12 Aralık 2018 Çarşamba

DİNE VİRÜS KARIŞIRSA

Bizim kuşağımız 1960 askeri müdahalesinde beş altı yaşlarındaydı.
1961 Anayasasının getirdiği hürriyet rüzgârıyla devam eden 20 yıl özgür geçti. Fakat köy enstitülerinin kapatılıp imam hatip okullarının devreye girmesiyle, Perşembenin gelişi Çarşambadan belli oldu.
Sonra ikinci 20 yıl, 1980 askeri müdahalesiyle başladı. Dört yıl sonra bölücü terör hortladı. Ülkede istikrar daha da bozuldu. Özgürlük ve güvenlik ortamından uzaklaşıldı. Kendini devlet başkanı ilan eden Kenan Evren meydanlarda babasının hoca olduğunu söyleyerek dinci bir tablo çizdi. Ardından Turgut Özal, ANAP oyları eridikçe Allah’ın ipine sıkı sıkı sarılın demeye başladı. Meğer birinci 20 yıldan itibaren içimize enjekte edilen bir virüs, bizi yavaş yavaş etkisi altına almaya başlamış bile.
Sonra üçüncü 20 yıl başladı. Artık 2000’li yıllara girmiştik. Virüs iyice palazlandı. İktidara iyice bulaştı. Epeyce iktidarla beraber yürüdü. Tam sollayıp geçerken bir cep telefonu peydahlandı. Hep savaşlarda ve seçimlerde hatırlanan Türk halkı bu defa sokağa çağrıldı. O necip Türk milleti, kendisinden imdat bekleyenleri bulundukları zor durumdan kurtardı.
Sonuçta Büyük Atatürk’ün dediği yere gelindi:
“Çok değil yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki, bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek … sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir.” (1927)
Başka ne denilebilir ki…
1961 Anayasasının getirdiği özgürlük ortamını bizzat yaşadığımız için şimdiki virüslü hayat göğsümüzü daraltıyor.
Sonuç
Fetö ve Adnan Oktar’cılar mercek altına alındı. Menzilciler, Süleymancılar, Nakşiler, İsmailağacılar, İskenderpaşacılar, Cübbeciler, Müslümcüler, Kurdoğlucular, Okuyucular, Yazıcılar...
Ekran maymunları, cenazeciler, mezarlıkçılar…
Ve her mahallede mantar gibi çoğalan din istismarcıları...
Hepsine yakını, Allah ile kul arasına burunlarını uzatan birer Fetö adaylarıdır. Yüce Kur’an ücreti yasaklamasına rağmen çok azı dışında tamamı para için dini kullanırlar.
Fatiha suresindeki “İyya kenabudu ve iyya kenestain” lafını iyi biliriz:
“(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.”
Allah dururken her biri Fetö sevdasındakilere kulluk etmek ve onlardan yardım dilemek Allaha ortak koşmaktır, şirktir.
O halde hep beraber kendi bünyemizdeki virüsü kendimiz temizleyelim. Onlara değil, kılavuzumuz kutsal kitaba yönelelim.
Işık, sevgi, selam ile…


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder