POLİSİN DİSİPLİNİNE MERASİM VE TOPLULUKLARDAKİ ROLÜNE VE
POLİS KARAKOLLARI TEŞKİLATI İLE VAZİFELERİNE DAİR TALİMATNAME
Madde 1-Polis mesleğinde disiplin temeldir. Disiplin kanunlara, nizamlara
emirlere mutlak itaat ve madunun ve mafevkin hukuklarına riayet demektir.
Madde 2-Poliste disiplinin yerleşmesi ve gelişmesi için bütün mensuplarına mutlak
bir itaate ve vicdan istirahâti verdiren doğrulukla vazife görmeğe her
hizmeti en küçük teferruatına kadar büyük bir dikkat ve istekle yapmağa
alıştırmak, kalplerine meslek ve vazife mesuliyeti sokmak lazımdır.
Madde 3-Tam ve sağlam bir disiplin için amirlere memurun karşılıklı sevgi ve
saygı ile birbirine bağlanmaları ve itimat beslemeleri şarttır.(Aksi takdirde
disiplin tehlikeye düşer, gevşer, muvaffakiyetsizliğe yol açar.
Madde 4-Disiplinin en çok bozulduğunu veya gevşediğini sezen her amir maddi ve
manevi sebeplerini derhal araştırarak gidermeye ve bu yolda kanuni
selâhiyetini tamami ile kullanarak bunu temin etmeğe mecburdur.
Madde 5-Madûn amir ve mafevkine mutlak suretle hürmet ve itaate borçludur.
Muayyen olan vazifelerini ve aldığı emri vaktinde yapar, değiştiremez,
hududunu aşamaz, icradan doğacak mesuliyet emri verene aittir. İtaat hissini
ihlal eden her türlü tecavüzler, yazılar, fiil ve hareketler yasaktır.
Madde 6-Her madunun mesleğin istediği mutlak itaati gönül isteği ile yapması
şarttır. İtaat, amir ve mafevkin kanuni selâhiyetinden korkmaktan ziyade onun
rütbe ve makamına ve şahsa karşı duyulan ve beslenen saygı ve sevgiden ileri
gelmeli ve madunun bütün hal ve hareketlerinde her yerde göze çarpmalıdır. Bu
saygı ve sevgi hislerini takviye eylemek ve beslemekte amir veya mafevkin
esas vazifelerindendir.
Madde 7-Her madun amirlerinin daha bilgili ve tecrübeli olduğuna, mesleğine daha
fazla hizmeti bulunduğuna ve kendisi hakkında daima iyi düşündüğüne itimat
etmeli ve korunduğuna emin olmalıdır.
Madde 8-Resmi veya hususi bir sebeple bir amir veya mafevki ile münasebette bulunacak
madun mesleki terbiyeye tamamen uymağa ve onlara karşı yüksek bir saygı
göstermeğe mecburdur.
Madde 9-Amir ve mafevklerin mesleki ve şahsi şeref haysiyetlerine dokunacak
sözler söylemek, nerede olursa olsun çekiştirmek, şahıslarını hor ve hakir
görmek gibi teşebbüs ve hareketlerin meslek disiplinine asla uymayan çok fena
haller olduğunu ve bunların katiyen cezasız kalmayacağını her madun
bilmelidir.
Madde 10-Madun amirin (kanuni) her emrini bütün kudret v kuvvetini sarf ederek
istekle ve tam zamanında yapmaya mecburdur. Gerek vazife sırasında ve gerek
vazife dışında amirlerine yardım etmek de madunun borcudur.
Madde 11-Madunun aldığı emirden dolayı amirine mütalaada bulunması katiyen
yasaktır. Alınan emir hiç kayıt ve şarta bağlanmaksızın ve hiçbir düşünceye
kapılmaksızın yapılacaktır. Bir emri alırken veya aldıktan sonra mırıldanmak
doğru bulunmadığını sezdirecek hal ve harekette bulunmak yasaktır. Ancak
memura verilen iş kendisinden bazı malumat almayı veya icrası tarzı hakkında
fikir müdavelesinde bulunmayı istilzam ediyorsa amir madunu ile önceden bu
cihetleri tetkik etmeli ve ondan sonra emrini vermelidir.39’uncu madde hükmü
mahfuzdur.
Madde 12-Madun icabında amirin yerini tutabilmek için onun
vazifelerini iyice öğrenmeye çalışmalıdır. Esasen üst dereceye terfi ve
rütbeye alt vasıf ve şartları haiz olmakla mümkün olabileceğinden madun buna
ne kadar erken muvaffak olursa Amirinin emniyeti ve itimadını o kadar çabuk
kazanır ve yukarı derece ve makamlara aksamaksızın yükselir.
Madde 13-Madunun mafevklerine isimleri ile hitap etmeleri caiz değildir. İcap
ettikçe emniyet müdürlerine müdürüm, amirlere amirim, komiserlerine komiserim
tabirlerini kullanmalıdır.
Madde 14-Amir emirlerini maiyetindeki her rütbe sahibine
verebilir. Vazifelerin yapılıp yapılmadığını da daima takip ve yapılmasını
temin eder.
Madde 15-Amir madununa
hizmetle münasebeti olmıyan emir veremez. Madununda hususi bir menfaat temin edecek talepte
bulunamaz. Hediyesini kabul edemez. Borç alamaz.
Madde 16-Amir Madununa hürmet ve itimat hislerini verir. Madunun ahlaki, ruhi ve
bedeni hallerini daima nezaret ve himayesi altında bulundurur. Amirin, maduna
karşı daima bitaraf ve adil bulunması esastır.
Madde 17-Amir madunundan mutlak bir itaat beklemeğe ve istemeğe haklıdır. Lakin
bunun karşılığı olarak onların şeref ve haysiyetlerini ve sağlıklarını
gözetmeye mecburdur.
Madde 18-Amir beraber çalışacağı madunlarına kanun ve nizamlara uygun tarzda ve
müsavi muamele etmeli ve onlara karşı daima iyi niyet beslemelidir. Fakat
iyilik ve koruma düşüncesi amirin hiçbir zaman kanun, nizam ve emirlerden
ayrılmasına sebep değildir.
Madde 19-Amir ancak bilgisi, düzgün ahlakı ve kanuni
selahiyeti haricinde çıkmayan ve adalete uyan hareketleriyle madununun
itimadını kazanabilir. Gerek madunda bu itimadın uyanması ve gerek amirin bu
maduna aşılaması hizmet vazifelerinin hakkıyla yapması için en mühim şarttır.
Madde 20-Amirin vazifeye sadakat ve gayret; kanuna itaat ve bağlılık ve kıyafete
dikkat ve çalışkanlık vasıflarına bizzat malik olması, vakar ve haysiyetini
koruması; amirlik tavır ve nüfuzunu göstermesi ve her işte madunlara iyi bir
örnek olması lazımdır.
Madde 21-Vazife esnasında amirlerin madûnûlariyla
münasebetleri daima ciddi olmalı, vazife dışındaki münasebet ve görüşmeleri
de samimi ve candan olmakla beraber hürmet hislerini bozacak derecede serli
benli olmamalıdır.
Madde 22-Amir madununa vazife verirken onun hususi halini
beceriklilik ve işe tahammül derecelerini de düşünmelidir.
Madde 23-Amirler icabında hüküm edeceği cezanın cins ve miktarını yapılan
yolsuzluk veya kabahatin derecesiyle beraber, madunun itaat, nizam itiyadını
göz önüne alarak veya istidat ve ruhi haletini de hesaba katarak tayin
etmelidir. Ceza tayininde bizzat selahiyetli olmayan amirler madunlarının tecziyelerini
mucip hallerinde bu hususi vaziyetlerinden ceza mercilerini haberdar
etmelidirler.
Madde 24-Verilen emrin tam zamanında yapılmasına çok dikkat etmek ve gecikmesini
katiyen affetmemek madunu vazifelerini sevmeye ve tam vaktinde yapmaya
alıştırmak her amirin vazifesidir.
Madde 25-Amirler madunlarını rütbe ve ünvânlarıyla çağırabilecekleri gibi sevgi
uyandırması itibariyle soyadları ile çağrılabilirler.
Madde 26-Amirler madunlarının yapmaya selahiyetli oldukları işlere mücbir sebepler
olmadıkça karışmamalıdır. Lüzumsuz karışmak madunun amirine karşı duyduğu
sevgi ve emniyeti sarsar. Teşebbüs kudretlerini azaltır, yetişme
istidatlarını söndürür. Ancak madunun selahiyetini kullanmaması yüzünden iş
çığırından çıkarsa veya çıkacağına hükmolunursa o zaman amirin işe karışıp
düzeltmesi ve yoluna koyması bir hak ve vazife olur.
Madde 27-Amirler madunlarının ruhlarına hakim olmalıdır. Onların resmi veya hususi
işlerinde muvaffak olmalarını temin için mümkün olan yardımı yapmalı,
haklarını korumalı, onlara candan bir baba veya büyük kardeş duygusu ile her
türlü yardımda bulunmalıdır.
Madde 28-Resmi işlerden dolayı sırası düştükten verilen öğüt
ve yapılan tenbihler ve ihtarların hükümsüz ve tesirsiz kaldığını gören ve
hususiyle vazifede ihmal ve kabiliyetsizlik sezen her amir derhal kanuni
selahiyetlerini kullanarak madunu yola getirmeye mecburdur.
Madde 29-Amirin kararlarında müstakil kalması, vazifelerini iyi yapması ve
selahiyetini kullanmakta madunlara karşı serbest bulunması için kendisini
mafevk ve madununa karşı hususi ve şahsi minnet ve mecburiyetlere sokmayacak
yolda hareket etmesi lazımdır.
Madde 30-Amirler madunlarının katlandığı her türlü zahmet ve
mahrumiyetlere beraber katlanmalı, bir kolaylık çıkınca bundan istifade için
nefsini sona bırakmalı ve zorluk
çıkınca da öne atılmayı şerefli bir
vazife bilmelidir.
Madde 31-Emir her türlü vazife ve hizmetlerin nazımıdır. Emir
ifası istenen hizmetin söz veya yazı ile ifadesidir.
Madde 32-Hizmet: kanunlar, nizamlar ve kararlarla yapılması
veya yapılmaması derpiş edilmiş hususlardan amir tarafından yazı veya sözle
emredilen veya nehiy olunan işlerdir.
Madde 33-Vazife; hizmetin icap ettiği yapmak ve men ettiği
şeyi yapmamaktır.
Madde 34-Emir vermekte makamlar silsilesinden ayrılarak hal
ve vaziyet icabı ikinci veya daha alt dereceye emir vermek mecburiyetinde
kalan amir atlanmış olan kademelere mümkünse derhal malumat vermelidir. Böyle
bir emri alan memur aldığı emri yapmakla beraber mümkünse, derhal değilse
imkan hasıl olunca keyfiyetten atlatılan amirlerini haberdar edeceklerdir.
Madde 35-Emirler, açık kısa ve kat’ i olmalı ve madunun verilen emri tamamen
anlayacağına veya anladığına kanaat getirmelidir.
Madde 36-Bir vazife veya hizmetin yapılması için yalnız emir
vermek yetmez. Verilen emri takip etmek, istenilen hizmetin başarılmasını
emniyete almak her amirin vazifesidir. İcabında verilen emrin ne zamana kadar
yapılması lazım geldiği ve emrin yapılma tarzı da açıkça belirtilmelidir. Bu
vakti tayin tahditte amir çok hesaplı davranmalı lüzum olmayacak veya
vazifeyi eksik bırakacak vakit tahditlerine meydan vermemelidir.
Madde 37-Verilen emirler kat’i bir mecburiyet olmadıkça veren
tarafından değiştirilmemelidir. Buna mecbur olmamak için emir verirken onun
tatbik ve icra kabiliyetini iyi düşünüp hesap etmek lazımdır. Emirlerin
değiştirilmesi kararsızlığı gösterir. Bu da itimadı bozar ve madunu
gevşekliğe sürükler. Fakat emri değiştirecek mühim sebepler çıkınca da
değiştirilmekte de ısrar edilemez.
Madde 38-Emirler hizmetin mahiyetine ve verildiği esnadaki
şartlara ve hizmetin taallük ettiği kanun, nizam veya kararların icabına göre
ağızdan veya yazılı olarak yazılır. Anlamada yanlışlıkları bertaraf etmek
için uzun ve teferruatlı emirler mümkün hallerde yazılı olarak verilmeli veya
madun tarafından not edilmelidir. Emrin ağızdan veya yazılı olarak verilmesi
takdir amirine aittir. Madununun muhtemel mesuliyetini bertaraf etmek için bu
bakımdan mühim emirler mümkün olduğu halde yazılı olarak verilmelidir. Kısa
emirlerde emri alan madununun kendiliğinden emri tekrar etmesi kaidedir.
Lüzum ve imkan oldukça emrin madun tarafından not edilmesi daha muvafıktır.
Madde 39-Emrin hizmete müteallik olması kanun ve nizamları
ihlal etmemesi şarttır. Hizmete taallük eden emirlerde verilen emir bir suç
teşkil ederse bu hususun işlenmesinden emri veren mesuldür. İnfazı vazifeden
zaruri olmadığı açıkça anlaşılan emirler madun tarafından icra edilmez. Ve
fakat vakit geçirmeksizin en kısa yoldan bir derece yukarı amire malumat
verir; emir yapıldığı takdirde madunun mesuliyeti ancak;
A Kendisine verilen emrin hududunu aşmış olduğu;
B Amirin emrin suç kastını ihtiva eden bir fiile
mütaallik olduğunun memurca malum bulunduğu takdirde mevzuu bahis olur.
Madde 40-Emirler madun tarafından değiştirilemez. Ancak hal
ve şartlar emri yapılmayacak bir hale koymuş ise yapılması muhakkak büyük bir
tehlikeyi veya ağır bir zararı da mucip olacaksa ve bütün bunlara rağmen
amirden yeni bir emir almaya hal ve zaman müsait değilse, madun mesuliyeti
üzerine alarak emri yeni vazifeye uygun bir tarzda değiştirerek yapabilir.
İlk fırsatta amire yapılmayan veya kısmen yapılan emre dair malumat verilir.
Madde 41-Bir amirin verdiği emir yapılırken daha büyük bir
amirden evvelki emre muhalif ikinci bir emir alınacak olursa, ikinci emri
verene evvelki emir bildirilir. Eğer daha büyük amir kendi emrinin icrasında
ısrar ederse icra ve birinci amire malumat verilir.Eğer hal ve zaman daha
büyük amire birinci amirini emrini bildirmeye müsait değilse vaziyete uygun
emir kendi mesuliyeti altında yapılır ve amirlere bildirilir.
Madde 42-Amirlerin hazır bulunmadıkları hallerde her mafevk
madunun bizzat rastladığı disiplin kusurlarını tashihe mezun ve keyfiyetten
amirlerini haberdar etmeğe mecburdur.
Madde 43-Her meslek mensubu resmi ve şahsi işlerinden dolayı
müracaatlarını söz veya yazı ile en yakın amirinden başlayarak silsile yolu
ile yapar. Müracaatlar takip ve bir karara bağlanarak neticesi müracaat
sahibine bildirilir. Birden fazla memurların toplu olarak söz veya yazı ile müracaatları
yasaktır.
Madde 44-Müracaat yazı ile yapılacaksa, yazılacak istidalar
makamları beyhude işgal etmemek için düşünülerek yazılmalı, istenilen şey
akla yakın ve kanun ve nizamlara uygun olmalıdır. İstidalar açık kısa ve
saygılı bir ifade ile yazılmalıdır. Ağızdan müracaatlarda da aynı kaide
geçerlidir.
Madde 45-Amirler madunlarının ağızdan veya yazı ile olan her
türlü müracaatlarını sükunet ve iyi kalplilikle dinler ve inceler. Bunlardan
uygun olanlarını kendi selahiyetleri içinde ise kendileri neticelendirirler.
Selahiyeti dışındakileri de icap ediyorsa kendi fikirlerini de yazarak daha
büyük makama gönderirler.
Madde 46-Her meslek mensubu gerek hizmete ve gerek zati
işlerine ait kanun ve nizamların kendisine vermiş olduğu hak ve
selahiyetlerin herhangi bir surette haksız olarak ihlalinde veya ihlal
edildiği zannedildiğinde şikayet etmek hakkına haizdir.
Madde 47-Şikayet söz veya yazı ile en yakın amire yapılır. Ve
bunu gibi her şikayet edilen amir geçilir. Söz ile yapılan şikayetler zabıtla
tespit olunur.
Madde 48-Toplu olarak şikayet yasaktır. Bir veya müteaddit
hadiseler birden fazla şahısların şikayetlerine sebep veya mevzu teşkil
ediyorsa bunların her biri ayrı ayrı veya yalnız başına şikayet hakkını
kullanabilirler.
Madde 49-Şikayet reddedildiği takdirde şikayetçiye bu yüzden
ceza verilmez. Ancak şikayet ederken şikayetçi bir suç işlemiş yani bir
şikayeti uydurmuş, bir isnatta bulunmuş, haksız bir şikayet yapmış veya
disiplin tecavüzü icra ettirmişse ayrıca mesul olur.
Madde 50-Şikayetler, itirazlar mutlaka tahkik olunarak bir karara bağlanır. Bu
karar şikayetçi ile şikayet edilene bildirilir.
Madde 51-Amirin yüzüne karşı kendisinden şikayet yasaktır.
Ötede beride amirden şikayet edeceğini söylemek işi dedikoduya çevirmek de cezayı muciptir.
MESLEĞE KARŞI
VAZİFELER VE VASIFLAR
Madde 52-Meslekte; her polis kendisine düşeni öğrenmeye ve öğrendiğini yerinde ve
zamanında son gayretini sarf ederek yapmaya mecburdur.
Madde 53-Polis kendinden beklenilen vazifelerini yapabilmek
için mesleki bilgi, yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır.
Madde 54-Polisin ahlaki ve manevi vasıfları şunlardır;
A) Cumhuriyete, yurda ve
millete karşı sevgi ve bağlılık; Cumhuriyet, yurt ve millet polisin mukaddesatındandır.
Bunlara vaki olacak her türlü tecavüzü karşılamak, kırmak ve lüzumunda bu
uğurda hayatını fedadan çekinmemek her polisin borcudur.
B) İtaat; polisin temelini teşkil eder. İtaat her
madunun amirinden aldığı emri, hiçbir kayıt ve şarta ve düşünceye bağlı
olmaksızın ve en ufak bir tereddüt göstermeksizin canla başla yapması, kanun
ve nizamların emrinden dışarı çıkmaması ve yasak edilen şeyleri yapmaması
demektir.
C) Sebat ve mukavemet; bir vazife yapılırken
karşılaşılacak her türlü zorluk ve yolsuzluklara katlanarak ve asla usanç ve
yılgınlık göstermeyerek sessiz ve düzgün olarak vazifeye devam ve hizmeti
istenildiği gibi tamamlamaktır.
D) Cesaret ve şecaat; tehlikeden asla korkmayarak ve icabında ölmekten
çekinmeyerek işi görmek ve pek yürekli olmaktır. Korkaklık; polis için en
büyük ve affedilmez bir kusurdur. Nefsini zarardan ve tehlikeden korumak için
vazifeyi bırakarak savuşmak veya ihmal etmek şiddetli cezayı muciptir.
E) Canını esirgememek; kendisinin, ailesinin rahatlık ve selametinin vazifesinin
selametle görülüşüne bağlı olduğunu ve bunun için icabında ölmekten
çekinmemek lazım geldiğini ve vazifenin büyük ve küçüğünün bir olup her
ikisinin nefsinden üstün olduğunu düşünerek icap ve zamanında fedakarlık
etmektir.
F) Vazife severlik; vazifesinin neler olduğunu ve görülmesi için hangi
vasıtaların ne suretle kullanılacağını
vazifenin zor ve sıkı zamanlarında yalnız kalmadığı hallerde bile kati ve
doğru bir karar vermeğe ve işi görmeye
yetecek kadar nazari ve ameli ve tecrübe sahibi olmak yorgunluk uykusuzluk ve
diğer mahrumiyetler gibi vazifenin tabi olan zorluklarına dayanmak,
hastalanmamak ve zorluklara katlanmak için vücudu alıştırmak;
alışık tutmak ve bunların hepsinde kendine güvenmeyi temin edecek yüksek
kabiliyet kazanmak ve her an arttırmağa
savaşmaktır.
G) İyi geçinmek; bütün meslek arkadaşlarının kardeş olduğunu ve icabında
aynı gaye uğrunda kanlarını akıtacaklarını düşünerek birbirlerini yürekten
sevmek ve onurlarına saygı göstermek edep ve terbiyeye uymayan işlerden ve
şakalardan kaçınmak ve daima mertçe hareket etmektir. Her memur arkadaşının
kader ve sevincine ortak olmalı ve icabında onu öğütleyerek ahlâksızlıktan ve
her türlü tehlikeden korumalıdır. Arkadaşını fena yola sürüklemenin
kabahatini örtbas etmeye çalışmanın mesleğe ve sonra insanlığa fenalık etmek
olduğunu her polis bilmelidir. İyi geçinmek için lazım olan şartlardan biride
daha ziyade çalışanları ve bu yüzden sevilenleri kıskanmamaktır.
H) İyi ahlak sahibi olmak; polisin ahlakı ve yaşayışı kusursuz olmalıdır.
İçki içmekten, uyuşturucu madde iptilalarından, kumardan veya bunlara müptela
olan kimselerin arkadaşlığından kaçınmalıdır. Bu itiyatlar vazifenin
yapılışına mani olur. Yaşayışı, sıhhati, azmi ve cesareti bozarlar, namusu
lekelerler. Manevi şahsiyeti öldürürler ve daima cezayı icap ettirirler.
Bunlar gibi ikiyüzlülükten, göz boyamaktan, şahsi arzular ve istekler
peşinden koşmaktan, dalkavukluk, aklını herkesin yükseğinde görerek kendini
beğenmekten şöhret için iyi sayılmayacak derecede hırs göstermekten nefsini koruyup
çekinmelidir.
Her ne kadar yükselmek takdir ve
maddi mükafat görmek onur ve şan kazanmak arzusu her polisin kalbinde yer
tutmalı ise de bunları, doğruluktan şaşmayacağı bir çalışma ile elde etmek
mertlik ve namus icabıdır.
I) Sır saklama; polis her yerde mücadele ettiği düşmanlarının kendisini
gözleyip beklemekte olduklarını hesap edip vazife ve hizmete ait hususlarda
hiçbir kimseye sır vermemeli ve mesleğe ait sözler sarf etmemelidir. Hiçbir
husus için hiçbir yerde atıp tutmamalı herhangi bir şeyi büyüterek veya
ekleyerek dağıtmaktan sakınmalı doğruluktan asla ayrılmamalıdır.
J) Emel ve fikir birliği; vazifesinin korunması ve görülmesi uğrunda bir
vücut gibi çalışmak polisin en değerli hassasıdır. Bu hassa başlı başına bir
kuvvettir. Bu birlik ve vücut gibi çalışmak lüzumunun umumun fikrinde ve
yüreğinde yer bırakmamasının ve umumun menfaatinin kendi menfaatinden daha
üstün ve azib olduğunu takdir etmekten doğar. Her münasip zamanda polisin
onurlu hatıraları ve şerefli vak’aları sebebiyle nam almış fedakar polis
mensuplarının adlarını yad etmeli ve bu suretle meslek içindeki birlik ve
kardeşliği kökleştirmelidir.
K) Birbirlerine yardım; polisin bir mefkure ve aynı vazifede birleşmiş olan
fertlerinin birbirlerine yardımları müşterek vazifenin en iyi surette
yapılmasını temin edeceği gibi arkadaşlık bağlılığını da kuvvetlendirir.
Polisin kendi arasında yardım; vazifenin içinde ve dışında olacağı gibi
halkada vazifesi icabından olan yardımda bulunmalı ve daima iyiliği sevmeli
ve yapmalıdır.
L) Tavır ve hareket; bir polisin değerini arttıracak, kendisini
tanıttıracak ve sevdirecek en yüksek vasıfları terbiyeli vakarlı, ciddi
olmasıdır. Polisin durumu mertçe hareketleri, akıllı dürüst, dili ve sözü
özüne uygun ve serbest olmalıdır. Kıyafet tavır ve hareketi takviye eden
unsurlardandır. Her polis mensubu tavır ve hareketini kıyafetine,
üniformasının şerefine uygun bulundurmaya mecburdur.
M) İntizamseverlik; intizam vazifenin noksansız yapılmasını temin eden ilk
vasıtadır. Polis vazifesini muntazam işler bir saat gibi dakikası dakikasına
yapmayı adet etmiş bulunmalı ve hususi işlerinde de daime tertipli ve muntazam bulunmalıdır.
N) Sıhhatli olmak; meslek mensuplarından tam bir sıhhat ve dinçlik ister.
Sıhhat: temizliğe, spora, her hususta itidale riayetle korunur. Sıhhatini
korumayan ve bu yüzden renksiz, kansız, cılız gevşek kalan memur vazifesini
yapamaz. Cezasını hem kendisine hem mesleğine hem de ailesine çektirir,
hiçbir memur bu hayata düşmemeli, kendisine iyi bakmalıdır.
O) Temizlik; sıhhatin korunmasında en mühim amildir. Sıhhat temizlikle
beraber yürür. Her memur kalkar kalkmaz yatağını havalandırmalı ve gayet
temiz tutmalıdır. Açık havada birkaç derin nefes almak, metodlu beden
hareketi yapmak suretiyle vücudunun gevşekliğini gidermek, bol su ve sabunla
kirlenen uzuvlarını yıkayıp temizlemek, bu hareketi vazife dönüşlerinde,
yemeklerde tekrarlamak, günlük duş, haftalık banyo, kış günleri ıslak bez
ovunmaları yapmak, mide bağırsakları doldurmamak, velhasıl sıhhatini bozacak
hastalık getirecek hal ve hareketlerden sakınmalıdır.
Madde 55- Polis mensuplarının mesleki vazifeleri kendilerinin her zaman faal
bulunmalarını ve en yüksek tahammül kuvvetine malik olmalarını istilzam eder.
Şişmanlık bu faaliyet kudretini tahdit ve hatta imha eden zaruri bir durumdur.
Bu hususta her polis mensubunun spor ve rejim hareketleriyle şişmanlığa mani
tedbirler alması amirlerinin de bu ciheti devamlı bir surette kontrol etmesi
lazımdır.
Madde 56-Her polis memurunun temizliği daimi murakabeleri altında bulunacaktır.
Her memur her gün tıraş olmaya, saçlarını vaktinde kesmeye, her medeni insan
için lüzum olan bütün temizlik usullerine riayete mecburdur. Her memurun
havlusu, traş takımı, üst baş, diş fırçası sabun ve sabunluğu bulunmalıdır.
Madde 57-Üniformalı polis mensupları ellerinde tespih, değnek, kamçı, zincir ve
emsali şeyler bulundurup oynayamazlar, göğüslerinde saat, düdük, kordon, ,
kalem ve emsali şeyler bulunduramazlar. Düşük kirli kıyafet ve tavrı hareket
gösteremezler. Şapkalarını yan giyemez, saçlarını şapkalarının dışına
çıkaramazlar. Ceplerini hissolunur şekilde dolduramazlar. Palaskalarını kaput
altına bağlayamazlar. Palaskasız başı açık sokağa çıkamazlar. Eleri cebinde
veya arkada olduğu halde sokakta gezemezler. Kahvelerde, gazinolarda ve
içkili çalgılı yerde oturamazlar.
Madde 58-Üniformalı amir ve memurlar mendil, bohça, zembil
torba ve emsali paket yapılmamış her nevi sebze, meyve vs. gibi şeyleri açık
olarak ellerinde taşıyamazlar. Paketle getirebilecekleri taşınmayacak kadar
ağır olamaz. Kucakta çocuk taşıyamazlar. Sokakta ve nakil taşıtları
içerisinde sigara içemez, bir şey yiyemez, sakız çiğneyemez, gazete ve kitap
okuyamazlar.
Madde 59-Sokakta kolkola girmek laübali tavırlar alarak, yüksek sesle konuşmak,
şakalaşmak, halkla laübali şekilde konuşmak, ciddiyeti bozucu tavır ve
hareket takınmak yasaktır.Üniformalı polis memurları tramway ve vapurlarda
birinci mevkide oturamazlar, ikinci mevkide halkın kalabalık olduğu zamanda
oturdukları yeri terk ederler.
Madde 60-Memurların yatak kıyafeti pijama ve terliktir.Hiçbir
bahane ile ne yatakhanede nede karakol dahilinde iç çamaşırları ile dolaşamaz
ve yatak kıyafeti ile muamelat kısımlarına giremezler.
Madde 61-(1964 değişikliği) Polis amir ve memurları vazife dışındaki zamanlarını
evlerinde geçirirler.Ancak, bu zaman içinde her an vazifeye
celdilebelecekleri cihetle, ikametgahlarından ayrıldıkları takdirde en kısa
zamanda vazifeye icabet edilmelerini teminen bulundukları yerleri vazife
mahallerine bildirmeye veya ikametgahlarına haber bırakmaya mecburdurlar.
Yatacak yeri
bulunmayan amir ve memurlar Emniyet Müdürlüğünce uygun görülecek merkezlerde
yatabilirler.
Madde 62-Selam ve saygı meslek bağlılığını ve sevgisini ifade
eder.
Madde 63-Madun mafevkten önce vaziyet alır. Aynı rütbede olan veya birbirinin
rütbelerini tefrik edemeyenler yekdiğerini beklemeden vaziyet alırlar.
Madde 64-Selam ve saygı; rütbe ve makam farkı olmaksızın her polis mensubu
tarafından bütün bir ciddiyetle ve tam olarak yapılır.Selam ve saygı; ancak
yapılması iktiza eden hal ve yerde ve her vaziyette ve hatta gecikmiş olsa
bile icra edilir. Asla sarfınazar edilemez. Görmemek mazeret sayılamaz.
Madde 65-Selam ve saygı hareketlerini usule aykırı yapmak,
laubalilik göstermek, elleri cepte bulundurmak, selamlarken baş ve gözle
başka tarafa bakmak, selam ve saygı mecburiyetlerinin de bulunulduğu hallerde ihmal etmek hürmetsizlik addolunur.Ve müsebbipleri
disiplin cezasıyla cezalandırılır.
Selam ve Saygının
Yapılış Tarzları
Madde 66-Selamlama el ve başla veya yalnız başla olur.
A) El ve başla selamlama; baş açık değilken, sağ el boş iken kıt ’a
haricinde bulunur veya kıtaya komutanlık ederken yapılır. Mafevki
selamlayacak madun, dururken hazır ol vaziyeti alarak ve yürürken uygun adıma
geçerek ve sol kolunu sallamayarak başını selamlayacak zata çevirmekle
beraber sağ elini (dört parmak bitişik baş parmak ucu şahadet parmağının
ikinci boğumu üzerine ve el hafifçe bükük olduğu halde ) sağ kaşının
hizasında şapka siperliği kenarına gelecek suretçe sertçe kaldırılır. Göz
selamlanan zatın gözüne bakar, bakış canlı tatlı olur. Omuz ve dirsek tabi
bir vaziyette bulunur. El selamlanacak zat geçince aynı sertlikte indirilir.
B) Yalnız başla; baş açık iken veya kıta halinde bulunurken yapılır. Baş
açık iken yapılışta baş hafifçe ileri doğru eğilir. Vücut bükülmez. Baş
kapalı olduğu takdirde baş selamlanacak zata çevrilmek ve geçinceye kadar
döndürülerek takip edilmek suretiyle yapılır.
Madde 67-Saygı vaziyeti durur veya otururken esas vaziyeti almak, yürürken kollar
sallanmadan düzgün bir yürüyüş hali takınmakla olur.
Selam ve Saygı
Vaziyetlerinin Yapılacağı Haller
Madde 68-Açık yerlerde selam yalnız;
B)
Bayrak çekiliş ve indirilişine,
E)
Kıta halinde bulunduğu takdirde selamlanacak zata,
F)
Temasa gelindiği takdirde mafevke,
G)
Vazife devri teslimi sırasında yekdiğerine yapılır.
1-Marş her yerde daima
durup cephe alarak selam vaziyetinde dinlenir.
2-Kıtaca veya baş açık
bulunduğu hallerde İstiklal Marşı hazır ol vaziyetinde dinlenir.
3-Yabancı devletler
milli marşları hakkında da aynı hüküm caridir.
B Bayrak Çekiliş ve İndirilişte;
Gemilere, resmi binalara, karakollara
bayrak çekilir veya indirilirken bunu gören her polis olduğu yerde durarak ve
cephe alarak elle selam verir.
Sancağın geldiği
istikamete sert bir dönüş yapılır. Ve hazır ol vaziyeti alarak elle
selamlanır.
Sancağa olduğu gibi
selam verilir.
1-
Evvela dikkat komutu verilerek kıta yürüyorsa talim yürüyüşüne, duruyorsa
hazır ol vaziyetine geçilir. Selamlanacak zat altı adıma yaklaşınca sağa
(sola) bak komutu verilir. Kıtaca mafevke bakılarak başla selam verilir.
Kollar sallanmaz.
2-
Kıta komutanı kılıç çekmişse kılıçla, kılıçlı değil veya çekmemiş bulunuyorsa
elle selam verilir.
3-
Kıtanın diğer madun komutanları elle selam verilir.
4-
Atlı polis kıtaları atlar yedekte selam verecek ise atın çenesi altında
bulunan sağ elinin tırnakları omuz dikişine çevrik ve hizasına kaldırılmış
bulunduğu halde hazır ol vaziyetine gelir ve o suretle başla selam verir.
5-
Geçit resminde selamın iadesi yalnız kendisine karşı merasim yapılan zata
aittir. Ancak sancak geçerken geçit mevkiinde bulunan herkes selamlar.
F- Temasa gelindiği takdirde, madun usulü dairesinde mafevki
selamlar.Mafevkte madunun selamını ciddiyetle iade eder.
G- Umumiyetle vazife
devir ve teslimlerinde selam resmi ifa olunur.
Madde 69-Açık yerlerde; selam
verilmeyecek hallerde mafevkine rastlayan her madun oturup durduğuna veya
yürüdüğüne göre saygı vaziyeti almaya mecburdur.
Madde 70-Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti almayacak olanlar:
A-Sırf seyrüseferin temini için nokta halinde veya gezgin bir vaziyette
bulunanlar,
B-Daireleri haricinde bulunan sivil mafevk ve madunlar, (bu sınıfa memur
olanlar ne yek değerleriyle nede üniformalı amir ve memurlarla
selamlaşamazlar.Ne kendilerine nede kendileri tarafından saygı vaziyeti
gösterilmez.)Açık vazife gören muamele ve teknik memurlarıyla üniformalı
değillerse sivil giyinmiş ve fakat muafiyete dahil bulunmamış memurlar gibi
tanıdıkları amirleri şapkalarını tamamen kaldırmak sureti ile selamlarlar.
C-Korumaya, merasimde intizama, içtimaa ve tecemmüat gibi topluluklara,
tarassuda, eşhas sevk muhafazasına memur olanlar,(Bu memurların cepheleri
halka veya vazifelerine dönük olacak ve bütün dikkatleri tehlikenin
önlenmesine, intizamın ihlal edilmemesine, vazifenin görülmesine matuf
bulunacaktır.)
D-Cenaze merasiminde bulunanlar,
E-Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti göstermeyecek derecede hasta olanlar
veya mecalsiz düşenler,
F-Bir komuta altında toplu bir vaziyette bulunup istirahat halinde olanlar,
(yalnız kıtanın komutanı gelen mafevki selamlar, istirahatta bulunan herhangi
birine mafevk sözde bulunursa maruz kalan derhal ayağa kalkarak selamlar ve
cevap verir
Madde 71-Kapalı yerlerde;
A-Madun duruyor veya
oturuyor, mafevk geçiyorsa ayakta olduğu takdirde doğrudan doğruya oturduğu
surette de süratle ayağa kalkılarak hazırol vaziyeti alınır.
B-Madun veya mafevkten
her biri aynı veya gayri istikametlere gidiyorlarsa baş eğmek sureti ile
selamlaşılır.
C-Ceketsiz veya
soyunmuş ve buna benzer vaziyetlerde mafevk gelir veya geçerse giyinmek veya
noksanlarını ikmale çalışmakta vakit geçirilmeyerek hemen ayağa kalkılır ve o
halle iyi bir hazır ol vaziyeti
alınarak mafevk başla selamlanır.
D-Umumi salonlar
vesair istirahat yerlerinde kısa fasıllarla bir çok kereler tesadüflerde
yalnız bir kere selamlaşılır.
(Müteakip tesadüflerde madunlar saygılı bir vaziyet takınmaya itina ederler.)
E-Konferans salonu,
kütüphane, dershane, yemekhane gibi mahallere başı açık girilir.Mukabele
edilmesi beklenmeksizin umumi heyet başla selamlanır. Dışarıya çıkılırken de
aynı veçhile hareket edilir. Şapka dışarıda bırakılmadan girilecek olursa
şapka sol elde içi vücuda dönük ve viziyeri aşağıya gelmek ve viziyerden
tutulmak sureti ile bulundurulur. Ve selam bu vaziyette verilir.
F-Büyük üniforma ile
iştirak edilecek kutlama ve resmi kabullerde komiserlerle emniyet amir ve
müdürleri merasim yerinde şapka , kılıç ve sağ eldiven , eldivenli bulunan
sol ellerinde bulundurulmak ve şapka E fıkrasındaki tarife uygun tutulmak
suretiyle girerler. Büyük üniforma giyinmeyi icap ettiren ziyafet ve resmi
balolarda bu memurlar şapka ve kılıçlarını mahalli mahsuslarına bırakırlar.Bu
takdirde kılıcın sırmalı kolları da kemerden çıkarılarak kılıçla bırakılır.
G-Mafevk huzuruna
giren her madun münasip bir mesafede (vasatı üç adım) muntazam bir duruş
yaparak hazırol vaziyeti aldıktan sonra başını hafifçe ileri doğru eğmek
suretiyle mafevkini selamlar , vücudunu eğmez. Şapka ile girildiği surette
şapka E fıkrasındaki tarifat dairesinde tutulur.
H-Mavefk huzurundabir
emir veya talimat talakki eden madun derhal hazırol vaziyetine gelir.Baş ve
vücut olarak neticeye kadar bu vaziyeti muhafaza eder.
I-Mafevk huzurunda
muşamba, lastik, eldiven ve müstacel haller müstesna kaputla girilmez. Bir
evrak verilecek olursa sağ elle takdim olunur.Huzurunda etrafı tetkik
tecessüs etmekten kaçınılarak daima mafevkin emirlerine muntazır bulunur.
J-Madun mafevkine her
yerde yol ve umumi nakil vasıtaları içinde yer vermeye ve kolaylık göstermeye
çalışır. Bunun için mümkün oldukça yer ve yolun müsait kısmı mafevke
terkedilmelidir.
Madde 72-Askeri ve mülki makamlara giren memur makamı işgal
eden zata mafevklerine yaptığı gibi selam verir.
Madde 73-Her polis mensubu kendilerine müracaat edenleri hürmetle karşılayarak
selamlarına mukabele ederler.
Madde 74-Selam ve ihtiram vazifeleri:
A) Polisin selam ve saygı için merasime iştiraki Dahiliye vekilinin veya
mahallin en büyük mülkiye memurunun mahsus emriyle olur. Bu emirde merasime
iştirak edeceklerin veya emniyet ve intizamı temin için
vazifelendirileceklerin büyük üniformalımı , günlük kıyafetli mi olacağı da
tasrih edilir.
B) Güneş battıktan sonra hilafına emir olmadıkça kıtaca merasim yapılmaz.
C) İstikbal, teşyi, geçit, küşat, ihtifal gibi merasime iştirak edeceklerin
adedi bir komutan ile 14 memurdan (bir mangadan) aşağı olmaz.
Ç)Resmi kabullerden başka hallerde selam ve saygı için münferit olarak
polis memuru istihdam edilemez
D) Gerek merasime iştirak etsin ve gerek emniyet ve intizama memur bulunsun
ve ister büyük ve ister günlük üniformalı olsun sevk edilecek kuvvetin
tulgalı olarak vazife görmeleri lazımdır.
E) Tulga yalnız merasime ve içtimaata memur olanlar tarafından giyilir.
Bunlar haricinde kalan ve şapkalı olarak görülmesi lazım gelen diğer polis
işlerinde kasketli olarak vazife görülür.
F) Kıta halinde polisin merasimde yeri asker ve jandarmadan sonra ve diğer
teşekküllerden öndedir. Bu kuvvetin bulunmadığı halde ise geçit veya selam
resminin başındadır.
G) Merasime yaya olarak iştirak esastır. Ancak atlı, topçu, motorlu vesaire
gibi diğer vasıtalı askeri sınıflarında iştirak edeceği merasim varsa polisin
atlı veya motorlu veyahut da her iki
sınıfları iştirak ettirilebilir.
H) Selam ve saygı için ayrılmış olan polis kıtası İstiklal Marşı , sancak ve
selamlanacak zattan başka kimseye selam verilmez. Selamın kıtaca icrası selam
bahsindeki esaslara göre yapılır.
I) Polis memur ve rütbelilerin cenazelerine kadronun müsaadesi nispetinde
amir ve memur tefrik olunur.
J) Kadroları merasim kıtası çıkarmaya müsait bulunan yerlerde bu miktar bir
manga olarak tertip edilir.
K) Polis rütbelilerinin ölülerine muadil rütbede bulunanlardan o anda
vazifedar olmayanların iştiraki dahi mecburidir.
L) Vazifesi uğrunda can veren polis mensuplarının cenaze törenleri daha
yüksek derece ve hususi bir surette mahalli en büyük mülkiye memurunun
talimatı dairesinde tertip olunur.Varsa merasime süvari kıtası da iştirak
ettirilir. Ordu ve jandarma kuvvetleriyle bandonun ve diğer hususi zabıta
teşekküllerinin iştirakleri temin edilmeli, tabut bayrakla örtülmelidir.
M) Polis aileleri ile
mütekait polis mensuplarının cenazelerinde de polis kuvveti bulundurulabilir.
N) Cenaze alayına gönderilen polis kıtası cenazenin bulunduğu bina civarında
merasim başlar başlamaz mevkiine alarak yürüyüşe devam edebilecek surette
tertip edilmelidir.
O) Mezarlık uzak olan yerlerde cenaze alayı münasip bir mahalle kadar
tertip ve orada merasime nihayet
verilir. Mezarlıkta bir kısım kuvvet bulundurularak son saygı resmi yapılır.
P) Tabut binadan dışarı çıkarılırken merasime tayin olunan amir kıtaya
hazırol vaziyeti aldırmak suretiyle son ihtiram resmi yapılır.
Q) Herhangi bir cenazeye rastlıyan polis mensupları durarak ve cephe alarak
resmi tazimi yaparlar.
Madde 75- Emniyet ve intizam vazifeleri:
A) Resmi merasim ve alaylara toplantılarda intizam ve emniyet temini polisin
en nazik vazifelerini teşkil ve bu vaziyetler planlı çalışmayı istilzam eder.
Karışıklığa mahal vermeyecek,
seyrüseferi bozmayacak, halkın rahatça toplanış, seyrediş ve
dağılışlarını sağlayacak, insan vesait kazalarına balkon, trübün, parmaklık,
ağaç, duvar,direk ve benzeri şeylerin göçüp yıkılmasına veya harap olmasına
meydan bırakmayacak, devlet büyüklerinin korunmalarını, şahıs, mal ve
herkesin emniyetini merasim veya topluluk dolayısıyla boşalacak yerlerin
muhafazasını istikbal eyleyecek ve memnu toplantıları önleyecek ve her şeye
rağmen vuku bulanları içtimaa ve
tecemmüat kanunları dairesinde dağıtacak bütün tedbirleri almak ve tatbik
etmek şarttır.
B) Üniformalı ve sivil bütün polisin çalışmasına, hususi zabıtanın ve ordu
ve jandarma kuvvetlerinin,itfaiye , sıhhi imdat ekiplerinin yardımlarını
,istilzam edecek çok şümüllü ve geniş bir mevzu teşkil edenbu tedbirlerin
aldırılıp tatbik edilebilmesi mahdut bir sahada mevzii bir halde olsa bile
mahallin en büyük mülkiye memurunun malumat ve mürakabesi ve emniyet müdür veya amirinin idare ve
mesuliyeti altında cereyan etmesi lazımdır.
C) Merasimin yapılacağı veya tezahürün cereyan edeceği mahallenin daha
önceden krokileri tanzim edilir.Merasim veya tezahürün ne şekilde,nerelerde ,
kimler tarafından yapılacağı programlarla tespit olunur. Seyirci halkın
duracağı , geçeceği, dağılacağı yerler tayin edilir. Ani tehacümlerin
sebepli, sebepsiz paniklerin tevlid edeceği
vahim ihtimaller göz önünde tutulur ve önceden alınması lazım gelen
tedbirler aldırılır.
Ç) Karışıklığa sebep olan
amillerden hemen en mühimleri ,halkın gösteriş ve merasimde nelerin, nerede, ne surette, ne zaman yapılacağı
hakkında daha evvelden tenvir edilmemiş ve daima daha yakından, daha iyi
görmek ve anlamak tecessüsü ve intizamı bozan tehacümlerde bulunmasından ve
bilhassa topluluk psikolojisinin tesiri altında bocalayıp kalmasından ve bu
ruhi haletin temkin ve tahriklere olan hususi istidadından kötü maksatlara
göre istifade etmek isteyenlerin mevcudiyetinden ileri geldiğini daima göz
önünde bulundurmak lazımdır.
D) Merasim veya tezahürlerin yapılmasından önce radyolar, gazeteler gibi
bütün neşir vasıtalarıyla ilanlar yaptırmak, tafsilatlı programlar tab ve
hemen her ev ve müesseseye dağıtılmak, mektep talebeleri ve toplu
işyerlerinde bulunanlar vasıtasıyla ailelerine halkın geleceği, duracağı,
döneceği yerler hakkında tafsilat verdirmek;
E) Merasim ve topluluklarda polise düşen vazifelerin neler olduğu ve ne
suretle yapılmak lazım geldiği hakkında memurlara her fırsatta bilgi vererek
kabiliyetlerini artırmak;
F) İntizam ve emniyet teminine, gerekirse dağıtmağa tefrik olunan polis
kuvvetlerinin amirleriyle merasim veya topluluğun cereyan edeceği yerlerde
sureti mahsusa da tetkikat ve icap ediyorsa bu kuvvetlerle tatbikat yaparak
memurları vazifeye alıştırmak;
G) Memurların vazifelerine bağlanmalarını ve iyi surette görebilmelerini
temin için kendilerine vazife mıntıkaları ayırarak intizam ve korunmasından
mesul tutmak;
H) Memurları halka karşı çok ciddi ve
nazik ve aynı zamanda müessir davranmaları, halkı rencide edecek veya
bilhassa tahrik eyliyerek münferit veya toplu mukabeleye sevk edecek
hareketlerden sakınmaları bakımından tevir etmek;
I) İçtima yerine mevcut ise hoparlörler koydurarak merasim veya toplulukta
cereyan eden hususlar ve bilhassa halkın telaş ve heyecanını mucip olacak
herhangi bir hadise hakkında kendilerini ikaz ederek sükunete davet etmek ve
gerekiyorsa hareket tarzlarını tayin edecek beyanat ve sayada bulunmak;
J) Polis vazife ve selahiyet kanununun 18. maddesi hükmü göz önünde
tutularak topluluğu kanun harici hareketler sevk edeceklerinden veya
topluluğun arzeylediği hususi vaziyetten istifade ederek suç işlemeye
kalkışacaklarından ciddi şüphe ve endişe edilen kimseleri topluluğun devamı
müddetince nezaret altında bulundurmak;
K) Nezaret altına alınmayı istilzam etmeyen hallere suç ika edeceklerinden
zan ve şüphe edilenlerle nezaret altına alınmaları lazım gelirken elde
edilemeyenlerden topluluğa sokularak veya topluluğun yapılmasından istifade
ederek mazarrat yapmalarına mani tedbirler almak;
L) Varsa atlı ve motörlü kuvvetleri oynayacağı role göre vazifelendirmek;
M) Herhalde ihtiyatta bir
kısım kuvvet bulundurmağa çalışarak icabında bunlarla vazifedarların
değiştirilmesini, takviye edilmesini veya yeni hadiselerin önlenmesini temin
etmek;
N) Toplanma mahallinde halkı mümkün mertebe yaygın bir halde bulundurmak,
kalabalığın tazyiki ziyadeleşen yerlerden bölünecek kısımları tazyiki daha az
olduğu yerler geçirmek;
O) Kalabalık fazlalaşarak intizamın
bozulacağı umulan veya başka maksatlarla tahsis edilen yerleri önceden tel
örgülerle örtmek;
P) Eğer topluluk müsaade edilmemiş veya esasen yapılması memnu bulunmuş
neviden ise bunu yapılmadan önlemek için istihbarata, tarassuda önem vermek;
gerekiyorsa böyle bir tezahürün arzu edilmediğine ve yapıldığı takdirde
avakibine alakalıların dikkatini çekmek, topluluğun hedefine göre korunması
icap eden müessesat veya eşhasın emniyetini temen edecek tedbirler almak;
R) Kalabalığı tazyik eden ayak satıcılarının ve daima tehlikeye maruz
kalmaları varid görülen küçüklerin topluluğun bulunduğu veya geçeceği yerlere
sokulmalarını men edecek tedbirler almak;
S) Topluluk gezgin bir halde olacak ise veya ayrı ayrı yerlerde ziyaret veya
gösterilerde bulunacaksa bu yerlerle istikametlerini de geçide hazır
bulundurmak;
Ş) Topluluğun tarassut ve kontrolü bakımından da geçerli tedbirler almak;
T) Dağılma sırasında dağılma istikametlerini serbest bulundurmak, dağılacak
halk kitlelerinin dağıldıkları istikametlerde veya mukabil taraftan gelecek
halk veya nakil vasıtalarıyla karşılaşmamalarına, vazifedar memurların sonuna
kadar mevkilerinde kalarak halkın birden bire çözülüp bir karışıklığa meydan
bırakılmamasına ve merasim veya topluluğu hangi sıra ile girişilmişse,
tahliyenin de o suretle, yapılmasına önem vermek;
U) Vazifedar memurların cephelerini vazifelerine dönük olarak bulundurmak;
V) Bir topluluğu başlanmış ise henüz münferit kümeler halinde iken dağıtmak,
malum olduğu takdirde vuku bulacağı sahayı kapatmak; bütün bunlara rağmen
topluluk yapılmış bulunuyorsa, mahsus kanuna göre hareket etmek;
Y) Dağıtılmanın mevzu bahis olduğu hallerde kütüklere
mümkün mertebe ayrı ayrı kısımlara, ayrı ayrı yollardan tekrar edilmeyecek
bir suretle sahadan uzaklaştırmak, eğer topluluk alay halinde ise bunları
yanlarında parçalara ayırarak ve her parça arasında fasılalar vücuda
getirerek ayrı istikametlerde sürmek suretiyle icra etmek; tevkifat icap
ediyorsa, bunu mümkün mertebe dikkati çekmeyecek suretle icra etmek;
Z) Velhasıl vaziyet, mevki ve işin mahiyetiyle
hususiyeti daha ne gibi tedbirleri iktiza ettiriyorsa onları da alıp tatbik
etmek lazımdır.
POLİS KARAKOLLARI
TEŞKİLATI
Madde 76- Polisin emniyeti temine memur olduğu yerde;
mıntıkasının büyüklüğüne, idari iktisadi, içtimai durumuna, nüfusunun az veya
çokluğuna, halkının ruhi hal ve temayüllerine göre bir veya müteaddit
karakollar bulunur. Karakolların taaddüt ettiği yerlerde polis merkezleri
kurulur ve bu karakollar merkezlere rapt olunur.
Madde 77- Karakollar ve merkezler, bulunduğu mahallin kadrolarına göre emniyet
müdürlük ve amirlik veya komiserliklerine bağlıdırlar.
Madde 78- Polisin hizmet mıntıkası şehir veya kasabanın iş hudutları yani meskun
kısımlarıdır. Şehir veya kasabanın doğrudan doğruya ve devamlı suretle meskun
ve meşgul bulunmadığı yerler belediye hudutları dahilinde olsalar bile bu
hududun haricinde sayılırlar.
Madde 79- Karakolların taaddüt eylediği yerlerde karakol
mıntıkaları bu umumi hudut dahilinde olmak üzere kadrosuna, nakil
vasıtalarının ve yollarının azlığına ve çokluğuna ve bunların faaliyet
tarzlarına ve mıntıkanın kuruluş durumuna göre tayin ve tespit olunur.
Karakol hudutlarının
tayininde nahiye ve mahalle esası da göz önünde tutulmakla beraber herhalde,
cadde, sokak, meydan, park, bahçe çıkmazı gibi geçilecek ve gezilecek
yerlerin tamamı bir karakol mıntıkasına bırakılır. Sokak, cadde uzunlukları,
meydan, park, bahçe genişlikleri taksime tabi tutulabilir.
Ancak taksim yerleri açıkça ve kolayca belli
olacak surette ayrılmalıdır.
Madde 80-Şehir ve kasabaların karakol mıntıkalarına taksimi dolayısıyla
mahallelerin birkaç karakol arasında taksime uğradığı surette keyfiyet
mahalle teşkilatıyla, ilgili vergi, tapu, askerlik vesair makamlara tebliğ
olunmalıdır.
Madde 81-Karakol ve merkezleri
mıntıkalarının önemine göre komiser sınıfından bir amir idare eder. Ancak
ehemmiyeti ne olursa olsun üst rütbede bir amirin idaresindeki karakol dün
rütbeli komiserin merkezine bağlanamaz.
Madde 82-Bir karakol mevcudu günlük hesabıyla ikisi münavebe ile nöbette , dördü
devriyede biri mezun olmak üzere yedi
memurla bir komiserden ibarettir. Bu miktar mevkiin önemine ve kadronun
müsaadesine ve mıntıkasında mevcut nokta ve devriye adedine göre azaltılıp
çoğaltılabilir. Bu takdirde her altı memura bir mezun memur ilavesi icap
eder.
Madde 83-Polise mevdu iş ve hizmetlerin bütününü görmeye memur bir karakol mevcudu
beşten aşağı olamaz ,ancak hava,
demiryolu istasyonları , deniz, göl ve nehir iskeleleri gibi muayyen yerlerde
veya polise ait vazifelerden yalnız bir kısmını görmeye mahsus hallerde ihdas
olunan karakollar bu kuyuttan hariçtir. Bu takdirde dahi bir karakol kadrosu
üç memur ve bir amirden aşağı olamaz.
Madde 84-Karakol kadrolarında hastalık, izin veya diğer sebeplerle vaki olacak
münhallerin doldurulması veya verilecek yeni vazifelerin görülmesi için
karakol ve merkez mevcutları emniyet müdürlük veya amirliklerince takviye
edilir.
Madde 85-Karakol binaları ve yerleri:
Mıntıkasına hakim
olacak ,görecek ve görünecek bir yerde tercihen en işlek mahallede kargir
olarak inşa edilmesi esastır.
Karakollar diğer
binalara vesair tesislere bitişik olmamalı, mümkün mertebe münferit bir
mahallede bulunmalı ve sağlığı koruyucu bir şekilde yapılmalıdır.
C)
Mürettebatın bütününün yatmalarına müsait yatakhane;
F)
Yemek, mütalaa,istirahat salonları(ayrı ayrı tesisleri mümkün olamaz ise bir
salon bu maksatla ra göre kullanılmalıdır.)
H)
Hela ,musluk, banyo tertibatını haiz tuvalet mahalli;
Madde 87-Merkez binaları bu esaslara muvazi ve daha vasi teşkilatı ihtiva
eder ve bu binalara bir merkez
amirliği iş ve yatak odası ilave olunur.
Madde 88-Telefon santralı bulunacak karakol veya merkez binalarında bir santral
odası bulundurulacaktır.
Madde 89-Karakol atlı veya motorlu bir sınıfa ait ise at veya motorların
muhafazasına mahsus teşkilatı da ihtiva edecektir.
Madde 90-Nokta kulübeleri muhite hakim yerlere konulur. Ve içinden her tarafı
görebilecek suretle etrafına pencereler açtırılır.
Madde 91-28.06.1939 gün, (33409) sayılı tebligattaki tiplere
göre inşaası kabil olmadığı takdirde karakol ve merkez binaları mümkün
mertebe bir tipte , tek katlı ve çok
kullanışlı olmalıdır.İklim icabeti asayiş durumu gibi mülahaza ve sebeplerden
gayri hususlarda karakollar daima bu esaslara göre inşa edilmeli, kira ile
tutulanları dahi bu tarife uydurulmalı veya böyleleriyle değiştirilmelidir.
Madde 92-Polis karakollarında :
1-Varide, sadire (gelen giden evrakın kaydına )
2-Zimmet (evrakın teslim edildiği tevsike)
3-Ceraim( vukubulan suçların kaydına )
4-Vazife( amir ve memurların günlük vazifelerine)
5-Teftiş(teftiş ve murakabeye memur olanların müşahedelerine)
6-Demirbaş eşya(Demirbaş eşyanın kaydına, seleften halefe devrine ve eşya
kontrollerinin teminine)
7-Hizmet(şifahen telakki olunan emir ve vukubulan müracaat ve
şikayetlerin neden ibaret bulunduğu ile kimlerin emir veya müracaatları
olduğunu ve bu emir veya müracaat üzerine neler yapıldığını göstermeye)
8-Rapor(devriye ,nokta, nöbet vesair vazifelerle tavzif edilmiş
memurların vazifelerinin devamı müddetince gördükleri iş karşılaştıkları
halleri imzaları altında yazmaya) mahsus defterler.
B) 1- Çarşı ve mahalle bekçilerinin;
2-Emniyet nezareti altında bulunanların;
3-İkamete memur olanların,
6-Şüpheli ve sabıkalıların,
7-Kumar, içki ve uyuşturucu maddelerle me’luf olanlar veya bunları imal,
tedarik ve yer verenlerin;
8-Han,otel, bekar odası,hamam, plaj,bar meyhane gazino ve emsali gibi
mahsus izinle açılması şart koşulan yerlere sahip veya müstecirlerinin ;
9-Motorlu motorsuz ,kara, deniz , hava yolcu nakil vasıtaları sahip ve
sürücülerinin ;
10-Kaçakçılık şüphelilerinin ;
11-Herhangi bir suçla maznun veya mahkum olup da müruru zaman haddine
kadar takipleri icap edenlerin;
12-Mıntıkası dahilinde vukubulan faili meçhul kalmış suçların ; hüviyet
ve adresleri ile suçların nevi, mahiyeti ve haklarında zabıtaca mevcut
malümat ve tatbik edilen muameleleri gösterir fişler.
C) 1- Hizmet gördükleri
şehir veya kasabanın semtlerini mahallelerin sokaklarını, meydan, park ,bahçe
mesire vesair yerleri;
2-Hava taarruzlarından korunma sığınaklarını ve teşkilat ve tedavi
merkezlerini;
3- Su yollarını , çeşmelerini, depolarını, yangın musluklarını;
4-Han, otel, pansiyon, bekar odası, hamam, plaj bar, gazino, meyhane,
kahvehane, pastane,tatlıcı dükkanları ile umumi ev birleşme ve tek başına
fuhuş evleri ve açılması mahsus izine bağlı sair içkili eğlence ve istirahat
yerlerini;
5-Gizli kumar ve fuhuş yerlerini;
6-Mahkumların toplanma, sığınma veya suç ile elde edilen eşyanın saklanma
mahallerini;
7-Çilingir, lekeci, demirci ,çamaşırcı, bohçacı, kuyumcu ve benzeri gibi
suç delillerinin izalesine , suçtan elde edilen eşyanın değiştirilmesine veya
diğer bir şekilde konmasına yarayan sanat ve meslek yerlerini;
8-Kaçak eşyanın imal, istimal, saklanma ve sürülmesine mahsus
mahallerini;
9-Asker kaçaklarının toplanma ve sığınma yerlerini;
10-Mıntıkanın kuruluşuna , halkın ruhi ve içtimai durumuna ve seyrüsefer
vasıtalarının faaliyet derecelerine göre suç veya kazaların tekerrür ve
tevali eylediği yerleri;
11-Mıntıkası dahilinde oturan veya çalışan ecnebileri;
12-Devlet büyüklerinin mülki, askeri erkan ve rüesanın vesair maruf zevatın oturdukları, çalıştıkları
veya toplandıkları mahalleri;
13-Doktor, ebe, eczacı ,hastabakıcı, veteriner, yapı ve yollar, elektrik,
havagazı, su mühendisi ve mimarlarını ve hüviyet ve meşgaleleriyle
ikametgahlarını;
14-İnsan, hayvan, sağlık ve selametine yarayan veya bunlara tehlike iras
etmesi ihtimali bulunan hastane ve hayvan bakım yuvaları ile elektrik,
havagazı, muhabere ve diğer tenvir, teshin ve itfa vasıtalarının fabrika,
santral vesair teşkilat ve tesisatın bulundukları mahalleri;
15-Mezarlıkları, ölü yıkayıcıları veya gömücüleri;
16-13’üncü fıkrada zikredilen sanatları sahte olarak kullanan veya gizli
olarak yapan şahıslarla bunlara ait yerleri;
17-Bütün kültür müesseselerini, ibadet mahallerini , ayin icrası mutad
yerlerle cemiyet, kulüp gibi toplantı yerlerini;
18-17’
inci fıkrada zikredilen hallerin gizli olarak yapıldığından şüphe edilen
yerlere bunları yaptıkları zannolunan şahısları;
19-Bilcümle devlet müesseselerini, mali iktisadi, sınai, zirai
teşekkülleri ;
20-Şehrin veya mıntıkanın nüfusu ve miktarını ve bunların semt ve
mahallerle dağılış tarzlarını , mizaç ve karakterlerini , toplanma , toplu
bulunma ve dağılma zaman ve mahallerini;
21-Kalem odası için birkaç kişinin aynı zamanda çalışabilmeleri ile
istikamet ve ücret tarifelerini;
22-Bir şehir telefon rehberini içine almış grafikli krokili polis albümü.
D) 1-Muntazam ve dayanıklı bir amir masası;
2-Kalem odası için birkaç kişinin aynı zamanda çalışabilmesine müsait
masa;
3-Yazı takım ve levazımı,
4-Günlük iş takip çizelgesi;
5-Kanunlar ve her nevi neşriyat;
6-Karakol kadrosunun fotoğraflı albümü,
7-Cumhurreisinin fotoğrafı;
9-Aidiyet esnasında uygun dosya dolapları ve tertibatı;
10-Camlı yangın ihbar levhası;
11-Zil ve alarm tertibatı;
16-Sigara için kum ve su kutuları;
17-Ziyanın harica çıkmasında mani olacak surette storlu perde;
20-Gaz maskeleri ve muhafazalarına mahsus dolap;
21-Yangın söndürme vesait ve levazımı ve acil müdavat dolap ve levazımı;
25-Şehir ve kasabada bulunduğu surette elektrik ve su tesisatı;
26-Kafi miktarda sandalye sıraları;
27-Her oda ve salonda oraya vazedilmiş olan demirbaş eşyayı gösterir
listeler;
28-Her odanın kapısına amirlik , kalem,istirahat, mütalaa, tuvalet gibi
kullanıldığı makamları gösteren kısa cümleli levhalar;
29-Memurların karyolalarında ve diğer ve zati eşyanın muhafazalarına
mahsus yerlerde isimlerini gösterir etiketler bulunur.
Madde 93-92’ inci maddenin B ve C bentlerindeki malumat emniyet müdürlük veya amirliklerince
alakalı şube veya kısımların dosyalarından alınarak veya doğrudan doğruya
tespit edilmek sureti ile şehirlerde tab ve kasabalarda da sadece teksir
edilerek karakollara verilir.
Madde 94-92’inci maddenin A bendinde sayılan defterler matbu
ve her sahifesi numaralı ve mühürlü ,sonları tasdikli olarak bağlı
bulundukları emniyet müdürlük veya amirliklerince numune olarak ve usulüne
göre ihzar ve karakollara verilir.
Madde 95-92’
inci maddenin D fıkrasının 9’uncu
bendinde yazılı dosya şeması idari , adli ve siyasi kısımlara ve her kısmın meşgul olduğu fasıl
ve maddelere ayrılmak sureti ile tanzim edilerek karakollara verilir.
Madde 96-92’inci maddenin D bendinde sayılan eşyalar dayanıklı mevaddan olmak
lazımdır. Suçlu ve akıl hastalarının girebilecekleri veya bulundurulacakları
mahallerde muhtemel bir tecavüzde kullanacakları şekilde sürahi, bardak, yazı
takımı, gibi yaralayıcı maddeler ve kolaylıklakırılan şeyleri bırakmamalı ,
nezarethaneler dışarıdan gözle irtibatı olmayacak ve içeriden nezaret altında
bulunanlar hakkında yapılan tahkikat safahatini takip ve bunu işgal veya
ihlale matuf tedbir alamayacak bir mahalde tesis olunmalı, suçlunun
kaçmasına, kendisine veya başkasına veya başkalarının kendisine tehlike iras
edebilmesine ve karakolun huzurunu ihlal etmesine mani olacak ve aynı zamanda
bu hudut dahilinde istirahatlerini de sağlayacak bir halde yapılmış bulunmalı
ve buraya konacak eşyanın sabit olmasına, elektrik hattının gizlenmiş lambası
da muhkem bir muhafaza içinde olmalıdır.
Madde 97-92’çinci maddenin B ve C bentleri mucibince karakollara verilecek fiş ve
albümlerde mevcut malümatın hariçte vazife görecekler tarafından bilinmesi
lazım olanları bir rehber halinde tabedilmek sureti ile bütün kadro
memurlarına tevzi edilmelidir.
Madde 98-Fişe dahil şahısların fişlerinin sadece mıntıkası karakoluna verilmesi
kafidir.Ancak yer değiştirmek veya iptali lazım gelmek gibi hallerde
karakollar fişlerine lazım gelen meşruhatı vererek bu fişleri kısmi
mahsuslarına iade ederler.
Madde 99-Gerek albümlerde ve gerek polise tevzi edilecek rehberlerde vukubulacak
tebeddülat ve ilaveler derhal hizalarına işaret veya sonlarında ayrılan boş
kısma dercolunmalı ve devamlı bir hassasiyetin temini içinde bunlar daima
kontrol edilmelidir.
Madde 100-Memurların 97’inci madde zikri geçen rehberlerden başka yanlarında birer
not defteri bulunacaktır.Bu defterlere aldıkları emirlerle aramaya memur
oldukları şahıs veya şeyleri kaydedeceklerdir.
Madde 101-Bu fasılla gözetilen gayenin emniyeti korumak ve korunmasına yardım edecek
veya tehlikeye düşürecek şahıs ve şeyler hakkında polisin esaslı ve etraflı
malumata sahip olmasını temine ve alacağı tedbirlerle göstereceği faaliyette
bu malumattan istifade eylemesine matuf bulunduğuna göre her müşküle rağmen
ve en kısa bir zamanda bu hususların tatbik ve temini esastır.
Madde 102-Karakollar gayet temiz bir halde bulundurulmak lazımdır. Her sabah
muntazam süpürülerek tozları alınmak, ihtiyaç görüldükçe su ile yıkanmak,
camları silmek, örümcekleri almak, ciddiyeti bozan resim ve benzeri tezyin
vasıtaları ile süslenmesinden sakınmak lazımdır.
Madde 103-Karakol dahilinde kokusu etrafa dağılacak şekilde yemek ve mesai
odalarında soba ve mangal üzerinde çay, kahve pişirmek, çamaşır yıkamak veya
yıkanmış çamaşırları öteye beriye asmak sakıncalıdır.
Madde 104-Tuvalet mahalli gayet temiz tutulmalı, koku yapmaması için lüzumlu
tedbirler alınmalıdır.
Madde 105-Yatakhanelerin yeknesak bir manzara almasına itina edilmelidir. Yatak,
yorgan, yastık, gibi yatılacak eşyanın
bir cinsten ve renkten olması temin edilmediği hallerde yastıkla yorganlar beyaz çarşaf ve
kılıfla örtülmelidir.
ATLI POLİS KARAKOLLARI
VE HİZMETLERİ
Madde 106-Atlı polis karakolları diğer karakollar gibi sağlık şartlarını haiz
olmakla beraber tavlalarda bugünkü icaplara uygun yapılmalıdır.
A)
Hayvan mevcuduna göre çabuk ve toplu çıkışları temin edecek müteaddit kapılar
B)
Yan pencereler yerden iki metre yüksekliğinde resistanslı olmalı
C)
Toz veya kokuyu gidermek için duvar ve tavanlarda pencereleri bulunmalı
D)
Tavlaların yemlik ve taban kısımlarının temizlenmesi ve hayvanların yıkanması
ve
sulanması için musluk ve hortum cihazları
bulundurulmalıdır.
E)
Kullanılacak ilaçlara mahsus bir dolabı olmalıdır.
Madde 108-Eğerler numara tahtında ve mesul
memurların murakabesi altında bulundurulmalıdır.
Madde 109-Hayvanların altlarına konulan otlar daima temiz
bulundurulmalıdır.
Madde 110-Ara bölümler beton değilse, konacak direkler icabında kolaylıkla
çıkarılacak vaziyette olmalıdır.
Madde 111-Tavlaların ortası dört hayvanın yan yana
geçebilmesine müsait genişlikte olmalı ve her atın baş tarafına da tırnak
numarasını gösterir levha bulundurulmalı ve tımar takımlarına da tırnak
numaraları yazılarak o atın demirbaş yapılmalı ve o takımla diğer hayvanın
tımarına meydan vermemelidir.
Madde 112-Hayvanlara harınlaşmamaları için binilmediği zamanda voltaj
yaptırmalıdır.
Madde 113-Tavlalar yatakhanelere en az elli metre açıklıkta ve fakat sokağa
çıkmaksızın gidebilecek bir yerde olmalıdır.
Madde 114-Tavlada demirbaş mevcut eşyanın ve hayvanlara verilen yemlerin cins ve
miktarları ile mevsime göre yem ve tımar ve su saatlerini ve hayvan mevcudunu
gösterir levhalar asılmalı ve bu levhalarda hasta olan veya tedavide bulunan
hayvanlarda vazifeye gönderilen ve tavlada kalanların miktarları ile tırnak
numarası yazılmalıdır.
Madde 115-Hayvanların tırnak numaraları ve mayaları bilhassa
yaz günleri tırnak yağı ile her hafta yağlanmalı, yele ve kuyrukları sabunla
yıkanmalıdır.
Madde 116-Hayvanlar her hafta ve lüzumunda derhal veterinere muayene ettirilmeli ve
muayene tecieleri mahsus defterine geçirilmelidir.
Madde 117-Her atlı polis karakolunda eşkâl, nallama ve muayene defterleri
bulundurulmalıdır.
Madde 118-Karakol amirin müsaadesi olmadıkça hiç kimse tavlaya
giremez.
Madde 119-Nokta ve devriye çıkacak atlılar atlarıyla ve tam vazife kıyafetleriyle
muayyen vaktinden on dakika evvel tavla önünde bir sıralı saf halinde
toplanmış olacaklardır. ( Kışın veya yağışlı mevsimlerde tavla içinde de
toplanılabilir. )
Madde 120-Karakol nöbetçisi tarafından vazifedarların hazır bulundukları karakol
amirine bildirecek ve memurların kılık ve kıyafetleriyle atların durum ve
teçhizatı amir tarafından tetkik edildikten sonra vazifeye çıkacaklardır.
Madde 121-Devriyenin amiri rütbeli değilse ehliyetli memurdur. Sağda bulunur ve
atlar zağme zağmeye gelmek sureti ile adeta yürüyüşle vazifelerini görürler.
Kat’ i zaruret olmadıkça süratli,
dörtnal yapmak veya hayvanları yedekte çekmek sureti ile vazife görmek
yasaktır.
Madde 122-Devriye çıkacak atların boyları ve donları birbirinin aynı olmasına
dikkat olunmalıdır.
Madde 123-Vazifeden dönüşlerde atlar ve bilhassa ayakları muayene edilerek
istirahate bırakıldıktan sonra
vazifedarlar hizmet müddetleri zarfındaki faaliyetlerini rapor
defterine kaydederek istirahate çekilecektir.
Madde 124-Atlı olarak nokta ikamesi halinde nokta memurları vazifelerini at
üzerinde yaparlar ve kılıç çekmezler.
Madde 125-Atlı devriyeleri bir suça rastladıkları takdirde devriye amiri derhal
inerek atını arkadaşına vermeli ve hadiseye el koymalıdır.Gerekiyorsa en
yakın telefonla vak’ anın cereyan ettiği mıntıkanın karakol amirine haber
vermelidir.Bu suretle haber ulaştırmak kabil olmayan hallerde devriye amiri
atını alarak vak’a mahallinde kalmalı ve arkadaşını en kısa yoldan ve en seri
surette karakola göndermelidir.Suçluların karakola sevkleri icap ediyorsa
getirip teslim etmeli ve sonra vazifelerine dönmelidirler.
Madde 126-Atlı polis devriyesinin rastladığı hadisede her ikisi de yere inmek
mecburiyetinde bulunuyorsa, atların dizgin kollarının birer tarafı kısaca
kolondan geçirilmek suretiyle başı yana kısılarak yürümesine mani olmalı ve
atlar bu vaziyette durmaya alıştırılmış bulunmalıdır.
Madde 127-Atlar, toplulukta göğüs ve sağrılarını kalabalığa dayayarak onların
gerilmek suretiyle dağıtmaya , ışığa, aleve ve gürültüye, her nevi insan ve
vesait hareketlerine alışık bulunmalı, ürkek ve korkak olmamalıdır.
Madde 128-Atlar; buzda, dik yokuş ve inişlerde, ağaçlık ve bataklıklarda,
asfatlarda hareket edecek kabiliyette yetiştirilmelidir.
Madde 129-Elektrik cereyanının kesilmesi halinde kullanılmak üzere tavlalarda yedek
gaz lambaları bulundurulmalı, memurlar gece karanlığında tavlaya girerek
atını kapatmaya ve arızsız dışarıya çıkarmaya talimli olmalıdır.
Madde 130-Atlı polis daha ziyade intizam zabıtası işlerinde,
ufak, büyük lüzumsuz ve kanunsuz halk birikmelerinin dağıtılmasında ,
merasimde, kır yerleri suçları takipte, mesire ve sayfiye mahallerinin
emniyetini teminde ve irtibat ve muhabere işlerinde kullanılır ve aynı
zamanda kadrosunun ihtiyatını teşkil ederek muntazır bir kıta halinde
bulundurulur.
Madde 131-Fevkalade haller müstesna olmak üzere, atlı polis, yaya polis
vazifelerinde kullanılmamalıdır.
Madde 132-Ata hakim olmadıkça bir memur atlı vazifelerde kullanılmamalıdır.
Madde 133-Talimatnamenin bu fasıl ve takyit edilen haller haricinde kalan hususatı
atlı polis hakkında da tatbik olunacaktır.
KARAKOL AMİRLERİNİN
UMUMİ VAZİFELERİ
Madde 134-Karakol amirlerinin umumi vazifeleri:
D) Büro olmak üzere dört kısma ayrılır.
1) Karakol amiri; karakolun amiri, terbiyecisi ve öğretmenidir.Amirlik
haklarını kullanmak için otoriter olması ve memurları yetiştirebilmesi için
de mükemmel bilgisi bulunması şarttır.
2) Karakol amirleri memurlarının disiplininden, sıhhatlerinin korunmasından
ve vazifelerinin görülmesinden mesuldür.
3) Karakol amirleri memurlarının bütün kudret ve ruhi temayül ve kabiliyetlerini
bilmeli onlar arasında beraberlik ve fikir birliğini temine çalışmalıdır.Her
karakol amiri memurlarının tavri hareketlerini ve meslek hususiyetlerine göre
kabiliyetlerini gösterir notlar tutmalıdır.
4) Karakol amiri memurlarının nizam dairesinde giyinmelerine ve resmi
teçhizatları ile donanmış olmalarına daima dikkat edecektir.
5) Karakol amiri memurlarının nazari ve ameli bilgilerini daima geliştirmeye
çalışacaktır.Bunun temini için de her fırsatta ve hadiseden istifade ederek
benzeri vakalarda hareket tarzları hakkında kendilerini devamlı surette
tenvir etmelidir.
6) Karakol amirleri memurları
hakkında vereceği ve edineceği kanaat ve kararlarda ve onlara yapacağı
muamelelerinde hissine, ihtirasına ve suiniyete kapılmayarak hak ve adalet ve
kanunseverlikle hareket etmelidir.Karakol amiri verdiği emrin tevil
edilmesine tereddütle , ağır yapılmasına müsaade etmemeli, harekat ve
muamelatında daima vakar, doğruluk ve kat’iyet göstermelidir.
7) Karakolda mesleki fikrin yüksek bir halde bulunması, disiplininin
mütemadiyen kuvvetlenmesi, vazife görüş kabiliyetinin artması ve korunması
karakol amirin en esaslı vazifelerindendir.Karakol amiri disiplinin temadis
ve vazifenin görülmesi bahsinde geçen ve gereken hak ve vazifeleri kullanmak
ve yapmakla mükelleftir.
8) Karakol amirleri karakola teftiş için gelecek mafevklerine kendini takdim
edecek ve karakol mevcudu ile bunların o anda bulundukları hal ve vaziyeti
ile varsa suç veya suçlu haklarında yapılmış veya yapılmakta olan muameleyi
arzedecektir.
1) Karakol amiri
mıntıkasının emniyetini teminden ve umumi hizmetlerinin ifasından mesuldür.
2) Karakol amiri emrine verilen polis ve bekçi kuvvetlerini birinci madde de
yazılı maksada uygun olarak sevk ve idare eder.Şahsi teşebbüs ve faaliyetini
bu neticeye hasreyler, lüzumunda mahsus kanunların müsaadesi dairesinde
ordunun, askeri inzibatın, jandarmanın v diğer hususi zabıta teşkilatının
yardımından müstefit olur.
3) İdari vazifelerin başında; mahiyetleri icabı emniyeti tehlikeye düşürücü
hal ve hareketleri vukuundan evvel meydana çıkartmak tedbirleri geldiğine
göre karakol amirleri bu tedbirlerin
tatbiki dolayısı ile rastlanacak hadiselerden bazı kanunların bazı hal ve
hareketleri ihbara mecbur tutan hükümlerinden vatandaşların kendiliklerinden
yaptıkları ihbar ve şikayetlerden ve nihayet bizzat vakaların kendinden
neticeler çıkarır.
4) Kanun ve nizamların kendilerine bahşeylediği hak ve selahiyetlerin
yerinde ve zamanında kullanılması karakol amirinin vazifelerinde
muvaffakiyetini teshil eder.
5) Karakol amirleri, muhabere, nakil ve tenvir, itfa, sıhhi yardım
vasıtalarından azami derecede istifade
etmelidir. Yalnız polise mahsus olanlarından değil aynı zamanda ammenin
emniyet ve selametini tehlikeye düşürücü hal ve hadiselerden mahsus
kanunların müsaadesi nispetinde diğer
bütün vasıtalardan istifade eder.
6) Karakol amirinin mıntıkasını
emniyet durumuna nafiz olabilmesine , hassaten karakollarda bulundurulması
mecburi defter fişler ve albümlerin
ihtiva ettikleri malümatın faydaları çoktur.Amir daima bunları tetkik
edecek, değişiklikleri üzerinde duracak , sebep ve saiklerini tahlil ederek
mukabil tedbirleri alacaktır.
7) Sivil veya teknik polis gizli takibi icap eden veya ihtisasa muhtaç olan
iş ve hizmetlerde karakol amirinin en tabii yardımcılarıdır.Bu itibarla amir,
kuruluş dolayısıyla haber alıpta yine açık hüviyetleri sebebiyle kendi
teşkilatıyla takip ve intaç edemeyeceği gizli cereyan ve faaliyetleri ve
ihtisası haricinde kalan hususları akabinde bu mercilere bildirmekle
mükelleftir.
8) Karakol amiri nöbet, nokta ve devriye memurlarının vazifelerini bunlarla
diğer memurlara verdikleri sair vazifelerin emredilmiş olanlar tarafından
yapılıp yapılmadığını teftiş veya tetkik etmekle yapılabileceği gibi
memurların hizmet mıntıkalarında hizmetleri zamanında vaki olup da haberdar
olmadıkları hadiseler üzerinde de yapılır.
9)Karakol amiri
mıntıkasında emniyeti ihlal ve suç çıkarma istidadını gösteren amirlerle
müessir surette mücadele edecektir. Bu mücadele de maksadın istihsali içinde
aşağıda sıralanmış şahıs ve şeyler üzerinde gereken tedbirleri almak ve
vazifeleri yapmak esastır.
1)Şüpheli ve sabıkalılar;
2)Serseri ve mazannaisu eşhasla dilenciler;
3)Her vasıtaya alet olmak istidadında bulunan mezcuplar,yarı veya
tehlikesiz deliler;
4)Emniyet nezareti altında bulunanlarla ikamete memur olanlar ve
mülteceler;
5) (Mülga:20.06.2006-Bakan Onaylı)
6)İşsizler ve iş bulamasından değil, çalışmak istememesinden dolayı boşta
gezenler;
7)Hayvan alım ve satımına delalet eden (cambazlar)
8)İçki ve uyuşturucu maddeler kullanmayı iptila derecesine vardıran ve kumar ve fuhuşu itiyat eden ve bunlara
vasıtalık eyliyen veya icrasını kolaylaştıran veya yer verenler;
9)Durumları şüpheli ayak satıcıları, eski alıcılar ve bu gibi eşyayı
tebdil, tağyir, tadil, ıslaha meşgul olanlar veya satılığa çıkaranlar;
10)İş bulmak, evlendirmek, hizmet içi tedarik gibi adlar altında etmek
dolandırıcılık eden veya ahlaksızlığa vasıta olanlar;
11)Kaçakçılık sayılan fiillerle meşgul olmalarından dolayı mahkum olanlar
veya zan altında bulunanlar;
12)Bazı sıfatlar takınarak veya meslek yapar görünerek dolandırıcılık veya
emniyeti suistimal etmeyi itiyat edenler;
13)Şoförler, sürücüler, deniz vasıtalarını sevk ve idare edenler;
14)Mahrumiyet, sefalet ve safahata düşmüş kimseler;
15)Yaş veya hastalık sebebiyle temyiz hassaları inkişaf etmemiş olanlardan
şüpheli kimselerle arkadaşlık edenler;
16)Kendi hal ve meşgalesiyle mütenasip olmayacak surette sarfiyat ve
israfatta bulunanlar;
17)Diğer maddelerde yazılı eşhasla düşüp kalkanlar.
1)Açılması mahsus izne
bağlı bulunan han, otel, pansiyon, bekar odası, hamam, plaj,banyo ,kahvehane,
meyhane ,gazino , bar v e umumi birleşme, tek başına fuhuş evleri ve emsali gibi istirahat, eğlence, içki yerleri;
2)Birinci fıkrada
yazılı olup da gizli veya izinsiz olarak açılan veya faaliyette bulunan
yerler;
3)Suçluların veya
suçla elde edilen eşyanın sığınma ve saklanma yerleri;
4)Kumar oynanan ve
uyuşturucu maddeler kullanılan yerler;
5)Tiyatro, sinema,
sirkler ve mümasili temaşa yerleriyle spor veya yarış mahalleri veya bunların
gizli yapıldığından şüphe edilen yerler;
6)İş yeri fabrika,
cemiyet, kulüp ve emsali gibi toplanma ve toplu çalışma yerleri ve bunların,
toplanma, çalışma ve dağılma zamanları;(Bu yerlerde çalışan ve bulunanlar
birbirleriyle kavga edebilirler.Kanunlara aykırı hareket yapabilirler.Gidiş
ve dağılışlarında sarkıntılığa vesair ahlaksız iğfallere maruz kalabilirler
ve böyle bir halde bulunabilirler.Kendilerini zarara sokabilecek ve
başkalarına zarar verecek her nevi hile ve desiselere maruz kalır ve
yapabilirler.)
7)Elektrik, hava gazı,
su, odun, kömür, kereste, gaz, benzin, barut silah ve mümasili, tenvir,
teshin vasıtaları ile patlayıcı ve yanıcı mevad vesaire gibi ammenin emniyet
ve selameti bakımından mahsus tedbirler aldırmasını veya murakabe altında
bulundurulmasını icap eden yer ve tesisler;
8)Yol, yapı inşaatı,
sokak tenviratı; ( kazaların
önlenmesi, seyrüseferin temini bakımından
yapı ve yolların tehlike teşkil etmeyecek bir halde bulundurulması
icap ettiği gibi sokak tenviratında da maksada yetecek adette kuvvette
olması, inkitasız devam etmesi ,suçların önlenmesi noktasından lazımdır.)
9)Kapatılan veya
faaliyette bulunan her nevi ibadet, ziyaret ve ayin yerleri;
10)Resmi mali,
iktisadi, zirai, hayri ve sıhhi mebani;
11)Umumun istifadesine
tahsis edilip umumi mahallerde vücuda getirilen tesisler, tezyinler, eski
eserler;
12)Şüpheli toplanma
yerleri ve buraya devam edenler;
1) Siyasi zabıta da dahil olduğu halde ecnebi, pasaport, ahlak, sağlık, av,
topluluk, matbuat, sanat ve ticaret ve sair zabıta mefhumu içinde yer
alıyorsa da adli zabıta ve mefhum haricinde müstakil ve adliyenin yardımcısı
mahiyetinde kalmaktadır. Bununla beraber adli zabıta vazifeleri ekseriya
idari mahiyette muamelelerle birlikte yürür. Bir sarhoşluk hadisesinde sarhoş
hakkında sadece adli takibatta bulunmakla iktifa olunmaz. Daha önce ve daha önemle onun yeni bir suç ika etmesine
mani olunmak, sıhhatini korumak için idari tedbirler almak , icap eder.
Binaenaleyh karakol amirleri adli muamelelerini yaparken aynı zamanda suç
dolayısıyla baş gösteren önleyici ve yardım edici vazifelerini de yapmaya
mecburdurlar.
2) Adli vazifelerin diğer zabıta vazifelerinden tefrikinde ölçü, bu
vazifenin ceza muhakemeleri usulü ve icra kanunu ile zabıtaya verilmiş
bulunmasıdır. Yani suç işlenmesi halinde suçlunun yakalanması, suç
delillerinin toplanması, adli müzekkerelerin infazı, mahkemeler v e müddeiumumilere
sorgu hakimleri v e icra dairelerinin vazifedar oldukları hususlardan dolayı
vazifelerinin icap ettirdiği neticelere varmak için polisten kanun dairesince
yaptıkları taleplerin icrasına matuf faaliyette bulunmaktır.
3) Karakol amirinin adli vazifeleri suçla başlar ve
bulunduğu emniyet müdür ve amirliklerince
adli zabıta teşkilatı olup olmadığına göre cereyan eder.
4)Adli zabıta teşkilatı olan yerlerde amirin gerek
bizzat ve gerek teşkilatı vasıtasıyla el koyduğu suçların muamelelerini
akabinde adli zabıtaya devretmek ve tahkikatın selametle cereyanını teshil
eylemektir.
5)Adli zabıta teşkilatı bulunmayan yerlerde karakol
amiri mıntıkasının aynı zamanda adli amiridir. Bu itibarla ceza muhakemeleri
usulü kanununun zabıtaya tahmil ettiği vazife ve selahiyetleri yapar ve
kullanır.Tahkikatın neticelenmesine suç işlerinin yok edilmesine ve
değiştirilmesine veya suç ile suçlunun başka bir vasıf almasına veya başka
bir şahsa atfolunmasına mani bütün tedbirleri alır veya aldırır ve
tutacakları tahkikt evrakını varsa delil ve mevcutlarıyla birlikte adli
zabıta merciine sevkeder.
6)Karakol amiri, suçların vuku akabinde adli zabıta
mercilerine bildirmeye ve onlardan alacağı direktifler dairesinde hareket
etmeye ve keyfiyetten bağlı bulunduğu merciler vasıtasıyla emniyet müdür veya
amirini de haberdar etmeye mecburdur.
1) Tam ve mevcutlu
karakollarla büro işlerinin yapılması, düzeni ve yürütülmesi karakol amirine
aittir. Mevcudu fazla olan karakollarla merkezlerde lüzumu kadar muamelat
memuru ve kadroları yoksa mukayyit istihdam olunur. Kadroları müsait ve
rütbeli memurları da kafi olan karakol ve merkezlerde bürolar komiserlerinin
idaresi altında kısımlara ayrılır.
2) Karakol amiri karakol
ayniyatına dahil eşyayı muayyen usul ve miatları dahilinde kullanmaya ve
bunlardan her ne zaman hesap vermeye mecburdur.
3) Poliste bütün büro
işleri gizli yapılır.Tebliğ ve tebellüğe mütedair onlarla mahsus kanunlar ve
nizamlarla itasına cevaz verilen evrak ve malumattan başka hiçbir yazı veya
hiçbir vesikanın mündericatından vazife ile ilgisi olanlardan gayri kimseye
bilgi verilmez, asıl veya suretleri ita edilemez, elden takibi mutad evrakın
kayıt numarası olmadığı surette elden verilmesi mümkündür.Bu takdirde de
muamele evrakı takip eden kimsenin aleyhine bir kaydı ihtiva etmemesi
lazımdır.
4) Herkes karakollarda
kendi muamelelerini bizzat veya vekaletnameyi haiz bir vekil tarafından takip
edebilirler. Bu takip 3’cü fıkranın esasları dairesinde cereyan eder.
Kendilerine takip ettikleri evrakın tarih ve numarası ile gönderdiği makam
hakkında malümat verilir. İştirak edecekleri bir muamele varsa o
muameleye ancak iştirak edecekleri
kadar ithal olunurlar. Gerekiyorsa muamele hakkında kendilerinden izahat
alınır.
5) Karakollara üzerinde
bizzat muamelede bulunmaları veya herhangi bir icraatın yapılması için
verilmesi lazım gelen veya sadece kendi mıntıkalarını ilgilendiren
muamelattan başka evrak havale edilmez.
6) Bütün polis
mıntıkasında tahkikler ve tetkikler yapılmasını veya tedbirler aldırılmasını
istilzam eden veya mündeceratı birkaç karakolu birden alakadar eden şahıs ve
şeyler hakkında evrak merkezler ve karakollar adedince ve hatta icap ediyorsa
mürettebatı miktarınca teksir olunarak tevzi edilir.
7) Herhangi bir evrakın
mündeceratının ayrı ayrı kısımları ayrı ayrı karakolları ilgilendiriyorsa bu
takdirde de ilgili karakola ilgilendiği kadarının suretleri çıkarılmak sureti
ile tevdi veya tevzi olunur.
8) Karakol veya
merkezlere tevzi edilen evrakın muamelesi derkenar sureti ile cereyan
ediyorsa cevabı yine derkenar ile verilir. Derkenarın müsveddesi müstenit olduğu yazı dosyasında
saklanır.
9) Aynen kayıt defterinin
tutulmayacağına göre fezleke ve zabıt varakaları suret veya müsveddeleri
ceraim ve diğer kayıt numaraları altında dosyalarında muhafaza edilmesi
lazımdır.
10) Bütün suçlar vuku
akabinde ceraim defterine geçilir.Faili meçhul kalmış suçlar hakkında tutulan
tahkikat evrakına ceraim numaralar
okunulmakla beraber ceraim defterindeki izahata uygun olarak tertip
edilecek fişi ayrıca fiş dosyasında ayrılacak mahsus hanede
bulundurulacaktır.
11) Müstakil karakollarla
merkezler alakalı kısımlar veya şubelerle res’en muhabere ve muamelede
bulunabilirler. Emniyet Müdür ve amirlikleriyle temasları da bu yoldan
cereyan eder .
Ancak disipline müteallik emir ve kararlar mutlaka emniyet müdürlük veya
amirliğinin imzası altında tebliğ olunması lazımdır.
VAZİFE DEĞİŞTİRME USULLERİ
Madde 135-(1964 Değişikliği ) Polis Merkez ve
Karakollarında 24 saatlik vazife cetveli her gün saat 12’de amirler
tarafından hazırlanır. Vazifeler her memurun sekiz saat devamlı hizmet
göreceği şekilde tertip olunur. Hizmet icabı ve kadro kifayetsizliği
dolayısıyla bu sekiz saatlik hizmet İçişleri Bakanlığınca on iki saate kadar
uzatılabilir.
Madde 136-Karakol nöbetçileri vazifeye çıkacak memurları
vazife anında her halde beş dakika evvel karakolun içtima mahallinde, hazır
bulundurmaya mecburdur. Karakol nöbetçisinin memurları vazifeye
hazırlanmaları bakımından yapacağı davet ve ikazları her de vazife görecek
bir vaziyette karakol amirinin muayenesine hazır vazifeli memur yerine
getirmekle mükelleftir.
Madde 137-Karakol amirleri memurların mevsime göre kıyafetleri
ile silah ve teçhizatın yekdiğerlerine uygun olmalarına dikkat eder ve
kendilerine işlerine dair günlük emirleri verir.Dönüşlerde çıkışlarda olduğu
gibi memurlar muayeneden geçirilir.
Madde 138-Karakol amirinin bulunmadığı hallerde karakol nöbetçileri diğer
vazifedarlar için almış oldukları bir emir varsa bunları kendilerine tebliğ
eder.Ve durumlarında görünür bir kusur varsa bunlar da avdetinde amirine
bildirir.
Madde 139-Vazifeler devriyeler arasında hemen karakol önünde alınıp
verilmelidir.Devriyenin taaddüt eylediği surette bu alıp vermeler devriyenin
hizmet gördüğü mıntıkanın evvelce karakol amirliğince tayin edilen telaki
yerinde yapılmalıdır.
Madde 140-( 1964
değişikliği ) Vazifeden dönen devriye muayeneden geçtikten sonra
hizmet defterine vazife saatleri zarfında ayrıca evrak tutulmayan hallerde
müşahedatı ile icraatına ait hususları imzaları altına kaydederler.
Madde 141-Vazifeler noktalar arasında şu şekilde devredilecektir.
A) Nokta tek ise vazifeyi alacak memur doğrudan doğruya nokta mahalline
gider.
B) Nokta taaddüt eylediği surette toplu nizamda ve karakolda amirden başka
komiser varsa bir komiser, bulunmadığı takdirde en ehliyetli memurun emri
altında en yakın nokta mahallinden başlanarak icra edilir.Ve vazifesine
devreden nokta memuru devri müteakip hiçbir lüzumsuz gecikmede bulunmayarak
doğruca karakola döner ve hizmet defterine müşahade ve icraatına ilişkin
hususları imzası altına yazarak istirahate çekilir.
Madde 142-Nokta ve devriye vazifelerine girecekler vazifeden
çıkacaklara hizmet müddetleri zarfında müşahadelerini beyan ve devirden sonra
yapılması icap eden bir husus varsa onu da ilave ederler.
Madde 143-( 1964
Değişikliği )Vazife alıp verme işleri tam bir ciddiyet altında
icra olunurlar.İşe ait konuşmaların başkaları tarafından işitilmemesine ve
devrin her kesin nazarını çekecek bir mahiyette yapılmamasına itina
olunur.Vazife harici müsahabelerde bulunmak ve devir teslim işlerini uzutmak
ve devre müteakip karakola dönüp bilgi vermeden ayrılmak yasaktır.
Madde 144-Nokta, devriye ve nöbet hizmetlerine yardımcı olarak asker, jandarma ve
diğer hususi zabıta teşkilatından kuvvet verildiği surette işbirliğini
vaziyete göre tayin mahallin zabıta amirine aittir.
KARAKOL NÖBETÇİSİNİN
VAZİFELERİ
Madde 145-Karakol nöbetçisi karakol amirinin bulunmadığı zamanlarda onun tabii
vekilidir.Amirin uzun gaybubetinde ayrıca bir vekil tayin edilmemiş bulunduğu
surette karakol nöbetçisi karakol mevcudundan ehliyetlilerin en kıdemlileri
arasından seçilir.
Madde 146-Karakol nöbetçisi karakolun inzibat ve intizamından nezaret ve
muhafazaları altında bulunan kimselerle karakol eşyanın korunmasından ve
karakolun temizliğinden mesuldür.
Madde 147-Karakol nöbetçisi, teftiş için karakola gelecek mafevklere yalnız
kendisini takdim edecektir, tekmil haberi vermek vazifesi karakol amirine
aittir.Amirin bulunmadığı hallerde nöbetçi kendisini takdim eder etmez
karakol mevcudunun ve o anda bu mevcudun ve o anda bu mevcudun ne hal ve
vaziyette olduklarını ve bir vaka varsa mahiyetini bildirmeye mecburdur.
Madde 148-Karakol nöbetçileri devri teslim muamelelerini bizzat eşya ve eşhası
görerek ve sayarak icra ederler.
Madde 149Karakol nöbetçileri kalem muamelatının cereyanına yardım ederler.Karakola
gelen evrakı amirlerine tevdi ve
müracaatçıları makamlarına sevk ederler.
Madde 150-Her karakolun yatak, istirahat,mesai ve diğer kısımlarında gerek
mürettebat ve gerek iş sahipleri tarafından riayeti icap eden hususları
gösterir levha bulundurulur. Bu levhalar yeknesaklığı temin etmesi için
emniyet müdürlük veya amirliklerince ihzar ve karakollara tevzi olunur.
Madde 151-Karakol nöbetçisi karakolda sükun ve intizamın temini bakımından
yukarıdaki madde de yazılı hususlarda alakalıların riayetlerini temin etmekle
mükelleftir.
Madde 152-Karakol nöbetçisi; nezarethaneye konularak şahısların üzerlerini ayrıca
aramaya ve nezarethanede kaldıkları müddetçe karakol amirlerinin izni olmadan
ve bizzat muayene etmeden hariçten her hangi bir şeyi alıp vermelerine ve
herhangi bir kimse ile görüşmelerine ve görüşmeye izinli olanlarında izinli
oldukları hususları tecavüz etmelerine meydan verilmeyecektir.
Madde 153-Karakol nöbetçisi tahkikat sırasında mağdur,şahit veya maznunların
yekdiğerleriyle görüşüp anlaşmalarına ve birbirlerin tesir veya tehdit altına
alarak tahkikatı karatmaya çalışmalarına ve diğer üçüncü şahısların bu
surette faaliyette bulunmalarına mahal bırakmayacaklardır.
Madde 154-Karakolda nöbetçiden maada bir kapı nokta memuru bulunduğu surette bu
memurun vazifesi, mahsus bir işle tavzif edilmediği hallerde nokta memurları
vazifelerinin aynıdır.Ve bu memurlar nokta talimatı esasları dahilinde
faaliyette bulunacaktır.
Madde 155-Devriye; umumi emniyeti korumak, suçları olmadan evvel önlemek veya
yapıldıktan sonra takip etmek ve lüzumunda halka yardımda bulunmak üzere
karakol mıntıkasına çıkarılan ve dolaşarak vazife gören memurlardır.
Madde 156-Devriye memurları iş yerleri,fabrikalar, sinemalar vesaire gibi bir anda
halkla dolup boşalan yerlere geliş gidişin korunması maksadı ile
çıkarılabileceği gibi çarşı, Pazar, panayır, park, mesire ve benzeri
yerlerdeki faaliyetin emniyet altında cereyanını temin etmek üzerede
çıkarılırlar. Ve mekteplerde talebenin çıkış zamanlarında bulundurulurlar.
Madde 157-Karakol mıntıkasına çıkarılan devriyeler taaddüt
eylediği veya muayyen bir maksatla çıkarıldıkları takdirde vazife görecekleri
semtin adıyla anılırlar.
Madde 158-Polis devriyeleri tam teçhizatlı iki memurdan
terekküp eder. Ehliyetli memur devriyenin amiridir, sağda yürür.
Madde 159-Tabancalar kılıflarında bulunur. Tehlikeli
anlarda ele alınır.
Madde 160-Devriyenin geçeceği yollar muayyen olmalı, yürüyüş
ağır adımla yapılmalı, dönemeçlerde köşe başlarında durularak etraf gözetip
tetkik edilmelidir.
Madde 161-Yürüyüşlerde ani dönüşler yaparak tarassut veya
takip edilip edilmediklerini kontrol etmelidirler.
Madde 162-Hadiseleri vukuundan evvel önlemeye ve yapılmak
ta olanların büyümesine mani olmaya, suçların ve önlenmesinde veya takip
edilmesinde telaş ve heyecan ve
tereddüt eseri göstermekten çekinmeye ve hareket tarzlarını süratle
kararlaştırarak hemen tatbik etmeye alışık olmalıdırlar.
Madde 163-Daima vakur ve nazik ve aynı zamanda atik ve
tetik bulunurlar.
Madde 164-Yardım istemek mecburiyetinde kaldıkları veya
süratle diğer zabıta kuvvetlerinin veya itfaiye, tahlisiye, sıhhi imdat gibi
yardımcı ekiplerin müdahalesini icap eden hal ve hadiselerde en seri
vasıtalarla bağlı bulundukları karakolları ve mümkün olduğu takdirde
karakollarla birlikte yardımda bulunacak teşekkülleri haberdar ederler.
İhbar, telefon, düdük ve diğer emin
vasıtalarla yapabileceği gibi muztar kalındığı takdirde havaya silah atmak
sureti ile de yapabilir. Devriyenin ihbar ve istimdadına mıntıka kaydı
olmaksızın diğer karakol memurlarıyla civar devriye memurlarının yetişmeleri
şarttır. Düdük işaretleri şunlardır.
A) Tek düdük yoklama içindir. İşiten yerini belli etmek için bu işarete
aynı suretle mukabele eder.
B) Birbirini müteakip iki düdük davete işarettir. İşiten aynı
suretle mukabele etmekle beraber derhal davete icabet edecektir.
C) Birbiri ardınca ve sürekli bir surette çalınan düdük sesleri
imdat istenildiğine delalet eder, imdada koşanlar da bu işaretle geliyorum
manasında olarak kesik ve kısa fasılalı üç düdük sesiyle mukabele eder.
Madde 165-Devriye memurları 164’üncü madde hükmü mahfuz
kalmak şartıyla mıntıkalarını terk edemezler. Vazifeleri hitamında karakola
dönerler. Ancak hizmet müddetleri zarfında başlamış oldukları iş veya
tahkikatı sonuçlandırmadan veya diğer vazifedarlara devretmeden evvel avdet
edemezler.
Madde 166-Mıntıkalarını veya kendilerini teftişe çıkan
amire rastladıklarında veya bunlar tarafından düdük vesaire herhangi bir
vasıta ile çağrıldıklarında süratle yanlarına giderler. Ve ona kadar
gördükleri, duydukları veya el koydukları işler hakkında kendilerine bilgi
verirler
Madde 167-Mıntıkası dahilinde bulunan çarşı ve mahalle
bekçilerini daima murakabeleri altında bulundururlar. Ve bunların hizmet
defterlerine rastladıkları hal ile saat ve yerlerini kaydederler.
Madde 168-Devriyeler müteaddit iseler, yekdiğerleriyle
muayyen buluşma yer ve zamanları ve varsa noktalarla buluşma zamanları tayin
edilir. Bu suretle buluşacak devriyeler ayrı ayrı karakollara bağlı
bulunuyorlarsa buluşma zaman ve mahalleri alakalı karakollar amirlerince
tayin ve tespit olunur.
Madde 169-Yekdiğerleriyle veya noktalarla buluşan
devriyeler birbirlerini ilgilendiren işe ait malumatı teati ederler ve
lüzumsuz bir konuşma ve gecikmede bulunmaksızın vazife mıntıkalarına
ayrılırlar.
Madde 170-Kar, tipi, fırtına gibi devriyenin dolaşmasını
müşkülleştiren sebepler zuhurunda vazifenin ne şekilde yapılacağını karakol
amiri tayin eder.
Madde 171-Devriye memurları vazifelerinin devamı müddetince
herhangi bir sebep ve bahane ile hiçbir yerde oturamazlar.
Madde 172-Devriye memurlarının vazifelerinin devamı
müddetince karakol ile temas ve irtibatları ile aranıldıkları anlarda çabuk
bulunmalarını karakol amiri tespit eder.
Madde 173-Devriye memurları hareket ve faaliyetlerini
disiplin talimatındaki esaslara uydurmaya mecburdurlar.
Madde 174-Devriye memurları mıntıkası dahilinde dolaşan
şüpheli ve tanınmayan şahısları takip ve hüviyetlerini tahkik ederler.
Madde 175-Serseri ve mazanneisu eşhasın hareket ve tarzlarını gözetler Suç
addedilen bir vaziyet arz ediyorlarsa yakalayarak karakola teslim ederler.
Madde 176-Doğrudan doğruya dilencilik yapanları ve
dilenciliğe sevk edilen küçüklerle bunları o yola sevk edenleri veya herhangi
bir şey satar görünerek dilencilik yapanları ve dilencilik süsü takınarak
hırsızlık masadıyla kapıları kurcalayan veya evlere sokulanları yakalayarak
karakola teslim ederler.
A) Her vasıtaya alet olmak istidadında bulunan meczuplarla yarı
veya tehlikesiz delilerin;
B) İşsizlerin mahrumiyet ve sefalete düşmüş olanların veya iş
bulamasından değil, çalışmak istememesinden dolayı boşta gezenlerin;
C) İçki ve uyuşturucu maddeleri kullanmayı iptila derecesine
vardıran veya bu sebeple serseri bir hal olmuş bulunanların;
D) Fuhuşu itiyat edenlerle bunlara vasıtalık eyliyenlerin veya yer gösterenlerin;
E) İş bulmak, evlendirme gibi adlar altında dolandırıcılık eden
veya küçükleri ahlaksızlığa sevk eyleyenlerin;
F) Kaçakçılık sayılan fiillerden mahkum olmuş veya zan altında
bulunmuşların;
G) Durumları şüpheli ayak satıcı ve eski alıcıları ve bohçacıların;
H) Yaş veya hastalık sebebi ile temyiz hassaları inkişaf etmemiş,
şüpheli kimselerle düşüp kalkanların;
I) Kendi hal ve meşgalesiyle mütenasip olmayacak surette sarfiyat
israfatta bulunanların;
J) Kumarbazların görünür vaziyet ve faaliyetlerinde müdahaleyi
mucip bir halleri varsa müdahale ederek gereğini yaparlar. Bulunmadığı
suretle de vaziyet ve faaliyetleri mahiyetinden karakol amirine bilgi
verirler.
Madde178-Sokak tenviratından yanmayan lambalara, göçmüş
lağımlara, geçidi tehlikeye düşürecek yapı ve yol inşaat tenviratına,
inhidama meyletmiş binalara, açılarak veya vücuda getirilerek geceleri tenvir
edilmeden bırakılmış çukur veya yığınlara, köşe başlarına maniler koymadan
vesaitin geçmesine mani olacak derecede yollarda yapılan hafriyat veya
tefrişata tesadüflerinde gereğine tevessül edilmek üzere keyfiyeti karakol
amirine bildirilecektir.
Madde 179-Patlamış
su veya hava gazı boruları veya kopmuş elektrik , telefon, telgraf
telleri veya devrilmeye yüz tutmuş direklerini gördüklerinde gereken
tamiratın yapılmasını temin için keyfiyeti alakalılarına tebliğ ve yapılmasına
kadar da amme selametinin korunmasını temin edecek acele tedbirleri ittihaz
ederler.
Madde 180-Seyyar satıcıların veya reklamcıların mürür ve
uburu işgal edecek surette halkı başlarına toplamalarına ve halkın sebepsiz
olarak bu surette toplanmalarına meydan verilmeyeceklerdir.
Madde 181-Hava, kara ve deniz vasıtalarının durak
yerleriyle bilet tevzi mahallerinde ve sinema, tiyatro vesair temaşa
yerleriyle bilet tevzi mahallerinde ve sinema, tiyatro vesair temaşa
yerlerinin kapıları önlerinde toplanan halk arasında intizamın muhafazasına,
bilhassa bu gibi kalabalık yerlerde kolayca yapılabilen yankesicilik
suretiyle hırsızlık, laf akmak, sarkıntılıkta bulunmak gibi umumi adab ve
emniyete muhalif hareketle hakaret, sövme ve müessir fiilde bulunma
suçlarının yapılmamasına dikkat ederler.
Madde 182- Gazete, ilan ve reklam müvezzilerinin hareket
tarzlarını takip ve asılmak, dağıtılmak veya serpilmek suretiyle yapılan ilan
ve reklamları tetkik etmeli ve bunların muayyen yerlerden gayri mahallere
talik edilmelerine müsaade eylememelidirler.
Madde 183-Issızlık ve tenhalığın icrasını kolaylaştırdığı
suçların yapılmasına meydan bırakmamak için günlük hayat faaliyetlerinin
icabı olarak zaman zaman tenhalaşan iş ve çalışma yerleriyle meskenler
civarına şüpheli ve sabıkalı kimselerin sokulmalarına mani olurlar.
Madde 184-Geceleri; merdiven, kazma, kürek vesair gibi suç
ikama elverişli alet ve edavatın öteye beriye terkedilmesine ve açıkta
bulundurulması zaruri olan eşyanın ziyana meydan verilmemesine dikkat
ederler.
Madde 185- Çilingir, demirci, lekeci, çamaşırcı ve bohçacı,
eski elbise tamir ve satıcılarının faaliyet tarzlarını kontrol ederek menşei
tahkik edilmeden alınmış eşya veya yapılmış anahtar, kilit ve maymuncuk gibi
aletler bulup bulunmadığını tetkik ederler.
Madde 186-Mıntıkası dahilinde izinsiz açılmış han, otel,
pansiyon, bekar odası, hamam, plaj, kahve, gazino, meyhane, bar ve emsali
mahallerle gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve umumi evlerin
bulunduğuna rastlandığı veya ıttıla kesbettiği takdirde kapatılmalarını temin
için keyfiyeti karakola haber verirler.
Madde 187-Gizli kumar oynanan, uyuşturucu madde imal ve
istimal edilen kaçak içki ve diğer eşya yapılan veya sürülen yerleri ve
suçluların barınma veya suçla elde edilen eşyanın saklama mahalli olarak
kullandıklarından şüphe edilen mahalleri tarassut ve toplayacakları malumatı
karakol amirine bildirirler.
Madde 188-Han, otel, pansiyon ve emsali yatacak yerlerin
kontrolu esas itibarıyla karakol amirince veya mahsus sivil memurlar
tarafından yapılır. Devriye memurlarının yetişebilecekleri taayyun eylediği
takdirde bekar odalarıyla hanları kontrol etmeleri kendilerinden istenilinir.
Madde 189-Sinema, tiyatro ve diğer temaşa yerleri ile
gazino, kahvehane, meydana vesair çalgılı ve içkili mahallerin kontrolleri
sivil memurlar tarafından yapılır. Devriye memurlarının bu yerlere girmeleri mahsusu emirle veya
herhangi bir suça el koymak maksadıyla olur. Bu takdirde de devriye memurları
buralarda oturmadan ve lüzumsuz bir gecikmede bulunmadan vazifeleri ne ise
yaparak ayrılırlar. Ve bu yerlerin muayyen saatlerinde kapatılmalarını temin
ederler.
Madde 190-Nakil vasıtaları sürücü ve şoförlerinin ehliyet
vesikalarını haiz bulunmalarına, içki almış oldukları halde bu vesaiti
istimal etmemelerine, tayin ve tespit edilmemiş durak yerlerinden garaj ve
arabalıklar haricinde sokak, çıkmaz arsa gibi yerlere bu vasıtaları
bırakmamalarına göz kamaştıracak derecede kuvvetli ışık kullanmamalarına
,gece, ışıksız seferde bulunmamalarına , istiap haddinden fazla yük ve yolcu
almamalarına , tayin edilen süratten fazla hızlı gitmemelerine dikkat
edeceklerdir.
Madde 191-Tramvay ve tren hatlarına kazaya sebebiyet
verecek surette, eşya, boş hayvan terk edilmemesine, diğer türlü engeller vaz
olunmamasına , hatlar üzerinde yürünmemesine ve nakil vasıtalarının
taşlanmamasına bakacaklardır.
Madde 192-Devriye memurları 156’ıncı maddede yazılı
maksatların temini için çıkarılmış oldukları surette bu maksatlara uygun
olarak faaliyette bulunurlar. Ahlaka ve umumi terbiyeye aykırı hareketleri
men ederler. Halkın esnaf tarafından aldatılmasına , zarara sokulmasına ,
yankesicilik, muslukçuluk sureti ile hırsızlığa, tavcılık, pepelcilik,
mantarcılık ve emsali surette dolandırıcılığa maruz kalmamalarına ve bu gibi
yerlerde sabıkalıların dolaşıp faaliyette bulunmamalarına dikkat ederler.
Madde 193-Ruhsatsız açılmış dershane veya mektepleri ,
gizlice yasak tedrisat yapılmakta olan veya ayin icra edilmekte bulunan
yerlerin mevcudiyetini sezdikleri ve öğrendikleri takdirde gereğine tevessül
edilmek üzere karakol amirine bildirirler.
Madde 194-Suç sayılmayacak ve fakat kendini idare
edemeyecek derecede sarhoş olanların bir kazaya maruz kalmalarına veya
herhangi bir suç işlemelerine mani olmak ve müdâvatı da yapılmak üzere
karakola teslim ederler.
Madde 195-Devriye memurları yakaladıkları suçluları sevk
ederken kendi emniyetlerini tehlikeye düşürecek bir tecavüze maruz kalmaları
ihtimallerini göz önünde tutarak bunları kendilerine tecavüze yarayacak her
alet ve vasıtadan tecrit edeceklerdir. Bu tecrit alet ve vasıta elde veya
görünebilecek bir yerde ise doğrudan doğruya zaptedmek ve belde ve cepte
saklı bulunuyorsa elbisesi üzerinden umumi bir yoklama yaparak bulunduğu
yerden almak sureti ile yapılır. Suçlunun üzerinin tam ve etraflı olarak
aranılması karakolda icra edilir.
Madde 196-Devriye memurları suçluların sevkleri sırasında
yalnız bunların firar ,mukavemet veya tecavüz gibi muhtemel hareketlerini
önlemeyi değim ,aynı zamanda işlediği suç dolayısıyla herhangi bir tecavüze
maruz kalmaları hususlarını da nazara alarak korunmalarını sağlayacaklardır.
Madde 197-Devriye memurları fevkalade hallerde veya amme
selametini tehlikeye düşüren hadiselerde halkın korku ve heyecanını teskine
çalışacaklar ve gerekiyorsa kendilerine yardım edecekler ve hareket tarzları
hakkında tarifat ve talimat ta bulunacaklardır.
Madde 198-Devriye memurları ihzarı emrolunanlarla
haklarında tevkif ve yakalama müzekkeresi çıkarılmış veya çıkarılması
beklenilmekte olup aranılmakta bulunmuş kimseleri gördüğü takdirde
yakalayarak karakola teslim edeceklerdir.
Madde 199-Devriye memurları öteye beriye bırakılmış yeni
doğmuş çocuklara tesadüflerinde hayatlarını mahafaza için bunları en
yakın eczane veya sağlık
müesseselerine götürürler ve bırakanları hakkında tahkikat yapılmak üzere kelfileti
amirlerine bildirirler.
A) Halkın toplu bulunduğu veya bu suretle gelip
geçtiği çarşı, pazar, meydan, park, bahçe ve iskelelerde,
B) Mezarlıklar, yangın yerleri vesair gibi ıssız ve
tenha yerlerde,
C) Mali, iktisadi, sınai tesislerin bulundukları mahallerde,
D) Suçların kesretle vukuu umulan mevkilerde
intizamın korunması, suçların önlenmesi ve suçluların takibi ve içtimai
yardım yapılması kastiyle veyahut sadece seyrüfer işlerinin tanzimi
maksadiyle bu yerlere konulan ve durarak vazife gören memurdur.
Madde 201- Nokta mahalleri telefona bağlı bulundukça bir
memurla idare olunur. Telefon yoksa noktanın iki memurdan terekküp etmesi
lazımdır
Madde 202-
Telefonla bağlı bulunsa bile 200 üncü maddenin B fıkrasındaki yerlere
çift memurla noktalar ikame olunur. Ve bu mevkideki geçitlerin geceleri
tenviri temin olunur
Madde 203- Sırf
seyrüseferin tanzimi için çıkarılan noktaların telefonsuz vazife görmeleri
mümkündür. Ancak bu yerlerde diğer emniyet işlerinin de görülmesi icap
ediyorsa memur adedi ikiye çıkarılacağı gibi telefon vaz’ı lazım gelir.
Madde 204- Nokta
mahalleri oldukça geniş bir sahayı görecek veya böyle bir sahada olup
bitenlerin çabuk kavrayacak bir mevkide tesis edilmesine dikkat olunur.
Madde 205- Çıkarıldıkları
maksatlara göre noktalar daimi veyahut muvakkat olurlar. Mevzubahis olan şey;
günün her saatinde polisin hazır bulunması istilzam eden geçit veya
mevkilerin muhafazası ise daimi; pazar, çarşı, park, müessesat gibi muayyen saatler dahilinde faaliyet gösteren veya
iskele, istasyon, iş yerleri misilli fasılalı zamanlarda hareketlerde vuku
bulan yerlerin korunması ise bu faaliyet ve hareketlerin vukuu anlarına veya
devamları saatlerine münhasır kalmak üzere muvakkat noktalar konulur.
Madde 206- Nokta
memurlarının vazifeleri devriye memurlarının vazifelerinin hemen aynı
mahdut bir mevkide daima hazır
bulunmak mecburiyetinde olduklarından icra tarzları bazı hususi kayıtlara
tabidir. Bu kayıtlar aşağıdadır;
A) Nokta memurlarına nokta mahallinden uzaklaşmalarına
istilzam eden vazifeler tevdi edilmez.
B) Nokta mahallinde rastladığı ve fakat suç
mahiyetini haiz olmaması dolayısiyle müdahalesini celbetmediği faaliyetlerin
neticesi takip maksadıyla da olsa mevkiinden ayrılamaz
C) Nokta memuru ancak bulunduğu nokta mahallinin muhtelif istikametlerinde
yirmişer adımlık bir mesafe dahilinde dolaşabilir. Sinyal tertibatı vücuda
getirilmiş ve tavzif edildikleri mevkiin ehemmiyeti daha geniş bir mesafe
dahilinde dolaşmalarına müsait bulunmuş olduğu takdirde bu mesafeler sinyal
ses veya işaretinin işitilip görülebileceği yerlere kadar uzatılabilir.
D) Nokta memurları bir suç işlenmesi veya mahsus bir
emrin icrası halleri müstesna olmak üzere umuma açık yerlere giremezler.
E) Mevkii haricinde yapılmakta olduğunu haber aldığı
suçlara el koyabilmesi için derhal karakol amirine malumat vermesi şarttır.
F) Yakaladıkları suçluları karakol amirine bildirirler. Alacakları emre göre
ya bunları bizzat karakola veyahut da karakoldan gönderilecek memura teslim
ederler.
G) Nokta memurlarının karakola malumat vermeden
tahdit edilen hudut haricinde cevaz verilen hususlardan gayri sebeplerle
çıkmaları veya bu hudut dahilinde de olsa vazifesinden başka bir vesile ile
kapalı bir yere girmeleri nokta mahallini terk sayılır.
H) ( 1964 Değişikliği) Nokta memurları daima ciddi bulunurlar.
Kendilerine müracaat edecekleri kulübenin önünde nezaketle kabul etmeye
müracaat telefonla konuşmayı istilzam ediyorsa bunu alacağı izahata göre
bizzat kendileri yapmaya mecburdurlar. Kulübe içine kimseyi alamaz. Telefonla
kimseyi görüştüremezler. Bir yere dayanıp duramazlar. Nokta önüne sandalye
atıp oturamazlar ve başkalarının bu suretle oturmalarına müsaade edemezler.
Nokta kulübesinde yangına sebebiyet
verecek ateş bulunduramazlar. Ne kulübede ve ne de herhangi bir yerde çay ve
yemek yiyemezler. Lâubali ve kayıtsız tavır ve hareketlerde bulunamazlar.
Madde 207-Nokta memurları yukarıdaki fıkralarda yazılı
kayıtlar ve şartlar altında aşağıdaki yazılı vazifeleri göreceklerdir:
A) Şüpheli ,sabıkalı ,serseri, mazannaisu eşhasın
hareket tarzlarını gözetlerler. Bunlardan
kendi veya mücavir karakol mıntıkaları istikametlerine geçmiş olup ta
mevcudiyetlerinden haberdar olunmasında fayda mülahaza edilenlerin hareketlerindin ait oldukları
karakola malumat verirler.
B) Dilencilik eden veya dilenciliğe sevkeden veya
edilenleri veya bu suretle hırsızlık teşebbüsünde bulunanları yakalar.
C) Mezcupların yarı veya tehlikesiz delilerin ,
işsizlerin , mahrumiyet ve sefalet içinde bulunanların , içki veya uyuşturucu
madde müptelalarının ,fuhuşu veya fuhuşa
vasıtalığı itiyat edenlerin ,yaş veya hastalık sebebiyle temyiz
hassaları henüz inkişaf etmemiş olanların ,şüpheli kimselerle düşüp
kalkanların ,kaçakçılar ve kumarbazların ,kendi hal ve meşgalesiyle mütenasip
olmayacak bir surette sarfiyat ve israfatta bulunanların göze çarpan hareket
ve faaliyetlerinde müdahaleyi mucip bir halleri varsa müdahale ederler. Böyle
bir hareketleri bulunmadığı surette de müşahede ettiği vaziyetlerinden
avdetlerine karakol amirine bilgi verirler ve icap ederse telefonla mücavir
nokta ve karakolları faaliyetlerinden haberdar ederler.
D) Mevkii dahilinde izinsiz açılmış han, otel
,pansiyon, bekar odaları ,hamam,plaj, kahve ,gazino ,bar ve emsali mahallerle
gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve umumi fuhuş evlerinin bulunduğu
gördüğü veya işittiği surette keyfiyeti karakol amirine bildirirler.
E) Mevki dahilinde harice akseden hareket
ve faaliyetleri göre içinde kumar oynandığından ,uyuşturucu maddeler yapıldığından
veya sair kaçakçılık fillerinin icrasından suçluların barınma veya suçla elde
edilen eşyanın saklanmasından ,gizli tedrisat , ibadet veya ayin icra
olunduğundan şüphe edeceği yerler hakkında amirine malumat vereceklerdir.
F) Mevki dahilinde seyyar satıcılarının
veya reklamcıların mürür ve uburu işgal edecek surette halkı biriktirmelerine
veya halkın sebepsiz olarak bu surette toplanmalarına mani olacaklardır.
G) Mevki dahilinde bulunup muayyen saatlerde
kapatılmaları icap eden kahve ,gazino, bar, tiyatro , sinema ve emsali
mahallerin tayin edilen saatlerde kapatılmalarını temin ederler.
H) Nakil vasıtalarının tayin edilmiş durak
yerlerinden gayri mahallerde sebepsiz durmamalarına ,durmaya mecbur
kalanların tevakkuflarını uzatmalarına , göz kamaştıracak derecede kuvvetli ışık kullanmalarına veya ışıksız
seyirde bulunmamalarına , tayin edilen süratten fazla sürütle gitmemelerine ,
istiap haddinden fazla yük veya yolcu almamalarına , tranvay tren hatlarınakazaya
sebebiyet verecek eşya vesair engeller konmamasına, hatlar üzerinde
yürünmemesine ve nakil vasıtalarının taşlanmamasına dikkat edeceklerdir.
I) İhzarı emrolunanlarla
haklarında tevkif ve yakalama müzekkeresi çıkarılmış veya çıkarılacağı
umulmuş kimseleri gördüğü surette yakalıyarak karakol amirine malumat
vereceklerdir.
J) Devlet ve
hükümet büyükleriyle yabancı devlet ricalinde kimlerin hangi istikametlere ve
vasıta ile gitmiş olduklarından akabinde karakol amirlerine bilgi verirler.
K) Yangın huzurundaki keyfiyet
derhal itfaiyeye ve karakola haber vermekle beraber hemen yardıma
koşacaklardır.
L) Nokta memurları
fevkalade hallerde ve ammenin selametini tehlikeye düşüren hadiselerde halkın
heyecanını teskine çalışırlar. Lazımsa, hareket tarzları hakkında kendilerine
tenvir ederler.
M) Nokta memurları ister hizmet
mevkii haricinde olsun veya ister polisi alakadar etmemiş bir keyfiyeti haiz
bulunsun vaki olacak müracaat ve şikayetleri dikktale dinlemeğe takibat
icrasını istilzam eden hususları karakol amirine bildirmeğe veya müşkülünü
hangi makama müracaatla halledebileceği hakkında müracaatçı veya şikayetçiyi
tenvir etmeye mecburdur.
N) Nokta memuru 200 üncü
maddenin A fıkrasındaki maksatların temini için çıkarılmış bulunuyorsa
devriye talimatını 192 nci maddesine uygun şekilde hareket eder.
O) Nokta memuru devriye
talimatının 178, 179, 181, 185 inci maddelerinde yazılı haller karşısında bu
maddelerle yapılası talep edilen vazifeleri icra ile mükelleftir.
P) Nokta memurları
hareket ve faaliyetlerini disiplin talimatındaki hükümlere uydurmağa
mecburdurlar.
MESLEĞE GİRECEKLER HAKKINDA
TATBİK EDİLECEK MUAMELELER
Madde 208- Polis stajyerliklerine alınan polis mektep veya
enstitü ilk tahsil kısımlarına veya kadrolarına gönderileceklere; mektep veya
enstitü müdürleri ve kadrolarda emniyet müdür veya amirleri tarafından
polisin taşıdığı asil ve şerefli mana mensuplarının haiz olmaları lazım gelen
manevi ve ahlaki vasıfları hakkında veciz bir hitabede bulunarak bu mesleğe
intisaba muvaffak olduklarından dolayı kendilerine tebrik ve muvaffakiyetleri
temenni olunur.
Madde 209- Hitabe, mektepler gibi toplu bir stajyerler
kütlesine irad edilecekse stajyerler içtima mahallinde merasim duruşu halinde
bulundurularak, bir veya birkaç stajyer için yapılacaksa kadronun idari
işlerine bakan müdür veya amir tarafından makama getirilerek nutku söyleyecek
zata takdim olunur.
Madde 210- Stajyerler; mektep veya kadrolarında bu hitap yapıldıktan sonra tayin
edildikleri yeni vazifelerine sevkedilirler.
Madde 211- Karakol amiri stajyerleri karakol mürettebatına
takdim eder, kendisine Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile tatbik suretini
gösterirler. Nizamname hükümlerini ve bu meyanda silah istimalini icap
ettiren hallerde silahın istimal suretini ve polise cari disiplin usulleri
hakkında bilgiler verir.
Madde 212- Karakol amiri stajyere derhal bir polis rehberi
vermekle beraber karakolun en kıdemli, tecrübeli ve değerli memuru refakatinde
mıntıkasına çıkararak polisce bilinmesi ve tanınması icap eden şahıs ve
şeyler gösterilmek suretiyle malumat edinmesini temin eder.
Madde 213- Stajyer memurlar karakola tayinin ertesi gününde daima ehliyetli memur
refakatinde nokta ve devriye hizmetlerine çıkarılır. Karakolda istirahatte
kaldığı müddetçe polisi ilgilendiren mevzular etrafında tetebbüe sevkedilir.
Bu suretle mümkün olan süratle polis işlerini ve mesleğe karşı umumi
vazifelerini öğrenerek yapmağa alışması için her imkan ve fırsattan
istifadeleri temin olunur.
Madde 214- Polisin mesleki bilgilerini inkişaf ettirmek
maksadıyla emniyet müdürlük veya amirliklerince kadrolu memurları için
konferanslar tertip edilir. Bu konferanslar ; hizmetin müteessir olmamasını
temin edecek surette haftada, on beş günde veya nihayet ayda bir defa olmak
ve bütün polisin birden iştiraki kabil olmayan hallerde münavebe usulü tatbik
edilmek üzere emniyet erkanı tarafından verilir.
Meslek haricindeki zevatın mesleği ilgilendiren hukuki veya fenni
mevzular etrafında konferans vermeleri kolaylaştırılmalı ve diğer yerlerde bu
mevzular üzerinde verilecek
konferanslarla memurlarımızın da iştirakleri temin edilmelidir.
SİLAHLA GİRİLEMEYECEK YERLER
Madde 215- Polisin izinli dahi olsa üniformayı labis olduğu
, sivil olup da vazifeli bulunduğu müddetçe silahlı bulunması kaidedir.
Aşağıda sayılan ve polisin kendisini veya bulunduğu mevkii tehlikeye
düşürecek veya hükmetmek kudretini haiz bir otoritenin nüfuzuna müessir
olacak hallerde bu kaidenin istisnası teşkil eder.
A) Polis tehlike bakımından :
1) Cezaevlerine ,tevkifhane, nezarethane, akıl
hastanelerine,
2) Diğer hastane ve tedavihanelerin hastalarla
meşgul kısımlarına;
3) Barut, bomba , dinamit, gaz, benzin ve emsali
gibi yanıcı ve patlayıcı mevadın imal, istihsal veya muhafaza edildiği
yerlere;
B) Nüfuza müessir olmamak bakımından:
1) İster müşteki, şahit, ehlihibre sıfatıyla olsun,
ister bir davanın maznunu bulunsun mahkemelere ( sorgu hakimleri mahkemeler
dışındadır.)
2) Yine bu sıfatlarla polis divanlarına, inzibat
komisyonlarına, idare heyetlerine silahla girmeyeceklerdir.
3) Maznun polis mahkemelere üniformalı olarak da
giremez.
C) A bendinin birinci fıkrasındaki hallerde doğrudan
doğruya tabancası ve ikinci fıkrası ile B bendinin birinci ve ikinci
fıkralarındaki vaziyetlerde şarjörünü yanında muhafaza ederek sadece
tabancasını ve A bendinin 3’
üncü fıkrasında yazılı hususlarda da tabancasını yanında alıkoyarak yalnız
şarjörünü alakadar müessesenin mesul memuruna teslim eder.
(Değişik :RG. 28/08/1979-16738)
Madde 216- Emniyet örgütünde Emniyet Hizmetleri sınıfına
dahil personelden; görevden uzaklaştırılan, gözaltına alınan ,geçici olarak
görevden çıkarılan veya maaşsız izine ayrılanlar tabanca taşıyamazlar.
Bu duruma giren personelin tabancalarını
ve mermilerini kadrolarında ilgili birim amirine , çalıştığı kadro dışında
ise ,tabanca almaya yetkili birim amirine teslim etmeleri ve bu amirlerinde
teslim almaları zorunludur. Teslim etme ve alma işlemi üç nüsha olarak
düzenlenecek tutanakla saptanır. Bu tutanağın bir nüshası ilgili memura
verilir. Diğer nüshaları da tabanca ile ilgili işlemlerle birlikte gerekli
birimlere gönderilir.
İzin veya istirahat gibi
görevden ayrılmayı gerektiren diğer hallerde, taşımakta oldukları resmi
tabancalar personel üzerinde bırakılır.
a) Merkez kuruluşunda, kendi birimlerinde Teftiş Kurulu
Başkanı, Daire Başkanları ve okullarda Okul Müdürleri ile illerde İl Emniyet
Müdürlerinin önerisi almak kaydıyla veya gerekli görülen hallerde resen
Emniyet Genel Müdürlüğünce tabancalarının alınması emredilebilir.
b) Tutum ve davranışları, izinli veya istirahatli oldukları
sırada, üzerlerinde tabanca taşımalarını sakıncalı hale sokacağı kanısına
varılan personelin tabancaları, Merkez kuruluşlarında Teftiş Kurulu Başkanı,
Daire Başkanları ve Okul Müdürleri ile
illerde İl Emniyet Müdürlerince alınır. Bu memurlar tabancaları
alınmadan , izin ve istirahate çıkamaz ve çıkarılamazlar.
POLİSİN MUHABERE VASITALARI VE
KULLANMA TARZLARI
Madde 217-Polis telli, telsiz, telgraf ve telefon
vasıtalarından ve her nevi sinyal aletlerinden kara,hava,deniz posta
nakliyatından istifade eder. Bu vasıtalardan
kendi elinde bulunanlardan doğrudan doğruya, diğer teşkilata bağlı olanlardan
dahi usüllerine göre faydalanılır.
Madde 218-Polisin 217’inci maddede yazıla telsiz ve sinyal
tesisleriyle binek, motorlu, motorsuz vasıtalara bizzat sahip olması esastır.
Ancak bu teşkilat ve tesisat yapılıncaya kadar polisin telli telefon ve
çıngıraklı ve ışıklı işaret makine ve aletlerinden azami surette istifade
etmesi şarttır.
Madde 219-Noktadan başlayarak en büyük teşekküle kadar her
sabit polis müesseselerinde telefon ayrılmaz bir cüzüdür. Telefonsuz bir
nokta kulübesinin ihdası dahi caiz değildir.
Madde 220-Telefonlar ayrıca şehir tesisatı olmayan yerlerde
polis veya jandarma santralına ve tesisat bulunan yerlerde de bu tesisata
veya her ikisine ayrı ayrı makinelerle bağlı bulunur.
Madde 221-Telefon işletmesinin posta idarelerince deruhte
olunduğu mahallerde polis makine ve şebekesinin teknik bakımı ve ıslahı
mahsus kanun mucibince bu idarelere temin ettirilmelidir.
Madde 222-Polis karakollarında telefondan başka ihbar,
devlet ve alarm gibi hususlarda kullanılmak üzere çıngırak ve ışık tertibatı
vücuda getirilir Bu tertibat ve vesaitin bol olduğu yerlerde nokta
kulübelerine kadar teşmil edilmelidir. Sinyal tertibatıyla teçhiz edilen
noktalar memurlarına daha geniş bir vazife sahasının verilmesi temin edilir.
Madde
223-
Polis santral odaları mahremdir. Doğrudan doğruya muhabereye ve idareye memur
olanlardan gayrı kimselerin zaruri bir sebep ve mazeret olmadan telefon
santrallarına girmeleri ve muhaberede bulunmaları yasaktır.
Madde 224-Gerek santrale girmek yasaklığına ve gerek
telefon muhaverelerinin gizliliğine hususi bir itina sarfolunur. Makine ve
santral odalarında geçecek muhaverenin hariçten duyulmaması temin
edilmelidir.
Madde 225-Telefonda yüksek sesle konuşmak tekniğe de uygun
değildir.Ses ne kadar tabii olursa muhavere o kadar selamete cereyan eder.
Madde 226-Muhavereyi arızaya uğratan sebeplerden biriside
mikrofonu yere ufki tutmaktadır. Bu mahzurdan sakınmak için mikrofonunun yere
amut olarak tutulmasına itina edilmelidir.
Madde 227-Telefon muhavereleri sadece vazifeye hasrolunur.
Gerek memurların ve gerek halkın hususi işlerine polis telefonlarında yer
verilmemelidir.
Madde 228-İhbar zili çalınca davet edilen memur mikrofonu
eline alır almaz kendisini takdim edecektir. Muhabere kısaca mesela; (Hasan
Sınmaz,Komiser Anafarta), (Şerif KUTLUER, Polis Memuru (29) Beyoğlu) gibi ad,
sıfat ve bildirmekle ve bilmukabele davet eden de kim olduğunu ve ne
istediğini söylemekle olur. V e maksattan fazla konuşma yapılmaz, alınan
emirlerin yalnız anlaşılmayan kısımları teknik olunur.
Madde 229-Telefon muhavereleri pek ciddi ve nazik bir tarzda
yapılmalıdır. Muhatabını anlamadan kullanılan lisan sadece konuşanı mahçup
bir duruma düşürmekle kalmaz, aynı zamanda hakkında inzibatı ve kanuni
takibatı da istilzam edilebilir.
Madde 230-Polis malı telefon hatlarının çift olması
esastır. Ancak bu temin edilinceye kadar bu hatlar diğer telefon ve bilhassa
elektrik hatlarından tecrit edilmeli, toprak hattı derince ve daimi rutubetli
mahallerde tesis olunmalı, tekniğe çok dikkat edilmelidir.
Madde 231-Telefon hat ve makinelerinde arızalar büyük bir
süratle bertaraf edilmelidir. Her günün mesaisine başlamadan santral
tarafından şebekede mevcut makineler kontrol edilmeli ve bu cihet gayri
muayyen zamanlarda tekrar olunmalı ve bilhassa mutad harici muhaverede bulunmadığı görülen
makineler aranılmalı ve arıza varsa derhal giderilmelidir.
Madde 232-Polis santrallarına kendi hizmetine mahsus
olanlardan gayri makineler bağlanamaz. Mahsus nizamlarına veya alınan
tedbirlere binaen müessesine telefon vaz’ına mecbur olanların makineleri
şehir telefon santrallarına bağlanmalı ve polise irtibat bu vasıtalarla temin
edilmelidir.
Madde 233-Açılması zabıtanın tahkik ve mahallin en büyük
mülkiye memurunun iznine bağlı yerlerde telefon vaz’ı mecburi tutulmalıdır.
Halen faaliyette bulunan bu gibi yerlere kısa bir zamanda ve bundan böyle
açılacak olanlarına da açılmaları akabinde telefon konulması keyfiyeti temin
edilmelidir. Bu mecburiyetten bekar odaları , esnaf kahveleri gibi mahdut kimselerin barındırıldığı veya
devam ettikleri yerler istisna edilebilir.
Madde 234-Telefon vaz’ın mecbur tutulacak hallerde,
mahallin emniyet müdür veya amiri lüzum görürse sırf istimdat işlerinde
kullanmak üzere düdük dahi bulundurmamaları temin edilir. Bu takdirde hangi
hallerde ettikleri surette haklarında takibat icra olunur.
POLİSÇE YAKALANACAK VE
SEVKEDİLECEK ŞAHISLAR HAKKINDA TATBİK OLUNACAK USÜLER:
Madde 235-Polis yakalamada ve yakalanan şahsın sevkinde çok
tedbirli ve ihtiyatlı bulunmaya mecburdur.
Madde 236-Bu tedbirler bilhassa:
A) Şahsın kanunen kaçak sayılan hallerden dolayı yakalandığı
surette firar;
B) Polisin yakaladığı şahıs veya başkaları tarafından
tecavüze maruz kalması;
C) Şahsın başkalarına veya başkalarının şahsa yardım veya
tecavüzde bulunması;
D) Suç iz ve delilerini yoketmesi ihtimallerinden herhangi bir
veya bir kaçının veyahut da cümlesinin varid bulunduğu hallerde daha esaslı
ve şumüllü olarak tedbir alınmalıdır.
Madde 237-Yakalanan şahıs236‘ıncı maddede zikredilen
ihtimallerin de varid bulunduğu halde tutulmuş ise sevkinde atideki tedbirler
alınmalıdır.
A) Şahıs tecavüz vasıtalarından tecrid edilir.
B) Kelepçe ile sevkedilir.
C) Polise veya yakalanan şahsa tecavüzde bulunmaları umulan
diğer şahıslar bu muamelelerin geçtiği yerden uzaklaştırılır.Bu suret kabil
olmazsa veya kafi gelmezse ve aynı zamanda polisin kendisi veya muhafaza
ettiği şahıs için ciddi bir tehlike mevcut bulunuyorsa onlarda muvakkaten
yakalanabilir.
Madde 238-237‘inci maddede zikredilen hususlardan gayri
hallerde;
A) Şahıs fiili mukavemette bulunuorsa;
B) Sevk edileceklerin adedi;sevke memur olanlar
tarafından firarlarına mani olunmayacak kadar çok olur ve işledikleri
fiillerde tevkiflerini istilzam eder derecede bulunursa;
C) Tevkifi mucip bir suç işlenmiş aynı zamanda hüviyetini
ispat edememiş olursa ;kelepçe ile sevk olunabilir.
D) Delillerin sevki umumiyet itibariyle belediye zabıtasına
ait olunduğundan polis için sevk keyfiyeti değil, sadece yakalanarak alakalı
mercie teslimi hususu mevzubahistir.Bu takdirde yakalanan delinin başka bir
suretle zararsız bir hale korması mümkün değil ise deli gömleği ile sevki
icap eder.Ancak yakalandığı anda deli gömleği bulunmadığı takdirde üzerinde
yara ,bere yapmayacak ve aynı zamanda kollarını da hareketten alıkoyacak
surette herhangi bir vasıta ile bağlanmalıdır.
Madde 239-Tahsili Emval Kanunu hükümlerine göre yapılacak
tevkiflerde polis kendi emniyetinin korunması veya gösterilecek mukavemetin
kırılması halleri müstesne kelepçe istimal edemez.
Madde 240-Sevk edileceklerin serdedecekleri sebep ve
bahaneler ne olursa olsun sevkolunacakları yerden gayri mahallere
uğramamalarına , yollarda ötekiyle berikiyle temasta bulunmamalarına veya
işaretleşmelerine veyahut da her hangi bir şey alıp vermelerine müsaade
edilemez.
Madde 241-Sevkedilenlerin yekdiğerinden ayrılmamalarına,
ileri geri kalmamalarına ,gürültü patırdı
etmemelerine ,itişip kakışmamalarına ,hızlı yürümelerıne veya ağır
hareket etmelerine meydan verilmez.
Madde 242-Kelepçeler biri güçlü kuvvetli, diğeri zayıf
olmak ve güçlü kuvvetlinin sağ bileği , kelepçeye geçirilmek sureti ile
takılmalıdır. Kelepçelerin gevşetilerek bir firar teşebbüsünde bulunacağı
ihtimali sevk eden memur tarafından daima gözönünde tutularak bu cihet
kontrol edilmelidir.
Madde 243-Sevk işleri sevk edenin sevkedilenleri bir adım
arkadan takip etmek suretiyle cereyan eder. Sevke
memur olanların sevkedilenlerin önünden veya yanlarından yürümeleri yasaktır.
Ancak kafile halinde sevkiyatta yanlarda ve icap ettiği takdirde önlerde de
memur bulundurulabilir.
Madde 244-Sevkedilenlerden birinnin firari halinde memur
tek ise düdük çalmak, tutun yakalayın diye bağırmak sureti ile halktan yardım
ister ve aynı zamanda vakit kaybetmeksizin diğerlerini en yakın nokta veya karakola teslim ettikten ve firarinin
kaçtığı istikametteki polis teşekküllerini hadiseden haberdar etmelerini
temin ettikten sonra takibine koyulur. Birden fazla memurla sevklerde biri
veya bir kaçı takibe koyulur.Diğerlerini sevke devam ederler.
Madde 245-Siyasi suç maznunlarının toplu olarak sevkleri
kapalı nakil vasıtaları ile yapılır. Bu vasıtalarda ve güzergahta kuvvetli
emniyet tedbirleri alınır.
Madde 246-Tecevüz ve firarlarından ciddi surette endişe
edilenler müstesna kelepçeli ,kelepçesiz bir memura dört kişiden fazla şahsın
sevki tevdi edilmez.
Madde 247-Kaçak sayılan hallerde sevk evrakına (dikkat,
kaçar veya suçu mühimdir.) gibi ikaz işaretleri konur.
Madde 248-Namuslu ve maruf
kimselerle kadınların zararsız suçlarından dolayı sivil polis
tarafından sevkleri tercih olunur.
Madde 249-Sevke memur olanlara sevkedileceklerin hangi
sebeplerden dolayı elde tutulduklarından etraflı bilgi verilir.
Madde 250-Sevk postasının karakoldan hareketiyle teslim
edecekleri mahalle muvasalatları arasında geçecek zaman karakol amiri
tarafından hesaplanmalı ve hareket saati tespit edilerek bir gecikme vaki oluyorsa
hemen sebebi araştırılarak sevkin bu bakımdan da selametle cereyanı temin
edilmelidir.
Madde 251-Bu talimatta ayrıca zikredilmediği halde mafevki
tabirinin şumülüne amirler ve karakol tabirinede merkezler dahildir.
Madde 252-Ayrıca bir hüküm bulunmadığı hallerde disiplin
kısmındaki hükümler bütün polis mensupları hakkında tatbik olunacaktır.
Madde 253-Bu talimatta yazılı olan emirlere muhalif hareket
edenler veya mecburiyetlere riayet etmeyenler hakkında mahsus kanunlarla ayrıca
ceza vazedilmemiş hallerde emniyet teşkilatı mensuplarına verilecek inzibati
cezalara dair nizamnamenin 2inci fıkrası hükmü tatbik olunur.
Madde 254-Hilafı usulen ispat edilmedikçe veya fiilin
maddeten itra veya ihmali mümkün görülmedikçe tahkikatla tevsikine imkan
bulunmayan disiplin kusur ve kabahatleri hakkında mafevkin bizzat
müşahadesine müstenit olarak verdiği rapora itibar olunur.
Madde 255-Karakol teşkilatı kısmında yapılması istenen
yenilikler ve değişikliklerin talimatının mer‘iyeti tarihinden itibaren nihayet altı ay
zarfında ikmal edilmesi lazımdır.
Madde 256-İş bu talimat hükümlerinin tatbikine tebellüğü
tarihinden itibaren başlanacaktır. Ve tatbik tarihi iki nusha zabıt varakası
ile tespit edilerek bunlardan birisi talimata bağlanarak diğeri de Vekalete gönderilecektir.
|
Günümüz Türkçesiyle yazılan metin
POLİS DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ
POLİSİN DİSİPLİNİNE MERASİM VE TOPLULUKLARDAKİ ROLÜNE VE
POLİS KARAKOLLARI TEŞKİLATI İLE VAZİFELERİNE DAİR TALİMATNAME
Madde 1- Polis mesleğinde
disiplin temeldir. Disiplin; kanunlara, kurallara, emirlere mutlak itaat
etmek ve astın ve üstün hukukuna uymak demektir.
Madde 2
-
Poliste disiplinin yerleşmesi ve gelişmesi için bütün mensuplarını; mutlak
bir itaate ve vicdan rahatlığı verdiren doğrulukla yerine getirmeye, her
hizmeti en küçük ayrıntısına kadar büyük bir dikkat ve istekle yapmaya
alıştırmak, kalplerine meslek ve görev sorumluluğu vermek gerekir.
Madde 3
- Tam ve sağlam bir disiplin için amirle
memurun karşılıklı sevgi ve saygı ile birbirine bağlanmaları ve güven
beslemeleri şarttır. Aksi takdirde disiplin tehlikeye düşer, gevşer,
başarısızlığa yol açar.
Madde 4
-
Disiplinin az çok bozulduğunu veya gevşediğini sezen her amir maddi ve manevi
sebeplerini derhal araştırarak gidermeye ve bu yolda yasal yetkisini
tamamıyla kullanarak disiplini sağlamaya mecburdur.
Madde 5
- Ast; amir ve üst’üne mutlak surette saygı ve
itaate borçludur. Belirlenmiş görevlerini ve aldığı emri vaktinde yapar. Emri
değiştiremez ve hududunu aşamaz. Emrin yerine getirilmesinden doğacak
sorumluluk emri verene aittir. İtaat hissini ihlal eden her türlü tecavüzler,
yazılar, fiiller ve hareketler yasaktır.
Madde 6-
Her
ast’ın, mesleğin gerektirdiği mutlak itaati gönül isteğiyle yapması şarttır.
İtaat; amir ve üstün yasal yetkisinden korkmaktan ziyade onun rütbe ve
makamına ve kişiliğine karşı duyulan ve beslenen saygı ve sevgiden ileri
gelmeli ve ast’ın bütün hal ve hareketlerinde her yerde göze çarpmalıdır. Bu
saygı ve sevgi hislerini takviye etmek ve beslemek de amir veya üst’ün esas
görevlerindendir.
Madde 7
- Her ast, amirlerinin daha bilgili ve
deneyimli olduğuna, mesleğine daha fazla hizmeti bulunduğuna ve kendisi
hakkında daima iyi düşündüğüne itimat etmeli ve korunduğuna emin olmalıdır.
Madde 8
- Resmi
veya özel bir nedenle amiri ya da üstüyle ilişkide bulunacak ast, mesleki
terbiyeye tamamen uymaya ve onlara karşı yüksek bir saygı göstermeye
mecburdur.
Madde 9
- Her
ast; amirlerinin ve üstlerinin mesleki ve kişisel şeref ve onurlarına
dokunacak sözler söylemek, nerede olursa olsun çekiştirmek, kişiliklerini
değersiz ve aşağı görmek gibi girişim ve hareketlerin meslek disiplinine asla
uymayan çok fena haller olduğunu ve bunların kesinlikle cezasız kalmayacağını
bilmelidir.
Madde 10
- Ast,
amirin yasal her emrini, bütün yeteneğini ve gücünü kullanarak istekle ve tam
zamanında yapmaya mecburdur. Gerek görev sırasında ve gerek görev dışında
amirlerine yardım etmek de astın borcudur.
Madde 11
- Astın,
aldığı emirden dolayı amirine yorumda bulunması kesinlikle yasaktır. Alınan
emir, herhangi bir kayda ve şarta bağlanmaksızın ve hiç bir düşünceye
kapılmaksızın yapılacaktır. Bir emri alırken veya aldıktan sonra mırıldanmak,
doğru bulunmadığını sezdirecek hal ve harekette bulunmak yasaktır. Ancak
memura verilen iş, kendisinden bazı bilgiler almayı veya icrası tarzı
hakkında fikir beyanında bulunmayı gerektiriyorsa amir astı ile önceden bu
hususları incelemeli ve ondan sonra emrini vermelidir. (39’uncu madde hükmü saklıdır.)
Madde 12
- Ast, gerektiğinde amirin yerini tutabilmek
için onun görevlerini iyice öğrenmeye çalışmalıdır. Esasen üst dereceye
terfi, bu rütbeye ait nitelik ve koşullara sahip olmakla mümkün
olabileceğinden ast bunu ne kadar erken başarırsa amirinin güvenini o kadar
çabuk kazanır ve yukarı derece ve makamlara aksamaksızın yükselir.
Madde 13
- Astın
üstlerine isimleri ile hitap etmeleri doğru değildir. Gerektikçe emniyet
müdürlerine “müdürüm”, emniyet amirlerine “amirim”, komiser sınıfındakilere “komiserim”
tabirlerini kullanmalıdır.
Madde 14
- Amir,
emirlerini alt kademedeki her rütbe sahibine verebilir. Görevlerin yapılıp
yapılmadığını da daima takip eder ve yapılmasını sağlar.
Madde 15
- Amir
astına hizmetle ilgisi olmayan emir veremez. Astından özel bir menfaat temin
edecek istekte bulunamaz. Hediyesini kabul edemez. Borç alamaz.
Madde 16
-
Amir astına saygı ve güven hislerini verir. Astın ahlaki, ruhi ve bedeni
hallerini daima kontrol eder ve koruması altında bulundurur. Amirin, asta
karşı daima tarafsız ve adil bulunması esastır.
Madde 17
-
Amir astından mutlak bir itaat beklemeye ve istemeye haklıdır. Fakat bunun
karşılığı olarak onların şeref ve onurlarını ve sağlıklarını gözetmeye
mecburdur.
Madde 18
–
Amir, beraber çalışacağı astlarına kanunlara ve kurallara uygun tarzda ve
eşit davranmalı ve onlara karşı daima iyi niyet beslemelidir. Fakat iyilik ve
koruma düşünmesi, amirin hiçbir zaman kanun, kural ve emirlerden ayrılmasına
sebep değildir.
Madde 19
- Amir ancak bilgisi, düzgün ahlakı ve yasal
yetkisi dışına çıkmayan ve adalete uyan hareketleriyle astının güvenini
kazanabilir. Gerek astta bu güvenin uyanması ve gerek amirin bunu asta
aşılaması hizmet görevlerinin hakkıyla yapılması için en önemli şarttır.
Madde 20
- Amirin; göreve bağlılık ve gayret, kanuna
itaat ve bağlılık ve kıyafete dikkat ve çalışkanlık niteliklerine bizzat
sahip olması, ağırbaşlılığını ve onurunu koruması, amirlik tavır ve nüfuzunu
göstermesi ve her işte astlarına iyi bir örnek olması lazımdır.
Madde 21
-
Görev sırasında amirlerin astlarıyla ilişkileri daima ciddi olmalı,
görev dışındaki ilişki ve görüşmeleri de samimi ve candan olmakla beraber
saygı hislerini bozacak derecede senli benli olmamalıdır.
Madde 22
- Amir astına görev verirken onun özel
halini, beceriklilik ve işe katlanma derecelerini de düşünmelidir.
Madde 23
- Amirler gerektiğinde hükmedeceği cezanın
cins ve miktarını yapılan yolsuzluk veya kabahatin derecesiyle beraber astın
itaatini, kurallara uyma alışkanlığını göz önüne alarak veya becerisini ve
ruhi durumunu da hesaba katarak değerlendirmelidir. Ceza tayininde bizzat
yetkili olmayan amirler, astlarının cezalandırılmasını gerektiren hallerinde
bu özel durumlarından ceza mercilerini haberdar etmelidirler.
Madde 24
- Verilen emrin tam zamanında yapılmasına çok
dikkat etmek ve gecikmesini kesinlikle affetmemek, astı görevlerini sevmeye
ve tam zamanında yapmaya alıştırmak her amirin görevidir.
Madde 25
- Amirler astlarını rütbe ve unvanlarıyla
çağırabilecekleri gibi sevgi uyandırması için soyadlarıyla da çağırabilirler.
Madde 26
- Amirler astlarının yapmaya yetkili
oldukları işlere, zorlayıcı sebepler olmadıkça karışmamalıdır. Gereksiz
karışmak astın amirine karşı duyduğu sevgi ve güveni sarsar. Girişim
güçlerini azaltır, yetişme becerilerini söndürür. Ancak astın yetkisini
kullanmaması yüzünden işler çığırından çıkarsa veya çıkacağına hükmolunursa o
zaman amirin işe karışıp düzeltmesi ve yoluna koyması bir hak ve görev olur.
Madde 27
- Amirler astlarının ruhlarına hâkim olmalıdır.
Onların resmi veya özel işlerinde başarılı olmaları için mümkün olan yardımı
yapmalı, haklarını korumalı, onlara candan bir baba veya büyük kardeş duygusu
ile her türlü yardımda bulunmalıdır.
Madde 28
- Resmi işlerden dolayı sırası geldikçe verilen
öğüt ve yapılan uyarıların hükümsüz ve etkisiz kaldığını gören ve özellikle
görevde ihmal ve yeteneksizlik sezen her amir derhal yasal yetkilerini
kullanarak astı yola getirmeye mecburdur.
Madde 29
- Amirin kararlarında bağımsız kalması,
görevlerini iyi yapması ve yetkisini kullanmakta astlarına karşı serbest
bulunması için kendisini üstüne ve astına karşı özel ve kişisel minnet ve
zorunluluklara sokmayacak şekilde hareket etmesi lazımdır.
Madde 30
- Amirler astlarının katlandığı her türlü
zorluklara ve yoksunluklara beraber katlanmalı, bir kolaylık çıkınca bundan
yararlanmak için nefsini sona bırakmalı ve zorluk çıkınca da öne atılmayı
şerefli bir görev bilmelidir.
Madde 31
- Emir, her türlü görev ve hizmetlerin
düzenleyicisidir. Emir, yapılması istenen hizmetin söz ya da yazı ile
ifadesidir.
Madde 32
- Hizmet; kanunlar, kurallar ve kararlarla
yapılması veya yapılmaması öngörülmüş hususlardan amir tarafından yazıyla
veya sözle emredilen ya da yasaklanan işlerdir.
Madde 33
- Görev; hizmetin gerektirdiği şeyi yapmak ve
yasakladığı şeyi yapmamaktır.
Madde 34
- Emir vermekte makamlar sıralamasından
ayrılarak durum gereği ikinci veya daha alt dereceye emir vermek
zorunluluğunda kalan amir, atlanmış olan kademelere mümkünse derhal bilgi vermelidir.
Böyle bir emri alan memur aldığı emri yapmakla beraber mümkünse derhal,
değilse imkân doğunca durumdan atlanılan amirlerini haberdar edecektir.
Madde 35
- Emirler; açık, kısa ve kesin olmalı ve
astın verilen emri tamamen anlayacağına veya anladığına inanılmalıdır.
Madde 36
- Bir görevin veya hizmetin yapılması için
yalnız emir vermek yetmez. Verilen emri takip etmek, istenilen işin
başarılmasını güvenceye almak her amirin görevidir. Gerektiğinde verilen
emrin ne zamana kadar yapılması lazım geldiği ve emrin yapılma tarzı da açıkça
bildirilmelidir. Bu vakti belirlemede ve sınırlamada amir çok hesaplı
davranmalı, lüzum olmayacak veya görevi eksik bırakacak vakit sınırlamalarına
meydan vermemelidir.
Madde 37
- Verilen emirler kesin bir zorunluluk olmadıkça
veren tarafından değiştirilmemelidir. Buna mecbur olmamak için emir verirken
onun uygulama ve yerine getirme yeteneğini iyi düşünüp hesap etmek lazımdır.
Emirlerin değiştirilmesi kararsızlığı gösterir. Bu da güveni bozar ve astı
tembelliğe sürükler. Fakat emri değiştirecek önemli sebepler çıkınca
değiştirmemekte de ısrar edilemez.
Madde 38
- Emirler hizmetin niteliğine ve verildiği
sıradaki şartlara ve hizmetin dayandığı kanun, kural veya kararların icabına
göre sözlü veya yazılı olarak verilir. Anlamada yanlışlıkları gidermek için
uzun ve ayrıntılı emirler mümkün hallerde yazılı olarak verilmeli veya ast
tarafından not edilmelidir. Emrin sözlü ya da yazılı olarak verilmesini
takdir amire aittir. Astın olası sorumluluğunu gidermek bakımından önemli
emirler mümkün olan halde yazılı olarak verilmelidir. Kısa emirlerde emri
alan astın kendiliğinden emri tekrar etmesi kuraldır. Gerektikçe ve imkân
oldukça emrin ast tarafından not edilmesi daha uygundur.
Madde 39
- Emrin hizmete ilişkin olması, kanun ve
kuralları ihlal etmemesi şarttır. Görevle ilgili emirlerde verilen emir bir
suç teşkil ederse bu hususun işlenmesinden emri veren sorumludur. Yerine
getirilmesinin görev gereği zorunlu olmadığı açıkça anlaşılan emirler ast
tarafından yerine getirilmez. Ve fakat vakit geçirmeksizin en kısa yoldan bir
derece yukarı amire bilgi verilir. Emir yapıldığı takdirde astın sorumluluğu
ancak;
A) Kendisine verilen emrin sınırını aşmış
olduğu,
B) Amirin emrinin suç kastını içeren bir fiile
dayandığının memurca bilindiği takdirde söz konusu olur.
Madde 40
- Emirler ast tarafından değiştirilemez.
Ancak durum ve şartlar emri yapılmayacak bir hale koymuşsa, yapılması
kesinlikle büyük bir tehlikeyi veya ağır bir zararı da doğuracaksa ve bütün
bunlara rağmen amirden yeni bir emir almaya durum ve zaman uygun değilse, ast
sorumluluğu üzerine alarak emri yeni duruma uygun bir tarzda değiştirerek
yerine getirebilir. İlk fırsatta amire, yapılmayan veya kısmen yapılan emre
dair bilgi verir.
Madde 41
- Bir amirin verdiği emir yapılırken daha
büyük bir amirden önceki emre aykırı ikinci bir emir alınacak olursa, ikinci
emri verene önceki emir bildirilir. Eğer daha büyük amir kendi emrinin
yapılmasında ısrar ederse emir yerine getirilir ve birinci amire bilgi
verilir. Eğer hal ve zaman daha büyük amire birinci amirin emrini bildirmeye
uygun değilse duruma uygun emir kendi sorumluluğu altında yapılır ve amirlere
bildirilir.
Madde 42
- Amirlerin hazır bulunmadıkları hallerde her
üst, astının bizzat rastladığı disiplin kusurlarını düzeltmeye yetkilidir ve
durumdan amirlerini haberdar etmeye mecburdur.
Madde 43
- Her meslek mensubu resmi ve kişisel
işlerinden dolayı müracaatlarını söz veya yazı ile en yakın amirden
başlayarak sıra ile yapar. Müracaatlar takip edilerek ve bir karara
bağlanarak sonucu müracaat sahibine bildirilir. Birden fazla memurun toplu
olarak söz ya da yazı ile müracaatları yasaktır.
Madde 44
- Müracaat yazı ile yapılacaksa, yazılacak
dilekçeler makamları boş yere meşgul etmemek için düşünülerek yazılmalı,
istenilen şey akla yakın ve kanun ve kurallara uygun olmalıdır. Dilekçeler
açık, kısa ve saygılı bir ifade ile yazılmalıdır. Sözlü müracaatlarda da aynı
kural geçerlidir.
Madde 45
- Amirler astlarının sözlü veya yazılı olan
her türlü müracaatlarını sakince ve iyi kalplilikle dinlerler ve incelerler.
Bunlardan uygun olanlarını kendi yetkileri içinde ise kendileri
sonuçlandırırlar. Yetkisi dışındakileri de gerekiyorsa kendi fikirlerini de
yazarak daha büyük makama gönderirler.
Madde 46
- Her meslek mensubu gerek hizmete ve gerek
kişisel işlerine ait kanun ve kuralların kendisine vermiş olduğu hak ve
yetkilerin herhangi bir şekilde haksız olarak ihlalinde veya ihlal edildiğini
sandığında şikâyet etme hakkına sahiptir.
Madde 47
- Şikâyet söz veya yazı ile en yakın amire
yapılır. Eğer bu amirden şikâyet olunacaksa bir derece üstündeki amire
yapılır ve bunun gibi her şikâyet edilen amir geçilir. Söz ile yapılan
şikâyetler tutanakla tespit olunur.
Madde 48
- Toplu olarak şikâyet yasaktır. Bir veya
birden çok olaylar, birden fazla kişinin şikâyetlerine sebep veya konu teşkil
ediyorsa bunların her biri ayrı ayrı ya da yalnız başına şikâyet hakkını
kullanabilirler.
Madde 49
- Şikâyet reddedildiği takdirde şikâyetçiye
bu yüzden ceza verilmez. Ancak şikâyet ederken şikâyetçi bir suç işlemiş yani
bir şikâyeti uydurmuş, bir iftirada bulunmuş, haksız bir şikâyet yapmış veya
disiplin tecavüzü yapmışsa ayrıca sorumlu olur.
Madde 50
- Şikâyetler, itirazlar mutlaka incelenerek
bir karara bağlanır. Bu karar şikâyet edene ve şikâyet edilene bildirilir.
Madde 51
- Amirin yüzüne karşı kendisinden şikâyet
yasaktır. Ötede beride amirinden şikâyet edeceğini söylemek, işi dedikoduya
çevirmek de cezayı gerektirir.
MESLEĞE KARŞI GÖREVLER VE NİTELİKLER
Madde 52
- Meslekte; her polis kendisine düşeni
öğrenmeye ve öğrendiğini yerinde ve zamanında son gayretini kullanarak
yapmaya mecburdur.
Madde 53
- Polis kendinden beklenilen görevlerini
yapabilmek için mesleki bilgi, yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyata sahip
olmalıdır.
Madde 54
- Polisin ahlaki ve manevi nitelikleri
şunlardır:
A) Cumhuriyete, yurda ve millete karşı sevgi
ve bağlılık: Cumhuriyet, yurt ve millet polisin kutsal değerleridir. Bu
değerlere yapılacak her türlü saldırıyı karşılamak, kırmak ve gerektiğinde bu
uğurda canını vermekten çekinmemek her polisin borcudur.
B) İtaat: Polisin temelini teşkil eder. İtaat
her astın amirinden aldığı emri, hiçbir kayıt ve şarta ve düşünceye bağlı
olmaksızın ve en ufak bir tereddüt göstermeksizin canla başla yapması, kanun
ve kuralların emrinden dışarı çıkmaması ve yasak edilen şeyleri yapmaması
demektir.
C) Sebat ve dayanırlık: Bir görev yapılırken
karşılaşılacak her türlü zorluklara ve yolsuzluklara katlanarak ve asla usanç
ve yılgınlık göstermeyerek sessiz ve düzgün olarak göreve devam etmek ve
hizmeti istenildiği gibi tamamlamaktır.
D) Cesaret ve yiğitlik: Tehlikeden asla
korkmayarak ve gerektiğinde ölmekten çekinmeyerek işi görmek ve pek yürekli
olmaktır. Korkaklık; polis için en büyük ve affedilmez bir kusurdur. Nefsini
zarardan ve tehlikeden korumak için görevi bırakarak savuşmak veya ihmal
etmek şiddetli cezayı gerektirir.
E) Canını esirgememek: Kendisinin, ailesinin
rahatlık ve esenliğinin görevinin selametle görülüşüne bağlı olduğunu ve
bunun için gerektiğinde ölmekten çekinmemek lazım geldiğini ve görevin
büyüğünün ve küçüğünün bir olup her ikisinin nefsinden üstün olduğunu
düşünerek gerektiğinde ve zamanında fedakârlık etmektir.
F) Görevseverlik: Görevinin neler olduğunu ve
görülmesi için hangi araçların ne şekilde kullanılacağını bilmek, görevin zor
ve sıkı zamanlarında yalnız kalmadığı hallerde bile kesin ve doğru karar
verebilmek ve işi görmeye yetecek kadar kuramsal ve uygulamalı bilgi ve
deneyim sahibi olmak, yorgunluk, uykusuzluk ve diğer mahrumiyetler gibi
görevin olağan zorluklarına dayanmak, hastalanmamak ve zorluklara katlanmak
için vücudu alıştırmak, alışık tutmak ve bunların hepsinde kendine güvenmeyi
temin edecek yüksek yetenek kazanmak ve her an arttırmaya savaşmaktır.
G) İyi geçinmek: Bütün meslek arkadaşlarının
kardeş olduğunu ve gerektiğinde aynı amaç uğrunda kanlarını akıtacaklarını
düşünerek birbirlerini yürekten sevmek ve onurlarına saygı göstermek, edep ve
terbiyeye uymayan işlerden ve şakalardan kaçınmak ve daima mertçe hareket
etmektir. Her memur, arkadaşının keder ve sevincine ortak olmalı ve
gerektiğinde onu öğütleyerek ahlâksızlıktan ve her türlü tehlikeden
korumalıdır. Arkadaşını kötü yola sürüklemenin, kabahatini örtbas etmeye
çalışmanın mesleğe ve sonra insanlığa kötülük etmek olduğunu her polis
bilmelidir. İyi geçinmek için gerekli olan şartlardan biri de daha çok
çalışanları ve bu yüzden sevilenleri kıskanmamaktır.
H) İyi ahlak sahibi olmak: Polisin ahlakı ve
yaşayışı kusursuz olmalıdır. İçki içmekten, uyuşturucu madde alışkanlığından,
kumardan veya bunlara alışmış kimselerin arkadaşlığından kaçınmalıdır. Bu
alışkanlıklar görevin yapılışına engel olur. Yaşayışı, sağlığı, azmi ve
cesareti bozarlar, namusu lekelerler. Manevi şahsiyeti öldürürler ve daima
cezayı gerektirirler. Bunlar gibi ikiyüzlülükten, göz boyamaktan, kişisel
arzular ve istekler peşinde koşmaktan, yalakalıktan, aklını herkesin
yükseğinde görerek kendini beğenmekten, şöhret için iyi sayılmayacak derecede
hırs göstermekten nefsini koruyup çekinmelidir.
Her ne kadar yükselmek, takdir ve maddi
mükâfat görmek, onur ve şan kazanmak arzusu her polisin kalbinde yer tutmalı
ise de bunları, doğruluktan şaşmayacağı bir çalışma ile elde etmek mertlik ve
namus gereğidir.
I)
Sır saklama: Polis her yerde mücadele ettiği düşmanlarının kendisini
gözleyip beklemekte olduklarını hesap edip görev ve hizmete ait hususlarda
hiçbir kimseye sır vermemeli ve mesleğe ait sözler sarf etmemelidir. Hiçbir
husus için hiçbir yerde atıp tutmamalı, herhangi bir şeyi büyüterek veya ekleyerek
dağıtmaktan sakınmalı, doğruluktan asla ayrılmamalıdır.
J) Emel ve fikir birliği: Görevinin korunması
ve yapılması uğrunda tek vücut gibi çalışmak polisin en değerli özelliğidir.
Bu özellik başlı başına bir kuvvettir. Bu birlik, bir vücut gibi çalışma
gereğinin toplumun fikrinde ve yüreğinde yer bırakmasından ve toplumun
menfaatinin kendi menfaatinden daha üstün ve aziz olduğunu takdir etmekten
doğar. Her uygun zamanda, polisin onurlu hatıraları ve şerefli vakaları
sebebiyle ün kazanmış fedakâr polis mensuplarının adları saygıyla anılmalı ve
bu şekilde meslek içindeki birlik ve kardeşlik kökleşmelidir.
K) Birbirlerine yardım: Polisin bir ülkü ve
aynı vazifede birleşmiş olan fertlerinin birbirlerine yardımları ortak
görevlerinin en iyi şekilde yapılmasını temin edeceği gibi arkadaşlık
bağlarını da kuvvetlendirir. Polis; görev sırasında ve görev dışında kendi
arasında yardımlaşacağı gibi görevi gereği halka da yardımda bulunmalı ve
daima iyiliği sevmeli ve yapmalıdır.
L) Tavır ve hareket: Bir polisin değerini
arttıracak, kendisini tanıttıracak ve sevdirecek en yüksek özelliği
terbiyeli, ağırbaşlı, ciddi olmasıdır. Polisin duruşu mertçe, hareketleri
akıllı, dürüst, dili ve sözü özüne uygun ve serbest olmalıdır. Kıyafet; tavır
ve hareketi takviye eden unsurlardandır. Her polis mensubu; tavır ve
hareketini kıyafetine, üniformasının şerefine uygun bulundurmaya mecburdur.
M) İntizamseverlik: İntizam, görevin noksansız
yapılmasını sağlayan ilk araçtır. Polis görevini düzgün işleyen bir saat gibi
dakikası dakikasına yapmayı alışkanlık haline getirmeli ve özel işlerinde de
daima tertipli ve düzgün bulunmalıdır.
N) Sağlıklı olmak: Polislik mesleği,
mensuplarından tam bir sağlık ve dinçlik ister. Sağlık; temizliğe, spora, her
hususta ölçülülüğe uymakla korunur. Sağlığını korumayan ve bu yüzden renksiz,
kansız, cılız, gevşek kalan memur görevini yapamaz. Cezasını hem kendisine,
hem mesleğine, hem de ailesine çektirir. Hiçbir memur bu hataya düşmemeli,
kendisine iyi bakmalıdır.
O) Temizlik: Sağlığın korunmasında en önemli
etkendir. Sağlık, temizlikle beraber yürür. Her memur kalkar kalkmaz yatağını
havalandırmalı ve gayet temiz tutmalıdır. Açık havada birkaç derin nefes
almak, sistemli beden hareketi yapmak suretiyle vücudunun gevşekliğini
gidermek, bol su ve sabunla kirlenen organlarını yıkayıp temizlemek; bu
hareketi görev dönüşlerinde, yemeklerde tekrarlamak, günlük duş, haftalık
banyo, kış günleri ıslak bez ovunmaları yapmak, mide ve bağırsakları
doldurmamak, kısacası sağlığını bozacak, hastalık getirecek hal ve hareketlerden
kaçınmak lazımdır.
Madde 55
- Polis mensuplarının mesleki görevleri,
kendilerinin her zaman faal bulunmalarını ve en yüksek dayanma gücüne sahip
olmalarını gerektirir. Şişmanlık, bu faaliyet kudretini sınırlayan ve hatta
yok eden zorunlu bir durumdur. Bu hususta her polis mensubunun spor ve rejim
hareketleriyle şişmanlığa engel olucu tedbirler alması, amirlerinin de bu
hususu devamlı şekilde kontrol etmesi lazımdır.
Madde 56
- Her polis memurunun temizliği, amirlerinin
sürekli kontrolleri altında bulunacaktır. Her memur her gün tıraş olmaya,
saçlarını vaktinde kestirmeye, bir uygar insan için gerekli olan bütün
temizlik usullerine uymaya mecburdur. Her memurun havlusu, traş takımı, üst
baş fırçası, diş fırçası, sabun ve sabunluğu bulunmalıdır.
Madde 57
- Üniformalı polis mensupları ellerinde
tespih, değnek, kamçı, zincir ve benzer şeyler bulundurup oynayamazlar.
Göğüslerinde saat, düdük, kordon, kalem ve benzer şeyler bulunduramazlar.
İyice eskimiş ve kirli kıyafet giyemezler, düşük tavır ve hareket
gösteremezler. Şapkalarını yan giyemezler, saçlarını şapkalarının dışına
çıkaramazlar. Ceplerini hissolunur şekilde dolduramazlar. Palaskalarını kaput
altına bağlayamazlar. Palaskasız, başı açık sokağa çıkamazlar. Elleri cebinde
veya arkada olduğu halde sokakta gezemezler. Kahvelerde, gazinolarda, içkili
ve çalgılı yerlerde oturamazlar.
Madde 58
- Üniformalı amir ve memurlar mendil, bohça,
zembil, torba ve benzer paket yapılmamış her tür sebze, meyve gibi şeyleri
açık olarak ellerinde taşıyamazlar. Paketle getirebilecekleri eşya,
taşınmayacak kadar ağır olamaz. Kucakta çocuk taşıyamazlar. Sokakta ve nakil
taşıtları içerisinde sigara içemez, bir şey yiyemez, sakız çiğneyemez, gazete
ve kitap okuyamazlar.
Madde 59
- Sokakta kolkola girmek, saygısız tavırlar
alarak yüksek sesle konuşmak, şakalaşmak, halkla saygısız şekilde konuşmak,
ciddiyeti bozucu tavır ve hareket takınmak yasaktır. Üniformalı polis
memurları tramvaylarda ve vapurlarda birinci mevkide oturamazlar. İkinci
mevkide, halkın kalabalık olduğu zaman da, oturdukları yerleri terk ederler.
Madde 60
- Memurların yatak kıyafeti pijama ve
terliktir. Hiçbir bahane ile yatakhanede ve karakol içerisinde iç çamaşırları
ile dolaşamazlar ve yatak kıyafeti ile işlemlerin yapıldığı kısımlara
giremezler.
Madde 61
- (1964 değişikliği) Polis amir ve memurları
görev dışındaki zamanlarını evlerinde geçirirler. Ancak, bu zaman içinde her
an göreve çağrılabilecekleri düşüncesiyle, evlerinden ayrıldıkları takdirde
en kısa zamanda görev yerine gidebilmelerini teminen bulundukları yerleri
görev merkezlerine bildirmeye veya evlerine haber bırakmaya mecburdurlar.
Yatacak yeri bulunmayan amir ve memurlar emniyet müdürlüğünce uygun görülecek
merkezlerde yatabilirler.
Madde 62
- Selam ve saygı meslek bağlılığını ve
sevgisini ifade eder.
Madde 63
- Ast, üstten önce selam vaziyeti alır. Aynı
rütbede olan veya birbirinin rütbelerini ayırt edemeyenler diğerini
beklemeden selam vaziyeti alırlar.
Madde 64
- Selam ve saygı; rütbe ve makam farkı olmaksızın
her polis mensubu tarafından bütün bir ciddiyetle ve tam olarak yapılır.
Selam ve saygı; ancak yapılması gereken hal ve yerde ve her durumda ve hatta
gecikmiş olsa bile yerine getirilir. Asla sarfınazar edilemez. Görmemek
mazeret sayılmaz.
Madde 65
- Selam ve saygı hareketlerini usule aykırı
yapmak, saygısızlık göstermek, elleri cepte bulundurmak, selamlarken baş ve
gözle başka tarafa bakmak, selam ve saygı mecburiyetinin bulunduğu hallerde
ihmal etmek saygısızlık sayılır ve sebep olanlar disiplin cezasıyla
cezalandırılır.
Selam ve
saygının yapılış tarzları
Madde 66
- Selamlama el ve başla ya da yalnız başla
olur.
A) El ve başla selamlama: Baş açık değilken,
sağ el boş iken, birlik haricinde bulunurken veya birliğe amirlik ederken
yapılır. Üstü selamlayacak ast, dururken hazırol vaziyeti alarak ve yürürken
uygun adıma geçerek ve sol kolunu sallamayarak başını selamlayacağı kişiye
çevirmekle beraber sağ elini dört parmak bitişik, başparmak ucu işaret
parmağının ikinci boğumu üzerine ve el hafifçe bükük olduğu halde sağ kaşının
hizasında şapka siperliği kenarına gelecek şekilde sertçe kaldırır. Göz
selamlanan kişinin gözüne bakar. Bakış canlı ve tatlı olur. Omuz ve dirsek
doğal bir vaziyette bulunur. El, selamlanacak kişi geçince aynı sertlikte
indirilir.
B) Yalnız başla selamlama: Baş açık iken veya
birlik halinde bulunurken yapılır. Baş açık iken yapılışta baş hafifçe ileri
doğru eğilir. Vücut bükülmez. Baş kapalı olduğu takdirde baş selamlanacak
kişiye çevrilmek ve geçinceye kadar döndürülerek takip edilmek suretiyle
yapılır.
Madde 67
- Saygı vaziyeti; ayaktayken veya otururken
esas duruşa geçmekle, yürürken kollar sallanmadan düzgün bir yürüyüş hali
takınmakla olur.
Selam ve
saygı vaziyetlerinin yapılacağı haller
Madde 68
- Açık yerlerde selam yalnız;
B) Bayrak çekiliş ve indirilişine,
E) Birlik halinde bulunduğu takdirde
selamlanacak kişiye,
F) Karşılaşıldığında üste,
G) Görev devir teslimi sırasında üniformalı
olarak birbirlerine verilir.
1) Marş her yerde, daima durup cephe alarak ve
selam vaziyetinde dinlenir.
2) Birlik olarak veya baş açık bulunduğu
hallerde İstiklal Marşı hazırol vaziyetinde dinlenir.
3) Yabancı devletler milli marşları hakkında
da aynı hüküm geçerlidir.
B) Bayrak
çekiliş ve indirilişinde;
Gemilere, resmi binalara, karakollara bayrak
çekilirken veya indirilirken bunu gören her polis olduğu yerde durarak ve
cephe alarak elle selam verir.
Sancağın geldiği tarafa sert bir dönüş yapılır
ve hazırol vaziyeti alarak elle selamlanır.
Sancağa olduğu gibi selam verilir.
1) Önce dikkat komutu verilerek birlik
yürüyorsa talim yürüyüşüne, duruyorsa hazırol vaziyetine geçilir.
Selamlanacak kişi altı adıma yaklaşınca sağa ya da sola bak komutu verilir.
Birlikçe üste bakılarak başla selam verilir. Kollar sallanmaz.
2) Birlik amiri kılıç çekmişse kılıçla,
kılıçlı değil ya da çekmemiş bulunuyorsa elle selam verilir.
3) Birliğin diğer ast amirleri elle selam
verir.
4) Atlı polis birlikleri atlar yedekte selam
verecek ise atın çenesi altında bulunan sağ elinin tırnakları omuz dikişine
çevrik ve hizasına kaldırılmış bulunduğu halde hazırol vaziyetine gelir ve o
şekilde başla selam verir.
5) Geçit resminde selamın iadesi yalnız kendisine
karşı tören yapılan kişiye aittir. Ancak sancak geçerken geçit mevkiinde
bulunan herkes selamlar.
F) Karşılaşıldığında ast gerektiği şekilde
üstü selamlar. Üst de astın selamını ciddiyetle iade eder.
G) Genellikle görev devir ve teslimlerinde
selam resmi ifa olunur.
Madde 69
- Açık yerlerde; selam verilmeyecek hallerde
üstüne rastlayan her ast oturup durduğuna veya yürüdüğüne göre vaziyeti
almaya mecburdur.
Madde 70
- Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti
almayacak olanlar:
A) Sadece trafiğin temini için nokta halinde
veya gezgin bir vaziyette bulunanlar,
B) Daireleri haricinde bulunan sivil üst ve
astlar, (Bu sınıfa memur olanlar birbirleriyle ve üniformalı amir ve
memurlarla selamlaşamazlar. Kendilerine de, kendileri tarafından da saygı
vaziyeti gösterilmez.) Açık yerlerde görevli büro memurları, teknik memurlar
ve görev harici bir sebeple sivil giyinmiş üniformalı memurlar bu hükmün
dışındadırlar. Bunlardan büro memurları ve teknik memurlar; görev harici
sivil giyinmiş memurlar gibi tanıdıkları amirlerini, şapkalarını tamamen
kaldırmak suretiyle selamlarlar.
C) Korumada, törenlerin düzeninde, toplanmış
ve kalabalık oluşturmuş topluluklarda, takipte, kişilerin sevkinde görev
alanlar, (Bu memurların cepheleri halka veya vazifelerine dönük olacak ve
bütün dikkatleri tehlikenin önlenmesine,
intizamın ihlal edilmemesine, görevin yerine getirilmesine yönelik olacaktır.)
D) Cenaze merasiminde bulunanlar,
E) Selam vermeyecek ve saygı vaziyeti
göstermeyecek derecede hasta olanlar veya güçsüz düşenler,
F) Bir komuta altında toplu bir vaziyette
bulunup istirahat halinde olanlar, (Yalnız birliğin amiri gelen üst’ü
selamlar. Üst, istirahat edenlerden herhangi birine bir şeyler sorarsa o
personel ayağa kalkarak üst’ü selamlar ve cevap verir.)
Madde 71
- Kapalı yerlerde;
A) Ast duruyorken veya oturuyorken, üst
geçiyorsa ayakta olduğu takdirde doğrudan doğruya, oturduğu takdirde de hızla
ayağa kalkılarak hazırol vaziyeti alınır.
B) Ast veya üstten her biri aynı ya da başka
yönlere gidiyorlarsa baş eğmek sureti ile selamlaşılır.
C) Ceketsiz veya soyunmuş ve buna benzer
durumlarda üst gelir veya geçerse giyinmek veya noksanlarını tamamlamakla
vakit geçirilmeyerek hemen ayağa kalkılır ve o halle iyi bir hazırol vaziyeti
alınarak üst, başla selamlanır.
D) Dinlenme salonlarında kısa aralarla birçok
kereler karşılaşıldığında yalnız bir kere selamlaşılır. Sonraki
karşılaşmalarda astlar saygılı bir vaziyet takınmaya özen gösterirler.
E) Konferans salonu, kütüphane, dershane,
yemekhane gibi yerlere baş açık girilir. Karşılık beklenmeksizin topluluk
başla selamlanır. Dışarıya çıkılırken de aynı şekilde hareket edilir. Şapka
dışarıda bırakılmadan girilecek olursa sol elde, içi vücuda dönük ve siperi
aşağıya gelmek ve siperden tutulmak sureti ile bulundurulur. Ve selam bu
vaziyette verilir.
F) Tören elbisesi ile katılacak kutlama ve
resmi kabullerde komiserlerle emniyet amirleri ve emniyet müdürleri tören
yerine şapka, kılıç ve sağ eldiven, eldivenli bulunan sol ellerinde
bulundurulmak ve şapka E fıkrasındaki tarife uygun tutulmak suretiyle
girerler. Tören elbisesi giyinmeyi gerektiren ziyafet ve resmi balolarda bu
memurlar şapka ve kılıçlarını ilgili yerlerine bırakırlar. Bu takdirde
kılıcın sırmalı kolları da kemerden çıkarılarak kılıçla bırakılır.
G) Üst huzuruna giren her ast yaklaşık üç adım
mesafede düzgün bir duruş yaparak hazırol vaziyeti aldıktan sonra başını
hafifçe ileri doğru eğmek suretiyle üstünü selamlar. Vücudunu eğmez. Şapka
ile girildiğinde şapka E fıkrasındaki açıklamaya göre tutulur.
H) Üst huzurunda bir emir veya talimat alan
ast derhal hazırol vaziyetine gelir. Baş ve vücut olarak sonuna kadar bu
vaziyeti sürdürür.
I) Üst huzuruna muşamba veya lastik eldivenle
ve acele haller dışında paltoyla girilmez. Bir evrak verilecek olursa sağ
elle takdim olunur. Huzurda etrafı inceleme ve gözetlemeden kaçınılarak daima
üst’ün emirleri beklenir.
J) Ast üstüne her yerde, yol ve genel nakil
vasıtaları içinde yer vermeye ve kolaylık göstermeye çalışır. Bunun için
mümkün oldukça yer ve yolun uygun kısmı üste terkedilmelidir.
Madde 72
- Askeri ve mülki makamlara giren memur,
makam sahiplerine üstlerine yaptığı gibi selam verir.
Madde 73
- Her polis mensubu kendilerine müracaat
edenleri saygıyla karşılayarak selamlarına karşılık verirler.
Madde 74
- Selam ve saygı görevleri:
A) Polisin selam ve saygı için törene
katılımı içişleri bakanının veya mahallin en büyük mülkiye memurunun özel
emriyle olur. Bu emirde törene katılacakların veya güvenliği ve intizamı
temin için görevlendirileceklerin tören elbiseli mi, görev elbiseli mi
olacağı da belirtilir.
B) Güneş battıktan sonra, aksine emir
olmadıkça birlik olarak tören yapılmaz.
C) Karşılama, uğurlama, anma, açılış, geçit
gibi törenlere katılacakların sayısı bir amir ile 14 memurdan aşağı olamaz.
D) Resmi kabullerden başka hallerde selam ve
saygı için tek başına polis memuru görevlendirilemez.
E) Gerek törene katılsın ve gerek
güvenlik ve düzenin sağlanmasında görevli bulunsun ve ister tören ve ister
görev üniformalı olsun sevk edilecek kuvvetin miğferli olarak görev yapmaları
gerekir.
F) Miğfer yalnız törende ve toplantıda
görev alanlar tarafından giyilir. Bunlar dışında kalan ve şapkalı olarak
görülmesi gereken diğer polisiye işlerde kasketli olarak görev yapılır.
G) Birlik halinde polisin törende yeri
asker ve jandarmadan sonra ve diğer kurumlardan öndedir. Bu kuvvetlerin
bulunmadığı halde ise geçit veya selam resminin başındadır.
H) Törene yaya olarak katılım esastır.
Ancak atlı, motorlu, topçu gibi diğer araçlı askeri sınıfların da katılacağı
törene, varsa polisin atlı veya motorlu ya da her iki sınıfları katılabilir.
I) Selam ve saygı için ayrılmış olan
polis birliği; İstiklal Marşı, sancak ve selamlanacak kişiden başka kimseye
selam veremez. Selamın birlikçe verilmesi selam bölümündeki esaslara göre
yapılır.
J) Polis memurlarının ve rütbelilerinin
cenazelerine kadronun izin verdiği oranda amir ve memur ayrılır.
K) Kadroları tören birliği çıkarmaya
uygun bulunan yerlerde bu miktar bir manga olarak düzenlenir.
L) Polis rütbelilerinin ölüm törenlerine,
o anda görevli olmasalar bile aynı rütbede bulunanların katılımı zorunludur.
M) Görevi uğrunda can veren polis
mensuplarının cenaze törenleri daha yüksek derece ve özel bir surette mahalli
en büyük mülkiye memurunun emri doğrultusunda düzenlenir. Varsa törene atlı polisler de katılır. Ordu
ve jandarma kuvvetleriyle bandonun ve diğer özel güvenlik kuruluşlarının
katılımları sağlanmalı, tabut bayrakla örtülmelidir.
N) Polis aileleri ile emekli polis
mensuplarının cenazelerinde de polis kuvveti bulundurulabilir.
O) Cenaze alayına gönderilen polis
birliği cenazenin bulunduğu bina civarında tören başlar başlamaz yerini
alarak yürüyüşe devam edebilecek şekilde sıralanmalıdır.
Ö) Mezarlık uzak olan yerlerde cenaze
alayı uygun bir yere kadar sıralanır ve orada törene son verilir. Mezarlıkta
bir kısım kuvvet bulundurularak son saygı resmi yapılır.
P) Tabut binadan dışarı çıkarılırken
törene tayin olunan amir, birliğe hazırol vaziyeti aldırmak suretiyle son
saygı geçişini yapar. Cenazenin mezara indirilmesinde aynı vaziyeti aldırmak
suretiyle son saygı töreni yapılır.
R) Herhangi bir cenazeye rastlayan polis
mensupları durarak ve cephe alarak saygı gösterisinde bulunurlar.
Madde 75
- Güvenlik ve intizam görevleri:
A) Resmi tören ve alaylarla toplantılarda
düzenin ve güvenliğin sağlanması polisin en nazik görevlerini oluşturur ve bu
vaziyetler planlı çalışmayı gerektirir. Karışıklığa yer vermeyecek, trafiği
bozmayacak, halkın rahatça toplanış, seyrediş ve dağılışlarını sağlayacak,
insan, araç kazalarına balkon, tribün, parmaklık, ağaç, duvar, direk ve
benzeri şeylerin göçüp yıkılmasına veya harap olmasına meydan bırakmayacak,
devlet büyüklerinin korunmalarını, kişi, mal ve mesken güvenliğini, tören
veya topluluk dolayısıyla boşalacak yerlerin korunmasını sağlayacak ve yasak
toplantıları önleyecek ve her şeye rağmen vuku bulanları toplantı ve gösteri
yürüyüşü kanunları doğrultusunda dağıtacak bütün tedbirleri almak ve
uygulamak,
B) Üniformalı ve sivil bütün polisin
çalışmasını, özel güvenliğin ve ordu ve jandarma kuvvetlerinin, itfaiye,
sıhhi imdat ekiplerinin yardımlarını gerektirecek çok yönlü ve geniş bir konu
teşkil eden bu tedbirlerin aldırılıp uygulanabilmesi sınırlı bir sahada lokal
bir halde olsa bile mahallin en büyük mülkiye memurunun bilgisi ve kontrolü
ve emniyet müdürünün veya amirinin idaresi ve sorumluluğu altında cereyan
etmesini sağlamak,
C) Törenin yapılacağı veya gösterinin cereyan
edeceği yerlerin daha önceden krokilerini hazırlamak, tören veya gösterinin
ne şekilde, nerelerde, kimler tarafından yapılacağını programlarla tespit
etmek, seyirci halkın duracağı, geçeceği, dağılacağı yerleri belirlemek, ani
üşüşmelerin, sebepli sebepsiz paniklerin doğuracağı önemli olasılıkları göz
önünde tutmak ve önceden alınması gereken tedbirlerin aldırılmasını sağlamak,
Ç) Karışıklığa yol açan nedenlerden hemen en
önemlileri, halkın gösteri ve törende nelerin, nerede, ne biçimde, ne zaman
yapılacağı hakkında daha önceden aydınlatılmamış ve daima daha yakından, daha
iyi görmek ve anlamak merakı ile düzeni bozan üşüşmelerde bulunmasından ve
özellikle topluluk psikolojisinin etkisi altında bocalayıp kalmasından ve bu
ruhsal durumun telkin ve kışkırtmalara olan özel becerisinden, kötü amaçlara
göre yararlanmak isteyenlerin varlığından ileri geldiğini daima göz önünde
bulundurmak,
D) Törenlerin veya gösterilerin
yapılmasından önce radyolar, gazeteler gibi bütün yayın araçlarıyla ilanlar
yaptırmak, ayrıntılı programlar basmak ve hemen her ev ve kuruma dağıtılmak,
öğrenciler ve toplu işyerlerinde bulunanlar aracılığıyla ailelerine halkın
geleceği, duracağı, döneceği yerler hakkında ayrıntılı açıklamada bulunmak,
E) Tören ve topluluklarda polise düşen
görevlerin neler olduğu ve ne şekilde yapılması gerektiği hakkında memurlara
her fırsatta bilgi vererek yeteneklerini artırmak,
F) Düzen ve emniyet teminine, gerekirse
dağıtmaya ayrılan polis kuvvetlerinin amirleriyle tören veya topluluğun
cereyan edeceği yerlerde özel olarak da inceleme ve gerekiyorsa bu
kuvvetlerle uygulama yaparak memurları göreve alıştırmak,
G) Memurların görevlerine bağlanmalarını
ve görevlerini en iyi biçimde yerine getirmelerini sağlamak için kendilerine
sorumluluk alanları ayırarak düzeninden ve korunmasından sorumlu tutmak,
H) Memurları halka karşı çok ciddi ve
nazik ve aynı zamanda etkili davranmaları, halkı rencide edecek veya
özellikle kışkırtarak bireysel veya toplu başkaldırıya yöneltecek
hareketlerden sakınmaları bakımından aydınlatmak,
I) Toplantı yerine mevcut ise hoparlörler
koydurarak tören veya toplulukta cereyan eden hususlar ve özellikle halkın
telaş ve heyecanına neden olacak herhangi bir olay hakkında kendilerini
uyararak yatıştırmak ve gerekiyorsa hareket tarzlarını tayin edecek açıklama
ve gayrette bulunmak,
J) Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun
18’inci maddesi hükmü göz önünde tutularak topluluğu yasa dışı hareketlere
sevk edeceklerinden veya topluluğun arzeylediği özel durumdan yararlanarak
suç işlemeye kalkışacaklarından ciddi şüphe ve endişe edilen kimseleri
topluluğun devamı müddetince kontrol altında bulundurmak,
K) Nezaret altına alınmayı gerektirmeyen
hallerde suç işleyeceklerinden zan ve şüphe edilenlerle nezaret altına
alınmaları gerekirken elde edilemeyenlerden topluluğa sokularak veya
toplantının yapılmasından yararlanarak zarar vermesini engelleyici önlemler
almak,
L) Varsa atlı ve motorlu kuvvetleri
oynayacağı role göre görevlendirmek,
M) Herhalde yedekte bir kısım kuvvet
bulundurmaya çalışarak gerektiğinde bunlarla görevlilerin değiştirilmesini,
takviye edilmesini veya yeni olayların önlenmesini sağlamak,
N) Toplanma mahallinde halkı
olabildiğince yaygın bir halde bulundurmak, kalabalığın baskısı artan
yerlerden bölünecek kısımlarını baskının daha az olduğu yerlere geçirmek,
O) Kalabalık fazlalaşarak düzenin
bozulacağı umulan veya başka amaçlarla tahsis edilen yerleri önceden tel
örgülerle örtmek,
P) Eğer topluluk izin verilmemiş veya
yasaklanmış ise bunu yapılmadan önlemek için istihbarata, takibe önem vermek;
gerekiyorsa böyle bir gösterinin arzu edilmediğine ve yapıldığı takdirde
sonucuna katlanacakların dikkatini çekmek, topluluğun hedefine göre korunması
gereken kurumların veya kişilerin güvenliğini sağlayacak önlemler almak,
R) Kalabalığı darlaştıran seyyar
satıcıların ve daima tehlikeyle karşı karşıya gelebilecekleri akla gelen
küçüklerin topluluğun bulunduğu veya geçeceği yerlere sokulmalarını
yasaklayıcı önlemler almak,
S) Topluluk gezgin bir halde olacak ise veya
ayrı ayrı yerlerde ziyaret ya da gösterilerde bulunacaksa bu yerlerle
istikametlerini de geçide hazır bulundurmak,
Ş) Topluluğun gözetlenmesi ve kontrolü
bakımından da geçerli tedbirler almak,
T) Dağılma sırasında dağılma
istikametlerini serbest bulundurmak, dağılacak halk kitlelerinin dağıldıkları
yönlerde veya karşı taraftan gelecek halk veya nakil vasıtalarıyla
karşılaşmamalarına, görevli memurların sonuna kadar yerlerinde kalarak halkın
birdenbire çözülüp bir karışıklığa meydan bırakılmamasına ve tören veya
topluluğu, hangi sıra ile girilmişse, boşaltmanın da o şekilde yapılmasına
önem vermek,
U) Görevli memurların cephelerini
görevlerine dönmüş olarak bulundurmak,
V) Bir topluluğa başlanmış ise henüz tek
tek kümeler halinde iken dağıtmak, biliniyorsa vuku bulacağı sahayı kapatmak,
bütün bunlara rağmen topluluk yapılmış bulunuyorsa ilgili kanununa göre
hareket etmek,
Y) Dağıtılmanın söz konusu olduğu durumlarda
kalabalığı olabildiğince ayrı ayrı kısımlara ayırmak, ayrı ayrı yollardan
tekrar edilmeyecek bir surette alandan uzaklaştırmak, eğer büyük bir topluluk
oluşmuşsa bunları yanlarından parçalara ayırmak ve her parça arasında
aralıklar oluşturarak ayrı yönlere sürmek suretiyle yerine getirmek; yakalama
gerekiyorsa, bunu olabildiğince dikkati çekmeyecek şekilde yapmak,
Z) Kısacası durum, yer, işin niteliğiyle
özelliği daha ne gibi önlemleri gerektiriyorsa onları da alıp uygulamak,
POLİS KARAKOLLARI TEŞKİLATI
Madde 76
- Polisin güvenliği sağlamaya görevli olduğu
yerde; bölgenin büyüklüğüne, idari, ekonomik, sosyal durumuna, nüfusunun az
veya çokluğuna, halkının ruhsal durumlarına ve eğilimlerine göre bir veya
birden çok karakol bulunur. Karakolların birden çok olduğu yerlerde polis
merkezleri kurulur ve bu karakollar merkezlere bağlanır.
Madde 77
- Karakollar ve merkezler, bulunduğu mahallin
kadrolarına göre emniyet müdürlüklerine ve amirliklerine ya da
komiserliklerine bağlıdırlar.
Madde 78
- Polisin hizmet bölgesi il veya ilçenin iş
sahaları yani insanların yaşadıkları kısımlarıdır. İl veya ilçenin doğrudan
doğruya ve devamlı şekilde insanların oturmadığı ve meşgul bulunmadığı
yerler, belediye sınırları içinde olsalar bile bu sınırın dışında sayılırlar.
Madde 79
- Karakolların birden çok olduğu yerlerde
karakol mıntıkaları bu genel sınır içinde olmak üzere kadrosuna, nakil
vasıtalarının ve yollarının azlığına ve çokluğuna ve bunların faaliyet
tarzlarına ve mıntıkanın kuruluş durumuna göre tayin ve tespit olunur.
Karakol sınırlarının belirlenmesinde bucak ve
mahalle esası da göz önünde tutulmakla beraber her durumda cadde, sokak,
meydan, park, bahçe çıkmazı gibi geçilecek ve gezilecek yerlerin tamamı bir
karakol mıntıkasına bırakılır. Sokak, cadde uzunlukları, meydan, park, bahçe
genişlikleri bölünebilir.
Ancak bölünen yerler açıkça ve kolayca belli olacak
şekilde ayrılmalıdır.
Madde 80
- İl ve ilçelerin karakol mıntıkalarına
bölünmesi dolayısıyla mahallelerin birkaç karakol arasında taksim edilmesi
durumu; mahalle teşkilatıyla, ilgili vergi, tapu, askerlik gibi makamlara
bildirilmelidir.
Madde 81
- Karakolları ve merkezleri, bölgelerinin
önemine göre komiser sınıfından bir amir idare eder. Ancak önemi ne olursa
olsun üst rütbede bir amirin idaresindeki karakol, daha alt rütbeli komiserin
merkezine bağlanamaz.
Madde 82
- Bir karakol mevcudu günlük hesabıyla ikisi
dönüşümlü olarak nöbette, dördü devriyede, biri izinli olmak üzere yedi
memurla bir komiserden ibarettir. Bu miktar bölgenin önemine ve kadronun
müsaadesine ve mıntıkasında mevcut nokta ve devriye sayısına göre azaltılıp
çoğaltılabilir. Bu durumda her altı memura bir izinli memur ilavesi gerekir.
Madde 83
- Polise verilmiş iş ve hizmetlerin bütününü
görmekle görevli bir karakol mevcudu beşten aşağı olamaz. Ancak hava,
demiryolu istasyonları, deniz, göl ve nehir iskeleleri gibi belirli yerlerde
veya polise ait görevlerden yalnız bir kısmını görmeye mahsus hallerde
kurulan karakollar bu sınırlamanın dışındadır. Bu durumda bile bir karakol
kadrosu üç memur ve bir amirden aşağı olamaz.
Madde 84
- Karakol kadrolarında hastalık, izin veya
diğer sebeplerle meydana gelecek boşlukların doldurulması ya da verilecek
yeni görevlerin görülmesi için karakol ve merkez mevcutları emniyet
müdürlüklerince veya amirliklerince takviye edilir.
Madde 85
- Karakol binaları ve yerleri:
Mıntıkasına hâkim olacaktır Görecek ve
görünecek bir yerde tercihen en işlek bölgede taş ya da tuğladan inşa
edilmesi esastır.
Karakollar diğer binalara ve tesislere bitişik
olmamalı, olabildiğince ayrı bir yerde bulunmalı ve sağlığı koruyucu bir
şekilde yapılmalıdır.
C) Personelin tamamının yatmalarına uygun
yatakhane,
F) Yemek, mütalaa, dinlenme salonları,
(ayrı ayrı yapımları mümkün olmazsa salon bu amaçlara göre kullanılmalıdır.)
H) Helâ, musluk, banyo düzenine sahip
tuvalet mahalli,
Madde 87
- Merkez binaları bu esaslara paralel ve
hatta daha geniş teşkilatı içinde bulundurur ve bu binalara bir merkez
amirliği, iş ve yatak odası ilave olunur.
Madde 88
- Telefon santralı bulunacak karakol veya
merkez binalarında bir santral odası bulundurulacaktır.
Madde 89
- Karakol atlı veya motorlu bir sınıfa ait
ise at veya motorların muhafazasına has teşkilatı da içinde bulunduracaktır.
Madde 90
- Nokta kulübeleri çevreye hâkim yerlere
konulur. Ve içinden her tarafı görebilecek şekilde etrafına pencereler
açtırılır.
Madde 91
- 28/06/1939 günlü ve 33409 sayılı
bildirimdeki tiplere göre yapımı mümkün olmadığı takdirde karakol ve merkez
binaları olabildiğince tek tipte, bir katlı ve çok kullanışlı olmalıdır.
İklim gereği, asayiş durumu gibi düşünce ve sebeplerden başka hususlarda
karakollar daima bu esaslara göre inşa edilmeli, kira ile tutulanları da bu
tarife uydurulmalı ya da böyleleriyle değiştirilmelidir.
Madde 92
- Polis karakollarında;
A) 1- Gelen giden evrakın kaydına ait Varide
Sadire Defteri,
2- Evrakın teslim edildiğini belgeleyen Zimmet
Defteri,
3- Meydana gelen suçların kaydına ait Ceraim
Defteri,
4- Amir ve memurların günlük görevlerine ait
Görev Defteri,
5- Teftiş ve kontrol etmekle görevli olanların
gözlemlerine ait Teftiş Defteri,
6- Demirbaş eşyanın kaydına, görevi bırakandan
görevi alana devrine ve eşya kontrollerinin teminine ait Demirbaş Eşya
Defteri,
7- Sözlü alınan emir ve yapılan müracaat ve
şikâyetlerin neden ibaret bulunduğu ile kimlerin emir veya müracaatları
olduğunu ve bu emir veya müracaat üzerine neler yapıldığını gösteren Hizmet
Defteri,
8- Devriye, nokta, nöbet gibi görevlerle
görevlendirilmiş memurların görevlerinin devamı müddetince gördükleri işleri,
karşılaştıkları durumları imzaları altında yazdıkları Rapor Defteri,
B) 1- Çarşı ve mahalle bekçilerine,
2- Emniyet nezareti altında bulunanlara,
3- İkamete memur olanlara,
6- Şüpheli ve sabıkalılara,
7- Kumar, içki ve uyuşturucu maddelere alışmış
olanlara veya bu maddeleri imal edenlere, elde edenlere ve yer verenlere,
8- Han, otel, bekâr odası, hamam, plaj, bar,
meyhane, gazino gibi özel izinle açılması şart koşulan yerlerle sahip veya
işleticilerine,
9- Motorlu motorsuz kara, deniz, hava yolcu
nakil vasıtaları sahip ve sürücülerine,
10- Kaçakçılık şüphelilerine,
11- Herhangi bir suçla sanık ya da hükümlü
olup da zamanaşımı süresine kadar takipleri gerekenlere,
12- Sorumluluk alanında meydana gelen faili
meçhul kalmış suçlara,
ait kimlik ve adres bilgileri ile suçların
türü, niteliği ve haklarında kollukça mevcut bilgi ve uygulanan işlemleri
gösterir fişler,
C) 1- Hizmet gördükleri il veya ilçenin
semtlerini, mahallelerini, sokaklarını, meydan, park, bahçe, mesire
yerlerini,
2- Hava taarruzlarından korunma sığınaklarını
ve teşkilat ve tedavi merkezlerini,
3- Su yollarını, çeşmelerini, depolarını,
yangın musluklarını,
4- Han, otel, pansiyon, bekâr odası, hamam,
plaj, bar, gazino, meyhane, kahvehane, pastane, tatlıcı dükkânları ile
genelev, birleşme ve tek başına fuhuş evleri ve açılması özel izine bağlı diğer
içkili eğlence ve istirahat yerlerini,
5- Gizli kumar ve fuhuş yerlerini,
6- Hükümlülerin toplanma, sığınma veya suç ile
elde edilen eşyanın saklanma yerlerini,
7- Çilingir, lekeci, demirci, çamaşırcı,
bohçacı, kuyumcu gibi suç delillerinin yok edilmesine, suçtan elde edilen
eşyanın değiştirilmesine veya diğer bir şekle konmasına yarayan sanat ve
meslek yerlerini,
8- Kaçak eşyanın imal, kullanma, saklanma ve
sürülmesine ait yerlerini,
9- Asker kaçaklarının toplanma ve sığınma
yerlerini,
10- Mıntıkanın kuruluşuna, halkın ruhsal ve sosyal
durumuna ve trafik araçlarının faaliyet derecelerine göre suç veya kazaların
ardı arası kesilmeden tekrarlandığı yerleri,
11- Sorumluluk alanında oturan veya çalışan
yabancıları,
12- Devlet büyüklerinin, mülki, askeri yönetici
ve başkanları gibi tanınmış kişilerin oturdukları, çalıştıkları veya
toplandıkları yerleri,
13- Doktorlar, ebeler, eczacılar,
hastabakıcılar, veterinerler, yapı, yol, elektrik, havagazı, su mühendisleri
ve mimarları ile bu kişilerin kimliklerini, işlerini ve ev adreslerini,
14- İnsan, hayvan sağlık ve esenliğine yarayan
ya da insanlar ve hayvanlar için tehlikeye neden olması ihtimali bulunan
hastane ve hayvan bakım yuvaları ile elektrik, havagazı, haberleşme ve diğer
aydınlatma, ısıtma ve yangın söndürme araçlarının fabrika, santral gibi
teşkilat ve donanımının bulundukları yerleri,
15- Mezarlıkları, ölü yıkayıcıları veya
gömücüleri,
16- 13’üncü fıkrada sözü edilen sanatları
sahte olarak kullanan veya gizli olarak yapan kişilerle bu kişilere ait
yerleri,
17- Bütün kültür müesseselerini, ibadet
yerlerini, dinsel tören yapılması belirlenmiş yerlerle dernek, kulüp gibi
toplantı yerlerini,
18- 17’nci fıkrada sözü edilen hallerin gizli
olarak yapıldığından şüphe edilen yerleri, bunları yaptıkları sanılan kişileri,
19- Bütün devlet kurumlarını, mali, iktisadi,
sınai, zirai kuruluşları,
20- İlin veya mıntıkanın nüfusunu ve miktarını
ve bunların semt ve mahallelere dağılış tarzlarını, mizaç ve karakterlerini,
toplanma, toplu bulunma ve dağılma zamanlarını ve yerlerini,
21- Hava, kara, deniz nakil araçlarının çıkış,
giriş zamanları ile istikamet ve ücret tarifelerini,
22- Bir şehir telefon rehberini,
içine almış grafikli krokili polis albümü,
D) 1- Muntazam ve dayanıklı bir amir masası,
2- Kalem odası için birkaç kişinin aynı
zamanda çalışabilmesine elverişli masa,
3- Yazı takımı ve gereçleri,
4- Günlük iş takip çizelgesi,
5- Kanunlar ve her tür yayın,
6- Karakol kadrosunun fotoğraflı albümü,
7- Cumhurbaşkanının fotoğrafı,
9- İlgisine göre düzenlenmiş dosya dolapları,
10- Camlı yangın ihbar levhası,
13- Yeterli sayıda kelepçe,
16- Sigara için kum veya su kutuları,
17- Işığın dışarı çıkmasına engel olacak
şekilde stor perde,
20- Gaz maskeleri ve muhafazalarına ait dolap,
21- Yangın söndürme araç ve gereçleri ile acil
yardım dolap ve gereçleri,
25- İl ve ilçede bulunduğu surette elektrik ve
su tesisatı,
26- Yeterli sayıda sandalye ve sıraları,
27- Her oda ve salonda oraya konulmuş olan
demirbaş eşyayı gösterir listeler,
28- Her odanın kapısına amirlik, kalem,
istirahat, mütalaa, tuvalet gibi kullanıldığı makamları gösteren kısa cümleli
levhalar,
29- Memurların karyolalarında ve diğer kişisel
eşyalarının muhafazalarına ait yerlerde isimlerini gösterir etiketler,
Madde 93
- 92’nci maddenin (B) ve (C) bentlerindeki
bilgiler emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince ilgili şube veya
kısımların dosyalarından alınarak veya doğrudan doğruya tespit edilmek
suretiyle illerde matbaada basılarak, ilçelerde de çoğaltılarak karakollara
verilir.
Madde 94
- 92’nci maddenin (A) bendinde sayılan
defterler matbaada basılmış ve her sayfası numaralı ve mühürlü, sonları tasdikli
olarak bağlı bulundukları emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince örnek
olarak ve usulüne göre hazırlanır ve karakollara verilir.
Madde 95
-
92’nci maddenin (D) fıkrasının 9’uncu bendinde yazılı dosya şeması; idari,
adli ve siyasi kısımlara ve her kısmın uğraştığı işle ilgili bölümlere ve
maddelere ayrılmak suretiyle düzenlenerek karakollara verilir.
Madde 96
-
92’nci maddenin (D) bendinde sayılan eşyalar dayanıklı malzemeden yapılmış
olmalıdır. Suçluların ve akıl hastalarının girebilecekleri veya
bulundurulacakları yerlerde olası bir saldırıda kullanacakları şekilde
sürahi, bardak, yazı takımı gibi yaralayıcı maddeler ve kolaylıkla kırılan
şeyler bırakılmamalıdır. Nezarethaneler; dışarıdan gözle irtibatı olmayacak
ve içeriden nezaret altında bulunanlar hakkında yapılan soruşturma
aşamalarını takip ve bunu oyalamaya ve bozmaya yönelik tedbir alamayacak bir
yerde tesis olunmalıdır. Suçlunun kaçmasına, kendisine veya başkasına veya
başkalarının kendisine tehlike oluşturabilmesine ve karakolun huzurunu
bozmasına engel olacak ve aynı zamanda bu sınırlar içinde dinlenmelerini de
sağlayacak bir şekilde yapılmış bulunmalıdır. Nezarethaneye konacak eşyalar
sabit olmalı, elektrik hattı gizlenmiş, lambası da sağlam bir muhafaza içinde
olmalıdır.
Madde 97
- 92’nci
maddenin (B) ve (C) bentleri gereğince karakollara verilecek fiş ve
albümlerde, mevcut bilgilerin dışarıda görev yapacaklar tarafından bilinmesi
gerekenler, bir rehber halinde basılmak suretiyle bütün kadro memurlarına
dağıtılmalıdır.
Madde 98
- Fişe
kayıtlı kişilerin, fişlerinin sadece mıntıkası karakoluna verilmesi
yeterlidir. Ancak yer değiştirme ya da fişin iptali söz konusuysa karakollar
fişlerine gereken açıklayıcı bilgiyi vererek bu fişleri ilgili kısımlara geri
verirler.
Madde 99
-
Gerek albümlerde ve gerek polise dağıtılacak rehberlerde meydana gelecek
değişiklikler ve ilaveler derhal karşılarına işaret edilmeli ya da sonlarında
ayrılan boş kısma kaydedilmeli ve devamlı bir duyarlığın sağlanması için
sürekli kontrol edilmelidir.
Madde
100 -
Memurların 97’nci maddede sözü edilen rehberlerden başka yanlarında birer not
defteri bulunacaktır. Bu defterlere aldıkları emirlerle aramaya memur
oldukları kişileri veya şeyleri kaydedeceklerdir.
Madde
101 -
Bu bölümle gözetilen amacın; güvenliğin sağlanmasına ve korunmasına yardım
edecek veya tehlikeye düşürecek kişiler ve şeyler hakkında polisin esaslı ve
ayrıntılı bilgiye sahip olmasını temine ve alacağı tedbirlerle göstereceği
faaliyette bu bilgilerden yararlanmasına yönelik bulunduğuna göre her zorluğa
rağmen ve en kısa bir zamanda bu hususların uygulanması ve sağlanması
esastır.
Madde
102 -
Karakollar gayet temiz bir halde bulundurulmalıdır. Her sabah muntazam
süpürülmeli, tozları alınmalı, ihtiyaç görüldükçe su ile yıkanmalı, camları
silinmeli, örümcekleri alınmalı, ciddiyeti bozan resim ve benzeri süsleme
araçları ile süslenmesinden sakınmalıdır.
Madde
103 -
Karakol içinde kokusu etrafa dağılacak şekilde yemek ve
çalışma odalarında soba ve mangal üzerinde çay, kahve pişirmek, çamaşır
yıkamak veya yıkanmış çamaşırları öteye beriye asmak sakıncalıdır.
Madde
104 -
Tuvalet mahalli gayet temiz tutulmalı, koku yapmaması için gerekli tedbirler
alınmalıdır.
Madde
105 -
Yatakhanelerin düzenli bir görünüm almasına özen gösterilmelidir. Yatak,
yorgan, battaniye, yastık gibi yatılacak eşyanın bir cinsten ve renkten
olması temin edilmediği hallerde yastıkla yorganlar beyaz çarşaf ve kılıfla
örtülmelidir.
ATLI POLİS KARAKOLLARI VE HİZMETLERİ
Madde
106 -
Atlı polis karakolları diğer karakollar gibi sağlık şartlarına sahip olmakla
beraber tavlalar da bugünkü gereksinimlere uygun yapılmalıdır.
A) Hayvan mevcuduna göre çabuk ve toplu
çıkışları temin edecek birçok kapı,
B) Yerden iki metre yüksekliğinde açılır
kapanır yan pencereler,
C) Toz veya kokuyu gidermek için duvar ve
tavanlarda pencereler,
D) Yemlik ve taban kısımlarının
temizlenmesi ve hayvanların yıkanması ve sulanması için musluk ve hortum
cihazları,
E) Kullanılacak ilaçlara ait bir dolap,
Madde
108 -
Eyerler numara tahtında ve sorumlu memurların kontrolü altında
bulundurulmalıdır.
Madde
109 -
Hayvanların altlarına konulan otlar daima temiz bulundurulmalıdır.
Madde
110 -
Ara bölümler beton değilse, konacak direkler gerektiğinde kolaylıkla
çıkarılacak durumda olmalıdır.
Madde
111-
Tavlaların ortası dört hayvanın yan yana geçebilmesine uygun genişlikte
olmalı ve her atın baş tarafında tırnak numarasını gösterir levha
bulundurulmalı ve tımar takımlarına da tırnak numaraları yazılarak o atın
demirbaşı yapılmalı ve o takımla diğer hayvanın tımarına meydan vermemelidir.
Madde
112- Hayvanlara
güçten düşmemeleri için, binilmediği zamanda jimnastik yaptırmalıdır.
Madde
113- Tavlalar
yatakhanelere en az elli metre uzaklıkta ve fakat sokağa çıkmaksızın
gidebilecek bir yerde olmalıdır.
Madde
114- Tavlada
demirbaş mevcut demirbaş eşyanın ve hayvanlara verilen yemlerin cins ve
miktarları ile mevsime göre yem ve tımar ve su içme saatlerini ve hayvan
mevcudunu gösterir levhalar asılmalı ve bu levhalarda hasta olan ve tedavide
bulunan hayvanlarla göreve gönderilen ve tavlada kalanların miktarları ile
tırnak numarası yazılmalıdır.
Madde
115-
Hayvanların tırnak numaraları ve mayaları özellikle yaz günleri tırnak yağı
ile her hafta yağlanmalı, yele ve kuyrukları sabunla yıkanmalıdır.
Madde
116-
Hayvanlar her hafta ve gerektiğinde derhal veterinere muayene ettirilmeli ve
muayene sonuçları ilgili deftere geçirilmelidir.
Madde
117-
Her atlı polis karakolunda eşkâl, nallama ve muayene defterleri
bulundurulmalıdır.
Madde
118-
Karakol amirinin izni olmadıkça hiç kimse tavlaya giremez.
Madde
119- Nokta ve devriye çıkacak atlılar atlarıyla
ve tam görev kıyafetleriyle belirlenen zamandan on dakika önce tavla önünde
bir sıralı saf halinde toplanmış olacaklardır. Kışın veya yağışlı mevsimlerde
tavla içinde de toplanılabilir.
Madde
120-
Karakol nöbetçisi tarafından görevlilerin hazır bulundukları karakol amirine
bildirilecek ve memurların kılık ve kıyafetleriyle atların durum ve teçhizatı
amir tarafından incelendikten sonra göreve çıkacaklardır.
Madde
121-
Devriyenin amiri rütbeli değilse kıdemli memurdur. Sağda bulunur ve atlar
üzengi kayışları yan yana gelmek suretiyle ve atın kendi halinde yürümesiyle
görevlerini yaparlar. Kesin zorunluluk olmadıkça süratli ya da dörtnal
yürüyüş yapmak veya hayvanları yedekte çekmek suretiyle görev yapmak
yasaktır.
Madde
122- Devriye
çıkacak atların boyları ve renkleri birbirinin aynı olmasına dikkat
olunmalıdır.
Madde
123- Görevden
dönüşlerde atlar ve özellikle ayakları muayene edilerek dinlenmeye
bırakıldıktan sonra görevliler hizmet sürelerindeki faaliyetlerini rapor
defterine kaydederek istirahate çekileceklerdir.
Madde
124- Atlı
olarak nokta yerine geçen nokta memurları, görevlerini at üzerinde yaparlar
ve kılıç çekmezler.
Madde
125-
Atlı devriyeler bir suça rastladıkları takdirde devriye amiri derhal inerek
atını arkadaşına vermeli ve olaya el koymalıdır. Gerekiyorsa en yakın
telefonla olayın meydana geldiği mıntıkanın karakol amirine haber vermelidir.
Telefonla haber ulaştırmanın mümkün olmadığı hallerde devriye amiri atını
alarak olay yerinde kalmalı ve arkadaşını en kısa yoldan ve en seri şekilde
karakola göndermelidir. Suçluların karakola sevkleri gerekiyorsa getirip
teslim etmeli ve sonra görevlerine dönmelidirler.
Madde
126-
Atlı polis devriyesinin rastladığı olay, her ikisini de yere inmek zorunda
bırakıyorsa, atların dizgin kollarının birer tarafı kısaca kolandan
geçirilmek suretiyle başı yana kısılarak yürümesine engel olmalı ve atlar bu
durumda durmaya alıştırılmış bulunmalıdır.
Madde
127-
Atlar, toplulukta göğüs ve sağrılarını kalabalığa dayayarak onları gerilemek
suretiyle dağıtmaya, ışığa, aleve ve gürültüye, her tür insan ve araç
hareketlerine alışık bulunmalı, ürkek ve korkak olmamalıdır.
Madde
128-
Atlar; buzda, dik yokuş ve inişlerde, ağaçlık ve bataklıklarda, asfaltlarda
hareket edecek yetenekte yetiştirilmelidir.
Madde
129-
Elektrik cereyanının kesilmesi halinde kullanılmak üzere tavlalarda yedek gaz
lambaları bulundurulmalı, memurlar gece karanlığında tavlaya girerek atını
kapatmaya ve aksamasız dışarıya çıkarmaya alışmış olmalıdır.
Madde
130-
Atlı polis daha ziyade önleme zabıtası işlerinde, küçük, büyük, gereksiz ve
kanunsuz halk birikmelerinin dağıtılmasında, törende, kır yerlerde suçluları
takipte, mesire ve sayfiyeyerlerinin güvenliğini sağlamada
ve irtibat ve haberleşme işlerinde kullanılır
ve aynı zamanda kadrosunun yedek kuvvetini oluşturarak hazır bekleyen bir
birlik halinde bulundurulur.
Madde
131-
Olağanüstü durumlar dışında atlı polis, yaya polis görevlerinde
kullanılmamalıdır.
Madde 132-
Ata
hâkim olmadıkça bir memur atlı görevlerde kullanılmamalıdır.
Madde
133- Yönetmeliğin
bu bölümü ve kayda alınan durumlar dışındaki yönleri atlı polis hakkında da
uygulanacaktır.
KARAKOL AMİRLERİNİN GENEL GÖREVLERİ
Madde
134- Karakol
amirlerinin genel görevleri
olmak üzere dört kısma ayrılır.
1- Karakol amiri;
karakolun amiri, terbiyecisi ve öğretmenidir. Amirlik haklarını kullanmak
için otoriter olması ve memurları yetiştirebilmesi için de mükemmel bilgisi
bulunması şarttır.
2- Karakol amiri
memurlarının disiplininden, sağlıklarının korunmasından ve görevlerinin
yapılmasından sorumludur.
3- Karakol amiri
memurlarının bütün kudret ve ruhi eğilim ve becerilerini bilmeli, onlar
arasında beraberlik ve fikir birliğini sağlamaya çalışmalıdır. Her karakol
amiri memurlarının tavırlarını, hareketlerini ve meslek özelliklerine göre
yeteneklerini gösterir notlar tutmalıdır.
4- Karakol amiri
memurlarının yönetmelik gereği giyinmelerine ve resmi donanımları ile
donanmış olmalarına daima dikkat etmelidir.
5- Karakol amiri,
memurlarının kuramsal ve uygulamalı bilgilerini daima geliştirmeye
çalışmalıdır. Bunun temini için de her fırsatta ve her olaydan yararlanarak
benzeri olaylarda hareket tarzları hakkında memurlarını devamlı surette
bilgilendirmelidir.
6- Karakol amiri,
memurları hakkında vereceği ve edineceği kanaat ve kararlarda ve onlara
yapacağı işlemlerinde hissine, tutkusuna ve kötü niyete ima ağırbaşlılık,
doğruluk ve kesinlik göstermelidir.
7- Karakolda mesleki
fikrin yüksek bir halde bulunması, disiplinin devamlı güçlenmesi, görev yapma
yeteneğinin artması ve korunması karakol amirin en esaslı görevlerindendir.
Karakol amiri disiplinin devamı ve görevin yapılması konusunda geçen ve
gereken hakları kullanmak ve görevleri yapmakla yükümlüdür.
8- Karakol amiri karakola
teftiş için gelecek üstlerine kendini tanıtmalı ve karakol mevcudu ile
bunların o anda bulundukları hal ve vaziyeti ile varsa suç veya suçlu
haklarında yapılmış veya yapılmakta olan işlemleri arz etmelidir.
B) İdari görevleri:
1.
Karakol amiri mıntıkasının güvenliğinin sağlanmasından ve
genel hizmetlerinin yapılmasından sorumludur.
2.
Karakol amiri emrine verilen polis ve bekçi kuvvetlerini
birinci maddede yazılı amaca uygun olarak sevk ve idare eder. Kişisel
girişimlerini ve faaliyetini bu neticeye ayırır. Gerektiğinde özel kanunların
izni ölçüsünde ordunun, askeri inzibatın, jandarmanın ve diğer özel kolluk
teşkilatının yardımından yararlanır.
3.
İdari görevlerin başında; mahiyetleri gereği güvenliği
tehlikeye düşürücü hal ve hareketleri olmadan önce meydana çıkartmak
tedbirleri geldiğine göre karakol amirleri bu tedbirlerin uygulanması
dolayısı ile rastlanacak olaylardan, bazı kanunların bazı hal ve hareketleri
ihbara mecbur tutan hükümlerinden, vatandaşların kendiliklerinden yaptıkları
ihbar ve şikâyetlerden ve nihayet bizzat olayların kendinden sonuçlar
çıkarır.
4.
Kanunların ve kuralların kendilerine verdiği hak ve
yetkilerin yerinde ve zamanında kullanılması karakol amirinin görevlerinde
başarısını kolaylaştırır.
5. Karakol amiri; haberleşme, nakil ve aydınlatma, yangın
söndürme, sıhhi yardım araçlarından azami derecede faydalanır. Yalnız polise
ait olanlarından değil aynı zamanda kamunun güvenliğini ve esenliğini
tehlikeye düşürücü hal ve olaylarda ilgili kanunların izni oranında diğer
bütün vasıtalardan yararlanır.
6. Karakol amirinin, mıntıkasının güvenliğine hâkim
olabilmesine, özellikle karakollarda bulundurulması zorunlu defterler, fişler
ve albümlerin içerdikleri bilgilerin faydaları çoktur. Amir daima bunları
inceler, değişiklikleri üzerinde durur, nedenlerini ve etkilerini tahlil
ederek karşı tedbirleri alır.
7.
Sivil veya teknik polis; gizli takibi veya uzmanlığı
gerektiren iş ve hizmetlerde karakol amirinin en doğal yardımcılarıdır. Bu
itibarla amir, kuruluş dolayısıyla haber alıp da yine açık kimlikleri
sebebiyle kendi teşkilatıyla takip edemeyeceği ve sonuçlandıramayacağı gizli
cereyan ve faaliyetleri ve uzmanlığı dışında kalan hususları hemen ardından
bu makamlara bildirmekle sorumludur.
8.
Karakol amiri nöbet, nokta ve devriye memurlarının
alışılmış görevlerini, bunlarla birlikte diğer memurlara verdikleri öteki
görevlerin, emredilmiş olanlar tarafından yapılıp yapılmadığını her an takip
ve kontrol ile yükümlüdür. Bu takip; verilmiş veya esasen yapmaları olağan
bulunmuş görevlerini yerlerinde yapıp yapmadıklarını teftiş veya tetkik
etmekle yapılabileceği gibi memurların hizmet mıntıkalarında, hizmetleri
sırasında meydana gelip de haberdar olmadıkları olaylar üzerinde de yapılır.
9. Karakol amiri mıntıkasında güvenliği bozma ve suç çıkarma
eğilimi gösteren sebeplerle etkili biçimde mücadele edecektir. Bu mücadelede
amaca ulaşılabilmesi için de aşağıda sıralanmış şahıslar ve şeyler üzerinde
gereken tedbirleri almak ve görevleri yapmak esastır.
1-
Şüpheliler ve sabıkalılar,
2- Serseriler, kötü zan altındaki kimseler, dilenciler,
3- Her vasıtaya alet olmak eğiliminde bulunan aklını yitirmiş
kimseler, yarı veya tehlikesiz deliler,
4- Emniyet gözetimi altında bulunanlar, zorunlu ikamete
mecbur edilenler, mülteciler,
5- (Mülga: 26.06.2006-Bakan onaylı)
6- İşsizler ve iş bulamamasından değil, çalışmak
istememesinden dolayı boşta gezenler,
7- Hayvan alımına ve satımına aracılık eden cambazlar,
8- İçki ve uyuşturucu maddeler kullanmayı tiryakilik
derecesine vardıran ve kumar ve fuhuşu alışkanlık eden ve bunlara aracılık
yapan veya yapılmasını kolaylaştıran ya da yer verenler,
9- Durumları şüpheli sokak satıcıları, eskiciler ve eski
eşyayı başka eşyayla değiştirenler, bozanlar, değişiklik yapanlar,
düzeltmekle uğraşanlar veya satılığa çıkaranlar,
10-
İş bulma, evlendirme, hizmetçi temin etme gibi adlar
altında dolandırıcılık yapanlar veya ahlaksızlığa aracı olanlar,
11-
Asker kaçakları ve bunları barındıranlar,
12- Kaçakçılık sayılan fiillerle uğraşmalarından dolayı mahkûm
olanlar veya zan altında bulunanlar,
13-
Bazı sıfatlar takınarak veya meslek yapar görünerek
dolandırıcılık veya güveni kötüye kullanmayı alışkanlık edinenler,
14-
Şoförler, hayvan sürücüleri, deniz vasıtalarını sevk ve
idare edenler,
15-
Yoksunluğa, yoksulluğa, eğlenceye düşmüş kimseler,
16-
Yaş veya hastalık sebebiyle doğruyu yanlıştan ayırma
özellikleri gelişmemiş olanlardan şüpheli kimselerle arkadaşlık edenler,
17-
Kendi durumu ve işiyle uygun olmayacak şekilde harcama ve
savurganlık yapanlar,
18-
Diğer maddelerde yazılı kişilerle düşüp kalkanlar.
1-
Açılması özel izne bağlı bulunan han, otel, pansiyon,
bekâr odası, hamam, plaj, banyo, kahvehane, meyhane, gazino, bar ve umumi
birleşme, tek başına fuhuş evleri ve benzeri istirahat, eğlence, içki
yerleri,
2-
Birinci fıkrada yazılı olup da gizli veya izinsiz olarak
açılan veya faaliyette bulunan yerler,
3-
Suçluların veya suçla elde edilen eşyanın sığınma ve
saklanma yerleri,
4-
Kumar oynanan ve uyuşturucu maddeler kullanılan yerler,
5-
Tiyatro, sinema, sirkler ve benzer seyir yerleriyle spor
veya yarış yerleri ya da bunların gizli yapıldığından şüphe edilen yerler,
6-
İş yerleri, fabrika, dernek, kulüp ve benzeri toplanma ve
toplu çalışma yerleri ve bunların toplanma, çalışma ve dağılma zamanları, (Bu yerlerde çalışan ve bulunanlar birbirleriyle kavga edebilirler.
Kanunlara aykırı hareket yapabilirler. Gidiş ve dağılışlarında sarkıntılığa
ve diğer ahlaksız aldatmalara
maruz kalabilirler ve kendileri böyle bir davranışta
bulunabilirler. Kendilerini zarara sokacak ve başkalarına zarar verecek her türlü hile ve
aldatmalara maruz kalırlar ve yapabilirler.)
7-
Elektrik, havagazı, su, odun, kömür, kereste, gaz, benzin,
barut, silah ve benzeri aydınlatma, ısıtma araçları ile patlayıcı ve yanıcı
maddeler gibi kamunun güvenliği ve esenliği bakımından özel tedbirler
aldırılması veya denetim altında bulundurulması gereken yerler ve tesisler,
8-
Yol, yapı inşaatı, sokak aydınlatması, (Kazaların
önlenmesi, trafiğin sağlanması bakımından yapıların ve yolların tehlike
oluşturmayacak bir halde bulundurulması gerektiği gibi sokak aydınlatmasının
da amaca yetecek sayıda ve güçte olması, kesintisiz devam etmesi suçların
önlenmesi bakımından gereklidir.)
9-
Kapatılan veya faaliyette bulunan her tür ibadet, ziyaret
ve dini tören yerleri,
10-
Resmi, mali, iktisadi, zirai, hayri ve sıhhi binalar,
11-
Herkesin yararlanması için ayrılan yerlerde yapılan
tesisler, süslemeler, eski eserler,
12-
Şüpheli toplanma yerleri ve bu tür yerlere devam edenler,
13-
Pasif korunma işleri,
1- Siyasi kolluk da dâhil olduğu halde yabancılar, pasaport,
ahlak, sağlık, av, topluluk, basın, sanat, ticaret ve diğer kolluk işleri,
idari kolluk kavramı içinde yer alıyorsa da adli kolluk bu kavramın dışında
müstakil ve adliyenin yardımcısı niteliğinde kalmaktadır. Bununla beraber
adli kolluk görevleri çoğunlukla idari nitelikte işlemlerle birlikte yürür.
Bir sarhoşluk olayında sarhoş hakkında sadece adli soruşturmada bulunmakla
yetinilmez. Daha önce ve daha önemle onun yeni bir suç işlemesine engel
olunmak, sağlığını korumak için idari tedbirler almak gerekir. Bununla
birlikte karakol amirleri adli işlemlerini yaparken aynı zamanda suç
dolayısıyla baş gösteren önleyici ve yardım edici görevlerini de yapmaya
mecburdurlar.
2- Adli görevlerin diğer kolluk görevlerinden ayrımında ölçü,
bu görevin ceza muhakemeleri usulü ve icra kanunu ile kolluğa verilmiş
bulunmasıdır. Yani suç işlenmesi halinde suçlunun yakalanmasına, suç
delillerinin toplanmasına, adli yazışmaların yapılmasına, mahkemeler ve
savcılarla sorgu hâkimleri ve icra dairelerinin görevli oldukları hususlardan
dolayı görevlerinin gerektirdiği sonuçlara varmak için polisten kanun
dairesince yaptıkları taleplerin yerine getirilmesine yönelik faaliyette
bulunmaktır.
3-
Karakol amirinin adli görevleri suçla başlar ve bağlı
bulunduğu emniyet müdürlüklerince ve amirliklerince adli kolluk teşkilatı
olup olmadığına göre cereyan eder.
4-
Adli kolluk teşkilatı olan yerlerde karakol amirinin gerek
bizzat ve gerek teşkilatı vasıtasıyla el koyduğu suçların işlemlerini, hemen
ardından adli kolluğa devretmek ve soruşturmanın esenlikle cereyanını
kolaylaştırmaktır.
5-
Adli kolluk teşkilatı bulunmayan yerlerde karakol amiri
mıntıkasının aynı zamanda adli kolluk amiridir. Bu itibarla Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun kolluğa yüklediği görev ve yetkileri yapar ve kullanır.
Soruşturmanın sonuçlanmasına, suç izlerinin yok edilmesine ve
değiştirilmesine veya suç ile suçlunun başka bir nitelik almasına veya başka
bir kişiye yöneltilmesine engel olacak bütün tedbirleri alır veya aldırır ve
tutacakları soruşturma evrakını varsa delil ve mevcutlarıyla birlikte adli
kolluk makamına sevkeder.
6-
Karakol amiri suçları, meydana gelişinden sonra adli
kolluk makamlarına bildirmeye ve onlardan alacağı emirler doğrultusunda
hareket etmeye ve durum hakkında bağlı bulunduğu makamlar aracılığıyla
emniyet müdürüne veya amirine de haber vermeye mecburdur.
1-
Tam mevcutlu karakollarda büro işlerinin yapılması, düzeni
ve yürütülmesi karakol amirine aittir. Mevcudu fazla olan karakollarla
merkezlerde gerektiği kadar büro işlem memuru ve kadroları yoksa yazıcı
çalıştırılır. Kadroları uygun ve rütbeli memurları da yeterli olan
karakollarda ve merkezlerde bürolar, komiserlerin idaresi altında kısımlara
ayrılır.
2-
Karakol amiri karakol demirbaşına kayıtlı eşyayı
belirlenmiş usul ve süreleri içinde kullanmaya ve bunlardan her zaman hesap
vermeye mecburdur.
3-
Poliste bütün büro işleri gizli yapılır. Tebliğ ve
tebellüğle ilgili olanlarla özel kanunlar ve yönergelerle yapılmasına izin
verilen evrak ve bilgiden başka hiçbir yazı veya hiçbir vesikanın içeriğinden
görevle ilgisi olanlardan başka kimseye bilgi verilmez, asıl veya suretleri
verilemez. Elden takibi gereken evrakın kayıt numarası olmadığı surette elden
verilmesi mümkündür. Bu takdirde de işlem; evrakı takip eden kimsenin
aleyhine bir bilgiyi içermemelidir.
4-
Herkes karakollarda kendi işlemlerini bizzat veya
vekâletnameye sahip bir vekil tarafından takip edebilir. Bu takip üçüncü
fıkranın esasları doğrultusunda cereyan eder. Kendilerine takip ettikleri
evrakın tarih ve numarası ile gönderdiği makam hakkında bilgi verilir.
İştirak edecekleri bir işlem varsa o işleme ancak katılacakları kadar dahil
olurlar. Gerekiyorsa işlem hakkında kendilerinden açıklamalar alınır.
5-
Karakollara, üzerlerinde bizzat işlemde bulunmaları veya
herhangi bir icraatın yapılması için verilmesi gereken veya sadece kendi mıntıkalarını
ilgilendiren işlemlerden başka evrak havale edilmez.
6-
Bütün polis mıntıkasında soruşturma ve inceleme
yapılmasını veya tedbirler aldırılmasını gerektiren ya da içeriği birkaç
karakolu birden ilgilendiren kişi ve şeyler hakkında evrak; merkezler ve
karakollar sayısınca ve hatta gerekiyorsa personel sayısınca çoğaltılarak
dağıtılır.
7-
Herhangi bir evrakın içeriğinin ayrı ayrı kısımları ayrı
ayrı karakolları ilgilendiriyorsa bu takdirde de ilgili karakola ilgilendiği
kadarının suretleri çıkarılmak suretiyle verilir veya dağıtılır.
8-
Karakol veya merkezlere dağıtılan evrakın işlemi, sayfa
kenarına yazılan not ile gerçekleşiyorsa cevabı yine sayfa kenarına yazılır.
Sayfa kenarına yazılmış bu evrakın müsveddesi ilgili yazı dosyasında
saklanır.
9-
Aynen kayıt defterinin tutulamayacağına göre fezleke ve
tutanak sayfalarının kopyaları veya yazı taslakları, suç ve diğer kayıt
numaraları altında, dosyalarında saklanması gerekir.
10-
Bütün suçlar oluşunun ardından suç defterine geçilir.
Faili meçhul kalmış suçlar hakkında tutulan soruşturma evrakına suç
numaraları konulmakla beraber suç defterindeki açıklamaya uygun olarak
düzenlenecek fişi ayrıca fiş dosyasında ayrılacak özel bölümde
bulundurulacaktır.
11-
Müstakil karakollarla merkezler, ilgili kısımlar veya
şubelerle doğrudan haberleşmede ve yazışmada bulunabilirler. Emniyet
müdürlükleriyle veya amirlikleriyle iletişimleri de bu doğrultuda
gerçekleşir. Ancak disipline ilişkin emirlerin ve kararların mutlaka emniyet
müdürlüğünün veya amirliğinin imzası altında bildirilmesi gerekir.
GÖREV DEĞİŞTİRME USULLERİ
Madde
135- (1964
Değişikliği ) Polis merkezlerinde ve karakollarında 24 saatlik görev cetveli
her gün saat onikide amirler tarafından hazırlanır. Görevler her memurun
sekiz saat devamlı hizmet göreceği şekilde düzenlenir. Hizmet gereği ve kadro
yetersizliği dolayısıyla bu sekiz saatlik hizmet içişleri bakanlığınca oniki
saate kadar uzatılabilir.
Madde
136-
Karakol nöbetçileri, göreve çıkacak memurları görev anından her halde beş
dakika önce karakolun toplantı salonunda göreve hazır bir durumda karakol
amirinin kontrolüne çıkarmaya mecburdur. Karakol nöbetçisinin memurları
göreve hazırlanmaları bakımından yapacağı davet ve uyarıları her görevli
memur yerine getirmekle sorumludur.
Madde
137- Karakol amirleri memurların mevsime göre
kıyafetleri ile silah ve teçhizatının birbirine uygun olmalarına dikkat eder
ve kendilerine, işlerine dair günlük emirleri verir. Dönüşlerde, çıkışlarda
olduğu gibi memurlar kontrolden geçirilir.
Madde
138- Karakol amirinin bulunmadığı hallerde
karakol nöbetçileri, diğer görevliler için almış oldukları bir emir varsa
bunları kendilerine iletir. Ve durumlarında görünür bir kusur varsa bunları
da dönüşünde amirine bildirir.
Madde
139- Görevler, devriyeler arasında hemen karakol
önünde alınıp verilmelidir. Devriyelerin sayıca artması durumunda nöbet
değişimleri devriyenin hizmet gördüğü mıntıkanın, önceden karakol amirliğince
belirlenen buluşma yerinde yapılmalıdır.
Madde
140- (1964 değişikliği ) Görevden dönen devriye
kontrolden geçtikten sonra hizmet defterine görev saatleri süresince ayrıca
evrak tutulmayan hallerde gördükleri ile yaptıklarına ait hususları imzaları
altına kaydederler.
Madde
141-
Görevler noktalar arasında şu şekilde devredilecektir:
A) Nokta tek ise görevi alacak memur doğrudan
doğruya nokta mahalline gider.
B) Nokta çoğaldıkça toplu düzende ve
karakolda amirden başka komiser varsa bir komiser, bulunmadığı takdirde en
kıdemli memurun emri altında en yakın nokta mahallinden başlanarak icra
edilir. Ve görevini devreden nokta memuru devirden sonra hiçbir gereksiz
gecikmede bulunmayarak doğruca karakola döner ve hizmet defterine
gördüklerine ve yaptıklarına ilişkin hususları imzası altında yazarak
dinlenmeye çekilir.
Madde
142- Nokta
ve devriye görevlerine girecekler görevden çıkacaklara hizmetleri süresince
gördüklerini bildirirler ve devirden sonra yapılması gereken bir husus varsa
onu da ilave ederler.
Madde
143- (1964
değişikliği ) Görev alıp verme işleri tam bir ciddiyet altında yapılır. İşe
ait konuşmaların başkaları tarafından işitilmemesine ve nöbet devrinin
herkesin dikkatini çekecek bir mahiyette yapılmamasına özen gösterilir. Görev
harici sohbette bulunmak ve devir teslim işlerini uzatmak ve devirden sonra
karakola dönüp bilgi vermeden ayrılmak yasaktır.
Madde
144- Nokta,
devriye ve nöbet hizmetlerine yardımcı olarak asker, jandarma ve diğer özel
kolluk teşkilatından kuvvet verildiği takdirde işbirliğini duruma göre tayin
etme yetkisi, o yerin kolluk amirine aittir.
KARAKOL NÖBETÇİSİNİN GÖREVLERİ
Madde
145- Karakol nöbetçisi karakol amirinin
bulunmadığı zamanlarda onun doğal vekilidir. Amirin uzun süreli yokluğunda
ayrıca bir vekil tayin edilmemiş bulunduğu durumda karakol nöbetçisi, karakol
mevcudundan yeterli olanların en kıdemlileri arasından seçilir.
Madde
146- Karakol nöbetçisi karakolun disiplin ve
düzeninden, nezaret ve korumaları
altında bulunan kimselerle karakol eşyasının korunmasından ve karakolun
temizliğinden sorumludur.
Madde
147- Karakol nöbetçisi, teftiş için karakola
gelecek üstlere yalnız kendisini tanıtacaktır, tekmil bilgisi verme görevi
karakol amirine aittir. Amirin bulunmadığı hallerde nöbetçi kendisini tanıtır
tanıtmaz karakol mevcudunun ve o anda bu mevcudun ne durumda olduklarını ve
bir olay varsa esasını bildirmeye mecburdur.
Madde
148- Karakol nöbetçileri devir teslim
işlemlerini bizzat eşyaları ve kişileri görerek ve sayarak yerine getirirler.
Madde
149- Karakol nöbetçileri büro işlemlerinin
yapılışına yardım ederler. Karakola gelen evrakı amirlerine verirler ve
müracaat için gelenleri ilgili makamlarına yönlendirirler.
Madde
150- Her karakolun yatak, dinlenme, çalışma ve
diğer kısımlarında gerek personel ve gerek iş sahipleri tarafından uyulması
gereken hususları gösterir levha bulundurulur. Bu levhalar düzeni sağlaması
için emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince hazırlanır ve karakollara
dağıtılır.
Madde
151- Karakol nöbetçisi karakolda huzur ve düzeni
sağlama bakımından yukarıdaki maddede yazılı hususlarda ilgililerin uymasını
sağlamakla sorumludur.
Madde
152- Karakol nöbetçisi; nezarethaneye konulacak
şahısların üzerlerini ayrıca aramaya ve nezarethanede kaldıkları müddetçe
karakol amirlerinin izni olmadan ve bizzat kontrol etmeden dışarıdan herhangi
bir şey alıp vermelerine ve herhangi bir kimse ile görüşmelerine ve görüşmeye
izinli olanların da izinli oldukları hususları aşmalarına meydan
vermeyeceklerdir.
Madde
153- Karakol
nöbetçisi soruşturma sırasında mağdur, tanık ve sanıkların birbirleriyle
görüşüp anlaşmalarına ve birbirlerini etki veya tehdit altına alarak soruşturmayı
karartmaya çalışmalarına ve diğer üçüncü şahısların bu surette faaliyette
bulunmalarına yer vermeyeceklerdir.
Madde
154- Karakolda nöbetçiden başka bir kapı nokta
memuru bulunduğu surette bu memurun görevi, özel bir işle görevlendirilmediği
hallerde nokta memurları görevlerinin aynıdır. Ve bu memurlar nokta talimatı
esasları içerisinde faaliyette bulunacaktır.
Madde
155- Devriye; genel güvenliği korumak, suçları
olmadan önce önlemek veya yapıldıktan sonra takip etmek ve gerektiğinde halka
yardımda bulunmak üzere karakol mıntıkasına çıkarılan ve dolaşarak görev
yapan memurlardır.
Madde
156- Devriye memurları; iş yerleri, fabrikalar,
sinemalar gibi bir anda halkla dolup boşalan yerlere geliş gidişin korunması
amacıyla çıkarılabileceği gibi çarşı, pazar, panayır, park, mesire ve benzeri
yerlerdeki faaliyetin güven içinde yapılmasını sağlamak üzere de
çıkarılırlar. Ve okullarda öğrencinin çıkış zamanlarında bulundurulurlar.
Madde
157- Karakol mıntıkasına çıkarılan devriyeler
sayıca arttığı veya belirli bir amaçla çıkarıldıkları takdirde görev
yapacakları semtin adıyla anılırlar.
Madde
158- Polis devriyeleri tam donanımlı iki
memurdan oluşur. Kıdemli memur devriyenin amiridir, sağda yürür.
Madde
159- Tabancalar kılıflarında bulunur. Tehlikeli
anlarda ele alınır.
Madde
160- Devriyenin geçeceği yollar belirlenmiş
olmamalı, yürüyüş ağır adımla yapılmalı, dönemeçlerde, köşe başlarında
durularak çevre gözetlenip incelenmelidir.
Madde
161- Yürüyüşlerinde ani dönüşler yaparak
gözetlendiklerini ya da takip edilip edilmediklerini kontrol etmelidirler.
Madde
162- Olayları olmadan önce önlemeye ve
yapılmakta olanların büyümesine engel olmaya, suçların önlenmesinde veya
takip edilmesinde telaş, heyecan ve kararsızlık eseri göstermekten çekinmeye
ve hareket tarzlarını süratle kararlaştırarak hemen uygulamaya alışık
olmalıdırlar.
Madde
163- Daima ağırbaşlı ve
nazik ve aynı zamanda çevik ve hazır bulunurlar.
Madde
164- Yardım istemek mecburiyetinde kaldıkları
veya süratle diğer kolluk kuvvetlerinin veya itfaiye, cankurtaran, sıhhi
imdat gibi yardımcı ekiplerin müdahalesini gerektiren hal ve hadiselerde en
seri araçlarla bağlı bulundukları karakolları ve mümkün olduğu takdirde
karakollarla birlikte yardımda bulunacak kurumları haberdar ederler. İhbar;
telefon, düdük ve diğer güvenilir
araçlarla yapabileceği gibi zorda kalındığı takdirde havaya silahla atış
yapmak suretiyle de yapılabilir. Devriyenin ihbar ve yardım isteğine mıntıka
kaydı olmaksızın diğer karakol memurlarıyla civar devriye memurlarının
yetişmeleri şarttır. Düdük işaretleri şunlardır:
A) Tek düdük yoklama içindir. İşiten
yerini belli etmek için bu işarete aynı şekilde karşılık verir.
B) Birbiri ardınca iki düdük davete işarettir.
İşiten aynı şekilde karşılık vermekle beraber derhal çağrıya uyacaktır.
C) Birbiri ardınca ve sürekli bir şekilde
çalınan düdük sesleri imdat istenildiğine işaret eder. İmdada koşanlar da bu
işaretle geliyorum anlamında kesik ve kısa fasılalı üç düdük sesiyle karşılık
verirler.
Madde
165- Devriye memurları 164’üncü madde hükmü
saklı kalmak şartıyla mıntıkalarını terk edemezler. Görevleri sonunda
karakola dönerler. Ancak hizmetleri süresince başlamış oldukları iş veya
soruşturmayı sonuçlandırmadan ya da diğer görevlilere devretmeden önce dönemezler.
Madde
166- Mıntıkalarını veya kendilerini teftişe
çıkan amire rastladıklarında veya bunlar tarafından düdük ve benzeri herhangi
bir araç ile çağrıldıklarında süratle yanlarına giderler. Ve o ana kadar
gördükleri, duydukları veya el koydukları işler hakkında kendilerine bilgi
verirler.
Madde
167- Mıntıkası dâhilinde bulunan çarşı ve
mahalle bekçilerini daima denetimleri altında bulundururlar. Ve bunların
hizmet defterlerine rastladıkları durum ile saat ve yerlerini kaydederler.
Madde
168- Devriyeler birden çok iseler, birbirleriyle
belirli buluşma yer ve zamanları ve varsa noktalarla buluşma zamanları
belirlenir. Bu şekilde buluşacak devriyeler ayrı ayrı karakollara bağlı
bulunuyorlarsa buluşma zamanı ve yerleri ilgili karakolların amirlerince tayin
ve tespit olunur.
Madde
169- Birbirleriyle veya noktalarla buluşan
devriyeler birbirlerini ilgilendiren işe ait bilgileri birbirlerine
aktarırlar ve lüzumsuz bir konuşma ve gecikmede bulunmaksızın görev
mıntıkalarına ayrılırlar.
Madde
170- Kar, tipi, fırtına gibi devriyenin
dolaşmasını zorlaştıran nedenler ortaya çıktığında görevin ne şekilde
yapılacağını karakol amiri belirler.
Madde
171- Devriye memurları görevlerinin devamı
müddetince herhangi bir nedenle ve bahaneyle hiçbir yerde oturamazlar.
Madde
172- Devriye memurlarının görevlerinin devamı
müddetince karakol ile iletişim ve irtibatları ile aranıldıkları anlarda
çabuk bulunmaları hususlarını karakol amiri tespit eder.
Madde
173- Devriye memurları hareketlerini ve
faaliyetlerini bu Yönetmeliğin disiplinle ilgili hükümlerine uydurmaya
mecburdurlar.
Madde
174- Devriye memurları
mıntıkası dâhilinde dolaşan şüpheli ve tanınmayan kişileri izler ve
kimliklerini araştırırlar.
Madde
175- Serseri ve kötü zan altındaki kişilerin
hareket tarzlarını gözetlerler. Suç sayılan bir durum gösteriyorlarsa
yakalayarak karakola teslim ederler.
Madde
176- Doğrudan doğruya dilencilik yapanları ve
dilenciliğe sevk edilen küçüklerle bunları o yola sevk edenleri veya herhangi
bir şey satar görünerek dilencilik yapanları ve dilencilik süsü takınarak
hırsızlık amacıyla kapıları kurcalayan ya da evlere sokulanları yakalayarak
karakola teslim ederler.
Madde
177- Devriye memurları;
A) Her vasıtaya alet olma eğiliminde
bulunan aklını yitirmiş kimselerle yarı veya tehlikesiz delilerin,
B) İşsizlerin, yoksunluk ve yoksulluğa
düşmüş olanların veya iş bulamamasından değil, çalışmak istememesinden dolayı
boşta gezenlerin,
C) İçki ve uyuşturucu maddeleri
kullanmayı tiryakilik derecesine vardıran veya bu sebeple serseri bir hal
almış bulunanların,
D) Fuhuşu alışkanlık haline getirenlerle
bunlara aracılık yapanların ya da yer gösterenlerin,
E) İş bulmak, evlendirmek gibi adlar
altında dolandırıcılık yapan veya küçükleri ahlaksızlığa sevk eyleyenlerin,
F) Kaçakçılık sayılan fiillerden mahkûm
olmuş veya zan altında bulunmuşların,
G) Durumları şüpheli sokak satıcıları ve
eski eşya alıcıları ve bohçacıların,
H) Yaş veya hastalık sebebiyle doğruyu
yanlıştan ayırma özellikleri gelişmemiş, şüpheli kimselerle düşüp
kalkanların,
I) Kendi durumu ve işiyle uygun
olmayacak şekilde harcama ve savurganlık yapanların,
görünür vaziyet ve faaliyetlerinde müdahaleyi
gerektiren bir halleri varsa müdahale ederek gereğini yaparlar. Bulunmadığı
suretle de vaziyet ve faaliyetleri mahiyetinden karakol amirine bilgi
verirler.
Madde
178- Sokak aydınlatmasından yanmayan lambalara,
göçmüş lağımlara, geçidi tehlikeye düşürecek yapı ve yol inşaat
aydınlatmasına, çökmeye meyletmiş binalara, açılarak veya oluşturularak
geceleri aydınlatılmadan bırakılmış çukur veya yığınlara, köşe başlarına
engeller koymadan araçların geçmesine mani olacak derecede yollarda yapılan
kazı veya döşeme işlerine rastladıklarında gereği yapılmak üzere durumu
karakol amirine bildirirler.
Madde
179- Patlamış su veya havagazı boruları veya
kopmuş elektrik, telefon, telgraf telleri veya devrilmeye yüz tutmuş
direklerini gördüklerinde gereken onarımın yapılmasını sağlamak için durumu
ilgililerine bildirir ve yapılmasına kadar da kamu güvenliğinin korunmasını
temin edecek acele tedbirleri alırlar.
Madde
180- Seyyar satıcıların veya reklamcıların gidiş
ve gelişi işgal edecek şekilde halkı başlarına toplamalarına ve halkın
sebepsiz olarak bu şekilde toplanmalarına meydan vermezler.
Madde
181- Hava, kara ve deniz araçlarının durak
yerleriyle bilet satış yerlerinde ve sinema, tiyatro gibi gösteri yerlerinin
kapıları önlerinde toplanan halk arasında düzenin sağlanmasına, özellikle bu
gibi kalabalık yerlerde kolayca yapılabilen yankesicilik suretiyle hırsızlık,
laf atma, sarkıntılıkta bulunma gibi genel ahlak ve emniyete aykırı hareketle
hakaret, sövme ve yaralama suçlarının yapılmamasına dikkat ederler.
Madde
182- Gazete, ilan ve reklam dağıtıcılarının
hareket tarzlarını takip ve asılmak, dağıtılmak veya serpilmek suretiyle
yapılan ilan ve reklamları incelerler ve bunların belirlenmiş yerlerden başka
yerlere asılmalarına izin vermezler.
Madde
183- Issızlık ve tenhalığın yapılmasını
kolaylaştırdığı suçların yapılmasına meydan bırakmamak için günlük hayat
faaliyetlerinin gereği olarak zaman zaman tenhalaşan iş ve çalışma yerleriyle
meskenler civarına şüpheli ve sabıkalı kimselerin sokulmalarına engel
olurlar.
Madde
184- Geceleri merdiven, kazma, kürek gibi suç
işlenmesine elverişli aletlerin öteye beriye terkedilmesine ve açıkta
bulundurulmasına, gerekli olan eşyanın kaybına meydan verilmemesine dikkat
ederler.
Madde
185- Çilingir, demirci, lekeci, çamaşırcı ve
bohçacı, eski elbise onarım ve satıcılarının faaliyet tarzlarını kontrol
ederek kaynağı soruşturulmadan alınmış eşya veya yapılmış anahtar, kilit ve
maymuncuk gibi aletler bulunup bulunmadığını tetkik ederler.
Madde
186- Mıntıkası dâhilinde izinsiz açılmış han,
otel, pansiyon, bekâr odası, hamam, plaj, kahve, gazino, meyhane, bar ve
benzer yerlerle gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve genelevlerin
bulunduğuna rastlandığı veya bilgi edinildiği takdirde kapatılmalarını temin
için durumu karakola haber verirler.
Madde
187- Gizli kumar oynanan, uyuşturucu madde
üretilen ve kullanılan ve kaçak içki ve diğer eşya yapılan veya sürülen
yerleri ve suçluların barınma veya suçla elde edilen eşyanın saklama yeri
olarak kullanıldıklarından şüphe edilen mahalleri gözetlerler ve
toplayacakları bilgiyi karakol amirine bildirirler.
Madde
188- Han, otel, pansiyon ve benzeri yatacak
yerlerin kontrolü esas itibarıyla karakol amirince veya özel sivil polis
memurları tarafından yapılır. Devriye memurlarının yetişebilecekleri belli
olursa bekâr odalarıyla hanları kontrol etmeleri kendilerinden istenilir.
Madde
189- Sinema, tiyatro ve diğer gösteri yerleri
ile gazino, kahvehane, meyhane gibi çalgılı ve içkili yerlerin kontrolleri
sivil polis memurları tarafından yapılır. Buralarda düzenin sağlanması söz
konusu olduğu takdirde belediye zabıtasından yararlanılır. Devriye
memurlarının bu yerlere girmeleri özel emirle veya herhangi bir suça el
koymak amacıyla olur. Bu takdirde de devriye memurları buralarda oturmadan ve
gereksiz bir gecikmede bulunmadan görevleri ne ise yaparak ayrılırlar. Ve bu
yerlerin belirlenmiş saatlerinde kapatılmalarını temin ederler.
Madde
190- Nakil vasıtaları sürücü ve şoförlerinin
sürücü belgesi sahibi olmalarına, içki almış oldukları halde bu araçları
kullanmamalarına, belirlenmemiş ve tespit edilmemiş durak yerlerinden başka
yerlerde zorunlu neden olmadıkça durmamalarına, garaj ve arabalıklar dışında
sokak, çıkmaz, arsa gibi yerlere bu vasıtaları bırakmamalarına, göz
kamaştıracak derecede kuvvetli ışık kullanmamalarına, gece ışıksız seferde
bulunmamalarına, istiap haddinden fazla yük ve yolcu almamalarına, belirlenen
hızdan fazla gitmemelerine dikkat ederler.
Madde
191- Tramvay ve tren hatlarına kazaya sebebiyet
verecek şekilde eşya, boş hayvan terk edilmemesine, diğer türlü engeller
konulmamasına, hatlar üzerinde yürünmemesine ve nakil vasıtalarının
taşlanmamasına bakarlar.
Madde
192- Devriye memurları 156’ncı maddede yazılı
amaçların temini için çıkarılmış oldukları surette bu amaçlara uygun olarak
faaliyette bulunurlar. Ahlaka ve umumi terbiyeye aykırı hareketleri men
ederler. Halkın esnaf tarafından aldatılmamasına, zarara sokulmamasına,
yankesicilik, muslukçuluk sureti ile hırsızlığa, tavcılık, papelcilik,
mantarcılık ve benzeri suretlerle dolandırıcılığa maruz kalmamalarına ve bu
gibi yerlerde sabıkalıların dolaşıp faaliyette bulunmamalarına dikkat ederler.
Madde
193- Ruhsatsız açılmış dershanelerin veya
okulların, gizlice yasak öğretim veya dinsel tören yapılmakta olan yerlerin
varlığını sezdikleri ve öğrendikleri takdirde gereğine başlanmak üzere
karakol amirine bildirirler.
Madde
194- Suç sayılmayacak ve fakat kendini idare
edemeyecek derecede sarhoş olanların bir kazaya karışmalarına veya herhangi
bir suç işlemelerine engel olmak ve tedavileri de yapılmak üzere karakola
teslim ederler.
Madde
195- Devriye memurları yakaladıkları suçluları
sevk ederken kendi güvenliklerini tehlikeye düşürecek bir saldırıyla
karşılaşma ihtimalini göz önünde tutarak bunları kendilerine saldırıya
yarayacak her alet ve vasıtadan arındırırlar. Bu arındırma; alet ve vasıta
elde veya görünebilecek bir yerde ise doğrudan doğruya zaptetmek ve belde ve
cepte saklı bulunuyorsa elbisesi üzerinden umumi bir yoklama yaparak
bulunduğu yerden almak sureti ile yapılır. Suçlunun üzerinin tam ve ayrıntılı
olarak aranılması karakolda yapılır.
Madde
196- Devriye memurları suçluların sevkleri
sırasında yalnız bunların firar, direnme veya saldırı gibi olası
hareketlerini önlemeyi değil, aynı zamanda işlediği suç dolayısıyla herhangi
bir saldırıyla karşılaşmaları hususlarını da dikkate alarak korunmalarını
sağlarlar.
Madde
197- Devriye memurları beklenmedik durumlarda
veya kamu güvenliğini tehlikeye düşüren olaylarda halkın korku ve heyecanını
yatıştırmaya çalışacaklar ve gerekiyorsa kendilerine yardım edecekler ve
hareket tarzları hakkında açıklamalarda bulunacaklardır.
Madde
198- Devriye memurları hazır bulundurulması
emrolunanlarla haklarında tutuklama ve yakalama yazısı çıkarılmış veya
çıkarılması beklenilmekte olup aranılmakta bulunmuş kimseleri gördüğü
takdirde yakalayarak karakola teslim ederler.
Madde
199- Devriye memurları öteye beriye bırakılmış
yeni doğmuş çocuklara rastladıklarında hayatlarını korumak için bunları en
yakın eczane veya sağlık kuruluşlarına götürürler ve bırakanlar hakkında
soruşturma yapılmak üzere durumu amirlerine bildirirler.
A) Halkın toplu bulunduğu veya bu suretle
gelip geçtiği çarşı, pazar, meydan, park, bahçe ve iskelelerde,
B) Mezarlıklar, yangın yerleri gibi ıssız
ve tenha yerlerde,
C) Mali, iktisadi, sınai tesislerin
bulundukları mahallerde,
D) Suçların çoklukla olması umulan
yerlerde,
düzenin korunması, suçların önlenmesi ve
suçluların takibi ve toplumsal yardım yapılması kastıyla ya da sadece trafik
işlerinin düzenlenmesi amacıyla bu yerlere konulan ve durarak görev yapan
memurdur.
Madde
201- Nokta yerleri telefona bağlı bulundukça bir
memurla yönetilir. Telefon yoksa noktanın iki memurdan oluşması gerekir.
Madde
202- Telefonla bağlı bulunsa bile 200’üncü
maddenin B fıkrasındaki yerlere çift memurlu noktalar konulur. Ve bu
mevkideki geçitlerin geceleri aydınlatılması sağlanır.
Madde
203- Sadece trafiğin düzenlenmesi için çıkarılan
noktaların telefonsuz görev yapmaları mümkündür. Ancak bu yerlerde diğer
emniyet işlerinin de görülmesi gerekiyorsa memur sayısı ikiye çıkarılacağı
gibi telefon konulması gerekir.
Madde
204- Nokta yerlerinin oldukça geniş bir sahayı
görecek veya böyle bir sahada olup bitenleri çabuk kavrayacak bir mevkide
kurulmasına dikkat olunur.
Madde
205- Çıkarıldıkları amaçlara göre noktalar
sürekli ya da geçici olurlar. Söz konusu olan şey; günün her saatinde polisin
hazır bulunmasını gerektiren geçit veya mevkilerin korunması ise sürekli;
pazar, çarşı, park, kuruluşlar gibi belirlenmiş saatler içinde faaliyet
gösteren veya iskele, istasyon, iş yerleri gibi aralıklı zamanlarda
hareketler olan yerlerin korunması ise bu faaliyet ve hareketlerin meydana
gelme anlarına veya devamları saatlerine has olmak üzere geçici noktalar
konulur.
Madde
206- Nokta memurlarının görevleri devriye
memurlarının görevlerinin hemen aynı ve fakat sınırlı bir yerde sürekli hazır
bulunmak zorunda olduklarından görev yapma biçimleri bazı özel şartlara
bağlıdır. Bu şartlar aşağıdadır:
A) Nokta memurlarına nokta mahallinden
uzaklaşmalarını gerektiren görevler verilmez.
B) Nokta mahallinde rastladığı ve fakat
suç niteliği taşımaması dolayısıyla müdahalesini gerektirmeyen faaliyetlerin
sonucunu takip amacıyla da olsa mevkiinden ayrılamaz.
C) Nokta memuru ancak bulunduğu nokta
mahallinin çeşitli yönlerinde yirmişer adımlık bir mesafe içinde dolaşabilir.
Sinyal düzeni yapılmış ve görevlendirildikleri yerin önemi daha geniş bir
mesafe içinde dolaşmalarına uygun bulunmuş olduğu takdirde bu mesafeler
sinyal ses veya işaretinin işitilip görülebileceği yerlere kadar
uzatılabilir.
D) Nokta memurları bir suç işlenmesi
veya özel bir emrin yerine getirilmesi halleri dışında herkese açık yerlere
giremezler.
E) Mıntıkası dışında yapılmakta olduğunu
haber aldığı suçlara el koyabilmesi için derhal karakol amirine bilgi vermesi
şarttır.
F)
Yakaladıkları suçluları karakol amirine bildirirler. Alacakları emre
göre ya bunları bizzat karakola ya da karakoldan gönderilecek memura teslim
ederler.
G) Nokta memurlarının karakola bilgi
vermeden belirlenen sınır dışına, uygun görülen konulardan başka nedenlerle
çıkmaları veya bu sınır içinde de olsa, görevinden başka bir sebeple kapalı
bir yere girmeleri nokta mahallini terk sayılır.
H) (1964 değişikliği) Nokta memurları
daima ciddi bulunurlar. Kendilerine müracaat eden kişileri kulübenin önünde
nezaketle kabul etmeye, müracaat telefonla konuşmayı gerektiriyorsa bunu
alacağı açıklamaya göre bizzat kendileri yapmaya mecburdurlar. Kulübe içine
kimseyi alamazlar. Telefonla görüştüremezler. Bir yere dayanıp duramazlar.
Nokta önüne sandalye atıp oturamazlar ve başkalarının bu şekilde oturmalarına
izin veremezler. Nokta kulübesinde yangına sebebiyet verecek ateş
bulunduramazlar. Kulübede ya da herhangi bir yerde çay, kahve içemez ve yemek
yiyemezler. Saygısız ve ilgisiz tavır ve hareketlerde bulunamazlar.
Madde
207- Nokta memurları yukarıdaki fıkralarda
yazılı kayıtlar ve şartlar altında aşağıdaki yazılı görevleri yapacaklardır:
A) Şüpheli, sabıkalı, serseri, kötü zan
altındaki kişilerin hareket tarzlarını gözetlerler. Bunlardan kendi veya
komşu karakol mıntıkaları taraflarına geçmiş olup da varlıklarından haberdar
olunmasında fayda düşünülenlerin hareketlerinden, ait oldukları karakola
bilgi verirler.
B) Dilencilik yapan veya dilenciliğe
sevkeden veya edilenleri veya bu suretle hırsızlık girişiminde bulunanları
yakalarlar.
C) Aklını yitirmiş kimselerin, yarı veya
tehlikesiz delilerin, işsizlerin, yoksunluk ve yoksulluk içinde bulunanların,
içki veya uyuşturucu madde bağımlılarının, fuhuşu veya fuhuşa aracılığı
alışkanlık haline getirenlerin, yaş veya hastalık sebebiyle doğruyu yanlıştan
ayırma özellikleri henüz gelişmemiş olanların, şüpheli kimselerle düşüp
kalkanların, durumları şüpheli eski eşya alıcıları ve sokak satıcılarının,
kaçakçıların ve kumarbazların, kendi durumu ve işiyle uygun olmayacak şekilde
harcama ve savurganlık yapanların göze çarpan hareket ve faaliyetlerinde
müdahaleyi gerektiren bir halleri varsa müdahale ederler. Böyle bir
hareketleri bulunmadığı surette de gözlemlediği vazifelerinden dönüşlerinde
karakol amirine bilgi verirler ve gerekirse telefonla komşu nokta ve
karakolları, faaliyetlerinden haberdar ederler.
D) Mıntıkası dâhilinde izinsiz açılmış
han, otel, pansiyon, bekâr odaları, hamam, plaj, kahve, gazino, bar ve
benzeri yerlerle gizli olarak açılmış tek başına birleşme ve umumi fuhuş
evlerinin bulunduğunu gördüğünde veya işittiğinde durumu karakol amirine
bildirirler.
E) Mıntıkası dâhilinde dışarıya yansıyan
hareket ve faaliyetlere göre içinde kumar oynandığından, uyuşturucu maddeler
yapıldığından veya başka kaçakçılık fiillerinin yapılmasından, suçluların
barınma veya suçla elde edilen eşyanın saklanmasından, gizli öğretim, ibadet
veya dinsel tören yapıldığından şüphe edeceği yerler hakkında amirine bilgi
verirler.
F) Mıntıkası dâhilinde seyyar satıcıların
veya reklamcıların gidiş ve gelişi işgal edecek surette halkı biriktirmelerine
veya halkın sebepsiz olarak bu şekilde toplanmalarına engel olurlar.
G) Mıntıkası dâhilinde bulunup belirli
saatlerde kapatılmaları gereken kahve, gazino, bar, tiyatro, sinema ve
benzeri yerlerin belirlenen saatlerde kapatılmalarını temin ederler.
H) Nakil vasıtalarının belirlenmiş durak
yerlerinden başka yerlerde sebepsiz durmamalarına, durmak zorunda kalanların
duraklamalarını uzatmamalarına, göz kamaştıracak derecede kuvvetli ışık
kullanmamalarına veya ışıksız seyirde bulunmamalarına, tayin edilen hızdan
fazla hızla gitmemelerine, istiap haddinden fazla yük veya yolcu
almamalarına, tramvay, tren hatlarına kazaya sebebiyet verecek eşya ve başka
engeller konmamasına, hatlar üzerinde yürünmemesine ve nakil vasıtalarının
taşlanmamasına dikkat ederler.
I) Hazır bulundurulması emrolunan
kişilerle haklarında tutuklama ve yakalama müzekkeresi çıkarılmış veya
çıkarılacağı umulmuş kimseleri gördüğünde yakalayarak karakol amirine bilgi
verirler.
J) Devlet ve hükümet büyükleriyle yabancı
devlet adamlarından kimlerin hangi istikametlere, hangi vasıtayla
gitmelerinin hemen ardından karakol amirlerine bilgi verirler.
K) Yangın çıktığında durumu derhal
itfaiyeye ve karakola haber vermekle beraber hemen yardıma koşarlar.
L) Nokta memurları beklenmedik hallerde ve
kamunun esenliğini tehlikeye düşüren olaylarda halkın heyecanını yatıştırmaya
çalışırlar. Gerekirse hareket tarzları hakkında kendilerini aydınlatırlar.
M) Nokta memurları ister hizmet yeri dışında
olsun veya ister polisi ilgilendirmemiş bir durumu haiz bulunsun vaki olacak
müracaat ve şikâyetleri dikkatle dinlemeye, kovuşturma yapılmasını gerektiren
hususları karakol amirine bildirmeye veya zorluğunu hangi makama müracaatla
halledebileceği hakkında müracaatçıyı veya şikâyetçiyi aydınlatmaya
mecburdur.
N) Nokta memuru 200’ üncü maddenin A
fıkrasındaki amaçların temini için çıkarılmış bulunuyorsa, bu Yönetmeliğin
devriyenin görevleriyle ilgili 192’nci maddesine uygun şekilde hareket eder.
O) Nokta memuru, devriyenin görevleriyle
ilgili 178, 179, 181, 185’inci maddelerde yazılı haller karşısında bu
maddelerle yapılması istenen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.
P) Nokta memurları hareketlerini ve
faaliyetlerini bu Yönetmeliğin disiplinle ilgili hükümlerine uydurmaya
mecburdurlar.
MESLEĞE GİRECEKLER HAKKINDA UYGULANACAK İŞLEMLER
Madde
208- Polis stajyerliklerine alınan polis okul
veya enstitü ilk tahsil kısımlarına veya kadrolarına gönderileceklere; okul
veya enstitü müdürleri ve kadrolarda emniyet müdürleri veya amirleri
tarafından polisin taşıdığı asil ve şerefli mana ve mensuplarının haiz
olmaları lazım gelen manevi ve ahlaki nitelikleri hakkında kısa ve etkili bir
konuşma yapılarak bu mesleğe girmeyi başarmış olduklarından dolayı kendileri
kutlanır ve başarılar dilenir.
Madde
209- Konuşma; stajyerlerin topluca bulunduğu
okullarda yapılacaksa tören duruşu halinde toplantı mahallinde, bir veya
birkaç stajyer için yapılacaksa kadronun idari işlerine bakan müdür veya amir
tarafından makamda yapılır.
Madde
210- Stajyerler; okul veya kadrolarında bu
konuşma yapıldıktan sonra atandıkları yeni görevlerine sevk edilirler.
Madde
211- Karakol amiri stajyeri karakol personeline
tanıtır, kendisine Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile uygulama şeklini
gösterir. Tüzük hükümlerini ve bu arada silah kullanmayı gerektiren hallerle
silahın kullanma şeklini ve polis için yürürlükte olan disiplin usulleri
hakkında bilgiler verir.
Madde
212- Karakol amiri stajyere derhal bir polis
rehberi vermekle beraber karakolun en kıdemli, deneyimli ve değerli memuru
eşliğinde mıntıkasına çıkararak polisçe bilinmesi ve tanınması gereken
kişiler ve şeyler gösterilmek suretiyle bilgi edinmesini temin eder.
Madde
213- Stajyer memurlar karakola atanmasının ertesi
gününde daima ehliyetli memur eşliğinde nokta ve devriye hizmetlerine
çıkarılır. Karakolda istirahatte kaldığı müddetçe polisi ilgilendiren
mevzular etrafında incelemeye sevk edilir. Bu suretle mümkün olan süratle
polis işlerini ve mesleğe karşı genel görevlerini öğrenerek yapmaya alışması
için her imkândan ve her fırsattan yararlanmaları sağlanır.
Madde
214- Polisin mesleki bilgilerini geliştirmek
amacıyla emniyet müdürlüklerince veya amirliklerince kadrolu memurları için
konferanslar düzenlenir. Bu konferanslar; hizmetin etkilenmemesini sağlayacak
şekilde haftada, on beş günde veya nihayet ayda bir defa olmak ve bütün
polisin birden katılımı mümkün olmayan hallerde dönüşümlü olarak uygulanmak
üzere üst rütbeliler tarafından verilir.
Meslek dışından kişilerin mesleği ilgilendiren
hukuki veya fenni konular etrafında konferans vermeleri kolaylaştırılmalı ve
diğer yerlerde bu konular üzerinde verilecek konferanslara memurlarımızın da
katılımları sağlanmalıdır.
SİLAHLA GİRİLEMEYECEK YERLER
Madde
215- Polisin izinli de olsa üniformayı giydiği,
sivil olup da görevli bulunduğu müddetçe silahlı bulunması kuraldır. Aşağıda
sayılan ve polisin kendisini veya bulunduğu yeri tehlikeye düşürecek veya
hükmetme gücüne sahip bir otoritenin nüfuzuna etkili olacak haller bu kuralın
istisnasını oluşturur.
A) Polis tehlike bakımından;
1- Cezaevlerine, tutukevine,
nezarethaneye, akıl hastanelerine,
2- Diğer hastane ve tedavihanelerin
hastalarla uğraşılan kısımlarına,
3- Barut, bomba, dinamit, gaz, benzin
gibi yanıcı ve patlayıcı maddelerin yapım, üretim veya muhafaza edildiği
yerlere,
B) Nüfuza etkili olmamak bakımından;
1- İster şikâyetçi, tanık, bilirkişi
sıfatıyla olsun, ister bir davanın sanığı bulunsun mahkemelere, (Sorgu
hâkimleri mahkemeler dışındadır)
2- Yine bu sıfatlarla polis divanlarına,
disiplin kurullarına, yönetim kurullarına silahla girmeyeceklerdir.
3- Sanık polis mahkemelere üniformalı
olarak da giremez.
C) (A) bendinin birinci fıkrasındaki
hallerde doğrudan doğruya tabancası ve ikinci fıkrası ile B bendinin birinci
ve ikinci fıkralarındaki durumlarda şarjörünü yanında muhafaza ederek sadece
tabancasını ve A bendinin 3’üncü fıkrasında yazılı hususlarda da tabancasını
yanında alıkoyarak yalnız şarjörünü ilgili kurumun sorumlu memuruna teslim
eder.
Madde
216- (Değişik: Resmi Gazete 28/08/1979-16738)
Emniyet örgütünde emniyet hizmetleri sınıfına dâhil personelden; görevden
uzaklaştırılan, gözaltına alınan, geçici olarak görevden çıkarılan veya
maaşsız izine ayrılanlar tabanca taşıyamazlar.
Bu duruma giren personelin tabancalarını ve
mermilerini kadrolarında ilgili birim amirine, çalıştığı kadro dışında ise,
tabanca almaya yetkili birim amirine teslim etmeleri ve bu amirlerin de
teslim almaları zorunludur. Teslim etme ve alma işlemi üç nüsha olarak
düzenlenecek tutanakla saptanır. Bu tutanağın bir nüshası ilgili memura
verilir. Diğer nüshaları da tabanca ile ilgili işlemlerle birlikte gerekli
birimlere gönderilir.
İzin veya istirahat gibi görevden ayrılmayı
gerektiren diğer hallerde, taşımakta oldukları resmi tabancalar personel
üzerinde bırakılır.
A) Merkez kuruluşunda, kendi
birimlerinde teftiş kurulu başkanı, daire başkanları ve okullarda okul
müdürleri ile illerde il emniyet müdürlerinin önerisi alınmak kaydıyla veya
gerekli görülen hallerde doğrudan emniyet genel müdürlüğünce tabancaların
alınması emredilebilir.
B) Tutum ve davranışları, izinli
veya istirahatli oldukları sırada, üzerlerinde tabanca taşımalarını sakıncalı
hale sokacağı kanısına varılan personelin tabancaları, merkez kuruluşlarında
teftiş kurulu başkanı, daire başkanları ve okul müdürleri ile illerde il
emniyet müdürlerince alınır. Bu memurlar tabancaları alınmadan, izin ve
istirahate çıkamaz ve çıkarılamazlar.
POLİSİN HABERLEŞME ARAÇLARI VE KULLANMA TARZLARI
Madde
217- Polis telli, telsiz, telgraf ve telefon
vasıtalarından ve her tür sinyal aletlerinden kara, hava, deniz posta
ulaşımından yararlanır. Bu vasıtalardan kendi elinde bulunanlardan doğrudan
doğruya, diğer teşkilata bağlı olanlardan da usullerine göre faydalanır.
Madde
218- Polisin 217’inci maddede yazılı telsiz ve
sinyal tesisleriyle binek, motorlu, motorsuz vasıtalara bizzat sahip olması
esastır. Ancak bu teşkilat ve tesisat yapılıncaya kadar polisin telli telefon
ve çıngıraklı ve ışıklı işaret makine ve aletlerinden en üst düzeyde yararlanması
şarttır.
Madde
219- Noktadan başlayarak en büyük kuruluşa kadar
her sabit polis biriminin telefon ayrılmaz bir parçasıdır. Telefonsuz bir
nokta kulübesinin kurulması da uygun değildir.
Madde
220- Telefonlar ayrıca şehir tesisatı olmayan
yerlerde polis veya jandarma santralına ve tesisat bulunan yerlerde de bu
tesisata veya her ikisine ayrı ayrı makinelerle bağlı bulunur.
Madde
221- Telefon işletmesinin posta idarelerince
üstlenildiği yerlerde polis makine ve şebekesinin teknik bakımı ve
iyileştirilmesi özel kanun gereğince bu idarelere temin ettirilmelidir.
Madde
222- Polis karakollarında telefondan başka
ihbar, davet ve alarm gibi hususlarda kullanılmak üzere çıngırak ve ışık
düzeneği meydana getirilir. Bu düzeneğin ve araçların bol olduğu yerlerde
nokta kulübelerine kadar yayılması sağlanmalıdır. Sinyal düzeneğiyle
donatılan noktaların memurlarına daha geniş bir görev sahasının verilmesi
temin edilir.
Madde
223-
Polis santral odaları gizlidir. Doğrudan doğruya haberleşmeye ve idareye
memur olanlardan başka kimselerin zorunlu bir sebep ve mazeret olmadan
telefon santrallarına girmeleri ve haberleşmede bulunmaları yasaktır.
Madde
224- Gerek santrale girmek yasaklığına ve gerek
telefon konuşmalarının gizliliğine özel bir özen gösterilir. Makine ve
santral odalarında geçecek konuşmanın dışarıdan duyulmaması sağlanmalıdır.
Madde
225- Telefonda yüksek sesle konuşmak tekniğe de
uygun değildir. Ses ne kadar doğal olursa konuşma o kadar sağlıklı cereyan
eder.
Madde
226- Konuşmayı arızaya uğratan sebeplerden
birisi de mikrofonu yere yatay tutmaktır. Bu engelden sakınmak için
mikrofonun yere dikey olarak tutulmasına özen gösterilmelidir.
Madde
227- Telefon konuşmaları sadece göreve
ayrılmıştır. Gerek memurların ve gerek halkın özel işlerine polis telefonlarında
yer verilmemelidir.
Madde
228- İhbar zili çalınca davet edilen memur
mikrofonu eline alır almaz kendisini tanıtacaktır. Konuşma kısaca örneğin;
“Hasan Sınmaz, Komiser, Anafarta” ya da “Şerif KUTLUER, Polis Memuru,
Beyoğlu” gibi ad, rütbe ve yer bildirmekle ve karşılık olarak davet eden de
kim olduğunu ve ne istediğini söylemekle olur. Ve amaçtan fazla konuşma
yapılmaz, alınan emirlerin yalnız anlaşılmayan kısımları tekrar olunur.
Madde
229- Telefon konuşmaları pek ciddi ve nazik bir
şekilde yapılmalıdır. Karşısındakini anlamadan kullanılan lisan sadece
konuşanı mahcup bir duruma düşürmekle kalmaz, aynı zamanda hakkında disiplin
ve kanuni kovuşturmayı da gerektirebilir.
Madde
230- Polise ait telefon hatlarının çift olması
esastır. Ancak bu temin edilinceye kadar bu hatlar diğer telefon ve bilhassa
elektrik hatlarından ayrılmalı, toprak hattı derince ve sürekli rutubetli
yerlerde tesis olunmalı, tekniğe çok dikkat edilmelidir.
Madde
231- Telefon hat ve makinelerinde arızalar büyük
bir hızla giderilmelidir. Her günün mesaisine başlamadan santral tarafından
şebekede mevcut makineler kontrol edilmeli ve bu iş belirli olmayan
zamanlarda tekrar olunmalı ve özellikle alışılmış harici konuşmada
bulunmadığı görülen makineler aranılmalı ve arıza varsa derhal giderilmelidir.
Madde
232- Polis santrallarına kendi hizmetine ait
olanlardan başka makineler bağlanamaz. Özel kurallara veya alınan tedbirlere
dayanarak kurumlarına telefon konulması zorunlu olanların makineleri şehir
telefon santrallarına bağlanmalı ve polisle bağlantı bu vasıtalarla
sağlanmalıdır.
Madde
233-
Açılması kolluğun soruşturmasına ve mahallin en büyük mülkiye memurunun
iznine bağlı yerlerde telefon konulması zorunlu tutulmalıdır. Halen
faaliyette bulunan bu gibi yerlere kısa bir zamanda ve bundan böyle açılacak
olanlarına da açılmalarının ardından telefon konulması sağlanmalıdır. Bu
zorunluluktan bekâr odaları, esnaf kahveleri gibi sayısı belli olan
kimselerin barındırıldığı veya devam ettikleri yerler ayrı tutulabilir.
Madde
234- Telefon konulması zorunlu tutulacak
yerlerde, mahallin emniyet müdürü veya amiri gerekli görürse sırf yardım
isteme işlerinde kullanmak üzere düdük de bulundurmaları temin edilir. Bu
takdirde hangi hallerde düdükle yardım isteğinde bulunacakları müessese
sahiplerine bildirilir ve bu işi kötü niyetle kullandıkları takdirde
haklarında kovuşturma yapılır.
POLİSÇE YAKALANACAK VE SEVK EDİLECEK KİŞİLER HAKKINDA
UYGULANACAK USULLER
Madde
235- Polis yakalamada ve yakalanan kişinin
sevkinde çok tedbirli ve ölçülü davranmaya mecburdur.
Madde
236- Bu tedbirler özellikle;
A) Kişinin kanunen kaçak sayılan
hallerden dolayı yakalandığı surette firar etmesi,
B) Polisin yakaladığı kişi veya bu
kişinin başkaları tarafından bir saldırıya uğraması,
C) Kişinin başkalarına veya başkalarının
kişiye yardımda ya da saldırıda bulunması,
D) Suç iz ve delillerini yok etmesi,
ihtimallerinden herhangi birinin veya
birkaçının ya da hepsinin olabileceği akla gelen hallerde daha esaslı ve
kapsamlı olarak tedbir alınmalıdır.
Madde
237- Yakalanan kişi 236’ncı maddede sözü edilen
olasılıkların da geçerli bulunduğu halde tutulmuş ise sevkinde aşağıdaki
tedbirler alınmalıdır:
A) Kişi, saldırı araçlarından arındırılır.
B) Kelepçe ile sevk edilir.
C) Polise veya yakalanan kişiye saldırıda
bulunmaları umulan diğer kişiler bu işlemlerin geçtiği yerden uzaklaştırılır.
Bu durum mümkün olmazsa veya yeterli gelmezse ve aynı zamanda polisin kendisi
veya muhafaza ettiği kişi için ciddi bir tehlike mevcut bulunuyorsa onlar da
geçici olarak yakalanabilir.
Madde
238- 237’ nci maddede sözü edilen hususlardan
başka hallerde;
A) Kişi, fiili olarak karşı koyuyorsa,
B) Sevk edileceklerin sayısı, sevk
etmekle görevli olanlar tarafından firarlarına engel olunmayacak kadar çok
olursa ve işledikleri fiiller de tutuklanmalarını gerektirir derecede
bulunursa,
C) Tutuklanmayı gerektiren bir suç
işlemiş, aynı zamanda kimliğini kanıtlayamamış olursa, kelepçe ile sevk
olunabilir.
D) Delilerin sevki genellikle belediye
zabıtasına ait olduğundan polis için sevk durumu değil, sadece yakalanarak
ilgili makama teslimi hususu söz konusudur. Bu takdirde yakalanan delinin
başka bir şekilde zararsız bir hale konması mümkün değil ise deli gömleği ile
sevki gerekir. Ancak yakalandığı anda deli gömleği bulunmadığı takdirde
üzerinde yara, bere yapmayacak ve aynı zamanda kollarını da hareketten
alıkoyacak şekilde herhangi bir vasıta ile bağlanmalıdır.
Madde
239- Amme Alacaklarının Tahsili Kanunu
hükümlerine göre yapılacak tutuklamalarda polis kendi emniyetinin korunması
veya gösterilecek karşı gücün kırılması halleri dışında kelepçe kullanamaz.
Madde
240- Sevk edileceklerin ileri sürecekleri sebep
ve bahaneler ne olursa olsun sevk olunacakları yerden başka yerlere
uğramalarına, yollarda ötekiyle berikiyle temasta bulunmalarına veya işaretleşmelerine
ya da herhangi bir şey alıp vermelerine izin verilemez.
Madde
241- Sevk edilenlerin birbirlerinden
ayrılmalarına, ileri geri kalmalarına, gürültü patırtı etmelerine, itişip
kakışmalarına, hızlı yürümelerine ya da ağır hareket etmelerine meydan
verilmez.
Madde
242- Kelepçeler biri güçlü, diğeri zayıf olmak
ve güçlünün sağ bileği kelepçeye geçirilmek suretiyle takılmalıdır.
Kelepçelerin gevşetilerek bir firar girişiminde bulunacağı olasılığı sevk
eden memur tarafından daima göz önünde tutularak işin bu yanı kontrol
edilmelidir.
Madde
243-
Sevk işleri; sevk edenin sevk edilenleri bir adım arkadan takip etmek
suretiyle yapılır. Sevke memur olanların sevk edilenlerin önünden veya
yanlarından yürümeleri yasaktır. Ancak kafile halinde sevkiyatta yanlarda ve
gerektiği takdirde önlerde de memur bulundurulabilir.
Madde
244- Sevk edilenlerden birinin kaçması halinde
memur tek ise düdük çalmak, “tutun, yakalayın” diye bağırmak sureti ile
halktan yardım ister ve aynı zamanda vakit kaybetmeksizin diğerlerini en
yakın nokta veya karakola teslim ettikten ve firarinin kaçtığı istikametteki
polis birimlerini olaydan haberdar etmelerini temin ettikten sonra takibine
koyulur. Birden fazla memurla sevklerde biri veya bir kaçı takibe koyulur.
Diğerleri sevke devam ederler.
Madde
245- Siyasi suç sanıklarının toplu olarak
sevkleri kapalı nakil araçları ile yapılır. Bu araçlarda ve yol boyunda
kuvvetli güvenlik tedbirleri alınır.
Madde
246- Saldırılarından ve kaçmalarından ciddi
şekilde endişe edilenler dışında, kelepçeli ya da kelepçesiz, bir memura
dörtten fazla kişinin sevki verilmez.
Madde
247- Kaçak sayılan hallerde sevk evrakına
“Dikkat, kaçar” veya “Suçu önemlidir” gibi uyarı işaretleri konur.
Madde
248- Namuslu ve herkesçe tanınan kimselerle
kadınların zararsız suçlarından dolayı sivil polis tarafından sevkleri tercih
olunur.
Madde
249- Sevk görevi yapanlara, sevk edileceklerin
hangi sebeplerden dolayı elde tutulduklarından ayrıntılı bilgi verilir.
Madde
250- Sevk postasının karakoldan hareketiyle teslim
edecekleri yere varışları arasında geçecek zaman karakol amiri tarafından
hesaplanmalı ve hareket saati tespit edilerek bir gecikme meydana geliyorsa
hemen sebebi araştırılarak sevkin bu bakımdan da güven içinde yapılması
sağlanmalıdır.
Madde
251- Bu Yönetmelikte ayrıca söz edilmediği
durumda üst tabirinin kapsamına amirler ve karakol tabirine de merkezler
dâhildir.
Madde
252- Ayrıca bir hüküm bulunmadığı hallerde
disiplin kısmındaki hükümler bütün polis mensupları hakkında uygulanacaktır.
Madde
253-
Bu Yönetmelikte yazılı olan emirlere aykırı hareket edenler veya
yükümlülüklere uymayanlar hakkında özel kanunlarla ayrıca ceza konulmamış
durumlarda Emniyet Teşkilatı Mensuplarına Verilecek Disiplin Cezalarına Dair
Tüzük’ün 2’nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.
Madde
254- Tersi usulen kanıtlanmadıkça veya fiilin
maddeten icra ya da ihmali mümkün görülmedikçe soruşturmayla belgelenmesine
imkân bulunmayan disiplin kusur ve kabahatleri hakkında üstün bizzat
gözlemine dayanarak verdiği rapora itibar olunur.
Madde
255- Karakol teşkilatı kısmında yapılması
istenen yeniliklerin ve değişikliklerin Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren en geç altı ay içinde tamamlanması gerekir.
Madde
256- İş bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına
bildirimi alma tarihinden itibaren başlanacaktır. Ve uygulama tarihi iki
nüsha tutanakla tespit edilerek bunlardan birisi Yönetmeliğe bağlanacak,
diğeri de Bakanlığa gönderilecektir.
|