ilgili vergi, tapu, askerlik gibi makamlara bildirilmelidir.
Madde 81 -  Karakolları ve merkezleri, bölgelerinin önemine göre komiser sınıfından bir amir idare eder. Ancak önemi ne olursa olsun üst rütbede bir amirin idaresindeki karakol, daha alt rütbeli komiserin merkezine bağlanamaz.
Madde 82 -  Bir karakol mevcudu günlük hesabıyla ikisi dönüşümlü olarak nöbette, dördü devriyede, biri izinli olmak üzere yedi memurla bir komiserden ibarettir. Bu miktar bölgenin önemine ve kadronun müsaadesine ve mıntıkasında mevcut nokta ve devriye sayısına göre azaltılıp çoğaltılabilir. Bu durumda her altı memura bir izinli memur ilavesi gerekir.
Madde 83 -  Polise verilmiş iş ve hizmetlerin bütününü görmekle görevli bir karakol mevcudu beşten aşağı olamaz. Ancak hava, demiryolu istasyonları, deniz, göl ve nehir iskeleleri gibi belirli yerlerde veya polise ait görevlerden yalnız bir kısmını görmeye mahsus hallerde kurulan karakollar bu sınırlamanın dışındadır. Bu durumda bile bir karakol kadrosu üç memur ve bir amirden aşağı olamaz.
Madde 84 -  Karakol kadrolarında hastalık, izin veya diğer sebeplerle meydana gelecek boşlukların doldurulması ya da verilecek yeni görevlerin görülmesi için karakol ve merkez mevcutları emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince takviye edilir.

BÖLÜM 2
Madde 85 -  Karakol binaları ve yerleri:
Mıntıkasına hâkim olacaktır Görecek ve görünecek bir yerde tercihen en işlek bölgede taş ya da tuğladan inşa edilmesi esastır.
Karakollar diğer binalara ve tesislere bitişik olmamalı, olabildiğince ayrı bir yerde bulunmalı ve sağlığı koruyucu bir şekilde yapılmalıdır.
Madde 86 -  İç teşkilatı:
A) Bir amirlik odası,
B) Bir yatak odası,
C) Personelin tamamının yatmalarına uygun yatakhane,
D) Hol (toplantı yeri),
E) Kalem odası,
F) Yemek, mütalaa, dinlenme salonları, (ayrı ayrı yapımları mümkün olmazsa salon bu amaçlara göre kullanılmalıdır.)
G) Nezarethane,
H) Helâ, musluk, banyo düzenine sahip tuvalet mahalli,
I) Mahzen.
Madde 87 -  Merkez binaları bu esaslara paralel ve hatta daha geniş teşkilatı içinde bulundurur ve bu binalara bir merkez amirliği, iş ve yatak odası ilave olunur.
Madde 88 -  Telefon santralı bulunacak karakol veya merkez binalarında bir santral odası bulundurulacaktır.
Madde 89 -  Karakol atlı veya motorlu bir sınıfa ait ise at veya motorların muhafazasına has teşkilatı da içinde bulunduracaktır.
Madde 90 -  Nokta kulübeleri çevreye hâkim yerlere konulur. Ve içinden her tarafı görebilecek şekilde etrafına pencereler açtırılır.
Madde 91 -  28/06/1939 günlü ve 33409 sayılı bildirimdeki tiplere göre yapımı mümkün olmadığı takdirde karakol ve merkez binaları olabildiğince tek tipte, bir katlı ve çok kullanışlı olmalıdır. İklim gereği, asayiş durumu gibi düşünce ve sebeplerden başka hususlarda karakollar daima bu esaslara göre inşa edilmeli, kira ile tutulanları da bu tarife uydurulmalı ya da böyleleriyle değiştirilmelidir.

BÖLÜM 3
Madde 92 -  Polis karakollarında;
A) 1- Gelen giden evrakın kaydına ait Varide Sadire Defteri,
2- Evrakın teslim edildiğini belgeleyen Zimmet Defteri,
3- Meydana gelen suçların kaydına ait Ceraim Defteri,
4- Amir ve memurların günlük görevlerine ait Görev Defteri,
5- Teftiş ve kontrol etmekle görevli olanların gözlemlerine ait Teftiş Defteri,
6- Demirbaş eşyanın kaydına, görevi bırakandan görevi alana devrine ve eşya kontrollerinin teminine ait Demirbaş Eşya Defteri,
7- Sözlü alınan emir ve yapılan müracaat ve şikâyetlerin neden ibaret bulunduğu ile kimlerin emir veya müracaatları olduğunu ve bu emir veya müracaat üzerine neler yapıldığını gösteren Hizmet Defteri,
8- Devriye, nokta, nöbet gibi görevlerle görevlendirilmiş memurların görevlerinin devamı müddetince gördükleri işleri, karşılaştıkları durumları imzaları altında yazdıkları Rapor Defteri,
B) 1- Çarşı ve mahalle bekçilerine,
2- Emniyet nezareti altında bulunanlara,
3- İkamete memur olanlara,
4- Mültecilere,
5- Umumi kadınlara,
6- Şüpheli ve sabıkalılara,
7- Kumar, içki ve uyuşturucu maddelere alışmış olanlara veya bu maddeleri imal edenlere, elde edenlere ve yer verenlere,
8- Han, otel, bekâr odası, hamam, plaj, bar, meyhane, gazino gibi özel izinle açılması şart koşulan yerlerle sahip veya işleticilerine,
9- Motorlu motorsuz kara, deniz, hava yolcu nakil vasıtaları sahip ve sürücülerine,
10- Kaçakçılık şüphelilerine,
11- Herhangi bir suçla sanık ya da hükümlü olup da zamanaşımı süresine kadar takipleri gerekenlere,
12- Sorumluluk alanında meydana gelen faili meçhul kalmış suçlara,
ait kimlik ve adres bilgileri ile suçların türü, niteliği ve haklarında kollukça mevcut bilgi ve uygulanan işlemleri gösterir fişler,
C) 1- Hizmet gördükleri il veya ilçenin semtlerini, mahallelerini, sokaklarını, meydan, park, bahçe, mesire yerlerini,
2- Hava taarruzlarından korunma sığınaklarını ve teşkilat ve tedavi merkezlerini,
3- Su yollarını, çeşmelerini, depolarını, yangın musluklarını,
4- Han, otel, pansiyon, bekâr odası, hamam, plaj, bar, gazino, meyhane, kahvehane, pastane, tatlıcı dükkânları ile genelev, birleşme ve tek başına fuhuş evleri ve açılması özel izine bağlı diğer içkili eğlence ve istirahat yerlerini,
5- Gizli kumar ve fuhuş yerlerini,
6- Hükümlülerin toplanma, sığınma veya suç ile elde edilen eşyanın saklanma yerlerini,
7- Çilingir, lekeci, demirci, çamaşırcı, bohçacı, kuyumcu gibi suç delillerinin yok edilmesine, suçtan elde edilen eşyanın değiştirilmesine veya diğer bir şekle konmasına yarayan sanat ve meslek yerlerini,
8- Kaçak eşyanın imal, kullanma, saklanma ve sürülmesine ait yerlerini,
9- Asker kaçaklarının toplanma ve sığınma yerlerini,
10- Mıntıkanın kuruluşuna, halkın ruhsal ve sosyal durumuna ve trafik araçlarının faaliyet derecelerine göre suç veya kazaların ardı arası kesilmeden tekrarlandığı yerleri,
11- Sorumluluk alanında oturan veya çalışan yabancıları,
12- Devlet büyüklerinin, mülki, askeri yönetici ve başkanları gibi tanınmış kişilerin oturdukları, çalıştıkları veya toplandıkları yerleri,
13- Doktorlar, ebeler, eczacılar, hastabakıcılar, veterinerler, yapı, yol, elektrik, havagazı, su mühendisleri ve mimarları ile bu kişilerin kimliklerini, işlerini ve ev adreslerini,
14- İnsan, hayvan sağlık ve esenliğine yarayan ya da insanlar ve hayvanlar için tehlikeye neden olması ihtimali bulunan hastane ve hayvan bakım yuvaları ile elektrik, havagazı, haberleşme ve diğer aydınlatma, ısıtma ve yangın söndürme araçlarının fabrika, santral gibi teşkilat ve donanımının bulundukları yerleri,
15- Mezarlıkları, ölü yıkayıcıları veya gömücüleri,
16- 13’üncü fıkrada sözü edilen sanatları sahte olarak kullanan veya gizli olarak yapan kişilerle bu kişilere ait yerleri,
17- Bütün kültür müesseselerini, ibadet yerlerini, dinsel tören yapılması belirlenmiş yerlerle dernek, kulüp gibi toplantı yerlerini,
18- 17’nci fıkrada sözü edilen hallerin gizli olarak yapıldığından şüphe edilen yerleri, bunları yaptıkları sanılan kişileri,
19- Bütün devlet kurumlarını, mali, iktisadi, sınai, zirai kuruluşları,
20- İlin veya mıntıkanın nüfusunu ve miktarını ve bunların semt ve mahallelere dağılış tarzlarını, mizaç ve karakterlerini, toplanma, toplu bulunma ve dağılma zamanlarını ve yerlerini,
21- Hava, kara, deniz nakil araçlarının çıkış, giriş zamanları ile istikamet ve ücret tarifelerini,
22- Bir şehir telefon rehberini,
içine almış grafikli krokili polis albümü,
D) 1- Muntazam ve dayanıklı bir amir masası,
2- Kalem odası için birkaç kişinin aynı zamanda çalışabilmesine elverişli masa,
3- Yazı takımı ve gereçleri,
4- Günlük iş takip çizelgesi,
5- Kanunlar ve her tür yayın,
6- Karakol kadrosunun fotoğraflı albümü,
7- Cumhurbaşkanının fotoğrafı,
8- Asma saat,
9- İlgisine göre düzenlenmiş dosya dolapları,
10- Camlı yangın ihbar levhası,
11- Zil ve alarm düzeni,
12- Soba,
13- Yeterli sayıda kelepçe,
14- Yazı makinesi,
15- Paspas,
16- Sigara için kum veya su kutuları,
17- Işığın dışarı çıkmasına engel olacak şekilde stor perde,
18- Su içme gereçleri,
19- Elbise askıları,
20- Gaz maskeleri ve muhafazalarına ait dolap,
21- Yangın söndürme araç ve gereçleri ile acil yardım dolap ve gereçleri,
22- Bayrak,
23- Karyola,
24- Komodin,
25- İl ve ilçede bulunduğu surette elektrik ve su tesisatı,
26- Yeterli sayıda sandalye ve sıraları,
27- Her oda ve salonda oraya konulmuş olan demirbaş eşyayı gösterir listeler,
28- Her odanın kapısına amirlik, kalem, istirahat, mütalaa, tuvalet gibi kullanıldığı makamları gösteren kısa cümleli levhalar,
29- Memurların karyolalarında ve diğer kişisel eşyalarının muhafazalarına ait yerlerde isimlerini gösterir etiketler,
bulunur.

Madde 93 -  92’nci maddenin (B) ve (C) bentlerindeki bilgiler emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince ilgili şube veya kısımların dosyalarından alınarak veya doğrudan doğruya tespit edilmek suretiyle illerde matbaada basılarak, ilçelerde de çoğaltılarak karakollara verilir.
Madde 94 -  92’nci maddenin (A) bendinde sayılan defterler matbaada basılmış ve her sayfası numaralı ve mühürlü, sonları tasdikli olarak bağlı bulundukları emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince örnek olarak ve usulüne göre hazırlanır ve karakollara verilir.
Madde 95 - 92’nci maddenin (D) fıkrasının 9’uncu bendinde yazılı dosya şeması; idari, adli ve siyasi kısımlara ve her kısmın uğraştığı işle ilgili bölümlere ve maddelere ayrılmak suretiyle düzenlenerek karakollara verilir.
Madde 96 - 92’nci maddenin (D) bendinde sayılan eşyalar dayanıklı malzemeden yapılmış olmalıdır. Suçluların ve akıl hastalarının girebilecekleri veya bulundurulacakları yerlerde olası bir saldırıda kullanacakları şekilde sürahi, bardak, yazı takımı gibi yaralayıcı maddeler ve kolaylıkla kırılan şeyler bırakılmamalıdır. Nezarethaneler; dışarıdan gözle irtibatı olmayacak ve içeriden nezaret altında bulunanlar hakkında yapılan soruşturma aşamalarını takip ve bunu oyalamaya ve bozmaya yönelik tedbir alamayacak bir yerde tesis olunmalıdır. Suçlunun kaçmasına, kendisine veya başkasına veya başkalarının kendisine tehlike oluşturabilmesine ve karakolun huzurunu bozmasına engel olacak ve aynı zamanda bu sınırlar içinde dinlenmelerini de sağlayacak bir şekilde yapılmış bulunmalıdır. Nezarethaneye konacak eşyalar sabit olmalı, elektrik hattı gizlenmiş, lambası da sağlam bir muhafaza içinde olmalıdır.
Madde 97 - 92’nci maddenin (B) ve (C) bentleri gereğince karakollara verilecek fiş ve albümlerde, mevcut bilgilerin dışarıda görev yapacaklar tarafından bilinmesi gerekenler, bir rehber halinde basılmak suretiyle bütün kadro memurlarına dağıtılmalıdır.
Madde 98 - Fişe kayıtlı kişilerin, fişlerinin sadece mıntıkası karakoluna verilmesi yeterlidir. Ancak yer değiştirme ya da fişin iptali söz konusuysa karakollar fişlerine gereken açıklayıcı bilgiyi vererek bu fişleri ilgili kısımlara geri verirler.
Madde 99 - Gerek albümlerde ve gerek polise dağıtılacak rehberlerde meydana gelecek değişiklikler ve ilaveler derhal karşılarına işaret edilmeli ya da sonlarında ayrılan boş kısma kaydedilmeli ve devamlı bir duyarlığın sağlanması için sürekli kontrol edilmelidir.
Madde 100 - Memurların 97’nci maddede sözü edilen rehberlerden başka yanlarında birer not defteri bulunacaktır. Bu defterlere aldıkları emirlerle aramaya memur oldukları kişileri veya şeyleri kaydedeceklerdir.
Madde 101 - Bu bölümle gözetilen amacın; güvenliğin sağlanmasına ve korunmasına yardım edecek veya tehlikeye düşürecek kişiler ve şeyler hakkında polisin esaslı ve ayrıntılı bilgiye sahip olmasını temine ve alacağı tedbirlerle göstereceği faaliyette bu bilgilerden yararlanmasına yönelik bulunduğuna göre her zorluğa rağmen ve en kısa bir zamanda bu hususların uygulanması ve sağlanması esastır.
Madde 102 - Karakollar gayet temiz bir halde bulundurulmalıdır. Her sabah muntazam süpürülmeli, tozları alınmalı, ihtiyaç görüldükçe su ile yıkanmalı, camları silinmeli, örümcekleri alınmalı, ciddiyeti bozan resim ve benzeri süsleme araçları ile süslenmesinden sakınmalıdır.
Madde 103 - Karakol içinde kokusu etrafa dağılacak şekilde yemek ve çalışma odalarında soba ve mangal üzerinde çay, kahve pişirmek, çamaşır yıkamak veya yıkanmış çamaşırları öteye beriye asmak sakıncalıdır.
Madde 104 - Tuvalet mahalli gayet temiz tutulmalı, koku yapmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Madde 105 - Yatakhanelerin düzenli bir görünüm almasına özen gösterilmelidir. Yatak, yorgan, battaniye, yastık gibi yatılacak eşyanın bir cinsten ve renkten olması temin edilmediği hallerde yastıkla yorganlar beyaz çarşaf ve kılıfla örtülmelidir.

BÖLÜM 4
ATLI POLİS KARAKOLLARI VE HİZMETLERİ

Madde 106 - Atlı polis karakolları diğer karakollar gibi sağlık şartlarına sahip olmakla beraber tavlalar da bugünkü gereksinimlere uygun yapılmalıdır.
Madde 107 - Tavlalarda;
A) Hayvan mevcuduna göre çabuk ve toplu çıkışları temin edecek birçok kapı,
B) Yerden iki metre yüksekliğinde açılır kapanır yan pencereler,
C) Toz veya kokuyu gidermek için duvar ve tavanlarda pencereler,
D) Yemlik ve taban kısımlarının temizlenmesi ve hayvanların yıkanması ve sulanması için musluk ve hortum cihazları,
E) Kullanılacak ilaçlara ait bir dolap,
bulunmalıdır.
Madde 108 - Eyerler numara tahtında ve sorumlu memurların kontrolü altında bulundurulmalıdır.
Madde 109 - Hayvanların altlarına konulan otlar daima temiz bulundurulmalıdır.
Madde 110 - Ara bölümler beton değilse, konacak direkler gerektiğinde kolaylıkla çıkarılacak durumda olmalıdır.
Madde 111- Tavlaların ortası dört hayvanın yan yana geçebilmesine uygun genişlikte olmalı ve her atın baş tarafında tırnak numarasını gösterir levha bulundurulmalı ve tımar takımlarına da tırnak numaraları yazılarak o atın demirbaşı yapılmalı ve o takımla diğer hayvanın tımarına meydan vermemelidir.
Madde 112- Hayvanlara güçten düşmemeleri için, binilmediği zamanda jimnastik yaptırmalıdır.
Madde 113- Tavlalar yatakhanelere en az elli metre uzaklıkta ve fakat sokağa çıkmaksızın gidebilecek bir yerde olmalıdır.
Madde 114- Tavlada demirbaş mevcut demirbaş eşyanın ve hayvanlara verilen yemlerin cins ve miktarları ile mevsime göre yem ve tımar ve su içme saatlerini ve hayvan mevcudunu gösterir levhalar asılmalı ve bu levhalarda hasta olan ve tedavide bulunan hayvanlarla göreve gönderilen ve tavlada kalanların miktarları ile tırnak numarası yazılmalıdır.
Madde 115- Hayvanların tırnak numaraları ve mayaları özellikle yaz günleri tırnak yağı ile her hafta yağlanmalı, yele ve kuyrukları sabunla yıkanmalıdır.
Madde 116- Hayvanlar her hafta ve gerektiğinde derhal veterinere muayene ettirilmeli ve muayene sonuçları ilgili deftere geçirilmelidir.
Madde 117- Her atlı polis karakolunda eşkâl, nallama ve muayene defterleri bulundurulmalıdır.
Madde 118- Karakol amirinin izni olmadıkça hiç kimse tavlaya giremez.
Madde 119-  Nokta ve devriye çıkacak atlılar atlarıyla ve tam görev kıyafetleriyle belirlenen zamandan on dakika önce tavla önünde bir sıralı saf halinde toplanmış olacaklardır. Kışın veya yağışlı mevsimlerde tavla içinde de toplanılabilir.
Madde 120- Karakol nöbetçisi tarafından görevlilerin hazır bulundukları karakol amirine bildirilecek ve memurların kılık ve kıyafetleriyle atların durum ve teçhizatı amir tarafından incelendikten sonra göreve çıkacaklardır.
Madde 121- Devriyenin amiri rütbeli değilse kıdemli memurdur. Sağda bulunur ve atlar üzengi kayışları yan yana gelmek suretiyle ve atın kendi halinde yürümesiyle görevlerini yaparlar. Kesin zorunluluk olmadıkça süratli ya da dörtnal yürüyüş yapmak veya hayvanları yedekte çekmek suretiyle görev yapmak yasaktır.
Madde 122- Devriye çıkacak atların boyları ve renkleri birbirinin aynı olmasına dikkat olunmalıdır.
Madde 123- Görevden dönüşlerde atlar ve özellikle ayakları muayene edilerek dinlenmeye bırakıldıktan sonra görevliler hizmet sürelerindeki faaliyetlerini rapor defterine kaydederek istirahate çekileceklerdir.
Madde 124- Atlı olarak nokta yerine geçen nokta memurları, görevlerini at üzerinde yaparlar ve kılıç çekmezler.
Madde 125- Atlı devriyeler bir suça rastladıkları takdirde devriye amiri derhal inerek atını arkadaşına vermeli ve olaya el koymalıdır. Gerekiyorsa en yakın telefonla olayın meydana geldiği mıntıkanın karakol amirine haber vermelidir. Telefonla haber ulaştırmanın mümkün olmadığı hallerde devriye amiri atını alarak olay yerinde kalmalı ve arkadaşını en kısa yoldan ve en seri şekilde karakola göndermelidir. Suçluların karakola sevkleri gerekiyorsa getirip teslim etmeli ve sonra görevlerine dönmelidirler.
Madde 126- Atlı polis devriyesinin rastladığı olay, her ikisini de yere inmek zorunda bırakıyorsa, atların dizgin kollarının birer tarafı kısaca kolandan geçirilmek suretiyle başı yana kısılarak yürümesine engel olmalı ve atlar bu durumda durmaya alıştırılmış bulunmalıdır.
Madde 127- Atlar, toplulukta göğüs ve sağrılarını kalabalığa dayayarak onları gerilemek suretiyle dağıtmaya, ışığa, aleve ve gürültüye, her tür insan ve araç hareketlerine alışık bulunmalı, ürkek ve korkak olmamalıdır.
Madde 128- Atlar; buzda, dik yokuş ve inişlerde, ağaçlık ve bataklıklarda, asfaltlarda hareket edecek yetenekte yetiştirilmelidir.
Madde 129- Elektrik cereyanının kesilmesi halinde kullanılmak üzere tavlalarda yedek gaz lambaları bulundurulmalı, memurlar gece karanlığında tavlaya girerek atını kapatmaya ve aksamasız dışarıya çıkarmaya alışmış olmalıdır.
Madde 130- Atlı polis daha ziyade önleme zabıtası işlerinde, küçük, büyük, gereksiz ve kanunsuz halk birikmelerinin dağıtılmasında, törende, kır yerlerde suçluları takipte, mesire ve sayfiyeyerlerinin güvenliğini sağlamada
ve irtibat ve haberleşme işlerinde kullanılır ve aynı zamanda kadrosunun yedek kuvvetini oluşturarak hazır bekleyen bir birlik halinde bulundurulur.
Madde 131- Olağanüstü durumlar dışında atlı polis, yaya polis görevlerinde kullanılmamalıdır.
Madde 132- Ata hâkim olmadıkça bir memur atlı görevlerde kullanılmamalıdır.
Madde 133- Yönetmeliğin bu bölümü ve kayda alınan durumlar dışındaki yönleri atlı polis hakkında da uygulanacaktır.

BÖLÜM 5
KARAKOL AMİRLERİNİN GENEL GÖREVLERİ

Madde 134- Karakol amirlerinin genel görevleri
A)        Disiplin
B)        İdari
C)        Adli
D)        Büro
olmak üzere dört kısma ayrılır.
A)    Disiplin görevleri:
1-      Karakol amiri; karakolun amiri, terbiyecisi ve öğretmenidir. Amirlik haklarını kullanmak için otoriter olması ve memurları yetiştirebilmesi için de mükemmel bilgisi bulunması şarttır.
2-      Karakol amiri memurlarının disiplininden, sağlıklarının korunmasından ve görevlerinin yapılmasından sorumludur.
3-      Karakol amiri memurlarının bütün kudret ve ruhi eğilim ve becerilerini bilmeli, onlar arasında beraberlik ve fikir birliğini sağlamaya çalışmalıdır. Her karakol amiri memurlarının tavırlarını, hareketlerini ve meslek özelliklerine göre yeteneklerini gösterir notlar tutmalıdır.
4-      Karakol amiri memurlarının yönetmelik gereği giyinmelerine ve resmi donanımları ile donanmış olmalarına daima dikkat etmelidir.
5-      Karakol amiri, memurlarının kuramsal ve uygulamalı bilgilerini daima geliştirmeye çalışmalıdır. Bunun temini için de her fırsatta ve her olaydan yararlanarak benzeri olaylarda hareket tarzları hakkında memurlarını devamlı surette bilgilendirmelidir.
6-      Karakol amiri, memurları hakkında vereceği ve edineceği kanaat ve kararlarda ve onlara yapacağı işlemlerinde hissine, tutkusuna ve kötü niyete ima ağırbaşlılık, doğruluk ve kesinlik göstermelidir.
7-      Karakolda mesleki fikrin yüksek bir halde bulunması, disiplinin devamlı güçlenmesi, görev yapma yeteneğinin artması ve korunması karakol amirin en esaslı görevlerindendir. Karakol amiri disiplinin devamı ve görevin yapılması konusunda geçen ve gereken hakları kullanmak ve görevleri yapmakla yükümlüdür.
8-      Karakol amiri karakola teftiş için gelecek üstlerine kendini tanıtmalı ve karakol mevcudu ile bunların o anda bulundukları hal ve vaziyeti ile varsa suç veya suçlu haklarında yapılmış veya yapılmakta olan işlemleri arz etmelidir.


B) İdari görevleri:
1.      Karakol amiri mıntıkasının güvenliğinin sağlanmasından ve genel hizmetlerinin yapılmasından sorumludur.
2.      Karakol amiri emrine verilen polis ve bekçi kuvvetlerini birinci maddede yazılı amaca uygun olarak sevk ve idare eder. Kişisel girişimlerini ve faaliyetini bu neticeye ayırır. Gerektiğinde özel kanunların izni ölçüsünde ordunun, askeri inzibatın, jandarmanın ve diğer özel kolluk teşkilatının yardımından yararlanır.
3.      İdari görevlerin başında; mahiyetleri gereği güvenliği tehlikeye düşürücü hal ve hareketleri olmadan önce meydana çıkartmak tedbirleri geldiğine göre karakol amirleri bu tedbirlerin uygulanması dolayısı ile rastlanacak olaylardan, bazı kanunların bazı hal ve hareketleri ihbara mecbur tutan hükümlerinden, vatandaşların kendiliklerinden yaptıkları ihbar ve şikâyetlerden ve nihayet bizzat olayların kendinden sonuçlar çıkarır.
4.     Kanunların ve kuralların kendilerine verdiği hak ve yetkilerin yerinde ve zamanında kullanılması karakol amirinin görevlerinde başarısını kolaylaştırır.
5.     Karakol amiri; haberleşme, nakil ve aydınlatma, yangın söndürme, sıhhi yardım araçlarından azami derecede faydalanır. Yalnız polise ait olanlarından değil aynı zamanda kamunun güvenliğini ve esenliğini tehlikeye düşürücü hal ve olaylarda ilgili kanunların izni oranında diğer bütün vasıtalardan yararlanır.
6.      Karakol amirinin, mıntıkasının güvenliğine hâkim olabilmesine, özellikle karakollarda bulundurulması zorunlu defterler, fişler ve albümlerin içerdikleri bilgilerin faydaları çoktur. Amir daima bunları inceler, değişiklikleri üzerinde durur, nedenlerini ve etkilerini tahlil ederek karşı tedbirleri alır.
7.      Sivil veya teknik polis; gizli takibi veya uzmanlığı gerektiren iş ve hizmetlerde karakol amirinin en doğal yardımcılarıdır. Bu itibarla amir, kuruluş dolayısıyla haber alıp da yine açık kimlikleri sebebiyle kendi teşkilatıyla takip edemeyeceği ve sonuçlandıramayacağı gizli cereyan ve faaliyetleri ve uzmanlığı dışında kalan hususları hemen ardından bu makamlara bildirmekle sorumludur.
8.      Karakol amiri nöbet, nokta ve devriye memurlarının alışılmış görevlerini, bunlarla birlikte diğer memurlara verdikleri öteki görevlerin, emredilmiş olanlar tarafından yapılıp yapılmadığını her an takip ve kontrol ile yükümlüdür. Bu takip; verilmiş veya esasen yapmaları olağan bulunmuş görevlerini yerlerinde yapıp yapmadıklarını teftiş veya tetkik etmekle yapılabileceği gibi memurların hizmet mıntıkalarında, hizmetleri sırasında meydana gelip de haberdar olmadıkları olaylar üzerinde de yapılır.
9.    Karakol amiri mıntıkasında güvenliği bozma ve suç çıkarma eğilimi gösteren sebeplerle etkili biçimde mücadele edecektir. Bu mücadelede amaca ulaşılabilmesi için de aşağıda sıralanmış şahıslar ve şeyler üzerinde gereken tedbirleri almak ve görevleri yapmak esastır.
A) Şahıslarda;
1-     Şüpheliler ve sabıkalılar,
2-   Serseriler, kötü zan altındaki kimseler, dilenciler,
3-      Her vasıtaya alet olmak eğiliminde bulunan aklını yitirmiş kimseler, yarı veya tehlikesiz deliler,
4-      Emniyet gözetimi altında bulunanlar, zorunlu ikamete mecbur edilenler, mülteciler,
5-       (Mülga: 26.06.2006-Bakan onaylı)
6-      İşsizler ve iş bulamamasından değil, çalışmak istememesinden dolayı boşta gezenler,
7-    Hayvan alımına ve satımına aracılık eden cambazlar,
8-    İçki ve uyuşturucu maddeler kullanmayı tiryakilik derecesine vardıran ve kumar ve fuhuşu alışkanlık eden ve bunlara aracılık yapan veya yapılmasını kolaylaştıran ya da yer verenler,
9-     Durumları şüpheli sokak satıcıları, eskiciler ve eski eşyayı başka eşyayla değiştirenler, bozanlar, değişiklik yapanlar, düzeltmekle uğraşanlar veya satılığa çıkaranlar,
10-         İş bulma, evlendirme, hizmetçi temin etme gibi adlar altında dolandırıcılık yapanlar veya ahlaksızlığa aracı olanlar,
11-         Asker kaçakları ve bunları barındıranlar,
12-      Kaçakçılık sayılan fiillerle uğraşmalarından dolayı mahkûm olanlar veya zan altında bulunanlar,
13-         Bazı sıfatlar takınarak veya meslek yapar görünerek dolandırıcılık veya güveni kötüye kullanmayı alışkanlık edinenler,
14-         Şoförler, hayvan sürücüleri, deniz vasıtalarını sevk ve idare edenler,
15-         Yoksunluğa, yoksulluğa, eğlenceye düşmüş kimseler,
16-         Yaş veya hastalık sebebiyle doğruyu yanlıştan ayırma özellikleri gelişmemiş olanlardan şüpheli kimselerle arkadaşlık edenler,
17-         Kendi durumu ve işiyle uygun olmayacak şekilde harcama ve savurganlık yapanlar,
18-         Diğer maddelerde yazılı kişilerle düşüp kalkanlar.

B) Şeylerde;
1-                 Açılması özel izne bağlı bulunan han, otel, pansiyon, bekâr odası, hamam, plaj, banyo, kahvehane, meyhane, gazino, bar ve umumi birleşme, tek başına fuhuş evleri ve benzeri istirahat, eğlence, içki yerleri,
2-                 Birinci fıkrada yazılı olup da gizli veya izinsiz olarak açılan veya faaliyette bulunan yerler,
3-                 Suçluların veya suçla elde edilen eşyanın sığınma ve saklanma yerleri,
4-                 Kumar oynanan ve uyuşturucu maddeler kullanılan yerler,
5-                 Tiyatro, sinema, sirkler ve benzer seyir yerleriyle spor veya yarış yerleri ya da bunların gizli yapıldığından şüphe edilen yerler,
6-                 İş yerleri, fabrika, dernek, kulüp ve benzeri toplanma ve toplu çalışma yerleri ve bunların toplanma, çalışma ve dağılma zamanları, (Bu yerlerde çalışan ve bulunanlar birbirleriyle kavga edebilirler. Kanunlara aykırı hareket yapabilirler. Gidiş ve dağılışlarında sarkıntılığa ve diğer ahlaksız aldatmalara maruz kalabilirler ve kendileri böyle bir davranışta bulunabilirler. Kendilerini zarara sokacak ve başkalarına zarar verecek her türlü hile ve aldatmalara maruz kalırlar ve yapabilirler.)
7-                 Elektrik, havagazı, su, odun, kömür, kereste, gaz, benzin, barut, silah ve benzeri aydınlatma, ısıtma araçları ile patlayıcı ve yanıcı maddeler gibi kamunun güvenliği ve esenliği bakımından özel tedbirler aldırılması veya denetim altında bulundurulması gereken yerler ve tesisler,
8-                 Yol, yapı inşaatı, sokak aydınlatması, (Kazaların önlenmesi, trafiğin sağlanması bakımından yapıların ve yolların tehlike oluşturmayacak bir halde bulundurulması gerektiği gibi sokak aydınlatmasının da amaca yetecek sayıda ve güçte olması, kesintisiz devam etmesi suçların önlenmesi bakımından gereklidir.)
9-                 Kapatılan veya faaliyette bulunan her tür ibadet, ziyaret ve dini tören yerleri,
10-             Resmi, mali, iktisadi, zirai, hayri ve sıhhi binalar,
11-             Herkesin yararlanması için ayrılan yerlerde yapılan tesisler, süslemeler, eski eserler,
12-             Şüpheli toplanma yerleri ve bu tür yerlere devam edenler,
13-             Pasif korunma işleri,

C) Adli görevleri:
1-    Siyasi kolluk da dâhil olduğu halde yabancılar, pasaport, ahlak, sağlık, av, topluluk, basın, sanat, ticaret ve diğer kolluk işleri, idari kolluk kavramı içinde yer alıyorsa da adli kolluk bu kavramın dışında müstakil ve adliyenin yardımcısı niteliğinde kalmaktadır. Bununla beraber adli kolluk görevleri çoğunlukla idari nitelikte işlemlerle birlikte yürür. Bir sarhoşluk olayında sarhoş hakkında sadece adli soruşturmada bulunmakla yetinilmez. Daha önce ve daha önemle onun yeni bir suç işlemesine engel olunmak, sağlığını korumak için idari tedbirler almak gerekir. Bununla birlikte karakol amirleri adli işlemlerini yaparken aynı zamanda suç dolayısıyla baş gösteren önleyici ve yardım edici görevlerini de yapmaya mecburdurlar.
2-       Adli görevlerin diğer kolluk görevlerinden ayrımında ölçü, bu görevin ceza muhakemeleri usulü ve icra kanunu ile kolluğa verilmiş bulunmasıdır. Yani suç işlenmesi halinde suçlunun yakalanmasına, suç delillerinin toplanmasına, adli yazışmaların yapılmasına, mahkemeler ve savcılarla sorgu hâkimleri ve icra dairelerinin görevli oldukları hususlardan dolayı görevlerinin gerektirdiği sonuçlara varmak için polisten kanun dairesince yaptıkları taleplerin yerine getirilmesine yönelik faaliyette bulunmaktır.
3-                       Karakol amirinin adli görevleri suçla başlar ve bağlı bulunduğu emniyet müdürlüklerince ve amirliklerince adli kolluk teşkilatı olup olmadığına göre cereyan eder.
4-                          Adli kolluk teşkilatı olan yerlerde karakol amirinin gerek bizzat ve gerek teşkilatı vasıtasıyla el koyduğu suçların işlemlerini, hemen ardından adli kolluğa devretmek ve soruşturmanın esenlikle cereyanını kolaylaştırmaktır.
5-                          Adli kolluk teşkilatı bulunmayan yerlerde karakol amiri mıntıkasının aynı zamanda adli kolluk amiridir. Bu itibarla Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun kolluğa yüklediği görev ve yetkileri yapar ve kullanır. Soruşturmanın sonuçlanmasına, suç izlerinin yok edilmesine ve değiştirilmesine veya suç ile suçlunun başka bir nitelik almasına veya başka bir kişiye yöneltilmesine engel olacak bütün tedbirleri alır veya aldırır ve tutacakları soruşturma evrakını varsa delil ve mevcutlarıyla birlikte adli kolluk makamına sevkeder.
6-                          Karakol amiri suçları, meydana gelişinden sonra adli kolluk makamlarına bildirmeye ve onlardan alacağı emirler doğrultusunda hareket etmeye ve durum hakkında bağlı bulunduğu makamlar aracılığıyla emniyet müdürüne veya amirine de haber vermeye mecburdur.
D) Büro görevleri:
1-                 Tam mevcutlu karakollarda büro işlerinin yapılması, düzeni ve yürütülmesi karakol amirine aittir. Mevcudu fazla olan karakollarla merkezlerde gerektiği kadar büro işlem memuru ve kadroları yoksa yazıcı çalıştırılır. Kadroları uygun ve rütbeli memurları da yeterli olan karakollarda ve merkezlerde bürolar, komiserlerin idaresi altında kısımlara ayrılır.
2-                 Karakol amiri karakol demirbaşına kayıtlı eşyayı belirlenmiş usul ve süreleri içinde kullanmaya ve bunlardan her zaman hesap vermeye mecburdur.
3-                 Poliste bütün büro işleri gizli yapılır. Tebliğ ve tebellüğle ilgili olanlarla özel kanunlar ve yönergelerle yapılmasına izin verilen evrak ve bilgiden başka hiçbir yazı veya hiçbir vesikanın içeriğinden görevle ilgisi olanlardan başka kimseye bilgi verilmez, asıl veya suretleri verilemez. Elden takibi gereken evrakın kayıt numarası olmadığı surette elden verilmesi mümkündür. Bu takdirde de işlem; evrakı takip eden kimsenin aleyhine bir bilgiyi içermemelidir.
4-                 Herkes karakollarda kendi işlemlerini bizzat veya vekâletnameye sahip bir vekil tarafından takip edebilir. Bu takip üçüncü fıkranın esasları doğrultusunda cereyan eder. Kendilerine takip ettikleri evrakın tarih ve numarası ile gönderdiği makam hakkında bilgi verilir. İştirak edecekleri bir işlem varsa o işleme ancak katılacakları kadar dahil olurlar. Gerekiyorsa işlem hakkında kendilerinden açıklamalar alınır.
5-                 Karakollara, üzerlerinde bizzat işlemde bulunmaları veya herhangi bir icraatın yapılması için verilmesi gereken veya sadece kendi mıntıkalarını ilgilendiren işlemlerden başka evrak havale edilmez.
6-                 Bütün polis mıntıkasında soruşturma ve inceleme yapılmasını veya tedbirler aldırılmasını gerektiren ya da içeriği birkaç karakolu birden ilgilendiren kişi ve şeyler hakkında evrak; merkezler ve karakollar sayısınca ve hatta gerekiyorsa personel sayısınca çoğaltılarak dağıtılır.
7-                 Herhangi bir evrakın içeriğinin ayrı ayrı kısımları ayrı ayrı karakolları ilgilendiriyorsa bu takdirde de ilgili karakola ilgilendiği kadarının suretleri çıkarılmak suretiyle verilir veya dağıtılır.
8-                 Karakol veya merkezlere dağıtılan evrakın işlemi, sayfa kenarına yazılan not ile gerçekleşiyorsa cevabı yine sayfa kenarına yazılır. Sayfa kenarına yazılmış bu evrakın müsveddesi ilgili yazı dosyasında saklanır.
9-                 Aynen kayıt defterinin tutulamayacağına göre fezleke ve tutanak sayfalarının kopyaları veya yazı taslakları, suç ve diğer kayıt numaraları altında, dosyalarında saklanması gerekir.
10-             Bütün suçlar oluşunun ardından suç defterine geçilir. Faili meçhul kalmış suçlar hakkında tutulan soruşturma evrakına suç numaraları konulmakla beraber suç defterindeki açıklamaya uygun olarak düzenlenecek fişi ayrıca fiş dosyasında ayrılacak özel bölümde bulundurulacaktır.
11-             Müstakil karakollarla merkezler, ilgili kısımlar veya şubelerle doğrudan haberleşmede ve yazışmada bulunabilirler. Emniyet müdürlükleriyle veya amirlikleriyle iletişimleri de bu doğrultuda gerçekleşir. Ancak disipline ilişkin emirlerin ve kararların mutlaka emniyet müdürlüğünün veya amirliğinin imzası altında bildirilmesi gerekir.

BÖLÜM 6
GÖREV DEĞİŞTİRME USULLERİ

Madde 135- (1964 Değişikliği ) Polis merkezlerinde ve karakollarında 24 saatlik görev cetveli her gün saat onikide amirler tarafından hazırlanır. Görevler her memurun sekiz saat devamlı hizmet göreceği şekilde düzenlenir. Hizmet gereği ve kadro yetersizliği dolayısıyla bu sekiz saatlik hizmet içişleri bakanlığınca oniki saate kadar uzatılabilir.
Madde 136- Karakol nöbetçileri, göreve çıkacak memurları görev anından her halde beş dakika önce karakolun toplantı salonunda göreve hazır bir durumda karakol amirinin kontrolüne çıkarmaya mecburdur. Karakol nöbetçisinin memurları göreve hazırlanmaları bakımından yapacağı davet ve uyarıları her görevli memur yerine getirmekle sorumludur.
Madde 137-  Karakol amirleri memurların mevsime göre kıyafetleri ile silah ve teçhizatının birbirine uygun olmalarına dikkat eder ve kendilerine, işlerine dair günlük emirleri verir. Dönüşlerde, çıkışlarda olduğu gibi memurlar kontrolden geçirilir.
Madde 138-  Karakol amirinin bulunmadığı hallerde karakol nöbetçileri, diğer görevliler için almış oldukları bir emir varsa bunları kendilerine iletir. Ve durumlarında görünür bir kusur varsa bunları da dönüşünde amirine bildirir.
Madde 139-  Görevler, devriyeler arasında hemen karakol önünde alınıp verilmelidir. Devriyelerin sayıca artması durumunda nöbet değişimleri devriyenin hizmet gördüğü mıntıkanın, önceden karakol amirliğince belirlenen buluşma yerinde yapılmalıdır.
Madde 140-  (1964 değişikliği ) Görevden dönen devriye kontrolden geçtikten sonra hizmet defterine görev saatleri süresince ayrıca evrak tutulmayan hallerde gördükleri ile yaptıklarına ait hususları imzaları altına kaydederler.
Madde 141- Görevler noktalar arasında şu şekilde devredilecektir:
A) Nokta tek ise görevi alacak memur doğrudan doğruya nokta mahalline gider.
B) Nokta çoğaldıkça toplu düzende ve karakolda amirden başka komiser varsa bir komiser, bulunmadığı takdirde en kıdemli memurun emri altında en yakın nokta mahallinden başlanarak icra edilir. Ve görevini devreden nokta memuru devirden sonra hiçbir gereksiz gecikmede bulunmayarak doğruca karakola döner ve hizmet defterine gördüklerine ve yaptıklarına ilişkin hususları imzası altında yazarak dinlenmeye çekilir.
Madde 142- Nokta ve devriye görevlerine girecekler görevden çıkacaklara hizmetleri süresince gördüklerini bildirirler ve devirden sonra yapılması gereken bir husus varsa onu da ilave ederler.
Madde 143- (1964 değişikliği ) Görev alıp verme işleri tam bir ciddiyet altında yapılır. İşe ait konuşmaların başkaları tarafından işitilmemesine ve nöbet devrinin herkesin dikkatini çekecek bir mahiyette yapılmamasına özen gösterilir. Görev harici sohbette bulunmak ve devir teslim işlerini uzatmak ve devirden sonra karakola dönüp bilgi vermeden ayrılmak yasaktır.
Madde 144- Nokta, devriye ve nöbet hizmetlerine yardımcı olarak asker, jandarma ve diğer özel kolluk teşkilatından kuvvet verildiği takdirde işbirliğini duruma göre tayin etme yetkisi, o yerin kolluk amirine aittir.



BÖLÜM 7
KARAKOL NÖBETÇİSİNİN GÖREVLERİ

Madde 145-  Karakol nöbetçisi karakol amirinin bulunmadığı zamanlarda onun doğal vekilidir. Amirin uzun süreli yokluğunda ayrıca bir vekil tayin edilmemiş bulunduğu durumda karakol nöbetçisi, karakol mevcudundan yeterli olanların en kıdemlileri arasından seçilir.
Madde 146-  Karakol nöbetçisi karakolun disiplin ve düzeninden,  nezaret ve korumaları altında bulunan kimselerle karakol eşyasının korunmasından ve karakolun temizliğinden sorumludur.
Madde 147-  Karakol nöbetçisi, teftiş için karakola gelecek üstlere yalnız kendisini tanıtacaktır, tekmil bilgisi verme görevi karakol amirine aittir. Amirin bulunmadığı hallerde nöbetçi kendisini tanıtır tanıtmaz karakol mevcudunun ve o anda bu mevcudun ne durumda olduklarını ve bir olay varsa esasını bildirmeye mecburdur.
Madde 148-  Karakol nöbetçileri devir teslim işlemlerini bizzat eşyaları ve kişileri görerek ve sayarak yerine getirirler.
Madde 149-  Karakol nöbetçileri büro işlemlerinin yapılışına yardım ederler. Karakola gelen evrakı amirlerine verirler ve müracaat için gelenleri ilgili makamlarına yönlendirirler.
Madde 150-  Her karakolun yatak, dinlenme, çalışma ve diğer kısımlarında gerek personel ve gerek iş sahipleri tarafından uyulması gereken hususları gösterir levha bulundurulur. Bu levhalar düzeni sağlaması için emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince hazırlanır ve karakollara dağıtılır.
Madde 151-  Karakol nöbetçisi karakolda huzur ve düzeni sağlama bakımından yukarıdaki maddede yazılı hususlarda ilgililerin uymasını sağlamakla sorumludur.
Madde 152-   Karakol nöbetçisi; nezarethaneye konulacak şahısların üzerlerini ayrıca aramaya ve nezarethanede kaldıkları müddetçe karakol amirlerinin izni olmadan ve bizzat kontrol etmeden dışarıdan herhangi bir şey alıp vermelerine ve herhangi bir kimse ile görüşmelerine ve görüşmeye izinli olanların da izinli oldukları hususları aşmalarına meydan vermeyeceklerdir.
Madde 153- Karakol nöbetçisi soruşturma sırasında mağdur, tanık ve sanıkların birbirleriyle görüşüp anlaşmalarına ve birbirlerini etki veya tehdit altına alarak soruşturmayı karartmaya çalışmalarına ve diğer üçüncü şahısların bu surette faaliyette bulunmalarına yer vermeyeceklerdir.
Madde 154-   Karakolda nöbetçiden başka bir kapı nokta memuru bulunduğu surette bu memurun görevi, özel bir işle görevlendirilmediği hallerde nokta memurları görevlerinin aynıdır. Ve bu memurlar nokta talimatı esasları içerisinde faaliyette bulunacaktır.



BÖLÜM 8
DEVRİYE VE GÖREVLERİ

Madde 155-  Devriye; genel güvenliği korumak, suçları olmadan önce önlemek veya yapıldıktan sonra takip etmek ve gerektiğinde halka yardımda bulunmak üzere karakol mıntıkasına çıkarılan ve dolaşarak görev yapan memurlardır.
Madde 156-  Devriye memurları; iş yerleri, fabrikalar, sinemalar gibi bir anda halkla dolup boşalan yerlere geliş gidişin korunması amacıyla çıkarılabileceği gibi çarşı, pazar, panayır, park, mesire ve benzeri yerlerdeki faaliyetin güven içinde yapılmasını sağlamak üzere de çıkarılırlar. Ve okullarda öğrencinin çıkış zamanlarında bulundurulurlar.
Madde 157-  Karakol mıntıkasına çıkarılan devriyeler sayıca arttığı veya belirli bir amaçla çıkarıldıkları takdirde görev yapacakları semtin adıyla anılırlar.
Madde 158-  Polis devriyeleri tam donanımlı iki memurdan oluşur. Kıdemli memur devriyenin amiridir, sağda yürür.
Madde 159-  Tabancalar kılıflarında bulunur. Tehlikeli anlarda ele alınır.
Madde 160-  Devriyenin geçeceği yollar belirlenmiş olmamalı, yürüyüş ağır adımla yapılmalı, dönemeçlerde, köşe başlarında durularak çevre gözetlenip incelenmelidir.
Madde 161-  Yürüyüşlerinde ani dönüşler yaparak gözetlendiklerini ya da takip edilip edilmediklerini kontrol etmelidirler.
Madde 162-   Olayları olmadan önce önlemeye ve yapılmakta olanların büyümesine engel olmaya, suçların önlenmesinde veya takip edilmesinde telaş, heyecan ve kararsızlık eseri göstermekten çekinmeye ve hareket tarzlarını süratle kararlaştırarak hemen uygulamaya alışık olmalıdırlar.
Madde 163-  Daima ağırbaşlı ve nazik ve aynı zamanda çevik ve hazır bulunurlar.
Madde 164-   Yardım istemek mecburiyetinde kaldıkları veya süratle diğer kolluk kuvvetlerinin veya itfaiye, cankurtaran, sıhhi imdat gibi yardımcı ekiplerin müdahalesini gerektiren hal ve hadiselerde en seri araçlarla bağlı bulundukları karakolları ve mümkün olduğu takdirde karakollarla birlikte yardımda bulunacak kurumları haberdar ederler. İhbar; telefon,  düdük ve diğer güvenilir araçlarla yapabileceği gibi zorda kalındığı takdirde havaya silahla atış yapmak suretiyle de yapılabilir. Devriyenin ihbar ve yardım isteğine mıntıka kaydı olmaksızın diğer karakol memurlarıyla civar devriye memurlarının yetişmeleri şarttır. Düdük işaretleri şunlardır:
A) Tek düdük yoklama içindir. İşiten yerini belli etmek için bu işarete aynı şekilde karşılık verir.
B) Birbiri ardınca iki düdük davete işarettir. İşiten aynı şekilde karşılık vermekle beraber derhal çağrıya uyacaktır.
C) Birbiri ardınca ve sürekli bir şekilde çalınan düdük sesleri imdat istenildiğine işaret eder. İmdada koşanlar da bu işaretle geliyorum anlamında kesik ve kısa fasılalı üç düdük sesiyle karşılık verirler.
Madde 165-  Devriye memurları 164’üncü madde hükmü saklı kalmak şartıyla mıntıkalarını terk edemezler. Görevleri sonunda karakola dönerler. Ancak hizmetleri süresince başlamış oldukları iş veya soruşturmayı sonuçlandırmadan ya da diğer görevlilere devretmeden önce dönemezler.
Madde 166-  Mıntıkalarını veya kendilerini teftişe çıkan amire rastladıklarında veya bunlar tarafından düdük ve benzeri herhangi bir araç ile çağrıldıklarında süratle yanlarına giderler. Ve o ana kadar gördükleri, duydukları veya el koydukları işler hakkında kendilerine bilgi verirler.
Madde 167-  Mıntıkası dâhilinde bulunan çarşı ve mahalle bekçilerini daima denetimleri altında bulundururlar. Ve bunların hizmet defterlerine rastladıkları durum ile saat ve yerlerini kaydederler.
Madde 168-  Devriyeler birden çok iseler, birbirleriyle belirli buluşma yer ve zamanları ve varsa noktalarla buluşma zamanları belirlenir. Bu şekilde buluşacak devriyeler ayrı ayrı karakollara bağlı bulunuyorlarsa buluşma zamanı ve yerleri ilgili karakolların amirlerince tayin ve tespit olunur.
Madde 169-  Birbirleriyle veya noktalarla buluşan devriyeler birbirlerini ilgilendiren işe ait bilgileri birbirlerine aktarırlar ve lüzumsuz bir konuşma ve gecikmede bulunmaksızın görev mıntıkalarına ayrılırlar.
Madde 170-  Kar, tipi, fırtına gibi devriyenin dolaşmasını zorlaştıran nedenler ortaya çıktığında görevin ne şekilde yapılacağını karakol amiri belirler.
Madde 171-  Devriye memurları görevlerinin devamı müddetince herhangi bir nedenle ve bahaneyle hiçbir yerde oturamazlar.
Madde 172-   Devriye memurlarının görevlerinin devamı müddetince karakol ile iletişim ve irtibatları ile aranıldıkları anlarda çabuk bulunmaları hususlarını karakol amiri tespit eder.
Madde 173-  Devriye memurları hareketlerini ve faaliyetlerini bu Yönetmeliğin disiplinle ilgili hükümlerine uydurmaya mecburdurlar.
Madde 174-  Devriye memurları mıntıkası dâhilinde dolaşan şüpheli ve tanınmayan kişileri izler ve kimliklerini araştırırlar.
Madde 175-  Serseri ve kötü zan altındaki kişilerin hareket tarzlarını gözetlerler. Suç sayılan bir durum gösteriyorlarsa yakalayarak karakola teslim ederler.
Madde 176-  Doğrudan doğruya dilencilik yapanları ve dilenciliğe sevk edilen küçüklerle bunları o yola sevk edenleri veya herhangi bir şey satar görünerek dilencilik yapanları ve dilencilik süsü takınarak hırsızlık amacıyla kapıları kurcalayan ya da evlere sokulanları yakalayarak karakola teslim ederler.


Madde 177-  Devriye memurları;
A)  Her vasıtaya alet olma eğiliminde bulunan aklını yitirmiş kimselerle yarı veya tehlikesiz delilerin,
B)  İşsizlerin, yoksunluk ve yoksulluğa düşmüş olanların veya iş bulamamasından değil, çalışmak istememesinden dolayı boşta gezenlerin,
C)  İçki ve uyuşturucu maddeleri kullanmayı tiryakilik derecesine vardıran veya bu sebeple serseri bir hal almış bulunanların,
D) Fuhuşu alışkanlık haline getirenlerle bunlara aracılık yapanların ya da yer gösterenlerin,
E)  İş bulmak, evlendirmek gibi adlar altında dolandırıcılık yapan veya küçükleri ahlaksızlığa sevk eyleyenlerin,
F)  Kaçakçılık sayılan fiillerden mahkûm olmuş veya zan altında bulunmuşların,
G)  Durumları şüpheli sokak satıcıları ve eski eşya alıcıları ve bohçacıların,
H)  Yaş veya hastalık sebebiyle doğruyu yanlıştan ayırma özellikleri gelişmemiş, şüpheli kimselerle düşüp kalkanların,
I)  Kendi durumu ve işiyle uygun olmayacak şekilde harcama ve savurganlık yapanların,
J)  Kumarbazların,
görünür vaziyet ve faaliyetlerinde müdahaleyi gerektiren bir halleri varsa müdahale ederek gereğini yaparlar. Bulunmadığı suretle de vaziyet ve faaliyetleri mahiyetinden karakol amirine bilgi verirler.
Madde 178-  Sokak aydınlatmasından yanmayan lambalara, göçmüş lağımlara, geçidi tehlikeye düşürecek yapı ve yol inşaat aydınlatmasına, çökmeye meyletmiş binalara, açılarak veya oluşturularak geceleri aydınlatılmadan bırakılmış çukur veya yığınlara, köşe başlarına engeller koymadan araçların geçmesine mani olacak derecede yollarda yapılan kazı veya döşeme işlerine rastladıklarında gereği yapılmak üzere durumu karakol amirine bildirirler.
Madde 179-  Patlamış su veya havagazı boruları veya kopmuş elektrik, telefon, telgraf telleri veya devrilmeye yüz tutmuş direklerini gördüklerinde gereken onarımın yapılmasını sağlamak için durumu ilgililerine bildirir ve yapılmasına kadar da kamu güvenliğinin korunmasını temin edecek acele tedbirleri alırlar.
Madde 180-  Seyyar satıcıların veya reklamcıların gidiş ve gelişi işgal edecek şekilde halkı başlarına toplamalarına ve halkın sebepsiz olarak bu şekilde toplanmalarına meydan vermezler.
Madde 181-  Hava, kara ve deniz araçlarının durak yerleriyle bilet satış yerlerinde ve sinema, tiyatro gibi gösteri yerlerinin kapıları önlerinde toplanan halk arasında düzenin sağlanmasına, özellikle bu gibi kalabalık yerlerde kolayca yapılabilen yankesicilik suretiyle hırsızlık, laf atma, sarkıntılıkta bulunma gibi genel ahlak ve emniyete aykırı hareketle hakaret, sövme ve yaralama suçlarının yapılmamasına dikkat ederler.
Madde 182-   Gazete, ilan ve reklam dağıtıcılarının hareket tarzlarını takip ve asılmak, dağıtılmak veya serpilmek suretiyle yapılan ilan ve reklamları incelerler ve bunların belirlenmiş yerlerden başka yerlere asılmalarına izin vermezler.
Madde 183-  Issızlık ve tenhalığın yapılmasını kolaylaştırdığı suçların yapılmasına meydan bırakmamak için günlük hayat faaliyetlerinin gereği olarak zaman zaman tenhalaşan iş ve çalışma yerleriyle meskenler civarına şüpheli ve sabıkalı kimselerin sokulmalarına engel olurlar.
Madde 184-   Geceleri merdiven, kazma, kürek gibi suç işlenmesine elverişli aletlerin öteye beriye terkedilmesine ve açıkta bulundurulmasına, gerekli olan eşyanın kaybına meydan verilmemesine dikkat ederler.
Madde 185-  Çilingir, demirci, lekeci, çamaşırcı ve bohçacı, eski elbise onarım ve satıcılarının faaliyet tarzlarını kontrol ederek kaynağı soruşturulmadan alınmış eşya veya yapılmış anahtar, kilit ve maymuncuk gibi aletler bulunup bulunmadığını tetkik ederler.
Madde 186-  Mıntıkası dâhilinde izinsiz açılmış han, otel, pansiyon, bekâr odası, hamam, plaj, kahve, gazino, meyhane, bar ve benzer yerlerle gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve genelevlerin bulunduğuna rastlandığı veya bilgi edinildiği takdirde kapatılmalarını temin için durumu karakola haber verirler.
Madde 187-  Gizli kumar oynanan, uyuşturucu madde üretilen ve kullanılan ve kaçak içki ve diğer eşya yapılan veya sürülen yerleri ve suçluların barınma veya suçla elde edilen eşyanın saklama yeri olarak kullanıldıklarından şüphe edilen mahalleri gözetlerler ve toplayacakları bilgiyi karakol amirine bildirirler.
Madde 188-  Han, otel, pansiyon ve benzeri yatacak yerlerin kontrolü esas itibarıyla karakol amirince veya özel sivil polis memurları tarafından yapılır. Devriye memurlarının yetişebilecekleri belli olursa bekâr odalarıyla hanları kontrol etmeleri kendilerinden istenilir.
Madde 189-  Sinema, tiyatro ve diğer gösteri yerleri ile gazino, kahvehane, meyhane gibi çalgılı ve içkili yerlerin kontrolleri sivil polis memurları tarafından yapılır. Buralarda düzenin sağlanması söz konusu olduğu takdirde belediye zabıtasından yararlanılır. Devriye memurlarının bu yerlere girmeleri özel emirle veya herhangi bir suça el koymak amacıyla olur. Bu takdirde de devriye memurları buralarda oturmadan ve gereksiz bir gecikmede bulunmadan görevleri ne ise yaparak ayrılırlar. Ve bu yerlerin belirlenmiş saatlerinde kapatılmalarını temin ederler.
Madde 190-  Nakil vasıtaları sürücü ve şoförlerinin sürücü belgesi sahibi olmalarına, içki almış oldukları halde bu araçları kullanmamalarına, belirlenmemiş ve tespit edilmemiş durak yerlerinden başka yerlerde zorunlu neden olmadıkça durmamalarına, garaj ve arabalıklar dışında sokak, çıkmaz, arsa gibi yerlere bu vasıtaları bırakmamalarına, göz kamaştıracak derecede kuvvetli ışık kullanmamalarına, gece ışıksız seferde bulunmamalarına, istiap haddinden fazla yük ve yolcu almamalarına, belirlenen hızdan fazla gitmemelerine dikkat ederler.
Madde 191-  Tramvay ve tren hatlarına kazaya sebebiyet verecek şekilde eşya, boş hayvan terk edilmemesine, diğer türlü engeller konulmamasına, hatlar üzerinde yürünmemesine ve nakil vasıtalarının taşlanmamasına bakarlar.
Madde 192-   Devriye memurları 156’ncı maddede yazılı amaçların temini için çıkarılmış oldukları surette bu amaçlara uygun olarak faaliyette bulunurlar. Ahlaka ve umumi terbiyeye aykırı hareketleri men ederler. Halkın esnaf tarafından aldatılmamasına, zarara sokulmamasına, yankesicilik, muslukçuluk sureti ile hırsızlığa, tavcılık, papelcilik, mantarcılık ve benzeri suretlerle dolandırıcılığa maruz kalmamalarına ve bu gibi yerlerde sabıkalıların dolaşıp faaliyette bulunmamalarına dikkat ederler.
Madde 193-  Ruhsatsız açılmış dershanelerin veya okulların, gizlice yasak öğretim veya dinsel tören yapılmakta olan yerlerin varlığını sezdikleri ve öğrendikleri takdirde gereğine başlanmak üzere karakol amirine bildirirler.
Madde 194-   Suç sayılmayacak ve fakat kendini idare edemeyecek derecede sarhoş olanların bir kazaya karışmalarına veya herhangi bir suç işlemelerine engel olmak ve tedavileri de yapılmak üzere karakola teslim ederler.
Madde 195-  Devriye memurları yakaladıkları suçluları sevk ederken kendi güvenliklerini tehlikeye düşürecek bir saldırıyla karşılaşma ihtimalini göz önünde tutarak bunları kendilerine saldırıya yarayacak her alet ve vasıtadan arındırırlar. Bu arındırma; alet ve vasıta elde veya görünebilecek bir yerde ise doğrudan doğruya zaptetmek ve belde ve cepte saklı bulunuyorsa elbisesi üzerinden umumi bir yoklama yaparak bulunduğu yerden almak sureti ile yapılır. Suçlunun üzerinin tam ve ayrıntılı olarak aranılması karakolda yapılır.
Madde 196-  Devriye memurları suçluların sevkleri sırasında yalnız bunların firar, direnme veya saldırı gibi olası hareketlerini önlemeyi değil, aynı zamanda işlediği suç dolayısıyla herhangi bir saldırıyla karşılaşmaları hususlarını da dikkate alarak korunmalarını sağlarlar.
Madde 197-  Devriye memurları beklenmedik durumlarda veya kamu güvenliğini tehlikeye düşüren olaylarda halkın korku ve heyecanını yatıştırmaya çalışacaklar ve gerekiyorsa kendilerine yardım edecekler ve hareket tarzları hakkında açıklamalarda bulunacaklardır.
Madde 198-  Devriye memurları hazır bulundurulması emrolunanlarla haklarında tutuklama ve yakalama yazısı çıkarılmış veya çıkarılması beklenilmekte olup aranılmakta bulunmuş kimseleri gördüğü takdirde yakalayarak karakola teslim ederler.
Madde 199-  Devriye memurları öteye beriye bırakılmış yeni doğmuş çocuklara rastladıklarında hayatlarını korumak için bunları en yakın eczane veya sağlık kuruluşlarına götürürler ve bırakanlar hakkında soruşturma yapılmak üzere durumu amirlerine bildirirler.

BÖLÜM 9
NOKTA VE GÖREVLERİ

Madde 200-  Nokta;
A) Halkın toplu bulunduğu veya bu suretle gelip geçtiği çarşı, pazar, meydan, park, bahçe ve iskelelerde,
B) Mezarlıklar, yangın yerleri gibi ıssız ve tenha yerlerde,
C) Mali, iktisadi, sınai tesislerin bulundukları mahallerde,
D) Suçların çoklukla olması umulan yerlerde,
düzenin korunması, suçların önlenmesi ve suçluların takibi ve toplumsal yardım yapılması kastıyla ya da sadece trafik işlerinin düzenlenmesi amacıyla bu yerlere konulan ve durarak görev yapan memurdur.
Madde 201-  Nokta yerleri telefona bağlı bulundukça bir memurla yönetilir. Telefon yoksa noktanın iki memurdan oluşması gerekir.
Madde 202-   Telefonla bağlı bulunsa bile 200’üncü maddenin B fıkrasındaki yerlere çift memurlu noktalar konulur. Ve bu mevkideki geçitlerin geceleri aydınlatılması sağlanır.
Madde 203-  Sadece trafiğin düzenlenmesi için çıkarılan noktaların telefonsuz görev yapmaları mümkündür. Ancak bu yerlerde diğer emniyet işlerinin de görülmesi gerekiyorsa memur sayısı ikiye çıkarılacağı gibi telefon konulması gerekir.
Madde 204-   Nokta yerlerinin oldukça geniş bir sahayı görecek veya böyle bir sahada olup bitenleri çabuk kavrayacak bir mevkide kurulmasına dikkat olunur.
Madde 205-  Çıkarıldıkları amaçlara göre noktalar sürekli ya da geçici olurlar. Söz konusu olan şey; günün her saatinde polisin hazır bulunmasını gerektiren geçit veya mevkilerin korunması ise sürekli; pazar, çarşı, park, kuruluşlar gibi belirlenmiş saatler içinde faaliyet gösteren veya iskele, istasyon, iş yerleri gibi aralıklı zamanlarda hareketler olan yerlerin korunması ise bu faaliyet ve hareketlerin meydana gelme anlarına veya devamları saatlerine has olmak üzere geçici noktalar konulur.
Madde 206-  Nokta memurlarının görevleri devriye memurlarının görevlerinin hemen aynı ve fakat sınırlı bir yerde sürekli hazır bulunmak zorunda olduklarından görev yapma biçimleri bazı özel şartlara bağlıdır. Bu şartlar aşağıdadır:
A)  Nokta memurlarına nokta mahallinden uzaklaşmalarını gerektiren görevler verilmez.
B)  Nokta mahallinde rastladığı ve fakat suç niteliği taşımaması dolayısıyla müdahalesini gerektirmeyen faaliyetlerin sonucunu takip amacıyla da olsa mevkiinden ayrılamaz.

C)  Nokta memuru ancak bulunduğu nokta mahallinin çeşitli yönlerinde yirmişer adımlık bir mesafe içinde dolaşabilir. Sinyal düzeni yapılmış ve görevlendirildikleri yerin önemi daha geniş bir mesafe içinde dolaşmalarına uygun bulunmuş olduğu takdirde bu mesafeler sinyal ses veya işaretinin işitilip görülebileceği yerlere kadar uzatılabilir.
D)  Nokta memurları bir suç işlenmesi veya özel bir emrin yerine getirilmesi halleri dışında herkese açık yerlere giremezler.
E)  Mıntıkası dışında yapılmakta olduğunu haber aldığı suçlara el koyabilmesi için derhal karakol amirine bilgi vermesi şarttır.
F)  Yakaladıkları suçluları karakol amirine bildirirler. Alacakları emre göre ya bunları bizzat karakola ya da karakoldan gönderilecek memura teslim ederler.
G)  Nokta memurlarının karakola bilgi vermeden belirlenen sınır dışına, uygun görülen konulardan başka nedenlerle çıkmaları veya bu sınır içinde de olsa, görevinden başka bir sebeple kapalı bir yere girmeleri nokta mahallini terk sayılır.

H)  (1964 değişikliği) Nokta memurları daima ciddi bulunurlar. Kendilerine müracaat eden kişileri kulübenin önünde nezaketle kabul etmeye, müracaat telefonla konuşmayı gerektiriyorsa bunu alacağı açıklamaya göre bizzat kendileri yapmaya mecburdurlar. Kulübe içine kimseyi alamazlar. Telefonla görüştüremezler. Bir yere dayanıp duramazlar. Nokta önüne sandalye atıp oturamazlar ve başkalarının bu şekilde oturmalarına izin veremezler. Nokta kulübesinde yangına sebebiyet verecek ateş bulunduramazlar. Kulübede ya da herhangi bir yerde çay, kahve içemez ve yemek yiyemezler. Saygısız ve ilgisiz tavır ve hareketlerde bulunamazlar.
Madde 207-  Nokta memurları yukarıdaki fıkralarda yazılı kayıtlar ve şartlar altında aşağıdaki yazılı görevleri yapacaklardır:
A) Şüpheli, sabıkalı, serseri, kötü zan altındaki kişilerin hareket tarzlarını gözetlerler. Bunlardan kendi veya komşu karakol mıntıkaları taraflarına geçmiş olup da varlıklarından haberdar olunmasında fayda düşünülenlerin hareketlerinden, ait oldukları karakola bilgi verirler.
B) Dilencilik yapan veya dilenciliğe sevkeden veya edilenleri veya bu suretle hırsızlık girişiminde bulunanları yakalarlar.
C) Aklını yitirmiş kimselerin, yarı veya tehlikesiz delilerin, işsizlerin, yoksunluk ve yoksulluk içinde bulunanların, içki veya uyuşturucu madde bağımlılarının, fuhuşu veya fuhuşa aracılığı alışkanlık haline getirenlerin, yaş veya hastalık sebebiyle doğruyu yanlıştan ayırma özellikleri henüz gelişmemiş olanların, şüpheli kimselerle düşüp kalkanların, durumları şüpheli eski eşya alıcıları ve sokak satıcılarının, kaçakçıların ve kumarbazların, kendi durumu ve işiyle uygun olmayacak şekilde harcama ve savurganlık yapanların göze çarpan hareket ve faaliyetlerinde müdahaleyi gerektiren bir halleri varsa müdahale ederler. Böyle bir hareketleri bulunmadığı surette de gözlemlediği vazifelerinden dönüşlerinde karakol amirine bilgi verirler ve gerekirse telefonla komşu nokta ve karakolları, faaliyetlerinden haberdar ederler.
D) Mıntıkası dâhilinde izinsiz açılmış han, otel, pansiyon, bekâr odaları, hamam, plaj, kahve, gazino, bar ve benzeri yerlerle gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve umumi fuhuş evlerinin bulunduğunu gördüğünde veya işittiğinde durumu karakol amirine bildirirler.
E) Mıntıkası dâhilinde dışarıya yansıyan hareket ve faaliyetlere göre içinde kumar oynandığından, uyuşturucu maddeler yapıldığından veya başka kaçakçılık fiillerinin yapılmasından, suçluların barınma veya suçla elde edilen eşyanın saklanmasından, gizli öğretim, ibadet veya dinsel tören yapıldığından şüphe edeceği yerler hakkında amirine bilgi verirler.
F) Mıntıkası dâhilinde seyyar satıcıların veya reklamcıların gidiş ve gelişi işgal edecek surette halkı biriktirmelerine veya halkın sebepsiz olarak bu şekilde toplanmalarına engel olurlar.
G) Mıntıkası dâhilinde bulunup belirli saatlerde kapatılmaları gereken kahve, gazino, bar, tiyatro, sinema ve benzeri yerlerin belirlenen saatlerde kapatılmalarını temin ederler.
H) Nakil vasıtalarının belirlenmiş durak yerlerinden başka yerlerde sebepsiz durmamalarına, durmak zorunda kalanların duraklamalarını uzatmamalarına, göz kamaştıracak derecede kuvvetli ışık kullanmamalarına veya ışıksız seyirde bulunmamalarına, tayin edilen hızdan fazla hızla gitmemelerine, istiap haddinden fazla yük veya yolcu almamalarına, tramvay, tren hatlarına kazaya sebebiyet verecek eşya ve başka engeller konmamasına, hatlar üzerinde yürünmemesine ve nakil vasıtalarının taşlanmamasına dikkat ederler.
I) Hazır bulundurulması emrolunan kişilerle haklarında tutuklama ve yakalama müzekkeresi çıkarılmış veya çıkarılacağı umulmuş kimseleri gördüğünde yakalayarak karakol amirine bilgi verirler.
J) Devlet ve hükümet büyükleriyle yabancı devlet adamlarından kimlerin hangi istikametlere, hangi vasıtayla gitmelerinin hemen ardından karakol amirlerine bilgi verirler.
K) Yangın çıktığında durumu derhal itfaiyeye ve karakola haber vermekle beraber hemen yardıma koşarlar.
L) Nokta memurları beklenmedik hallerde ve kamunun esenliğini tehlikeye düşüren olaylarda halkın heyecanını yatıştırmaya çalışırlar. Gerekirse hareket tarzları hakkında kendilerini aydınlatırlar.
M) Nokta memurları ister hizmet yeri dışında olsun veya ister polisi ilgilendirmemiş bir durumu haiz bulunsun vaki olacak müracaat ve şikâyetleri dikkatle dinlemeye, kovuşturma yapılmasını gerektiren hususları karakol amirine bildirmeye veya zorluğunu hangi makama müracaatla halledebileceği hakkında müracaatçıyı veya şikâyetçiyi aydınlatmaya mecburdur.
N) Nokta memuru 200’ üncü maddenin A fıkrasındaki amaçların temini için çıkarılmış bulunuyorsa, bu Yönetmeliğin devriyenin görevleriyle ilgili 192’nci maddesine uygun şekilde hareket eder.
O) Nokta memuru, devriyenin görevleriyle ilgili 178, 179, 181, 185’inci maddelerde yazılı haller karşısında bu maddelerle yapılması istenen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.
P) Nokta memurları hareketlerini ve faaliyetlerini bu Yönetmeliğin disiplinle ilgili hükümlerine uydurmaya mecburdurlar.

KISIM 4
DİĞER HÜKÜMLER

BÖLÜM 1
MESLEĞE GİRECEKLER HAKKINDA UYGULANACAK İŞLEMLER

Madde 208-  Polis stajyerliklerine alınan polis okul veya enstitü ilk tahsil kısımlarına veya kadrolarına gönderileceklere; okul veya enstitü müdürleri ve kadrolarda emniyet müdürleri veya amirleri tarafından polisin taşıdığı asil ve şerefli mana ve mensuplarının haiz olmaları lazım gelen manevi ve ahlaki nitelikleri hakkında kısa ve etkili bir konuşma yapılarak bu mesleğe girmeyi başarmış olduklarından dolayı kendileri kutlanır ve başarılar dilenir.
Madde 209-  Konuşma; stajyerlerin topluca bulunduğu okullarda yapılacaksa tören duruşu halinde toplantı mahallinde, bir veya birkaç stajyer için yapılacaksa kadronun idari işlerine bakan müdür veya amir tarafından makamda yapılır.
Madde 210-  Stajyerler; okul veya kadrolarında bu konuşma yapıldıktan sonra atandıkları yeni görevlerine sevk edilirler.
Madde 211-  Karakol amiri stajyeri karakol personeline tanıtır, kendisine Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile uygulama şeklini gösterir. Tüzük hükümlerini ve bu arada silah kullanmayı gerektiren hallerle silahın kullanma şeklini ve polis için yürürlükte olan disiplin usulleri hakkında bilgiler verir.
Madde 212-   Karakol amiri stajyere derhal bir polis rehberi vermekle beraber karakolun en kıdemli, deneyimli ve değerli memuru eşliğinde mıntıkasına çıkararak polisçe bilinmesi ve tanınması gereken kişiler ve şeyler gösterilmek suretiyle bilgi edinmesini temin eder.
Madde 213-  Stajyer memurlar karakola atanmasının ertesi gününde daima ehliyetli memur eşliğinde nokta ve devriye hizmetlerine çıkarılır. Karakolda istirahatte kaldığı müddetçe polisi ilgilendiren mevzular etrafında incelemeye sevk edilir. Bu suretle mümkün olan süratle polis işlerini ve mesleğe karşı genel görevlerini öğrenerek yapmaya alışması için her imkândan ve her fırsattan yararlanmaları sağlanır.
Madde 214-   Polisin mesleki bilgilerini geliştirmek amacıyla emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince kadrolu memurları için konferanslar düzenlenir. Bu konferanslar; hizmetin etkilenmemesini sağlayacak şekilde haftada, on beş günde veya nihayet ayda bir defa olmak ve bütün polisin birden katılımı mümkün olmayan hallerde dönüşümlü olarak uygulanmak üzere üst rütbeliler tarafından verilir.
Meslek dışından kişilerin mesleği ilgilendiren hukuki veya fenni konular etrafında konferans vermeleri kolaylaştırılmalı ve diğer yerlerde bu konular üzerinde verilecek konferanslara memurlarımızın da katılımları sağlanmalıdır.

BÖLÜM 2
SİLAHLA GİRİLEMEYECEK YERLER
Madde 215-  Polisin izinli de olsa üniformayı giydiği, sivil olup da görevli bulunduğu müddetçe silahlı bulunması kuraldır. Aşağıda sayılan ve polisin kendisini veya bulunduğu yeri tehlikeye düşürecek veya hükmetme gücüne sahip bir otoritenin nüfuzuna etkili olacak haller bu kuralın istisnasını oluşturur.
A)  Polis tehlike bakımından;
1-  Cezaevlerine, tutukevine, nezarethaneye, akıl hastanelerine,
2-  Diğer hastane ve tedavihanelerin hastalarla uğraşılan kısımlarına,
3-  Barut, bomba, dinamit, gaz, benzin gibi yanıcı ve patlayıcı maddelerin yapım, üretim veya muhafaza edildiği yerlere,
B) Nüfuza etkili olmamak bakımından;
1-  İster şikâyetçi, tanık, bilirkişi sıfatıyla olsun, ister bir davanın sanığı bulunsun mahkemelere, (Sorgu hâkimleri mahkemeler dışındadır)
2-  Yine bu sıfatlarla polis divanlarına, disiplin kurullarına, yönetim kurullarına silahla girmeyeceklerdir.
3-  Sanık polis mahkemelere üniformalı olarak da giremez.
 C)  (A) bendinin birinci fıkrasındaki hallerde doğrudan doğruya tabancası ve ikinci fıkrası ile B bendinin birinci ve ikinci fıkralarındaki durumlarda şarjörünü yanında muhafaza ederek sadece tabancasını ve A bendinin 3’üncü fıkrasında yazılı hususlarda da tabancasını yanında alıkoyarak yalnız şarjörünü ilgili kurumun sorumlu memuruna teslim eder.
Madde 216-  (Değişik: Resmi Gazete 28/08/1979-16738) Emniyet örgütünde emniyet hizmetleri sınıfına dâhil personelden; görevden uzaklaştırılan, gözaltına alınan, geçici olarak görevden çıkarılan veya maaşsız izine ayrılanlar tabanca taşıyamazlar.
Bu duruma giren personelin tabancalarını ve mermilerini kadrolarında ilgili birim amirine, çalıştığı kadro dışında ise, tabanca almaya yetkili birim amirine teslim etmeleri ve bu amirlerin de teslim almaları zorunludur. Teslim etme ve alma işlemi üç nüsha olarak düzenlenecek tutanakla saptanır. Bu tutanağın bir nüshası ilgili memura verilir. Diğer nüshaları da tabanca ile ilgili işlemlerle birlikte gerekli birimlere gönderilir.
İzin veya istirahat gibi görevden ayrılmayı gerektiren diğer hallerde, taşımakta oldukları resmi tabancalar personel üzerinde bırakılır.
Ancak;
A)   Merkez kuruluşunda, kendi birimlerinde teftiş kurulu başkanı, daire başkanları ve okullarda okul müdürleri ile illerde il emniyet müdürlerinin önerisi alınmak kaydıyla veya gerekli görülen hallerde doğrudan emniyet genel müdürlüğünce tabancaların alınması emredilebilir.
B)   Tutum ve davranışları, izinli veya istirahatli oldukları sırada, üzerlerinde tabanca taşımalarını sakıncalı hale sokacağı kanısına varılan personelin tabancaları, merkez kuruluşlarında teftiş kurulu başkanı, daire başkanları ve okul müdürleri ile illerde il emniyet müdürlerince alınır. Bu memurlar tabancaları alınmadan, izin ve istirahate çıkamaz ve çıkarılamazlar.

BÖLÜM 3
POLİSİN HABERLEŞME ARAÇLARI VE KULLANMA TARZLARI

Madde 217-  Polis telli, telsiz, telgraf ve telefon vasıtalarından ve her tür sinyal aletlerinden kara, hava, deniz posta ulaşımından yararlanır. Bu vasıtalardan kendi elinde bulunanlardan doğrudan doğruya, diğer teşkilata bağlı olanlardan da usullerine göre faydalanır.
Madde 218-  Polisin 217’inci maddede yazılı telsiz ve sinyal tesisleriyle binek, motorlu, motorsuz vasıtalara bizzat sahip olması esastır. Ancak bu teşkilat ve tesisat yapılıncaya kadar polisin telli telefon ve çıngıraklı ve ışıklı işaret makine ve aletlerinden en üst düzeyde yararlanması şarttır.
Madde 219-  Noktadan başlayarak en büyük kuruluşa kadar her sabit polis biriminin telefon ayrılmaz bir parçasıdır. Telefonsuz bir nokta kulübesinin kurulması da uygun değildir.
Madde 220-  Telefonlar ayrıca şehir tesisatı olmayan yerlerde polis veya jandarma santralına ve tesisat bulunan yerlerde de bu tesisata veya her ikisine ayrı ayrı makinelerle bağlı bulunur.
Madde 221-  Telefon işletmesinin posta idarelerince üstlenildiği yerlerde polis makine ve şebekesinin teknik bakımı ve iyileştirilmesi özel kanun gereğince bu idarelere temin ettirilmelidir.
Madde 222-   Polis karakollarında telefondan başka ihbar, davet ve alarm gibi hususlarda kullanılmak üzere çıngırak ve ışık düzeneği meydana getirilir. Bu düzeneğin ve araçların bol olduğu yerlerde nokta kulübelerine kadar yayılması sağlanmalıdır. Sinyal düzeneğiyle donatılan noktaların memurlarına daha geniş bir görev sahasının verilmesi temin edilir.
Madde 223- Polis santral odaları gizlidir. Doğrudan doğruya haberleşmeye ve idareye memur olanlardan başka kimselerin zorunlu bir sebep ve mazeret olmadan telefon santrallarına girmeleri ve haberleşmede bulunmaları yasaktır.
Madde 224-   Gerek santrale girmek yasaklığına ve gerek telefon konuşmalarının gizliliğine özel bir özen gösterilir. Makine ve santral odalarında geçecek konuşmanın dışarıdan duyulmaması sağlanmalıdır.
Madde 225-  Telefonda yüksek sesle konuşmak tekniğe de uygun değildir. Ses ne kadar doğal olursa konuşma o kadar sağlıklı cereyan eder.
Madde 226-  Konuşmayı arızaya uğratan sebeplerden birisi de mikrofonu yere yatay tutmaktır. Bu engelden sakınmak için mikrofonun yere dikey olarak tutulmasına özen gösterilmelidir.
Madde 227-  Telefon konuşmaları sadece göreve ayrılmıştır. Gerek memurların ve gerek halkın özel işlerine polis telefonlarında yer verilmemelidir.
Madde 228-  İhbar zili çalınca davet edilen memur mikrofonu eline alır almaz kendisini tanıtacaktır. Konuşma kısaca örneğin; “Hasan Sınmaz, Komiser, Anafarta” ya da “Şerif KUTLUER, Polis Memuru, Beyoğlu” gibi ad, rütbe ve yer bildirmekle ve karşılık olarak davet eden de kim olduğunu ve ne istediğini söylemekle olur. Ve amaçtan fazla konuşma yapılmaz, alınan emirlerin yalnız anlaşılmayan kısımları tekrar olunur.
Madde 229-  Telefon konuşmaları pek ciddi ve nazik bir şekilde yapılmalıdır. Karşısındakini anlamadan kullanılan lisan sadece konuşanı mahcup bir duruma düşürmekle kalmaz, aynı zamanda hakkında disiplin ve kanuni kovuşturmayı da gerektirebilir.
Madde 230-  Polise ait telefon hatlarının çift olması esastır. Ancak bu temin edilinceye kadar bu hatlar diğer telefon ve bilhassa elektrik hatlarından ayrılmalı, toprak hattı derince ve sürekli rutubetli yerlerde tesis olunmalı, tekniğe çok dikkat edilmelidir.
Madde 231-  Telefon hat ve makinelerinde arızalar büyük bir hızla giderilmelidir. Her günün mesaisine başlamadan santral tarafından şebekede mevcut makineler kontrol edilmeli ve bu iş belirli olmayan zamanlarda tekrar olunmalı ve özellikle alışılmış harici konuşmada bulunmadığı görülen makineler aranılmalı ve arıza varsa derhal giderilmelidir.
Madde 232-   Polis santrallarına kendi hizmetine ait olanlardan başka makineler bağlanamaz. Özel kurallara veya alınan tedbirlere dayanarak kurumlarına telefon konulması zorunlu olanların makineleri şehir telefon santrallarına bağlanmalı ve polisle bağlantı bu vasıtalarla sağlanmalıdır.
Madde 233- Açılması kolluğun soruşturmasına ve mahallin en büyük mülkiye memurunun iznine bağlı yerlerde telefon konulması zorunlu tutulmalıdır. Halen faaliyette bulunan bu gibi yerlere kısa bir zamanda ve bundan böyle açılacak olanlarına da açılmalarının ardından telefon konulması sağlanmalıdır. Bu zorunluluktan bekâr odaları, esnaf kahveleri gibi sayısı belli olan kimselerin barındırıldığı veya devam ettikleri yerler ayrı tutulabilir.
Madde 234-   Telefon konulması zorunlu tutulacak yerlerde, mahallin emniyet müdürü veya amiri gerekli görürse sırf yardım isteme işlerinde kullanmak üzere düdük de bulundurmaları temin edilir. Bu takdirde hangi hallerde düdükle yardım isteğinde bulunacakları müessese sahiplerine bildirilir ve bu işi kötü niyetle kullandıkları takdirde haklarında kovuşturma yapılır.

BÖLÜM 4
POLİSÇE YAKALANACAK VE SEVK EDİLECEK KİŞİLER HAKKINDA UYGULANACAK USULLER

Madde 235-  Polis yakalamada ve yakalanan kişinin sevkinde çok tedbirli ve ölçülü davranmaya mecburdur.
Madde 236-  Bu tedbirler özellikle;
A)   Kişinin kanunen kaçak sayılan hallerden dolayı yakalandığı surette firar etmesi,
B)   Polisin yakaladığı kişi veya bu kişinin başkaları tarafından bir saldırıya uğraması,
C) Kişinin başkalarına veya başkalarının kişiye yardımda ya da saldırıda bulunması,
D) Suç iz ve delillerini yok etmesi,
ihtimallerinden herhangi birinin veya birkaçının ya da hepsinin olabileceği akla gelen hallerde daha esaslı ve kapsamlı olarak tedbir alınmalıdır.
Madde 237-  Yakalanan kişi 236’ncı maddede sözü edilen olasılıkların da geçerli bulunduğu halde tutulmuş ise sevkinde aşağıdaki tedbirler alınmalıdır:
A) Kişi, saldırı araçlarından arındırılır.
B) Kelepçe ile sevk edilir.
C) Polise veya yakalanan kişiye saldırıda bulunmaları umulan diğer kişiler bu işlemlerin geçtiği yerden uzaklaştırılır. Bu durum mümkün olmazsa veya yeterli gelmezse ve aynı zamanda polisin kendisi veya muhafaza ettiği kişi için ciddi bir tehlike mevcut bulunuyorsa onlar da geçici olarak yakalanabilir.
Madde 238-  237’ nci maddede sözü edilen hususlardan başka hallerde;
A) Kişi, fiili olarak karşı koyuyorsa,
B) Sevk edileceklerin sayısı, sevk etmekle görevli olanlar tarafından firarlarına engel olunmayacak kadar çok olursa ve işledikleri fiiller de tutuklanmalarını gerektirir derecede bulunursa,
C) Tutuklanmayı gerektiren bir suç işlemiş, aynı zamanda kimliğini kanıtlayamamış olursa, kelepçe ile sevk olunabilir.
D) Delilerin sevki genellikle belediye zabıtasına ait olduğundan polis için sevk durumu değil, sadece yakalanarak ilgili makama teslimi hususu söz konusudur. Bu takdirde yakalanan delinin başka bir şekilde zararsız bir hale konması mümkün değil ise deli gömleği ile sevki gerekir. Ancak yakalandığı anda deli gömleği bulunmadığı takdirde üzerinde yara, bere yapmayacak ve aynı zamanda kollarını da hareketten alıkoyacak şekilde herhangi bir vasıta ile bağlanmalıdır.
Madde 239-  Amme Alacaklarının Tahsili Kanunu hükümlerine göre yapılacak tutuklamalarda polis kendi emniyetinin korunması veya gösterilecek karşı gücün kırılması halleri dışında kelepçe kullanamaz.
Madde 240-  Sevk edileceklerin ileri sürecekleri sebep ve bahaneler ne olursa olsun sevk olunacakları yerden başka yerlere uğramalarına, yollarda ötekiyle berikiyle temasta bulunmalarına veya işaretleşmelerine ya da herhangi bir şey alıp vermelerine izin verilemez.
Madde 241-  Sevk edilenlerin birbirlerinden ayrılmalarına, ileri geri kalmalarına, gürültü patırtı etmelerine, itişip kakışmalarına, hızlı yürümelerine ya da ağır hareket etmelerine meydan verilmez.
Madde 242-   Kelepçeler biri güçlü, diğeri zayıf olmak ve güçlünün sağ bileği kelepçeye geçirilmek suretiyle takılmalıdır. Kelepçelerin gevşetilerek bir firar girişiminde bulunacağı olasılığı sevk eden memur tarafından daima göz önünde tutularak işin bu yanı kontrol edilmelidir.
Madde 243- Sevk işleri; sevk edenin sevk edilenleri bir adım arkadan takip etmek suretiyle yapılır. Sevke memur olanların sevk edilenlerin önünden veya yanlarından yürümeleri yasaktır. Ancak kafile halinde sevkiyatta yanlarda ve gerektiği takdirde önlerde de memur bulundurulabilir.
Madde 244-   Sevk edilenlerden birinin kaçması halinde memur tek ise düdük çalmak, “tutun, yakalayın” diye bağırmak sureti ile halktan yardım ister ve aynı zamanda vakit kaybetmeksizin diğerlerini en yakın nokta veya karakola teslim ettikten ve firarinin kaçtığı istikametteki polis birimlerini olaydan haberdar etmelerini temin ettikten sonra takibine koyulur. Birden fazla memurla sevklerde biri veya bir kaçı takibe koyulur. Diğerleri sevke devam ederler.
Madde 245-  Siyasi suç sanıklarının toplu olarak sevkleri kapalı nakil araçları ile yapılır. Bu araçlarda ve yol boyunda kuvvetli güvenlik tedbirleri alınır.
Madde 246-  Saldırılarından ve kaçmalarından ciddi şekilde endişe edilenler dışında, kelepçeli ya da kelepçesiz, bir memura dörtten fazla kişinin sevki verilmez.
Madde 247-  Kaçak sayılan hallerde sevk evrakına “Dikkat, kaçar” veya “Suçu önemlidir” gibi uyarı işaretleri konur.
Madde 248-  Namuslu ve herkesçe tanınan kimselerle kadınların zararsız suçlarından dolayı sivil polis tarafından sevkleri tercih olunur.
Madde 249-  Sevk görevi yapanlara, sevk edileceklerin hangi sebeplerden dolayı elde tutulduklarından ayrıntılı bilgi verilir.
Madde 250-  Sevk postasının karakoldan hareketiyle teslim edecekleri yere varışları arasında geçecek zaman karakol amiri tarafından hesaplanmalı ve hareket saati tespit edilerek bir gecikme meydana geliyorsa hemen sebebi araştırılarak sevkin bu bakımdan da güven içinde yapılması sağlanmalıdır.

BÖLÜM 5
SON HÜKÜMLER

Madde 251-  Bu Yönetmelikte ayrıca söz edilmediği durumda üst tabirinin kapsamına amirler ve karakol tabirine de merkezler dâhildir.
Madde 252-   Ayrıca bir hüküm bulunmadığı hallerde disiplin kısmındaki hükümler bütün polis mensupları hakkında uygulanacaktır.
Madde 253- Bu Yönetmelikte yazılı olan emirlere aykırı hareket edenler veya yükümlülüklere uymayanlar hakkında özel kanunlarla ayrıca ceza konulmamış durumlarda Emniyet Teşkilatı Mensuplarına Verilecek Disiplin Cezalarına Dair Tüzük’ün 2’nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.
Madde 254-   Tersi usulen kanıtlanmadıkça veya fiilin maddeten icra ya da ihmali mümkün görülmedikçe soruşturmayla belgelenmesine imkân bulunmayan disiplin kusur ve kabahatleri hakkında üstün bizzat gözlemine dayanarak verdiği rapora itibar olunur.
Madde 255-  Karakol teşkilatı kısmında yapılması istenen yeniliklerin ve değişikliklerin Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde tamamlanması gerekir.
Madde 256-  İş bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına bildirimi alma tarihinden itibaren başlanacaktır. Ve uygulama tarihi iki nüsha tutanakla tespit edilerek bunlardan birisi Yönetmeliğe bağlanacak, diğeri de Bakanlığa gönderilecektir.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder