12 Haziran 2011 Pazar

TOPLUMSAL İLLET KUMAR VE ÖNLEME YÖNTEMLERİ

Kişinin ruh sağlığı, aile birliği ve aile ekonomisi üzerinde olumsuz etkilere yol açan kumar davranışı, tarihin çok eski çağlarından beri süregelmiştir. Öyle ki bu olumsuz sonuçlar, kamu düzenini ve kamu ekonomisini de bozguna uğratarak zamanla toplumun tümünü etkiler duruma gelmiştir.
Başlangıçta basit gibi görünen, ancak ayrıntılarıyla incelendiğinde insan yaşamı üzerinde olumsuz sonuçlara yol açan bu hastalık, insanların toplumsal yaşama başlamalarıyla geçerlik bulmuştur.
Her ne kadar bedensel gelişmeyi sağlamak ve eğlenmek amacıyla yeni yeni oyunlar geliştirilmiş ve boş zamanlar değerlendirilmek istenmişse de çok geçmeden “güç” unsurunun yerini “şans” kavramı almıştır. Böylece güçlünün egemenliğine son verilerek, şans öğesiyle eşitlik sağlanmak istenmiştir.
İnsanlar ilk çağlardan beri belirli bazı olayların doğru olup olmadığı yönünde karşılıklı iddialara tutuşmuşlar ve bunun sonucunda da zaman zaman yaşamlarını ortaya koymuşlardır. Kumar davranışının hangi ulusça ve ilk kez ne zaman başladığını tespit etmek mümkün olamamaktadır. Bunun nedeni, kumarın övünülesi bir alışkanlık olmamasıdır. Uyuşturucu maddelerde de durum böyledir.
Kumar alışkanlığı kişisel ve toplumsal zarar doğuracak niteliktedir. Kumar oynayanların ekonomik yapı içinde milli üretime katılmayışları, onları bir asalak durumuna getirmektedir. Kumarbazlar ayrıca önemli ölçüde ruh sağlıklarını da kaybetmekle karşı karşıyadırlar.
Zaten para karşılığı oynanan kumar, insanları yoksulluğun ağına düşüren ruhsal bir hastalıktan doğmaktadır.
Bilinçli kimseler bu hastalıktan kendilerini çoğunluk korumayı bilirler, ancak kolay para kazanma hırsı ya da eğlenme arzusuyla kumar alışkanlığı edinenlerin, bu tutkudan kurtulmaları çoğu kere imkânsız hale gelir.
Kumar, kişiyi tembel kılan, onun düşünme yeteneğini çalışamaz duruma getiren, kişinin akıl ve irade gücünü zayıflatan çok zararlı ve tehlikeli bir alışkanlıktır.
Kumar, bu alışkanlığı edineni, haklı kazanç için çalışmanın aydınlık yolundan uzaklaştırır, alın teri ile kazanma mutluluğundan insanı mahrum bırakır.
Kumar; karı-koca, anne-baba, ortaklık, arkadaşlık ilişkilerini de bozabilen kötü bir alışkanlıktır. İşini kaybetmiş, gelir kaynaklarını tüketmiş, ödeyemeyeceği oranda borçlanmış kimselerin belge sahteciliği, kalpazanlık, dolandırıcılık, hileli iflas, rüşvet, irtikâp, ihtilas, hırsızlık, soygunculuk, intihar, cinayet ve ihanet suçlarını işledikleri polis kayıtlarında, mahkeme kayıtlarında ve medyada sıkça görülen olaylardır. Bu durumuyla kumar birçok suçun işlenmesinde “neden” olmakta, giderek toplumun genel ahlakını, aile ve toplum düzenini zedeleyebilecek oranda yaygınlaşabilmektedir. Bu nedenle yönetimin, dolayısıyla polisin kumarla mücadelesi önem kazanmaktadır.
Ancak bütün kumar çeşitleri polisle sorun yaratacak boyutlarda değildir. Oynamayı sevenlerin, sadece zevk için kazanma duygusuna kapılmadan, kaybetme korkusu yaşamadan oyun oynadıkları da görülebilir.
Bu manada kumarı masum kumar ve marazi kumar olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Masum Kumar
Toplumsal kumar diye de anılan masum kumar, hangi oyun aracıyla oynanırsa oynansın, kazanç amacının bulunmadığı oyunlardır. Kibar insanlar tarafından oynandığı ifade edilir. Kazanmak ya da kaybetmek onlar için sadece bir eğlencedir. Çünkü ortada büyük miktarda para yoktur.
Bu tür oyuna katılanlar hiç bir zaman kazanç hırsına kapılmazlar. Şanslarının iyi gitmesi durumunda yüzlerinde bir memnunluk ifadesi vardır. İyi gitmemesi durumunda ise kaybedilen önemli bir şey yoktur. Oynayanlar arasında kumara, hoşça vakit geçirmek için düzenlenmiş bir eğlence gözüyle bakılır. Oyunda sonucun aleyhe dönüşmesi çok önemli değildir. Temyiz Mahkememiz bir kararında kahvehanelerde salt eğlence amacıyla kumar oynanabileceğini bile kabul etmiştir. (30 Haziran 1956)
Kısacası masum kumar, insanlar arasında maddi ya da manevi kayba yol açmaz. Genellikle aile bireyleri arasında oynanır. Oyuncular bilinçli hareket ettiklerinden zararlı kumar alışkanlığına yol açmaz. Dolayısıyla böyle bir ortamda, böyle bir düşünceyle oynanan oyunlar için polisçe yapılacak fazlaca bir şey yoktur.

Marazi Kumar
Para üzerine oynanıp, sonuçta kazananın ya da kaybedenin bulunduğu oyunlardır. Önceden ileri sürülen para ya da malın kendisi ya da katları oranında kazanılması ya da kaybedilmesi söz konusudur. Çoğunluk içerden gelen bir dürtü ile oynanır. Kumarbaz bir oyun karşısında kolayca dürtülerek kumara girişebilir. Bu durum, para bitince ya da dürtü sona erinceye kadar sürer.
Marazi kumarın tedavisi için ilaç yoktur. Grup terapileri ya da ikili görüşmeler yoluyla tedavisine çalışılmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde bu ad altında başvurulacak bir sağlık merkezi yoktur. Çok az bağımlının tedavi görebileceği Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesindeki Alkol ve Madde Bağımlıları Merkezi az da olsa bu amaçla hizmet veren tek sağlık merkezidir.
Marazi kumar bağımlılarının kazanmaktan başka düşünceleri yoktur. Basit düşünürler. Oyun masalarında hırsızlık yapabilecek kadar düşerler. Ateşli bir hastalık içindeymiş gibi yaşarlar. Rüyalarında bile kumar oynadıkları olur. Uyumuş gibi bir görünümleri vardır. İnsan haklarına saygılı değildirler. Toplum yaşamına ve dostluklara sırt çevirmişlerdir. Düşünce alanları, belli noktalarda bilinçsizce odaklaşmış ve oldukça daralmıştır.
Çalışmadan para kazanmak, insanlarda çalışma gücünü yok etmektedir. Bu güçten yoksun kişi artık çalışmaktan hoşlanmayacak ve kazanma hırsıyla sürekli oynayacaktır. Çalışmadan kazanılan para, belli bir emek ürünü olmadığından, sarfında da birtakım ölçüsüzlükler olacaktır. Aynı tutku kişiyi yine oyun masalarına çekecek ve sorumsuzca ortaya sürülen paralar bu kez kısa bir süre için başka bir oyuncuda umut ürünü olarak kalacaktır.
Marazi kumar tutkunlarının düşündükleri tek şey, oyun sonucunu lehlerine döndürmektir. Tüm dikkatleri oyuna yöneliktir. Oyun devam etmekte iken asla meşgul edilmek istemezler. En yakınlarının bile sorularını cevaplandırmazlar. Ahlaki değerleri zayıflamıştır. Kendi kendilerini kontrol edebilme ruhundan yoksundurlar. İyi bir vatandaş olarak nitelendirilemezler.
Psikoanalistler, marazi kumarı, kaynağı çocukluk dönemindeki olaylarda ve heyecanlarda olan kuşkunun dışa açılımı olarak nitelendirmektedirler. Onlara göre kumar sinirsel yapıda bozukluklara yol açmaktadır. Buna çare olarak ise, özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki bastırılmış olay ve iç çatışmalara karşı koyması konusunda bağımlılara yardım edilmesi gerekmektedir.
Aile birliğini bozması ve ailenin ekonomik durumunu sarsması, ayrıca ayıp sayılan bir takım davranışlara yol açması, kumar davranışının cezalandırılması sonucunu doğurmuştur. Kumarbazların milli üretime katılmayışları onları bir asalak durumuna getirmektedir. Kumar, aynı zamanda ahlaka aykırı bir nitelik taşıması bakımından önlenmek istenmiştir. Zira modern ceza hukuku, toplum yararını savunmak görevini de yüklenmiştir. Bu bakımdan, bu değerlere zarar veren bir hareket olan kumarın önlenmesi devletin hukuksal düzen yetkisine girmektedir.

Kumar İlletine Karşı Alınması Gereken Önlemler
Suç, kişilerde görülen uyumsuzluklar sonucu ortaya çıkmaktadır. Hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet, irtikâp, yaralama, öldürme hep bu uyumsuzlukların ürünüdürler.
Konumuzu teşkil eden kumar, hiçbir zaman toplumumuzda bu suçlar kadar tehlikeli boyutlarda görülmemiştir. Türk Ceza Kanununda “kabahatler” bölümünde yer alması nedenlerinden birisi de bu olsa gerek.
Kumar oynayan kişi ilk bakışta, sadece kendisine ya da ailesine zarar getirmektedir. Toplumumuzda, bu gibileri için pek önlem alındığı görülmemektedir. Eşi bile alışmıştır. Çoğu kere canının sağlığını yeterli görmektedir.
Kumarbazlara karşı çevresi de ilgisiz kalmaktadır. Bu, kumarbazın geldiği ortamdan kaynaklanmaktadır. Gözü kara ve her kötülüğü yapabilecek bir izlenim bırakmışlardır. Bu ortamda yetişenler; bu durumu, hayatı sürdürmenin bir gereği olarak görüp, yaşamak için çalmanın, yaralamanın, adam öldürmenin bir zorunluluk olduğunu benimsemiş olabilmektedirler.
Doğaldır ki kumar; gen teknolojisi, yeni enerji kaynakları arayışı, uyuşturucu madde, AİDS, çevre kirliliği, ozon tabakasının delinmesi ve silahsızlanma gibi dünyayı doğrudan ilgilendiren uluslararası sorunlardan biri değildir. Kumar için “çevre” konusunda olduğu gibi gazetelerde tam sayfa ayrılmamakta, adına Bakanlık kurulmamaktadır.
Ne var ki başlangıçta masum bir görünüme sahip kumar davranışının, sonuçları ele alındığında en tehlikeli suçlara kaynaklık ettiği görülmektedir. Kumar alışkanlığının önlenebilmesi ya da en az düzeye getirilebilmesi için yönetime yani polise birçok görevler düşmektedir. Bunun için işe kahvehanelerden başlamak en isabetlisidir.
Bir inceleme, ülkemizde kahvehane nüfusu yaş ortalamasının 20’nin biraz üstünde, yaşam boyu spor nüfusu yaş ortalamasının ise 50’nin çok ötesinde olduğunu göstermektedir. Kahvehaneler sigara dumanından oluşan sis bulutu içerisinde, oturacak sandalyelerin zor bulunduğu, önlerindeki kâğıtlara büyümüş gözlerle bakan, şansı iyi gitmediğinde de sinirlenen, dudağını ısıran insanların barındığı yerler olmuştur. İş ve evden sonra üçüncü adres hüviyetini kazanmıştır. O halde kahvehaneleri kumar oynanan yerler olmaktan çıkarmak kumar oynama alışkanlığı ile mücadelenin ilk çözümü olarak gösterilebilir.
Semt sakinlerinin dinlendiği ve boş vakitlerini değerlendirdiği bir ortam olan kahvehaneler okunabilen yerler de olduğu için zaman zaman “kıraathane” adıyla da anılmaktadır. Böylesine masum bir ortamda en tehlikeli suçlara kaynaklık eden bir alışkanlığın kazanılmasına mani olmak gerekir. Ülkemizde her zaman zoru başarma becerisini gösteren Polisimiz haberalma tekniklerinden yararlanarak sorumluluk alanlarındaki kumar oynanan yerler üzerindeki denetimlerini artırdıklarında sorunun çözümünde önemli bir adım atılmış olacaktır.
Sadece kahvehanelerde denetim yetmez. “Süs Bitkileri Tanıtma Derneği”, “Kanarya Sevenler Derneği” gibi adlarla kurulan dernek lokallerinde de bu davranışın kontrol edilmesi gerekir. Ne yazık ki adını derneğe veren “nesne”nin, çoğu kere dernekle ilişkisinin olmadığı sıkça görülen bir durumdur. Polis, dernekler yasası hükümlerince harekete geçmeli ve işleticilerin muhtemel olumsuz davranışları konusunda önlem almalıdır.
Ancak daha ağır suçların yoğun olduğu yerlerde polisin kumar davranışı üzerine gitmek için ayırabildiği zamanı az olmaktadır. Özel statülü illerin dışında, sadece kumar olaylarıyla mücadele edecek personel ayrılamamaktadır. Genellikle “ahlak” kısmında fuhuş suçuyla birlikte mücadelesine çalışılmaktadır.
Oysa Fransa’da Police de Jeu, ABD’de Caming Control Board adlı ve bu amaçla oluşturulan kuruluş üyelerince bu hastalığın üzerine gidilmektedir.
Kumar oynatarak elde edilen para, uyuşturucu maddelerde olduğu gibi çok kolay bir şekilde rüşvet malzemesi olabilmektedir. Çünkü alın teri olmadan kazanılmıştır. Bu nedenle küçük bir miktarın elden çıkarılmasıyla büyük ölçüde haksız kazanç elde etmek söz konusudur. Kontrol grubunun küçük gelir düzeyinde olması, zahmetsizce kazanç elde eden grup karşısında kolay etkilenmelere yol açabilmektedir. Bu konuda üst yönetimin duyarlı olması, hem personelini, hem de kumar davranışı içerisinde bulunanları kötü alışkanlıklardan kurtarmada en büyük rolü oynayacaktır.
Polis denetimleriyle kumar alışkanlığını önlemeye çalışmak pratik ve etkili yollardan biridir. Ancak bu yöntem, bu davranışı asgari düzeye indirmeye yetmez.
Eğitim ve öğretim, aşı, aile planlaması için yapılanlarda olduğu gibi kampanyalar geliştirilerek, kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Bu kampanyalar basın ve yayın organlarınca da desteklenerek, kumar davranışının kötü bir alışkanlık olduğu sıkça işlenmelidir. Düzenlenecek seminer ve konferanslarla da kamuoyu aydınlatılmalıdır.
Kumar davranışı, ekonomik durum ile de yakından ilgilidir. Kuşkusuz toplumsal refahın artması, kumar olayında azalmalara yol açacaktır. Sağlıklı ve planlı bir ekonomik politika izlenerek milli gelirin artırılması sağlanmalı ve insanlar, şans oyunları sonucu ev veya otomobil beklentisinden kurtarılmalıdır.
Kumar korkunç bir hastalıktır. Ancak ülkemizde kumar bağımlıları için bir hastane yoktur. İstanbul’da Yarış Atları Hastanesinde yılda onbinlerce atın muayene ve tedavisi yapılabilmektedir. Kumar bağımlıları için müstakil bir sağlık merkezi yapılmalı ve bu korkunç hastalıkla mücadele sürdürülmelidir.
Sadece kumar bağımlıları için hizmete sunulacak hastaneler, birçok kumarbazın yeniden normal yaşama dönmelerinde önemli etken olacaklardır. Kumar hastalığının kesin tedavisi yoktur. Bu nedenle faydalı olacağına inanılan ikili görüşmeler ya da grup terapileri bu sağlık merkezlerinde başarıyla uygulanabilir.
Kumar davranışının önlenmesinde ceza unsurunun az ya da çok oluşunun tartışmaları hep yapılmıştır. Kimilerine göre ceza öncesi önlemler lüks görülmüş, çözümün ceza olacağı ileri sürülmüştür.
Ancak görülmüştür ki kumar biçim değiştirerek devam etmiştir. Cadde üzerinde iki kişinin geçen araçların plakalarındaki sayıların tek ya da çift oluşuna göre bahse girmeleri ve bilenin önceden belirlenen parayı alması gibi yöntemler polisi bile hayrete düşürmüştür.
Ceza artırılmasıyla kumar alışkanlığının önlenmesine çalışmak yerine, bu illetin olumsuz etkileri sayılıp dökülerek kamuoyu bilgilendirilmelidir. İnsanların kumar oynamalarına yol açan nedenleri ortadan kaldırma yönüne gidilmelidir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder