24 Temmuz 2011 Pazar

İDEAL POLİS ANLAYIŞI

Günümüzde polis, toplumun aydın bir sınıfını oluşturma konusunda gözle görülür bir gayret içerisindedir. Polis artık, yenilikçi olmadıkça, işini profesyonelce yapmadıkça, en önemlisi iyi imaj sahibi olmadıkça belli yerlere gelemeyeceğinin bilincindedir. Yine polis, kişilere ve olaylara tarafsız bir yaklaşımla ve şeffaf olarak baktığında bir yığın problemin kendiliğinden çözüleceğini görecektir. Kapalı kapılar ardındaki polise, halkın yaklaşması düşünülemez. Hiçbir polis, çalışma odasında otururken, güvenlik konusunda, vatandaşa hizmet götürdüğünü zannetmemelidir. Ya sıcak bir ortamdaki sohbet sırasında ya da kendisi vatandaşa bu amaçla gittiğinde gerçek anlamda şeffaflık sağlanmış olacaktır. Polis, bilimselliği de hiçbir zaman gözardı etmemelidir. Zira bilimselliği sınanmış varsayımlara dayanılarak karar verildiğinde mutlu sona ulaşmak daha kolay olacaktır.
İdeal polis anlayışını yakalayabilmemiz için nasıl bir polis profili çizebilmemiz gerektiğini bir kez daha irdeleyecek olsaydık -ana hatlarıyla ve bir makale hacminde- neler söylemek gerekirdi?

Yenilikçi polis
Polis teşkilatı mensupları, ideal bir güvenlik ortamı yaratabilmek için, eskiden beri uygulanagelen zararlı davranışları, yararlı olanlarıyla değiştirme gayreti içinde olmalıdırlar. Toplumun öteki katmanları, yenilikçilik konusunda hızla ilerleme kaydederken, polisin yerinde durması düşünülemez. Pasaport tanzim hizmetinden hırsızın yakalanmasına kadar, aracın tescilinden gençliği uyuşturucudan uzak tutmaya kadar varan bütün hizmetlerde artık yenilikçiler prim görmelidirler. Bir hizmeti yerine getirmek yetmez. Bu hizmetin yerine getirilişinde öyle yenilikler yapılmış olmalı ki, mensubumuz, işi yapmanın ötesinde yenilikçiliği ile de anılsın.
İnsanlarda kendi kendini yenilemenin bir sınırı yoktur. Eğitim kurumlarından mezun olduktan sonra “ben bu konuda diploma sahibiyim” demek yetmez. Esas bu süreçten itibaren mensuplar hem kendilerini, hem de çevresini aşmak zorundadırlar. Aksi takdirde arada, kapayamayacakları kadar mesafe bırakmış olurlar.
Artık yenilik ve yeni düşünce yöntemleri arada sırada yaşanan bir olay olmaktan çıkmakta, bilge polislik bir anlamda bilginin yönetilmesi anlamına gelmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi için; polis merkezleri, güvenlik hizmetini sunan iş merkezleri şeklinde düşünülmeli, yurttaşlar da bu hizmeti satın alan müşteriler gibi görülmelidir.
Yine bu sistem içerisinde, düşeyden yataya, bir yerden birçok yere, büyükten küçük akıllara, pozisyondan performansa, emir komutadan uzmanlık ve karşılıklı ilişkiye geçilmesi çalışmalarının yapılması asıl belirleyici öğeler haline gelmektedir. (M. Tamer, Milliyet, 16.05. 1998)

Profesyonel polis
Profesyonellik, bir işin ücret karşılığında yapılmasıdır. Ancak burada biz profesyonelliği, bir işin, bir uğraşın tüm inceliklerini kavramış olmak anlamında düşünmeliyiz.
Polis teşkilatı mensupları çağın teknolojik gelişmelerine paralel olarak sürekli kendilerini yenileme süreci içerisindedirler. İnsanların temel hak ve özgürlükleri gibi hassas bir konuda görev sahibi olan polis, işini profesyonelce yapmadığı sürece bireylere, sonuçta da topluma zarar verebileceğinin bilincinde olmalıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde gerek yurt içinde, gerek yurt dışında birçok alanda kurslar düzenlenmekte, hizmet içi eğitimler verilmektedir. Bu nedenle yapılacak iş, tüm ayrıntılarıyla öğrenilip uygulamaya konulmalı, böylelikle hizmette verimin artırılması sağlanmalıdır.
Profesyonel çalışma ortamında her çalışanın ortaya koyduğu başarı farkedilmeli ve de bu durum çalışana söylenmelidir.
Profesyonel çalışma ortamında ast üst ilişkileri etkin düzeyde olmamalıdır. Ekip ruhu hâkim olmalıdır. Birlikte karar verme alışkanlığı kazanılmalıdır. Adına günümüzde beyin fırtınası denilen tartışma ortamları açılmalıdır. Çatık kaşlı bir ortam yerine, dostça kararların alınacağı ortam yaratılmalıdır. İş benimsenmeli ve mutlaka bitirilmelidir. Başarının böyle geleceği bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki, başarının olduğu yerde mutluluk da vardır.

İyi imaj sahibi polis
İnsanlar yaptıklarıyla anılırlar. Örgütlerde de bu böyledir. Ancak örgütlerin iyi ya da kötü anılması o örgütte çalışanlarla doğrudan ilgilidir.
Polis örgütü, güvenlik gibi önemli bir görevle donatılmıştır. Toplumsal statüsü itibarıyla her zaman olması gereken yerde bulunmalıdır. Olması gereken yeri ise halkın içinden gelen işgörenlerin çalışma biçimleri ve davranışları belirleyecektir. Yer olarak hangi kertede olduğunu da yine içinden geldiği kamuoyu belirleyecektir. İnsanlarda olduğu gibi, örgütler de iyi şeylere layıktırlar.
Bu itibarla tüm çalışanlar, çalıştıkları örgütün, iyi imaj sahibi olması yönünde gayret içinde bulunmalıdırlar. Örgütlerinde görülmeye değer değişim yaratmalıdırlar. Yaptıkları işi görülmeye değer hale getirmelidirler. Küçük rütbelerde hayallerini kurdukları atılımları sırası geldiğinde gerçekleştirme çabasına girmelidirler. Her şeyden önce kendilerine sormalıdırlar: Ben takdir edilecek hangi değişimi yaptım?
Örgütte iyi imajı yakalayabilmek için çalışanları yönetime katmak gerekmektedir. Bunda sayısız yararlar vardır. Öncelikle bu durum bütün kapıların açık olduğu ve kararların ekip ortamında, birlikte alındığı anlamına gelmektedir. Böylece insanların düşünsel gücünü, özgür ortamda ifade edip fikirlerini etrafıyla paylaşarak iyi bir sentez yapabilme şansı yakalanabilmektedir.
Örgütte iyi imajı yakalayabilmek için sadece çalışanları yönetime katmak yetmez. Halkın da yönetime katılması gerekmektedir. Bunda da sayısız yararlar vardır. Polise ulaşacak bilgilerin polisin başarısındaki payı büyüktür. Bu bilgilerin, yurttaşın arasına katılarak birinci elden alınması onlara daha hızlı hizmet verilmesini sağlayacaktır. Samimi bir ortamda gerçekleşen bilgi alışverişi aynı zamanda polise olan güveni artıracaktır.

Şeffaf polis
Polis örgütü mensupları, bazı suç kanıtlarının ortadan kalkması olasılığı dışında tüm çalışmalarını şeffaf bir ortamda gerçekleştirmelidirler. Yapacakları davranışın, gazetelerin birinci sayfasında yer alması durumunda bile hâlâ kendilerini rahat hissedebilmelidirler.
Kapalı kapılar ardında çalışma, polis örgütü çalışanlarını içinden geldiği halktan uzaklaştırmaktadır. Halkın polise doğrudan ulaşma yerine nüfuzu fazla olanlar aracılığıyla yaklaşım göstermesi polis halk bütünlüğüne ters düşmekte, böylece gerekli iletişim kurulamamaktadır. Yanlış davranış içinde olmayanların gizli saklı işleri de olmaz. Günümüz polis teşkilatı, kamuoyunun güvenliği için gizliliği gerektirecek bir kısım davranış dışında tümüyle şeffaf olabilecek eğitim seviyesine ulaşmış durumdadır. Polis, halkla ilişkilerinde şeffaf olmanın suç ve suçlularla mücadelede fayda getireceği, ayrıca hizmette verimi artıracağı bilincine erişmiş düzeydedir.

Tarafsız polis
Hizmette verimin artırılması için önem verilecek konuların başında tarafsız olma ilkesi gelmektedir. Polis, hem birlikte çalıştığı iş arkadaşları arasında, hem de hizmet götürdüğü kesimde tarafsız olmalıdır.
İş arkadaşları arasında tarafsızlık
Polis teşkilatı, güvenlik hizmetini ikiyüzbinlerle ifade edilen personeliyle yerine getirmektedir. Aynı koşullarda çalışan bir personelin, sözgelimi, on pasaport tanzim ederken, bir diğerinin bu sayının yarısı kadar tanzim etmesi iş adaleti açısından uygun bir durum değildir. Yine önleyici kolluk hizmetlerinde bir yaya devriyenin iki saat görev ifa ederken, ötekinin bu göreve katılmayışı da tarafsızlık ilkesiyle bağdaşan bir durum değildir.
Bu konuyla ilgili olarak özellikle amir ve yönetici sınıfına görev düşmektedir. Amirler her bir personelin, görevi sırasında eşit ve tarafsız davranmalarını mutlaka sağlamalıdırlar.
Hizmette tarafsızlık
Tarafsızlık, insan onuruyla doğrudan ilgili bir kavramdır. Polis, iş arkadaşları arasında tarafsız olacağı gibi görev sırasında da tarafsız olmalıdır. Anayasamız, herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğunu vurgulamıştır. Yasama organınca çıkarılan kanunların uygulayıcılarından olan polisimiz, hizmet götürdüğü kesime bir bütün olarak bakmalı ve tam tarafsızlık içerisinde görevini yapmalıdır.

Bilimsel polis
Günümüzde teknolojik gelişmeler o denli ileri gitmiştir ki çağ isim değiştirmiş ve bilim çağı adını almıştır. Artık, “doğru birdir” gerçeğinden hareketle yola çıkılmaktadır. Doğruları bir eden, bilimdir, bilimsel bilgidir. Bilimsellik süzgecinden geçmedikçe davranışlarda ısrarcı olmamak gerekir. “Polis, çok iyi önleyici kolluk görevi yaparsa, suçlar azalır” varsayımını ele aldığımızda, sınamalar sonucunda doğruluğunu görürsek genellemeye gidilebilir. “Herkes trafik kurallarına uyarsa kazalar en aza iner” varsayımında da aynıdır. Kurallara uyma sağlandığında, kazaların azalması bilimsel yöntemle saptanmışsa artık bu kural konulabilir.
Bilgi çağı kavramı, dünyayı bilginin şekillendirdiği, bilginin sınır tanımadığı, bilginin kişilerin ve toplumun hayatında, bundan önce hiçbir çağda olmadığı kadar aktif olacağı bir dönemi ifade eder.
Bilgi çağı polisinin başarıyı yakalaması için sadece ufku değil, Yüce Atatürk’ün belirttiği gibi ufkun ötesini de görmesi gerekmektedir.
Bilgi çağı polisi olabilmek için alınan eğitim öğretici olmalıdır. Polis, kanun metinlerini ezberlemek yerine yasakoyucunun düşüncelerini anlayabilmeli ve yorumlayabilmelidir. Bunun için çok okumalı, çok eğitilmeli, çok bilgili olmalıdır. Bilgi, görev sırasında kullanılabilir ve uygulanabilir düzeyde olmalıdır. Yani göreve olumlu yansıtılmalıdır. Aydın bir kişilik ve aydın bir yaklaşımla sunulan hizmetin sahibi olarak polis, kendini yenilemiş olarak sonrası hizmetler için hazır olduğunu ve değişikliklere açık olduğunu halka hissettirebilmelidir. Böylece ideale ulaşılmış olacak ve hizmette verim artırılacaktır.

SONUÇ
Birey, kendisine hizmetle görevlendirilenleri, hizmeti yerine getirebilecek beceri düzeyinde görmek ister. Eğer işgörenler, bu yeteneğe sahip değillerse vatandaşın memurlara, dolayısıyla devlete güveni azalır. Kamusal işlerde görevlendirilen hiçbir memur, güven azalışına yol açacak davranışta bulunamaz. Aksine memur, misyonunu ve vizyonunu yükselterek güven unsurunun yükseltilmesini sağlamak zorundadır. Bu konu, temel hak ve özgürlükler gibi hassas bir noktada görev yapan polisi de yakından ilgilendirmektedir. Daha doğrusu kamuoyu, polisle ilgili hususlarda bu konuya daha fazla önem vermektedir. Eğer polis, toplumun birer aydını olma konusunda gayret içinde bulunursa, eğer olayları aydınlatmada dünyadaki yenilikleri takip eder ve uygularsa, eğer işini püf noktalarına kadar öğrenerek yaparsa, eğer şeffaf ve tarafsız olursa ve eğer bilimsellikten ayrılmadan iyi imaj bırakma konusunda çalışmalarını sürdürürse gelecek o denli aydınlık olacaktır. (2002)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder