30 Temmuz 2011 Cumartesi

POLİS YERİNDE AĞIRDIR

Emniyet teşkilatında çalışanlara verilen disiplin cezaları, Devlet Memurları Kanununda belirlenenlere göre daha ağır hükümler içermektedir. (Bkz. “Ne Olacak Bu Halimiz”, Erol Özdemir, http://www.sucveceza.com/yazi-616.html)
Öteki devlet memurlarına göre polise daha ağır cezaların öngörülmesinde ne tür bir amaç güdüldüğünü bugünkü çalışanlara aktarmak zor olmaktadır. İnsan hakları, adalet ve eşitlik gibi kavramların günümüzde ön plana çıkması, öte yandan AB normlarına uygun bir standardı hedefliyor oluşumuz buradaki zorluğu daha da artırmaktadır.
Polis, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğündeki cezalarda yaşadığı bu sıkıntının bir benzerini de atama ve yer değiştirmelerde yaşamaktadır. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine göre poliste iki ana hizmet bölgesi belirlenmişken aynı Bakanlığa bağlı Mülki İdare Amirleri Atama, Değerlendirme ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde iller dört sınıfa, ilçeler altı sınıfa ayrılmıştır.
Görüldüğü üzere hem cezalarda, hem de yer değiştirmelerde polis aleyhine ciddi sınırlamalar yaşanmaktadır.
Cezalarla inisiyatif azaltılmış, yer değiştirmelerle de alan daraltılmıştır. Bu durumun yaratacağı sonucun, polisi psikososyal yönden etkileyeceği varsayılmaktadır. Ancak bu varsayımın sınanması yönünde geniş çaplı, ciddi bir araştırmanın mevcut olmadığı bilinmektedir.
Gözlemlerimize göre cezalar ve yer değiştirmeler konusunda emniyet teşkilatı çalışanları mutlu değildir. Bunu, idari yargıya yapılan başvuruların çokluğundan da anlamak mümkündür.
Bugün ülkemizdeki polis amirleri, dünyanın en iyi eğitim alanları arasında gösterilmektedir. Keza polis memurlarımız da artık tümüyle yüksek okul bitirmektedirler.
Bu yönüyle irdelendiğinde cezalarda ve yer değiştirmelerde polisin, öteki çalışanlarla benzer bir yapıya büründürülmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bilinmelidir ki bunun aksi polise daha büyük bir cezadır.
İki ana hizmet bölgesi olmasına rağmen emniyet teşkilatı mensupları en çok yer değiştiren hizmet sınıflarından birini oluşturmaktadır.
Sık yapılan bu tayinler personelin ve ailesinin sosyal yapısını ve moral değerlerini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca hizmette verimin düşmesine yol açmaktadır.
Yönetmelik, polislerin merkez nüfusu bir milyondan az şehirlerin nüfusuna kayıtlı olması veya böyle bir şehirde doğması halinde o yerde çalışamayacağını belirtmektedir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi bugünün eğitimli ve donanımlı polisleri güvenlik alanında halka hizmet götürdüklerinin bilincindedirler. Doğduğu ya da nüfusa kayıtlı olduğu yerde yanlış davranış içine girenler karşılaşacağı müeyyideleri idrak edebilmektedirler. Bu itibarla bir milyon nüfus şartının yüz binlere düşürülmesinin, sonra da tümüyle kaldırılmasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
Yönetmelik, atandığı ilde evlenen personelin üç yıla kadar bu ilde görev yapabileceğine izin vermektedir. Bu hoşgörüden hareketle eşinin nüfusa kayıtlı olduğu yerde tümüyle çalıştırılabilmesi de mümkün olabilmelidir diye düşünülmektedir. Üç yıla kadar iyi niyetle çalışacağına güven duyulan personelin, üç yıldan sonra da kişiliğine ve meslek adabına yakışır şekilde hareket edeceğine inanılmalıdır.
Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin, öğrenim konusunda personel lehinde düzenlemeler içerdiği bilinmektedir. Özellikle personelin kendisinin ya da eşinin öğrenimi için “hizmet ihtiyacının elverdiği ölçü” konusunda çok daha fazla cömert davranılması gerektiği kıymetlendirilmektedir. Çünkü ülkemizin eğitim olgusuna çok ihtiyacı vardır ve bu konuda fedakârlık yapmama gibi bir lüksü bulunmamaktadır.
Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin amacı; personelin atama ve yer değiştirme işlemlerini, hizmetin gereklerine uygun, dengeli ve objektif kurallara bağlamaktır. Buradaki “dengeli”likten, adillik ilkesi anlaşılmaktadır.
Bu konuya paralel olarak bazı yerler için az sayıda talipli personel varken bu gibi yerlerde hâlihazırda çalışan personel, tespit edilmiş süre kadar çalıştığı için başka yere tayin edilebilmektedir. Talebin az olduğu bu gibi yerlerde gönüllü olarak fazla çalışmak isteyen personel varsa bu personel yerinde bırakılabilmelidir. Yüz göz olma gibi bir sebeple hizmette aksamalara yol açılırsa bunun zararları konusunda personel eğitilmelidir. Böylece tayin trafiği bir miktar azaltılmış olur.
Unutulmamalıdır ki, taş yerinde ağırdır. (2008)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder