13 Haziran 2011 Pazartesi

1976’LILARIN İKİNCİ BULUŞMASI ANTALYA’DAYDI

Polis akademisi 1976 yılı mezunları olarak geçen yıl Ankara’da “30’uncu Yıl Anılarla Buluşma Toplantısı” düzenlemiştik. Akademiyi bitireli 30 yıl olmuştu. Bu nedenle 30 Haziran gününü seçmiştik. Üstelik 30 Haziran, bizim mezuniyet günümüzdü.
30’uncu yıl buluşması çok güzel ve çok heyecanlı geçtiği için sonraki yıllarda tekrarlanması kararlaştırılmıştı.
Biz Ankara toplantısından sonra yapacağımız ilk toplantının, devre arkadaşımız Feyzullah ARSLAN’ın il emniyet müdürlüğü yaptığı Antalya’da olmasına karar verdik.
Tarih olarak yine Haziran ayının sonunu seçtik.
Hemen bir düzenleme komitesi oluşturduk.
Programı hazırlayıp davetiyeleri devre arkadaşlarımızın adreslerine postaladık.
Davetiyelere “Zaman çok çabuk geçiyor. Hayat, ertelemeye gelmez. Yeniden hatıralarımızı canlandırmak amacıyla Antalya’da buluşmaya karar verdik. Sevgi ve hürmetle bekliyoruz” notunu düştük.
Programımız zengindi.
Cuma akşamı Antalya polisevinde karşılama ve kokteyl kararlaştırıldı. Bu sırada geçen yıl buluşmasına ait fotoğraflar projeksiyon makinesinden görüntülendi.
Ardından topluca yemeğe geçildi. Antalya’nın çok seçkin müzisyenlerini dinledik. Fevzi Erdoğan, başmümessil sıfatıyla yoklama yaptı. Herkesi tek tek sahneye çağırdı. Tam 30 devre arkadaşımız Antalya’daydı. Eş ve çocuklarla beraber toplam sayımız ise 66 idi.
Gelemeyen kimi arkadaşlar duygularını telefon ederek paylaştılar. KKTC Polis Genel Müdürü devremiz Günay Ozan ile Sınıf komiserliğimizi yapan emekli emniyet müdürü Yalçın Özbakır ve Bolu il emniyet müdürü Mehmet Yazıcı telgrafla mazeretlerini bildirdiler.
Gelen devre arkadaşlarımızdan harf sırasına göre ilk sırada Ahmet Kılıç vardı. Sonra sırasıyla Ayhan Pamuk, Cemalettin Çağdaş, Cevat Çolak, Emrullah Akçaoğlu, Erbay Günay, Erol Özdemir, Fahri Soysal, Faruk Tonya, Fevzi Erdoğan, Feyzullah Arslan, Hasan Bentaşan (KKTC), Hüseyin Kibrit (KKTC), İhsan Tuğrul, İrfan Banaz, İsmail Hakkı Özpakcan, İsmail Kabatay, Kemal Parmaksız, Mehmet Atılgan, Mehmet Aydın, Mehmet Özbek, Mehmet Uyar, Murat Karcıoğlu, Necmettin Seymen, Nevzat Değirmencioğlu, Nurosman Deliloğlu, Orhan Gazi Öztürk, Recep Cin, Sırrı Güçlü, Zafer Tuna Antalya buluşmamızda yer alan öteki devre arkadaşlarımızdı.
Geçen yılın sürprizini, uzun zamandır göremediğimiz Selçuk Konuk yapmıştı. Yine İsmet Bilgin kardeşimiz ta Rusya’lardan toplantımıza katılmıştı.
Bu sene ise yine uzun zamandır göremediğimiz İsmail Kabatay ve Cevat Çolak bizimleydi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelen devrelerimiz Hasan Bentaşan ve Hüseyin Kibrit’te bizi en çok sevindiren arkadaşlarımız oldu.
Bu buluşmamıza ait görüntüler yine kayıtlara alındı. Birer anı olarak onları saklayacağız ve ömrümüz oldukça o yıllara giderek hatıralarımızı canlı tutmaya çalışacağız.
Cumartesi günü Antalya Alanya arası gezi düzenledik. Gezi otobüsümüz bizi öncelikle Antalya Cumhuriyet alanına götürdü. Buradaki tören sonrası topluca anı fotoğrafı çektirdik. Ardından Antalya ile bütünleşmiş olan Düden ve Kurşunlu şelalelerini gezdik.
Bir sonraki uğrak yerimiz Aspendos antik tiyatrosu oldu. Diğer adı da Belkıs. Bir rivayete göre Aspendos kralı, en büyük eseri yapan kişiye kızı Belkıs’ı verecektir. Ama iki muhteşem eser yapılmıştır. Biri tiyatro, diğeri uzaktan şehre su getiren su kemerleri. Tercihte zorlanan kral, kızı ikiye bölerek yarısını tiyatroyu yapan mimara, diğer yarısını da su kemerlerini inşa edene verir. Tiyatro sahnesinin üst kısmında yarım bir kız figürü vardır. Aynı kızın bacaklarının ise su bentlerini ifade ettiği rivayet edilir.
Alanya kalesini gezdiğimizde sıcak had safhada idi. Ama az sonra Damlataş mağarasında serinledik.
Yorgunluk kahvelerimizi Kafe 155’te yudumladık. Kafe 155, Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğünün eski hizmet binasının olduğu yerdi. Özellikle akşam saatlerinde turistlerin ilgi gösterdikleri bir mekândı.
Manavgat şelalesini dönüş programımıza almıştık. Başta Ankara olmak üzere suların azaldığı ülkemizde biraz sonra boş yere denize dökülen Manavgat çayı bizi düşündürüyordu.
Manavgat İlçe Emniyet Müdürü Hakan Kırca, Manavgat etkinliğimiz boyunca hep bizimleydi. Hakan’ı, Ayhan Pamuk devremiz daha önceden tanıdığını söyledi. Bize de “Bu kardeşimizi iyi tanıyın” dedi. Daha sonra onun rehberliğinde Side antik kentini gezdik.
Pazar etkinliğimiz tekne turuydu. Grup olarak yat limanına geldik. Önce Düden çayının denize döküldüğü falezleri gördük.
Bir gün önce karadan gezdiğimiz Antalya, denizden görüntüsüyle de muhteşem bir kentti. Sonra Topçam’a gittik. Çaltıcak koylarında demirledik. Öğle yemeğimizi teknede yedik. 2008 yılında yapacağımız toplantı yerini Bursa olarak bu tekne gezintisi sırasında kararlaştırdık.
Ege’de yapılan günlük yat gezintilerinde animasyonlar gerçekleştirilmekteydi. Bu usül, Antalya’da uygulanmıyormuş. Ama grubunuzda Ayhan Pamuk gibi bir anı ve fıkra üstadı varsa, ya da Nevzat Değirmencioğlu gibi bir gösteri adamı mevcutsa ne yapalım başkalarının şovunu. Harikaydılar. Yüreklerine sağlık diyoruz.
Bu tekne gezintisiyle birlikte üç günlük devre buluşmamız sona eriyordu. Antalya emniyet müdürü Feyzullah Arslan veda konuşmasında, “Tatiline devam etmek isteyen arkadaşlarımız Antalya’da kalabilirler. Antalya olarak şu anda bir buçuk milyon insanı ağırlıyoruz. Size de yerimiz vardır” diyerek misafirperverliğini yine gösterdi. Seçim atmosferine girdiğimiz yoğun iş ortamında elinden geldiğince biz devreleriyle birlikte oldu.
Gezimize medya da ilgi gösterdi. Alanya’da Yenigün, Körfez, Antalya, Manşet ve Akşam Akdeniz gazeteleri 2 ve 3 Temmuz günlü sayılarında bizimle ilgili haberleri fotoğraflı olarak yayınladılar.
Aslında bu tür devre toplantıları çok faydalı olmaktadır. 1969’lular, en çok buluşan devre olarak dikkati çekmektedir. 1975’liler küçük gruplarla da olsa bu toplantıyı gerçekleştiren devredir.
1977’liler, bizimle aynı hafta Sinop’ta devre toplantısı düzenlediler.
1980’liler de yakın bir geçmişte Bolu’da bir araya geldiler.
Bu tür etkinlikler ile bir süre de olsa insan; Tayin, Terfi, Özlük sıkıntıları ile Çalışma Saatlerinin (TTÖ/ÇS) olumsuzluklarını unutmakta, stresten uzak birkaç gün geçirmektedir.
Ama işin özü şudur: Devre toplantıları anlatılmakla anlaşılmaz. Devre toplantılarını bizzat yaşamak gerekir. (2007)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder