30 Temmuz 2011 Cumartesi

MAAŞLARIMIZ NASIL YÜKSELİR

Ülkede ve dünyada meydana gelen olaylar genelde televizyonlar ya da gazeteler aracılığıyla halka duyurulur. İnsanların ilgisini çekeceğine inanılan acı ve tatlı yaşanmış olaylar izleyicilerle ya da okurlarla paylaşılır. Günümüzde internet siteleri de bu anlamda etkin bir iletişim aracı olarak dikkati çekmektedir.
Öyle ki bu tür yayın organları halkın ilgi duyacağı olayları takip etmekte, en çok izleyici ya da okur elde etme yarışına girmektedirler.
Bir köpeğin adam ısırdığına ilişkin haber yerine, adamın köpeği ısırdığı yönünde haber yapılması yayıncılar için bir yöntem biçimi olabilmektedir.
Bazen gazetelerin ilk sayfalarında iç karartan haberler vardır. Buna karşılık arka sayfalarda açık giysili fotoğraflara yer verilerek denge sağlanmak istenir.
Bu durum, çalışanların aylık ücretleri için de geçerlidir. Yayın organlarının, çalışanların maaşlarıyla ilgili haberleri okurlar ve izleyiciler tarafından ilgiyle karşılanır.
Özellikle aylıklarda iyileştirmelerin yapılacağı yönünde bilgiler varsa çalışanlar, gelecek konusunda yeni planlar yapmaya başlarlar. Küçük de olsa hayal ettikleri bazı projeleri yaşama geçirme gayreti içine girerler. Hatta bu durum esnafı bile ilgilendirir. Zira daha çok satış yapacaklarını düşünürler.
Son zamanlarda polislerin maaşlarında iyileştirmeler yapılacağı yönünde haberlerin varlığı dikkati çekmektedir. Moral değerler yüksek tutularak hizmette verimin artırılması hedeflenebilmekte, bazen de duygu sömürüsü yapılabilmektedir.
Şurası bilinmelidir ki maaşlarda herkesi memnun edecek ciddi bir artış sağlanması hiç de kolay bir iş değildir.
Gerçi Anayasamız “Ücret emeğin karşılığıdır” ifadesini buyurmaktadır. Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler başlığı altındaki 55’inci maddede “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmünü getirmiştir.
Burada görünen amaç; ülke düzeyinde çalışan bütün personelin ücretlerinde adaletin sağlanmasıdır.
Hissedilen amaç ise; maaşlarda doygunluğun elde edilmesidir.
Günümüz çalışanlarına bakıldığında böyle bir memnuniyetten söz edilmesi mümkün görülmemektedir.
Zaten Anayasamız da bu durumun mümkün olamayabileceğini göz önünde bulundurmuş ve 65’inci maddede: “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir” diyerek sınırlardan söz etmiştir.
Akla şu soru gelmektedir: Maaşlarda genel anlamda ferahlatıcı bir iyileştirme yapılamıyorsa lokal anlamda ücret artışları olmamakta mıdır? Ya da olamaz mı?
Zaman zaman bazı Bakanlık üst düzey görevlileri öne çıkarak birlikte çalıştıkları personelin zor durumunu daha üst yetkililere ısrarla iletmiş ve maaş artışları sağlamışlardır. Günümüz çalışanları bunun örneklerini görmüştür.
Bakanlık, Müsteşarlık ya da Genel Müdürlük üst düzey görevlileri, kendilerinden yukarıdaki yönetime bir adım daha yakındır.
Geçmişte başka birimlerde nasıl hatırı sayılır iyileştirmeler sağlanabilmişse bugün görev yapmakta olan emniyet teşkilatı çalışanları da kendi üst düzey görevlilerinden bu tür hamleleri yapmayı beklemektedirler.
Çünkü bugün görev yapan emniyet teşkilatı çalışanımızın başarıları yadsınamaz. Dolayısıyla bu iyileştirmeleri hak etmektedir. Genel Müdürümüzün ifade ettiği gibi Türkiye, olayları çözmede dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. İnterpol rakamlarına göre Kanada'da yüzde 24, Almanya'da yüzde 40, Avusturya'da yüzde 45 oranında olaylar çözülüyorken bu oran ülkemizde yüzde 66’dır.
Bugün teşkilatımız içerisinde özlük sorunlarımızı yukarıya taşıyacak -taşımanın ötesinde hissettirecek- çok değerli yöneticilerimiz mevcuttur.
Şimdi ikiyüzbin personelimizin gönül gözü bu yöneticilerimizin üzerindedir.
Haydi hayırlısı..

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder