30 Temmuz 2011 Cumartesi

GELECEĞİMİZ GEÇMİŞİMİZLE GÜZELDİR

Gerileme döneminde gerçekleştirilmeye çalışılan birtakım ıslahat hareketleri iç güvenlik yapılanmasında da rol oynamıştır. Bunun sonucu olarak kuruluşumuzun gerçekleştiği 1845 yılı, polis teşkilatının başlangıç miladı olarak kabul edilir.
1930’lu yıllar polis teşkilatının ikinci milat yıllarıdır. 1934 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, 1937 yılında Emniyet Teşkilatı Kanunu kabul edilmiştir. Yine Büyük Önder Atatürk’ün emriyle 1937 yılında bugünkü adıyla polis akademisinin kuruluşu gerçekleşirken 1938 yılında polis koleji öğretime başlamıştır.
Polis teşkilatının üçüncü milat yılı ise 2001 yılında polis akademisinin YÖK’e bağlı bir üniversiteye dönüştürülmesidir. Polis akademisi, polis amiri yetiştirme misyonunun yanı sıra bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık hizmetleri yapan özerk bir kuruluş haline gelmiştir. Artık bünyesinde güvenlik bilimleri fakültesi, güvenlik bilimleri enstitüsü ve polis meslek yüksekokulları vardır.
Güvenlik bilimleri fakültesinde polis yöneticileri bilgi ve beceri ile donatılacaktır.
Güvenlik bilimleri enstitüsünde -kısaca özetlemek gerekirse- lisansüstü eğitim öğretim yapılacak, bilimsel araştırma, inceleme ve yayın faaliyetlerinde bulunulacak, güvenlik personeline ihtiyaç duyduğu alanlarda uzmanlık ve yönetim nosyonu kazandırmak amacı ile eğitim öğretim verilecektir.
Polis meslek yüksek okullarında da emniyet teşkilatına ilk kademe personel yetiştirilecektir.
Böylesine önemli bir sorumluluğu üzerinde taşıyan bizim üniversitemiz, bilginin “bilimsel” kılınmasında iddialı duruma gelmiştir. Bilgi çağındaki bilgi, bilimsel değilse bilgi olarak değer göremez. Bu nedenle iç güvenliği sağlamakla görevli teşkilatımızın her hamlesinde polis akademisinin izleri olmak zorundadır. Vatandaşın güvenliği konusunda atılacak adımların üniversitemiz bilgi laboratuarlarında süzgeçten geçirilerek uygulamaya konulması kuşkusuz büyük ilerlemeler kat etmemizi sağlayacaktır. Zira güvenlik personeline ihtiyaç duyduğu alanlarda uzmanlık ve yönetim nosyonu kazandırmak üniversitemizin ana amacıdır.
1937’lerde başarılı başkomiserleri bir yıl eğiterek emniyet amirliğine yükselten polis enstitüsü, bu defa 1941 yılında ilk mezunlarını veren polis koleji öğrencilerini bünyesine kabul etmiştir. Amaç; polis teşkilatına amir yetiştirmektir.
Üniversite kimliğimiz ise çok yenidir. Henüz yedi yıllıktır. İç güvenliği sağlama ve vatandaşa güven duygusu aşılama yönünde önemli rol oynamaya devam edecektir.
Polis akademisinin başarısının, geçmişte mezun ettiği değerlere önem verip vermemesiyle yakından âlâkalı olduğu değerlendirilmektedir. Bugün bu değerlerin dosyaları, arşiv raflarında gözden ve gönülden uzak biçimde biraz hüzünlü, biraz sitemkâr olarak bizleri izlemektedir. Ziyaretçisini bekleyen kader mahkumu gibi..
İçinde bulunduğumuz ‘bilgi çağı’nın simgesi durumundaki bilgisayar, bugün teşkilatımızın bütün kademelerinde yer bulmuştur. Polis akademisi yönetiminin, Emniyet Genel Müdürlüğü arşivlerindeki dosyaları mümkün olabildiğince dijital ortama aktararak geçmişteki büyüklerine bağlılıklarını bildirmeleri bir vefa borcu olarak değerlendirilmektedir.
Emekli ya da herhangi bir şekilde meslekten ayrılan polis akademisi mezunlarının dosyaları, kimi özel bilgilerden arındırıldıktan sonra, yıl içi ödevi olarak güvenlik bilimleri fakültesi öğrencilerine zimmetle verilmelidir. Fakültedeki ya da güvenlik bilimleri enstitüsündeki değerli eğitimcilerimizin nezaretinde dosyalarda takip edilecek kıstaslar belirlenmeli, her öğrenciden belirlenen formatta dosyaların bilgisayar ortamında yeniden tanzimi istenmelidir. Bazı bilgiler bizzat yeniden yazılarak, bazıları ise dijital ortamda taranarak arşivlerdekinin yerine ‘gülen dosya’lar yaratılmalıdır.
Günden güne dosyalar içinde kaybolacak ya da yıpranacak diye kaygı yaşamak yerine geçmişteki büyüklerimizin anısına saygı göstermenin bir borç olduğu bilinmelidir. Bugün en fazla yakınlarının sosyal tesislerimizden yararlanmaları için lazım gelen evraka ulaşmak için arşive inilerek dosyalarına bakıldığı bilinmektedir. Oysa bu büyük değerlerimiz bize bir ‘tık’ kadar yakın olurlarsa biz de bizden sonrakilere o kadar yakınlaşmış oluruz. Onlara ne kadar çok değer verirsek gelecek için yatırım yapmış oluruz.
Zira zaman çok çabuk geçiyor. Polis akademisinin ilk mezunlarından kimilerinin hayatta olduğunu duymak bizleri çok memnun ediyor. Bugün yakın gibi gözüken 1937’ler, 1938’ler yarın gecikmiş bir tarih olarak karşımıza çıkabilir. Pişmanlık duygusuna kapılmamamız için elimizi çabuk tutmamız gerekir.
Dosyaların bilgisayar ortamına aktarılması halen çalışanlar için zamandan tasarruf sağlar. Tüm mezunları bir arada görebilmemiz mümkün olur. Önemli mertebelere yükselmiş olan büyüklerimiz gelecektekilere motivasyon unsuru oluşturur. Şehitlerimizin, görev malûllerimizin ve emeklilerimizin hatıraları bu sayede yaşatılır.
O dosyalarda nice acı tatlı anılar vardır. Belki de iç güvenlik alanında daha büyük hamleler yapmamızı gerektirecek normları bu dosyaların içinde yakalayabiliriz. Belki ders çıkarabilecek çok şeyler bulabiliriz.
Geçmişe saygı, geleceğe yapılan bir yatırımdır. Bu nedenle geçmişte teşkilatımıza emek veren polis akademisi mezunlarının dosyalarının bilgisayar ortamına aktarılması bilimsel bilgi üretme merkezimizden beklentimizdir. (2008)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder