Bizim kuşağımız 1960 askeri müdahalesinde beş altı
yaşlarındaydı.
1961 Anayasasının getirdiği hürriyet rüzgârıyla devam eden 20
yıl özgür geçti. Fakat köy enstitülerinin kapatılıp imam hatip okullarının
devreye girmesiyle, Perşembenin gelişi Çarşambadan belli oldu.
Sonra ikinci 20 yıl, 1980 askeri müdahalesiyle başladı. Dört
yıl sonra bölücü terör hortladı. Ülkede istikrar daha da bozuldu. Özgürlük ve
güvenlik ortamından uzaklaşıldı. Kendini devlet başkanı ilan eden Kenan Evren
meydanlarda babasının hoca olduğunu söyleyerek dinci bir tablo çizdi. Ardından
Turgut Özal, ANAP oyları eridikçe Allah’ın ipine sıkı sıkı sarılın demeye
başladı. Meğer birinci 20 yıldan itibaren içimize enjekte edilen bir virüs,
bizi yavaş yavaş etkisi altına almaya başlamış bile.
Sonra üçüncü 20 yıl başladı. Artık 2000’li yıllara girmiştik.
Virüs iyice palazlandı. İktidara iyice bulaştı. Epeyce iktidarla beraber
yürüdü. Tam sollayıp geçerken bir cep telefonu peydahlandı. Hep savaşlarda ve
seçimlerde hatırlanan Türk halkı bu defa sokağa çağrıldı. O necip Türk milleti,
kendisinden imdat bekleyenleri bulundukları zor durumdan kurtardı.
Sonuçta Büyük Atatürk’ün dediği yere gelindi:
“Çok değil yüzyıla
kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki, bazı kişiler bazı cemaatlerle bir
araya gelerek … sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde
birbirlerine düşeceklerdir.” (1927)
Başka ne denilebilir ki…
1961 Anayasasının getirdiği özgürlük ortamını bizzat
yaşadığımız için şimdiki virüslü hayat göğsümüzü daraltıyor.
Sonuç
Fetö ve Adnan Oktar’cılar mercek altına alındı. Menzilciler,
Süleymancılar, Nakşiler, İsmailağacılar, İskenderpaşacılar, Cübbeciler,
Müslümcüler, Kurdoğlucular, Okuyucular, Yazıcılar...
Ekran maymunları, cenazeciler, mezarlıkçılar…
Ve her mahallede mantar gibi çoğalan din istismarcıları...
Hepsine yakını, Allah ile kul arasına burunlarını uzatan
birer Fetö adaylarıdır. Yüce Kur’an ücreti yasaklamasına rağmen çok azı dışında
tamamı para için dini kullanırlar.
Fatiha suresindeki “İyya kenabudu ve iyya kenestain” lafını
iyi biliriz:
“(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım
dileriz.”
Allah dururken her biri Fetö sevdasındakilere kulluk etmek ve
onlardan yardım dilemek Allaha ortak koşmaktır, şirktir.
O halde hep beraber kendi bünyemizdeki virüsü kendimiz
temizleyelim. Onlara değil, kılavuzumuz kutsal kitaba yönelelim.
Işık, sevgi, selam ile…
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder