7 Ağustos 2018 Salı

PERFORMANSIN KÜÇÜĞÜ BÜYÜĞÜ OLMAZ

      Ankara, 95 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başkentidir. Bakanlıklar ve devletin üst daireleri Ankara’da olduğu için bürokrasi ve memur kenti olarak tanınır. “Dört başı mamur” yakıştırmasının yapılması da bu nedenledir.
Lakin Kızılay Meydanında yayaların karşıdan karşıya geçişlerinde “Dört başı mamur”luğu pek göremeyiz. Yeşil ışığın yandığı kısa sürede karşıya ulaşmak için hızlı adımlar atılır fakat herkes sağ taraftan yürümediği için zikzaklar zaman kaybına yol açar. Bu durum ufak çaplı çarpışmalara, dolayısıyla münakaşalara da neden olur.
Aslında Karayolları Trafik Yönetmeliği yaya geçitlerinden geçerken, geçidin sağ bölümünden yürüneceği hükmünü getirmiştir. (Madde 94) Ama nedense birçok insanımız “Sağdan gideyim de problem yaşanmasın” demez.
Peki, bu aşamada devlet bu görevi üstlenip insanları sağdan yürütmeli midir?
İki durumla karşılaşırız.
Birincisi, devlet işi gücü bırakıp böyle basit işlerle uğraşmaz.
İkincisi, devlet bu kadar basit bir işi bile halledemiyor.
Ancak bizim bu örneklemeden yola çıkarak demek istediğimiz “devlet” olgusunun önemidir.
Görüldüğü gibi ne kadar eğitimli olunsa da insanlar kendi başlarına bu itiş kakışı sonlandıramamaktadırlar.
İşte demokrasilerde halk, kendi başına altından kalkamayacağı hususlar için kendi iradesiyle yani seçimle bir güç oluşmasını sağlar. Bu güç, devlettir. Devlet ya eğiterek ya da ceza öngörerek yayaların sağdan yürümelerini sağlar.
Bizim görüşümüz yanlış tarafta yürüyenlerin uyarılması yönündedir. Devletin yönlendireceği gönüllü bazı sanatçılarımız, teatral bir yaklaşımla bu sorunu çözebilirler. Gerekirse polis ya da belediye trafik zabıtası yayalara rehberlik yapabilir.
Sonuç
Devlet adına yapılan her bir hamle bir performanstır. Devlet, halkın kendisine verdiği toplu halkgücünü bozar bozar halk lehine harcar. Dolayısıyla oluşturduğu o küçücük performansla yayalar arasındaki itiş kakışı önlemiş olur. İşte devlet gücü, o küçük küçük “performans”ların toplamıdır. Performans sayısı ne kadar çok olursa o kadar “güçlü” devlet olunur.
Bu nedenle devlet bu kadar basit işlerle uğraşmaz denilmemelidir.
Bakalım Kızılay’da insanlar yaya geçidinin sağından yürütülebilecekler mi? (Nedense kendiliklerinden yürümediler. Bu konuyla ilgili bir araştırma yapılabilir)
Bakalım Kızılay’a “Devlet eli değdi” denilecek mi?