2 Eylül 2011 Cuma

CADDE VE SOKAK İSİM LEVHALARI


Yazımızın konusu cadde ve sokakların adlarını gösteren levhalar. Ama biz bunlarla bağlantılı olduğu için birkaç tanımla söze başlamak istiyoruz. Tanımlar Türk Dil Kurumu sözlüğünden..
Sokak: İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol.
Cadde: Ana yol.
Bulvar: Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde.
Ülkemizde sokak, cadde, bulvar isimlerini belirten levhalar, çok farklı bir görünüm arz etmektedir.
Bu haliyle insanların işini kolaylaştırması yerine zorlaştırmaktadır. Levhaların genişliği ve uzunluğu 31 Temmuz 2006 tarihli ve 26245 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmelikte belirlenmiştir. 40’ıncı maddeye göre genişliği 20 santimetreden az, uzunluğu 60 santimetreden fazla olmamalıdır. Uygulamada birliği sağlaması bakımından genişliğin 20, uzunluğun 40 santimetre olarak netleştirilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca mevcut Yönetmeliğe ek yapılarak levhaların renkleri belirlenmelidir.
Bir öneri olarak bulvar isim levhalarının otoyollarda olduğu gibi yeşil, cadde isim levhalarının ise otoyol dışındaki yollardaki gibi mavi olması uygun değerlendirilmektedir. Sokak isim levhaları da kırmızı renkte olabilir. Bu haliyle insanlar gördüğü renklerden caddede mi, sokakta mı olduğunu anlayabilir.
Uygulamada levhaların üzerine örneklerde olduğu gibi BİRLİK SOKAĞI, BİRLİK SOKAK, BİRLİK SOK., BİRLİK SK. gibi farklı ibareler yazılmaktadır. Levha kırmızı olduğu için bulunulan yerin sokak olduğu zaten anlaşılacaktır. Bu itibarla sokak isminin sonuna bu ekler yazılmamalıdır. Kolaylık sağlaması açısından ismin sonuna sokak için s, cadde için c, bulvar için b harfleri kullanılabilmelidir. Bu harfler, isimlere göre küçük boyutta olmalıdır.
Ayrıca levhalara yön okları konulmalıdır.
Daha fazla yararlanmak isteyenler olabileceği düşünülerek semtin ya da mahallenin adı ile bina numaraları da en alt satırda gösterilmelidir.
Nüfusun hızla arttığı, kente göçün durdurulamadığı ülkemizde yaşamın kolaylaştırılması devletimizin temel görevlerindendir.
Cadde, sokak, bulvar isim levhalarının, insanların kolları ve bacakları kadar lüzumlu olduğunu hatırdan çıkarmamalıyız. Zamanın iyi kullanılması bakımından da yararlar sağlayacağı kuşkusuzdur. 2011

1 Eylül 2011 Perşembe

1976’LILAR DİDİM’DEYDİ


Polis Akademisi 1976 Mezunlarının Altıncı Devre Buluşması 26-30 Haziran 2011 tarihleri arasında Didim Polis Moral Eğitim Merkezi Müdürlüğü kampında gerçekleştirildi.
Çağrı için hazırladığımız davetiyede “Hayat ertelemeye gelmez” “Sizi de bekliyoruz” demiştik. 41 yıl öncesinin 14-15 yaşındaki genç insanları şimdi kırlaşmış ve seyrelmiş saçlarıyla birer ikişer boy gösterdiler. Feyzullah Arslan, bu 41 yıl sonraki buluşma için “Kırkbir kere maşallah” dileğini bir kez daha tekrarladı.
Polis Akademisi mezuniyetimizden itibaren 35 yıl geçmişti.
Cahit Sıtkı’nın “Yolun yarısı eder” dediği süre kadar acı tatlı anılar..
Kamp süresince film şeridi gibi yine gözlerimizin önünden akıp gitti.
Egenin mavi koylarındaki sular henüz ısınmamıştı. Deniz, belki de dostluğumuzu ödüllendirdi. Hiç zamanımızı çalmadı. Böylece daha çok özlem giderme imkânı bulabildik.
Kimler mi vardı?
Öncelikle belirteyim ki sınıflar amirimiz Yalçın Özbakır bu buluşmada bizimleydi. Daha önceleri de etkinliğimize katılan değerli büyüğümüzün aramızda olmasından onur duyduk.
Yıllar önce görevdeyken aramızdan ayrılan Turgut Karamanzade devremizin eşi ve oğlu Tarık da bu etkinliğimize katılanlardandı.
Devremiz Cevat Çolak, kampa seyir halindeyken bir yakınını kaybettiği haberini almasına rağmen yoldan dönmeyip gelen devrelerini görüp ertesi günkü cenaze törenine katılabilmişti. Bu vesile ile kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Katılan isimleri harf sırasına göre belirtelim: Ahmet Kılıç, Cevat Çolak, Cevdet Özkaya, Emrullah Akçaoğlu, Erol Özdemir, Faruk Tonya, Feyzullah Arslan, Fuat Özdemir, Hasan Bendaşan, İhsan Tuğrul, Mehmet Özbek, Murat Karcıoğlu, Nevzat Değirmencioğlu, Nurosman Deliloğlu, Orhan Gazi Öztürk, Sırrı Güçlü, Şenel Özkaya, Tahir Bayraktaş, Zafer Tuna ve Zeki Yılmaz.
Görüldüğü üzere yurt dışından bile katılımlar vardı. Feyzullah Arslan Danimarka’dan gelmişti. Arabası bozulmasına rağmen KKTC’den gelen Hasan Bendaşan da devre buluşmaları için engel tanınmayacağı kuralının önemini ortaya koymuştu.
Bayan devrelerimizi bu yıl Zafer Tuna temsil ettiler.
Meslek yaşantımız boyunca bizleri yalnız bırakmayan, ağır görev koşullarımıza katlanan ve her zaman yardımlarını gördüğümüz sevgili eşlerimiz yine yanımızdaydılar. Altı yıldır süren buluşmalarda onların da paylaşacakları konular artarak devam ediyordu.
İlk akşam geleneksel yoklamamız yapıldı. Başmümessil vekili Faruk Tonya herkesi tek tek huzura davet etti. Sonra da yoklama sonucunu, Sınıflar Amirliğimizi yapan Yalçın Özbakır müdürümüze tekmil vererek bildirdi.
Ertesi sabah Atatürk anıtını ziyaret ederek anı fotoğrafları çektirdik.
Programımıza Bodrum gezisini de ilave ettik. Kiraladığımız bir otobüsle Bafa gölü manzaralı yolu kat ettik. Beyazlara bürünmüş ilçenin çarşı merkezini dolaştık. Gümbet’e çıktık. Yel değirmenleri arasında güzel Bodrum’u tepeden izledik. Fotoğraflar çektik.
Altıncı devre toplantımıza katılım için müracaat edenlerin sayısı bir hayli fazlaydı. Çeşitli nedenlerle iptal edenler oldu. Didim buluşmamızdaki sayı, önceki yıllara göre azaldı. Bu durumu değerlendiren genel kurulumuz 2012 yılı buluşması için Ankara önerisini kabul etti. Hızlı trenle yapılacak Konya ya da Eskişehir gezisiyle takviye edilecek Ankara toplantısı için hazırlıklara başlanılması kararı alındı.
Devre toplantıları bir hoş oluyor. Diğer devrelerin de bu geleneği sürdürmeleri bizleri memnun etmektedir. Gerek mesleki bilgilerle, gerekse toplumsal bilgilerle bizleri donatarak Büyük Atatürk’ün hedeflediği kültürlü ve bilinçli polislerin oluşumunu sağlayan Polis Akademimize aidiyet duygumuzu belirtmemiz bizim için bir borçtur. Aynı şekilde bu onurlu ocağın mensupları olarak bir arada ve hep beraber daha ilerilere taşımak da bir görevdir.
2012’de Ankara’da buluşmak dileğiyle..